Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2822 E. 2023/256 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2822 Esas
KARAR NO: 2023/256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2018/35 Esas, 2019/227 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketin gümrük işlemlerini gerçekleştirdiğini, hizmet nedeniyle düzenlenen faturalara davalının herhangi bir itirazının olmadığını, davalının 92.393,25 TL bakiyeli borcuna dair mutabakat mektubunu itiraz etmeksizin imzaladığını, ancak 02/08/2017 tarihinde 100.173,10 TL güncel borca dair mutabakat mektubuna cevap verilmediğini, davalının mağduriyetine neden olmamak için bu tarihten sonra da gümrük işlemlerine devam ettiklerini, uyarılara rağmen cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine davalıya 03/10/2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra davalının 113.032,29 TL alacaklarının 23.000,00 TL’sini ödediğini ancak bakiye 90.032,90 TL alacaklarının ödenmediğini, bunun üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, mutabakat mektubu ve itiraz edilmeyen faturalara rağmen takibe itirazın haksız olduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin … markası ürünlerin ithalatçısı olduğunu, ithal edilen ürünlerin gümrük işlemlerinin davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının neden olduğu ithalatı yapılmayan gümrükte bırakılmış ürünler için doğmuş giderlerin de müvekkili şirkete fatura edildiğini, bu masraflara davacının katlanması gerektiğini, bu faturaların sehven işleme aldıklarını, fatura düzenlenmesinin alacağın varlığını göstermeyeceğini, davacının faturaya konu hizmetleri verdiğini ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalının defterlerine göre davacının takip tarihi itibarıyla 89.676,02 TL alacağı bulunduğu, davalı elden ödeme yapıldığını ve davacının katlanması gereken masrafların kendilerine fatura edildiğini savunmuşsa da, davalının kendi defter kayıtlarının aksinin ispatına yönelik delil sunulmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 89.676,02 TL alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; faturalara konu hizmetin verilip verilmediğinin araştırılmadığını, bilirkişi raporunda alacağa konu edilen miktarın hangi işlemden kaynaklandığını tespit etmenin mümkün olmadığının belirtildiğini, bu nedenle yeni bilirkişi incelemesi talep etmelerine rağmen talepleri doğrultusunda inceleme yapılmadığını ve sadece ticari defter ve kayıtların esas alındığını, taraf defterlerinin alacağın miktarı hususunda birbirleri ile çeliştiğini, alacağın likit olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Dosya kapsamından, davacının 90.032,90 TL alacağın tahsili için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde borca itiraz ettiği, bunun üzerine takibe itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile davalının 89.676,02 TL alacak yönünden takibe itirazın iptaline, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.Taraflar arasında davacının davalı şirketin gümrük işlemlerini vekaleten yerine getirdiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının hizmetten kaynaklı cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Mali müşavir ve gümrük mevzuatı uzmanı bilirkişiler 14/12/2018 tarihli raporlarında; tarafların 2016 ve 2017 yılı defterlerinin usulüne uygun olup sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 140.699,69 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre ise davalının takip tarihi itibarıyla davacıya 89.676,02 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir.Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan, HMK’nın 222/3. maddesinde, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanun’un 222/2. maddesi uyarınca da ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.Somut davada, davalının takip tarihi itibarıyla davacıya 89.676,02 TL borcu olduğu konusunda her iki tarafın ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu ve bu miktar faturanın davalı defterlerine işlendiği dikkate alındığında, davacının bu miktar alacak yönünden alacağını ispatladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle sözkonusu miktar yönünden davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesi yerindedir. Diğer taraftar, ticari defterlere kayıtlı alacak likit olduğundan mahkemece icra tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/35 Esas, 2019/227 Karar ve 07/03/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.531,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.351,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/03/2023