Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2799 E. 2020/1502 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2799 Esas
KARAR NO: 2020/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2016/485 Esas, 2019/601 Karar
DAVA: İFLASIN ERTELENMESİ
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 20.04.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ortaklarının gerek, 31.12.2015 tarihli mali tablolarda ve gerekse mali analizlerde borca batık durumda bulunan şirketin finansal durumunun iyileşebileceği ve belirli zaman aralığı içinde uygulanacak yönetim ve iyileştirme modeliyle borca batıklıktan çıkabileceği sonucuna vardıklarını, şirketin, ham ve yarı mamül dokuma ve tekstil yapımında kullanılacak ürünler satın alıp, bunlardan çorap, çamaşır, konfeksiyon İmalatı yaparak üreteceği malları toptan perakende olarak yurt içi ve yurt dışında pazarlamasını ve ithalatını yaptığını, şirketin 2002 yılında Ankara’da kurulduğunu, 31.12.2015 tarihi itibariyle 244 çalışanı bulunduğunu, … MAĞAZALARI isminin tescillendiğini, son dönemde çok ciddi büyümekte olan internet satışında dev konuma gelmiş firmalar ile çalışmaya başladığını, …, …, …, … Mağazaları ve … markalarının tescilli markaları olduğunu, 11 bayiliği bulunan şirketin yurt içindeki 9 bayiliği iptal ettiğini, Kuzey Irak’ta ki bayiliğin devam ettiğini, 15 firmada satış noktaları bulunduğunu, inceleme sonucunda (-) 2.022.000 TL borca batık olduğu sonucuna varıldığını, 2014 yılından başlayarak ülke ekonomisindeki yavaşlamanın özellikle kendini Tekstil sektöründe daha fazla hissettirdiğini, ülkenin 2015 yılında büyük ölçüde seçim ortamında kalması, piyasadaki belirsizlikler ve diğer sebeplerin şirketin nakit akış dengesini bozduğunu, son aylarda ödemelerin yapılamadığını, bayi ve toptancılardan alınan çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle alacakların 2-2,5 yıl uzun vadeye yayılmak zorunda kalındığını, kaynak yaratmak için perakende indirimli satışlara yönelindiğini, nakit akışının sürdürülmeye çalışıldığını, iyileştirme projesinin temel adımlarının, sermaye artırımı, yeniden yapılanma, tasarruf tedbirleri, borçların yeniden yapılandırılması ve diğer tedbirler olduğunu, firmanın geçmişte gerçekleştirdiği işler, mali durumu, şirketin şu anda mevcut işleri, sermaye artırımı, firmanın satış ve karlılık durumu, ticari alacakların tahsili, mevcut borçları ödeme kabiliyeti ve yapılandırma protokolleri ile 2014/2017 yıllarındaki hedefleri ve beklentileri dikkate alındığında borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin %100 olduğunu, iddia ederek, müvekkili şirketin borca batık olduğunun tespiti ile İİK 179. ve ilgili mevzuat gereği şimdilik 1 yıl süre ile İflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller yargılamaya katılarak beyan ve itirazlarını belirtmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 07.10.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu alındığı, davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 2.220.467,99 TL tutarında borca batık durumda olduğu, iyileştirme ve revize projenin izlenmesi amacıyla 23.11.2017 tarihinde yeniden rapor alındığını raporda revize projenin uygulandığının belirlendiğini, 10.05.2019 tarihli son kayyım raporunda şirketin ticari hayatını faal olarak sürdürdüğü, çok sayıda firma İle borcunu yeniden yapılandırdığı, bu yapılandırma çerçevesinde taahhütlerini yerine getirdiği, 2018 hedeflerine ulaştığı, 2019 yılı kayıtlarında da bu yıl içinde hedeflerini tutturacağı, taahhüt edilen sermayenin tamamen ödenmiş olduğu, 2018 yılı sonunda 100.529,80 TL net kara ulaştığı, ticari alacakların 6.621.082,20 TL, ticari borçların 27.183.405,13 TL, diğer alacakların 1.800.204,24 TL, stokların 22.268.773,37 TL olduğunun belirlendiği, borca batıklığın ise devam ettiği, tüm dosya kapsamına göre şirketin borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğu, şirketin mevcut iş hacmi nedeniyle İflasın ertelenmesinin alacaklıların durumunu kötüleştirmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin iflasının 16.05.2019 tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde, asli müdahiller, … – … Tekstil İmalatı Toptan vekili, … Tekstil San.ve Tic.A.