Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2828 E. 2020/1492 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2828 Esas
KARAR NO : 2020/1492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/895 Esas
KARAR NO : 2019/598
KARAR TARİHİ: 16/07/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Kuzey Çevre Otoyollarının müvekkili şirket tarafından işletildiğini, davalı şirkete ait araçların geçiş bedeli ödemeksizin anılan yoldan geçiş yaptığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezaların tahsili için davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalı borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptali ile alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; müvekkilinin şirketin adresi olan Konya icra daireleri ve mahkemeleri yetkili olduğunu, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün ilk açıldığı dönemlerde HGS sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeni ile davacı şirket tarafından geçişlerde köprüyü kullanan araçlara İGB’ li fişler verildiğini bu fişler üzerinden ödemelerin yapılacağını müvekkiline bildirdiğini, müvekkili şirketi aldığı bu fişler ile birlikte bankaya gittiği zaman bankanın sisteminde böyle bir borç yoktur ibaresi ile karşılaştıklarını, müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davrandığını, geçiş ücretlerini ödeyebilmek için tüm çabaları gösterdiğini, müvekkilinin davacı şirkete böyle bir sorunla karşılaştığını ilettiğini, ancak davacı şirketin müvekkiline yeterli bir cevap bile vermediğini, davacı şirkete mailler gönderildiğini ancak yine bir cevap alamadıklarını, davacı şirketin bu durumda alacaklı temerrüdüne düştüğünü, ödemeyi kabul etmeyip 15 günlük yasal süre sonrası ceza uyguladığını, müvekkilini mağdur ettiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddine yetki itirazının kabul edilmemesi nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, davanın konusu ve niteliği itibariyle, 6100 sayılı …nun 6. maddesi uyarınca, genel yetkili davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gereken davalardan olup davalının yerleşim yeri itibarı ile davanın Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı alanı kapsamında olduğu anlaşılmakla davalının yetkiye yönelik ilk itirazı yerinde görülerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davalı borçlu, takip dosyasında yalnızca borca itiraz ettiği, takibin yapıldığı icra dairesine yönelik itirazı olmadığı bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili hale gelmesiyle bu icra müdürlüklerin bulunduğu bulunduğu yargı çevresindeki mahkemelerin de yetkili nale geldiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak yerel mahkemenin yetkili olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, ihlalli geçiş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı şirketin geçiş bedeli ile ceza tutarı toplamı 293.600,77 TL’nin tahsili için davalı aleyhine İstanbul …. İcra Dairesi’nde takip başlattığı, davalının, süresinde, borca itiraz ettiği, bunun üzerine 1 yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup söz konusu davada yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda, davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca takipte akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü de yetkilidir. Sözleşmeye göre akdin ifa yeri yani hizmetin yapıldığı yer aynı zamanda TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu alacaklının yerleşim yeri İstanbul olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2015/9621 Esas, 2018/2711 Karar; 2014/558 Esas, 2014/3249 Karar; 2016/7014 Esas, 2019/2747 Karar ve 2016/1937 Esas, 2016/2554 Karar sayılı kararları HGK’nın 2013/11-630 Esas ve 2014/332 Karar sayılı kararları da aynı doğrultudadır. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/895 E. 2019/598 K. 16/07/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/07/2020