Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2789 E. 2023/255 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2789 Esas
KARAR NO: 2023/255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2017/1227 Esas, 2019/261 Karar
DAVA: KOOPERATİF GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … kendisi adına asaleten diğer davacılar adına vekaleten sunduğu dava dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin 18/06/2017 tarihli genel kurul toplantısının 10/c maddesinde, kat irtifakı tapularının alınması için yönetim kuruluna yetki verildiğini, ancak genel kurulun 11. maddesinden, kendisine ve müvekkillerine tahsis edilen bağımsız konutların tapularının halen arsa sahibinde olduğunu öğrendiklerini, diğer üyelere tapu verilirken kendilerine verilmemesinin eşitliğe aykırı olduğunu, yaptıkları araştırmada davalı kooperatif ile arsa sahipleri arasında 24/02/2015 tarihli protokol yapıldığı ve bu protokolde kendilerine tahsis edilen konutların teminat olarak arsa sahiplerine bırakıldığını öğrendiklerini, kooperatifin arsa sahiplerine borcu varsa bu borcun tüm kooperatif üyelerine eşit olarak dağıtılması gerektiğini, sadece kendisine ve müvekkillerine ait konutların arsa sahiplerine teminat olarak bırakılmasının eşitliğe aykırı olduğunu belirterek 18/06/2017 tarihli genel kurulun 10.c bendinin eşitliğe aykırı olması nedeniyle yokluğunun tespitine ve maddenin uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; davacıların seçtiği konutların tapularını almak için arsa sahiplerine dava açtıklarını, kooperatifin tüm üyelerin mağdur olmamasını hedeflediğini, davanın bir aylık süre içinde açılmadığını, yerlerin yıllar önce seçilmesinden sonra dava konusu yapılmasının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davacılara tahsis edilen bağımsız bölümler ayrılarak diğer üyelere ayrılan yerlerin kat irtifakı tapusu alınmasına karar verilmesine dair genel kurul kararının üyeler arasında eşitsizlik yaratacağı, davacılara tapuları verilemeyecekse diğer üyelere de tapularının verilmemesi gerektiği, bu nedenle söz konusu kararın iptalinin gerektiği, ancak davacılar ile aynı durumda olan … isimli üye dava açmadığından onun yönünden genel kurul kararının kesinleştiği gerekçesiyle davacılar yönünden 18/07/2016 tarihli genel kurulun 10.c maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili kooperatifin davacılara isabet eden bağımsız bölümleri devre hazır olduğunu, arsa sahiplerine açılan davada tarafların anlaştığını ve tapuların kooperatife devredildiğini, davanın 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; davalı kooperatifin 18/07/2016 tarihli genel kurulun 10.c maddesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ilişkindir. Mahkemece, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle 10.c maddesinin sadece davacılar yönünden iptaline karar verilmiş, davalı kooperatif vekili hükmü istinaf etmiştir. Kooperatifler Yasası’nın 23. maddesi uyarınca, kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Bu maddeye göre, ortaklar yönünden hak ve yükümlülüklerde eşitlik ilkesi, Türk Hukuk sisteminde emredici bir yasa hükmü olarak öngörülmüştür, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı işlemler baştan beri yok hükmünde olan işlemler değil, iptal edilebilen işlemlerdir (Yargıtay 11 HD. 29/11/1999 T.7981/9704, Koperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sh 393). Kooperatifler Kanunu m.53 hükmü uyarınca, kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede iptal davası açabilir. Hak düşürücü mahiyette olan bir aylık sürenin geçmesinden sonra, iptal davası açmaya hakkı olanların bu hakkı düşer. Bir aylık hak düşürücü sürenin sona erip ermediği mahkemece resen dikkate alınır. Somut olayda, davalı kooperatifin 18/06/2016 tarihli genel kurulunun 10.c maddesinde kat irtifakı tapularının alınması için yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verilmiştir. Ancak anılan genel kurulun 11. maddesinden davacılara ait bağımsız bölümlerin arsa sahibi tarafından henüz kooperatife devri yapılmadığı anlaşılmaktadır, bu nedenle 11. madde de alınan karar ile, davacılara tahsis edilen yerlerin kooperatife devri hususunda yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olan işlemler baştan beri yok hükmünde olan işlemler değil, iptal edilebilen işlemlerdir. Davaya konu genel kurulun 18/06/2017 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın ise bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 13/11/2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, mahkemece hak düşürücü sürede açılmayan bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile 10.c maddesinin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de, genel kurul kararlarının iptali halinde, bu iptal kararının dava açsın veya açmasın tüm ortaklar için hüküm ifade etmesine rağmen, mahkemece sadece davacılar yönünden kararın iptaline karar verilmesi de doğru değildir. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1227 Esas, 2019/261 Karar ve 07/03/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a) Hak düşürücü sürede açılmayan davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c))Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE, d)Davacılar tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA, e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf Başvurusu Yönünden; 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından karşılanan 40,50 TL yargılama gideri, posta masrafı ile 165,70 TL istinaf başvuru harcı ve karar harcı olmak üzere toplam 206,20 TL’nin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-Davacılar tarafından karşılanan istinaf yargılama giderinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,6-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361.1 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 02/03/2023