Ş vekili, … vekili, … Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti vekili, … Tekstil Ürünleri İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, … San.ve Dış Tic.Ltd.Şti vekili istinaf etmiştir. Asli müdahil … – … İmalatı Toptan vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkilinin davacı şirketle alışveriş içinde bulunduğunu, alacakları toplamının 311.488,10 TL olduğunu, davacı şirket yetkililerinin yapıcı yol izlemediğini, raporları kabul etmediklerini, gerçeği yansıtmadığını, 10.05.2019 tarihli kayyım raporunun aksine müvekkili şirketin borcunu ödemek için gayrette bulunulmadığını, kayyım raporunu kabul etmediklerini, projenin ciddi ve inandırıcı olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil … San.ve Tic.A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili şirkete ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin iki adet çek verildiğini, çeklerin karşılıksız işlemine tabi tutulduğunu, İcra takibi başlatıldığını, iyileştirme projesinin başarıya ulaşma şansının düşük olduğunun görüldüğünü, davacı borçlu şirketin borca batık halinin uzun süredir devam ediyor oluşu ve bu süre içinde borçlarında ciddi bir azalma meydana gelmemiş olması sebebiyle projenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin İflasın ertelenmesi yolunu kötüye kullandığının izahtan vareste oluğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil … vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında taşınmazın işyeri olarak kiralanmasından kaynaklı ilişkinin mevcut olduğunu, kira bedelinin aylık 4.750,00 Euro belirlendiğini, şirketin 01.08.2017 tarihinden itibaren kira bedelleri nedeniyle 686.000,00 TL borcu bulunduğunu, davacının kira borcunu dahi karşılayamadığı, yapılandırma yoluna dahi gitmediğini, yaklaşık 4 yıl sürede davacı şirketin borca batıklığında önemli bir azalma olmadığını, şirketin açık olan iki dükkanı ile borca batıklıktan kurtulmanın sağlanamayacağını, İflas erteleme kurumunu kendisine koruyucu kalkan olarak kullanan şirketin asli müdahillere karşı domino etkisi yaparak mali açıdan zor durumda bıraktığını iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.Asli müdahil … San.ve Tic.Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, davacı şirketin müvekkili şirkete keşide ettiği çeklerin olduğunu, borca batıklığın rayiç değerler dikkate alınarak değerlendirilmediğini, gerçekçi olmayan iyileştirme projeleri ile iflas erteleme süreci öncesindede alacaklılardan mal kaçırma gayesi ile hareket ettiğinin sabit olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davacı şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil … Tekstil Ürünleri İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, çekleri ödememesi nedeniyle davacı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunu, İcra takiplerinin başlatıldığını, iyileştirme projesinin maddi gerçeklere uygun olmadığını, müvekkili şirketin mali dengesinin bozulmasına neden olduğunu, kararın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davacı şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil … San.ve Dış Tic.Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, davacının çekleri müvekkili şirkete keşide ettiğini herhangi bir ödemede bulunmadığını, ödeme planları içinde de yer almadığını, davacı şirketin 4 yılda toplam 93.462.921,00 TL ciro ve toplam 11 şube ile 479.685,00 TL kazanç elde ettiği ve bu şubelerden 9 tanesi kapatıldıktan sonra 2 şube ile ve %90 oranındaki küçülme ile var olan borçlarını kapatmasının imkansız bir hal aldığını, 2 şube ile borcun kısa süre içerisinde kapatılmasının yaklaşık yirmi yıllık bir süreyi gerektirdiğini, davacının borçtan %60 indirim yapılması durumunda uzlaşmaya varabileceklerini belirttiğini, bu şekilde İflas erteleme kurumunun kötüye kullanıldığını, müvekkilinin mali dengesinin bozulduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: DAVA, İİK nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 2004 sayılı İİK nun 179/a maddesinde, mahkemenin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifinin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi