Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2769 E. 2023/146 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2769 Esas
KARAR NO: 2023/146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2014/262 Esas, 2019/476 Karar
DAVA: SİGORTA (Yangın Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket nezdinde İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde, 24.09.2013 tarihinde santrifüj pompasının gövde kısmının patlaması sonucu su deposundan sızan sular nedeniyle hasar meydana geldiğini, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda sigortalıya 15.11.2013 tarihinde 119,416,50 TL ödendiğini, hasara neden olan pompanın davalı firma tarafından imal edilip devreye alındığını, pompanın henüz garantisinin de dolmadığını, bu nedenlerle davalının hasardan sorumlu olduğunu belirterek 119.416,50 TL’nin 15.11.2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; söz konusu pompanın doğrudan davacının sigortalısına satılmadığını, üç kez el değiştirerek sigortalı tarafından kullanılmaya başlandığını, pompanın taşınırken ya da el değiştirirken zarar görüp görmediğinin belli olmadığını, eksper raporunun kesin delil niteliğinde olmadığını, eksper ve teknik servis raporlarında, pompanın patlama nedeni ve patlamanın üretici ya da imalat hatasından kaynaklı olup olmadığının tespit edilmediğini, pompadaki çatlağın gövdenin imalatından ve kullanılan malzemeden kaynaklanmadığını, pompa ekipmanına müvekkili şirketin onayı dışında ve sistemin teknik özelliklerine aykırı olarak ekleme yapılması nedeniyle, pompa gövdesinin çatladığını ve hasara neden olduğunu, malın kullanma kılavuzuna aykırı kullanılmasından kaynaklı arıza garanti kapsamına girmese de, müşteri memnuniyeti ve ürünün yangın grubu olması nedeni ile pompa gövdesini değiştirdiklerini, yangın pompasının bulunduğu tesisat bölmesinde ürün bulunmaması ve bu kısmın binanın diğer bölümlerinden izole olması gerekmesine rağmen, bu kısımda sigortalının mallarının bulunmasının hasarın artmasına neden olduğunu, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden sigortalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalının imalatı olan pompanın gizli ayıplı olduğu, anılan pompanın gövdesinin patlaması sonucu olayın meydana geldiği, meydana gelen zararın 119.416,50 TL olduğu, sigortalının pompanın bulunduğu bodrum katını depo olarak kullanması ve buraya ürünlerini koymasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumun müterafik kusur olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişilerin varsayıma dayalı olarak ve dosya üzerinden müvekkilinin kusurlu olduğuna karar verdiğini, sigortalının tesisata yaptığı eklemenin gövde çatlamasına neden olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi olmadan rapor hazırlandığını, olay yerinde inceleme yapılmadan düzenlenen raporda, tesisatın diğer kısımlarında bir hasar meydana gelmediğinin iddia edildiğini, hasara sigortalının tesisata yaptığı tekniğe aykırı müdahalenin neden olduğunu, yangın pompasının bulunduğu tesisat bölmesinin binanın diğer bölümlerinden izole olması ve sigortalının burada ürünlerini bulundurmaması gerekirken, sigortalının bu kısımda ürünlerini bulundurduğunu, bu nedenle sigortalının da olayda müterafik kusurlu olduğunu, hasar miktarının tespitinde eksper raporunda belirtilen miktarın aynen alındığını, söz konusu incelemenin mali müşavir ve tekstil mühendisi bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, hasara uğrayan ürünlerin piyasa rayiç değerinin incelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı şirket nezdinde İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde, 24.09.2013 tarihinde, santrifüj pompasının gövde kısmının patlaması sonucu, su deposundan sızan sular nedeniyle hasar meydana geldiği, davacı sigorta şirketinin yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda sigortalıya 15.11.2013 tarihinde 119,416,50 TL ödediği ve ödenen bedelin rücuen tahsili için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, hasarın davalının üreticisi olduğu yangın pompasındaki döküm gövdesinin ayıplı olmasından kaynaklandığı ve sigortalının hasarda müterafik kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.1- Davalı vekili, yangın pompasının bulunduğu bölmenin binanın diğer bölümlerinden izole olması ve sigortalının bu kısımda ürün bulundurmaması gerektiğini, ancak sigortalının bu kısımda ürünlerini bulundurması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur.Hükme esas alınan raporda hasarın yangın pompasındaki gizli ayıptan kaynaklandığı yönünden görüş belirtilmiş, ancak olayda sigortalının müterafik kusurlu olduğu yönündeki savunma yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bununla birlikte mahkemece, sigortalının pompanın bulunduğu bodrum katını depo olarak kullanması ve buraya ürünlerini koymasının hayatın olağan akışına uygun olduğu belirtilerek sigortalının zararın artmasında herhangi bir kusurunun olmadığı kabul edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Somut olayda, sigortalının, yangın pompasının bulunduğu bölümde, pompanın kullanım klavuzu, nitelik ve özelliklerine göre ne tür işlemler yapması gerektiği, sigortalının pompanın bulunduğu kısımda ürünlerini bulundurması nedeniyle müterafik kusururunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.2-Diğer taraftan rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir.Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14393 Esas, 2019/7462 Karar sayılı kararı). Somut olayda; sigortalıya ait işyerinde hasara uğrayan ürünlerin tekstil ürünleri olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili meydana gelen su hasarı neticesinde iş yerinde tekstil ürünlerinin ve demirbaşın zarara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödeme yapıldığını iddia etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasında esas aldığı tazminat esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiştir. Zarar gören emtianın (tekstil ürünleri) niteliği dikkate alındığında makine ve inşaat mühendisi bilirkişilerin zarar gördüğü iddia edilen tekstil ürünleri hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlıkları bulunmadığından anılan raporun hükme esas alınması hatalıdır. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, zarar nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zarar gördüğü iddia edilen emtia konusunda uzman tekstil mühendisi bilirkişi de heyete dahil edilerek meydana gelen dahili su hasarı nedeni ile zarar kalemlerinin belirlenmesi, zararın niteliğine göre ilgili uzman bilirkişiden bu konuda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesinden ibarettir. Açıklanan nedenler ile tekstil mühendisi bilirkişi de bilirkişi heyetine dahil edilerek, bilirkişilerden sigortalının olayda müterafik kusurlu olup olmadığı ve sigortalının gerçek zarar miktarı hususlarının da değerlendirildiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/262 Esas, 2019/476 Karar ve 02/05/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.039,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.859,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.6 fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/02/2023