kapsamında somut davada uygulanması gereken 160. maddede, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise kararın ilanına yer verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, iflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında yer almaktadır.Somut davada, davacı vekilinin vekaletnamesinde, İflas davası ve iflas erteleme talebinde bulunma yetkisinin mevcut olduğu, şirket ortaklar kurulunun, 15.04.2016 tarihli kararı ile şirketin borca batık olduğu, aktiflerinin borçlarını karşılayamaz durumda olduğu ve iflas erteleme davası için avukata yetki verilmesi kararı alındığı, iflas avansının yatırıldığı, ilanların yaptırıldığı, davanın, dava tarih itibariyle davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu mutlak yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin, 22.04.2016 tarihli ara kararı ile davacı şirketin İhtiyati tedbir talebi kabul edilerek buna dair karar oluşturulmuştur. Uyuşmazlık, davacı şirketin, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı, borca batıklık durumunun tespiti ve diğer raporların hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı ile kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 13.06.2016 tarihli, şirketin rayiç değer tespitine konu tüm malvarlıklarının tespiti amacı ile bilirkişi heyeti tarafından rapor düzenlenmiştir. Raporda, ibraz edilen 31.12.2015 dönemi mizanında yapılan incelemeler neticesinde, kayıtlı tesis- makinaların, demirbaşların, taşıtların, hakların, özel maliyetlerin, stokların ve gayrimenkullerin rayiç değerlerin tespit edildiği belirtilerek, sonuç kısmına ekli dökümanda, malvarlıkları, cinsleri, fatura tarihleri, rayiç bedelleri sıralanmış ve toplam 1.299.445 miktara sahip malvarlığının tutarının, 16.436.176,99 TL, rayiç bedel toplamının ise 12.424.671,28 TL olduğu belirtilmiştir. 03.10.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre, yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin noter açılış tasdiklerinin süreleri içinde yaptırıldığının tespit edildiği, şirketin 2002 yılında kurulduğu, hali hazırdaki faaliyetinin belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda diğer dış giyim perakende satışı , giyim eşyalarının perakende ticareti işleri ile iştigal ettiği, iyileştirme projesinin ekinde 15.04.2016 tarihli ortaklar kurulu kararı alındığı, şirketin 1.250.000,00 TL ödenmiş sermayesine ilaveten sermaye artışına gidilmek suretiyle 750.000,00 TL artırıldığı, ve sermayenin 2.000.000,00 TL ‘ye çıkarılmasına, sermayenin 1/4’nün peşin, geri kalan kısmının ise 2017 Haziran ayına kadar ödenmesine dair karar alındığı, şirket aktiflerinin muhtemel satış değerlerine ilişkin olarak teknik bilirkişi kurulu tarafından sunulan raporda yer alan tespitlerin esas alındığı, 31.12.2015 tarihi itibariyle stokların ve demirbaşların piyasa rayiç bedellerinin toplam 18.478.945,28 TL olduğu, davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle kaydi değerli öz kaynak değerinin (+) 1.365.826,12 TL, teknik bilirkişilerce tespit edilen aktif varlıkların rayiç değerleri esas alınarak çıkarılmış olan rayiç değerli özvarlık değerinin (-) 2.220.467,99 TL olarak borca batık olduğu, sunulan iyileştirme projesinin temel adımlarının, sermaye artırımı, yeniden yapılanma ve tasarruf tedbirleri olduğu, finansman giderlerinin 2014 yılında net karın 6 katı ,2015 yılında ise 11 katı olduğunun görüldüğü, 2015 yılında net satışların %3,5’i oranına ulaşan finansman giderlerinin, kademeli olarak 2016 yılından başlayarak %2,3 -1,8-1,4 ve 1 oranlarına düşürülmesinin hedeflendiği, aradaki farkın şirketin karlılığı için olumlu olarak yansıyacağı, şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle kısa vadeli borçlarının 36.607.414 TL, uzun vadeli borçlarının ise 3.717.150 TL olmak üzere toplam 40.324.564 TL olduğu, satışı artırmaktan çok, karlılık hedefine ağırlık verildiği, temel amacın şirket için ağır bir yük haline gelen finansman giderlerinin yıllar itibariyle kademeli olarak azaltılması ve nakit akış dengesinin sağlanması olduğu, sonuç olarak, inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, sunulu iyileştirme projesinin mevcut hali ile rakamsal öngörülerin gerekçelerini içermediğinin tespit edildiği, bu sebeple iyileştirme projesinin somut, samimi ve inandırıcılıktan uzak olduğu belirtilmiştir.23.11.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, kök rapor, davacı vekilinin rapora beyan ve itirazları, 01.12.2016 tarihli revize iyileştirme projesi sunulması konulu dilekçesi kayyım raporları (1,2,3,4 ) raporları özetlenir ve önceki rapordan bu yana davacı şirketin kök iyileştirme projesinde öngördüğü 750.000 TL ‘lik sermaye artırımını Eylül 2016 tarihi itibariyle yaptığı, ödeme dekontlarına göre semaye ödemelerinin tamamlandığı, 30.06.2017 tarihli bilançoda yapılan incelemede şirketin ödenmemiş sermaye hesabı bakiyesinin bulunmadığı, revize iyileştirme projesinde, şirketin 2. etap olarak 2019 yılında 250.000,00 TL tutarında sermayesini artırmayı ve aynı yılın sonuna kadar ödemeyi planladığı, 31.12.2015 tarihi itibariyle rayiç değerli özvarlık değerinin (-) 2.220.467,99 TL olduğu, borca batıklık ile ilgili incelemenin mahkeme tarafından istenmediği, buna İlişkin teknik heyetin herhangi bir çalışma yapmadığı, raporda, davacı vekili tarafından ibraz edilen revize iyileştirme projesinin samimi ve inandırıcılığı hususlarının tespitine ilişkin olduğu, güncel sermayenin 2.000.000,00 TL olduğu, artırılmış olan sermayenin 562.500,00 TL ‘lik kısmının henüz ödenmediği, karara göre engeç 24 ay içinde ödeneceği, Eyül 2016 dönemine kadar 5 mağaza kapatan şirketin, Kasım 2016 ‘dada 1 mağaza daha kapatacağı, toplamda 8 perakende mağaza ile faaliyetine devam edecek olan şirketin doğal olarak satışlarında düşüş görüleceği, bu düşüşün etkilerinin 2017 yılı satışlarına yansıyacağı, proforma gelir tablolarının bu kısıtlamalar çerçevesinde düzenlendiği, rutin işlerin enflasyon ve kurlardaki artış dikkate alınarak takip eden yıllarda bir önceki yıla göre %10 oranında artacağının öngörüldüğü, finansman giderlerinde şirketin banka borçlarının 31.12.2015 tarihinde 7.555.624,52 TL iken 30.09.2016 tarihinde %50,1 oranında ve 3.787.589,35 TL azalarak 3.768.035,17 TL ye indiği, 2017 yılı ve devamında finansman giderlerinin 2015 yılı sonuna göre %37 azaltıldığı, İhtiyatlı davranıldığı, şirketin mevcut stratejisinin nakit akit tablosuna etkisi ile 2017 yılında başlanacak borçların ödeme sürecinde fiilen 2019 yılında borca batıklıktan kurtulacağı, sonuç olarak, şirketin revize iyileştirme projesinde yer alan 2016 yılında öngörmüş olduğu satış ve karlılık tutarlarını yakaladığı, 2017 yılı için öngörülen satış ve karlılık tutarlarına bakıldığında ise, gerçekleşeceği varsayılan son 6 aylık olası verilerle öngörülen karın gerçekleştirilme ümidinin var olduğun kabul edilebileceğinin düşünüldüğü, ödeme protokolları listesine göre 102 adet firma ile yapılan 12.233.717,70 TL tutarındaki protokol borçlarının 1.702.236,34 TL ‘nin ödenmiş olduğunun belirtildiği, alacaklılar ile yapılmış olan protokol ödemelerinin yolunda gitmesinin olumlu olarak mütala edildiği, gelir tablosu faturaları incelendiğinde, karlılık bakımından 2016 yılı öngörülerinin gerçekleştiği, 2017 yılı öngörülerinin ise ilk altı aylık veriler ile gerçekleşeceğinin düşünüldüğü, 2017 ve devamı yıllarda öngörülen karlılık tutarlarını yakalaması halinde, kalan sermaye taahhüt ödemesinin ve 2019 yılında yapılacak olan sermaye artırımının yeterli olacağı kanaatinin hasıl olduğu, ancak şirketin geri kalan dönemlerde gerçekleştireceği satış ve karlılık tutarlarının iyileştirme projesinde öngörülen hedeflere yaklaşması için izlenmesi gerektiği belirtilmiştir.Kayyım heyeti tarafından düzenli şekilde raporlar dosyaya ibraz edilmemiştir.23.09.2016 tarihli 1. kayyım heyeti raporunda, şirketin üretim fonksiyonunun devam ettiği, ticari hayatını sürdürdüğü, davacı işletmenin gelecek yönlü ilerlemesini öngörebilmenin ilk toplantı ve mali tablolar neticesinde mümkün olmadığı, iyileştirme projesine uyumlu hareket ettiği, davacı şirketin faaliyetlerini izlemek ve iyileştirme projesinde öngörülen iyileştirme tedbirlerini yerine getirip getirmediği, İflas erteleme şartının karşılanıp karşılanmadığı hususlarının takip edilmesi gerektiği belirtilmiştir. 09.12.2016 tarihli işyeri mağaza fotoğrafların ekli olduğu 2. kayyım raporunda, davacı şirketin, Kayseri, Sivas, Yozgat yerleşim yerlerinde mağazalarının ziyaret edildiği, illerdeki mağazalarının faaliyetinin devam ettiği , doluluk oranlarının yüksek olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin elektronik defter olarak tutulduğu, göreve başlanılan tarihten itibaren şirketin 1.rapor tarihine kadar toplamda 5.884.089,36 TL tutarında borcu yapılandırdığı, bu tarihe kadar 7.455.160,44 TL tutarındaki borcu yapılandırdığı, ticari hayatına devam ettiği, bu güne kadar gerçekleştirdiği ödeme tutarının 733.480,98 TL olduğu, işletmenin borç yapılandırmasına sadık kalarak ödemelerini gerçekleştirdiği, davacı şirketin İflas erteleme sürecini iyi niyetle kullandığı, takip etmek gerektiği belirtilmiştir.10.05.2019 tarihli 9. son kayyım raporunda, mahkemenin 27.12.2018 tarihli celsesinde, kayyım raporunda şirketin İflas erteleme sürecini iyi kullandığının mütalaa edildiği, ancak 2018 yılı itibariyle kapanan mağazaları ve yaptığı ödemeleri de gözetilerek raporda gösterilen rakamların revize etmesinin gerekli görüldüğü şeklinde kararına istinaden inceleme yapıldığı, incelenen dönemde davacı işletmenin 100.529,80 TL dönem net karına ulaştığı, mevcut kar rakamının heyetçe olumlu karşılandığı, öz kaynak yapısının geçen 3 ayda (+) 259.959,87 TL artış gösterirken dönem net karının ise (+) 159.430,07 TL artış gösterdiği, işletme karı yaratmaya devam ettikçe kademeli olarak kısa vadeli borçlarında azalma görüleceği, davacı işletmenin 2018 yılı satış rakamlarının proforma gelir tablosundaki rakamlarla uyumlu olduğu, kısmende olsa proforma gelir tablosundaki rakamları açmış olduğu ( Proforma gelir tablosu rakamı=12.318.512,16 TL / gerçekleşen :12.417.629,06 TL olduğu, buna göre uyumlu hareket ettiği, satışların maliyetlerindeki yüksek seyrin önceki dönemden gelen tekstil alımları olduğu, davacı işletmenin artan Irak satışları ile önceki dönem tekstil stoklarının azalacağının umulduğu, şirketin 2. Etap olarak 2019 yılında 250.000,00 TL tutarında sermaye artırmayı ve aynı yılın sonuna kadar ödemeyi planladığı, ödenmemiş sermaye tutarı 31.12.2016 tarihi itibariyle 562.500,00 TL iken 30.06.2017 tarihi itibariyle tamamının ödenmiş olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, 16.05.2019 tarihli celse ara kararına, daha önce borca batıklık yönünden rapor ve son raporun alındığı ifadeleri yazılarak, davacı vekilinin davanın kabulüne, hazır müdahil vekillerinin ise davanın reddine ve iflasa karar verilmesi beyan ve talepleri sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.İflas ertelemesinin amacı doktrinde farklı görüşlerle açıklanmıştır. Bu görüşlerden biri, erteleme kararının sermaye şirketi ve kooperatifin yararına olduğu, bir diğer görüş, burada ilk planda alacaklıların çıkarının korunduğu, bir diğer görüş, hem alacaklıların hem şirketin korunduğudur. Yargıtay uygulamalarında, erteleme kararının hem borca batık şirketin hem de alacaklıların yararına olduğu kabul edilmektedir. İflasın ertelemesinin şartları ise, sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık durumda olması, borca batıklığın mahkemeye bildirilmiş olması, alacaklıların iflasın ertelenmesi halinde, iflasın derhal açılmasına nazaran daha kötü duruma düşürülmemiş olması, iyileştirme projesi ve bu projenin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulması, iyileştirme projesinin mahkemece ciddi ve inandırıcı bulunması gerektiği ve benzeridir. Bu şartlardan, borca batık olma, şirketin iyileşmesinin mümkün olması, fevkalade mühletten yararlanılmamış olması, alacaklıların haklarının korunması, yani, İflas erteleme kararının alacaklıların haklarının iflasa göre daha kötü duruma sokmaması gerektiği ise iflas ertelemenin maddi (esasa ) ilişkin şartlarıdır. İflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında erteleme kararı verilebilmesi için öncelikle o şirketin borca batık olması gerekir.Somut olayda, 03.10.2016 tarihli raporda, davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 2.220.467.99 TL tutarında borca batık olduğu tespit edilmiştir. Daha sonraki aşamada, dosyada alınmış ,şirket malvarlığının rayiç değerlerinin tespitine dair herhangi bir rapor mevcut değildir. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası, borca batıklığın sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu ve olumsuz gelişmelerde dikkate alınarak belirlenmesidir. Borca batıklık bilançosu ile bildirilen aktif ve pasifin güncelleştirilerek borca batıklığın rayiç bedele göre tespit edilmesi gerekir. Hüküm tarihinin 16.05.2019 tarihi olduğu gözetildiğinde 31.12.2015 tarihli verilerine göre 22.06.2016 tarihli rapordaki tespitler esas alınarak bulunan borca batıklık tespiti yeterli olmadığı gibi iflas erteleme amacınada uygun düşmemektedir. Keza, bilindiği üzere, iflas ertelemenin en önemli şartlarından birisi iflas erteleme müessesinden yararlanacak şirketin borca batık olmasıdır.Diğer yandan, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı yönünde alınan uzman bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu da yetersizdir. 03.10.2016 tarihli kök rapor sonucunda, sunulu mevcut projenin mevcut hali ve rakamsal öngörülerin gerekçelerini içermediği, iyileştirme projesinin somut, samimi ve inandırıcılıktan uzak olduğu belirtilmiştir. 23.11.2017 tarihli ek rapor sonucunda ise, daha çok görüş ve kanaat belirtilerek, şirketin 2017 ve devamı yıllarda öngörmüş olduğu karlılık tutarlarını yakalaması halinde kalan sermaye taahhüt ve 2019 yılında yapılacak olacak sermaye arttırımının yeterli olacağı kanaatinin hasıl olacağı ifade edilmiştir. Raporda, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda açık bir görüşe yer verilmemiştir. Her ne kadar, kayyım raporlarında proje uygulaması ile ilgili verilere yer verilmiş ise de bu raporlar iflas erteleme kararı verilmesi için yeterli kabul edilemeyecektir.Bu durumda, mahkemece davacı şirketin, aktif ve pasiflerinin güncel rayiç bedelleri ile borca batıklık durumunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve tedbir tarihinden itibaren uygulanan projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve bu süreç içerisinde uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime açık, ayrıntılı inceleme için dosyanın bilirkişi heyetlerine veya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak, tedbir tarihinden itibaren geçen sürede göz önünde bulundurarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya yeterli kabul edilemeyecek verilerle hazırlanan rapor sonuçlarına göre hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.Açıklanan tüm nedenlerle ve özelikle, şirketin borca batık olup olmadığının güncel verilerle tespit edilmeden, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda hüküm kurmaya yeterli nitelikte bilirkişi raporu alınmaksızın kurulan hüküm usul ve yasaya uygun bulunmadığından, istinaf eden müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Asli Müdahiller, …- … İmalatı Toptan vekili, … San.ve Tic.A.Ş vekili, … vekili, … Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, … Tekstil Ürünleri İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, … Sanayi ve Dış Ticaret Ltd.Şti vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/485 Esas, 2019/601 Karar ve 16.05.2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın asli müdahil … San.ve Dış Tic.Ltd.Şti tarafından karşılan 257,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde adı geçen asli müdahile iadesine , alınması gereken 232,10 TL harçtan asli müdahil … San.ve Dış Tic.Ltd.Şti dışında kalan asli müdahillerin her biri tarafından ayrı ayrı karşılanan 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın asli müdahil …Ltd.Şti dışında kalan ve istinaf konun yoluna başvuran asli müdahillerden ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5- Talebin niteliği gereğince istinaf yargılama giderlerinin takdiren asli müdahiller üzerinde bırakılmasına, 6.İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmamış olması ve davanın niteliği itibariyle İstinaf vekalet ücretine dair hüküm tesisine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09/07/2020