Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2753 E. 2023/254 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2753 Esas
KARAR NO: 2023/254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2015/877 Esas, 2019/282 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, konutunun tapusunu aldıktan sonra 3. kişiye satan ancak ortaklık hak ve borçlarını devretmeyen ortağın parasal yükümlülüklerinin devam edeceğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacı kooperatifin takibın dayanağı olarak 29/06/2014 tarihli genel kurulun 6. maddesinde kararlaştırılan dönemlere ait alacak toplamını gösterdiğini, müvekkilinin tüm ödemelerini yaptığını ve 2010 tarihli iki protokolle tarafların birbirlerini karşılıklı ibra ettiğini, müvekkilinin konutunu satıp devrettikten sonra üyeliği kalmadığını ve hiçbir genel kurul toplantısına da davet edilmediğini, ayrıca alacak likit olmadığında icra tazminatı istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalının kooperatifin kendisine tahsis ettiği konutu satmasının aynı zamanda kooperatif üyeliğinden ayrılma anlamına gelmeyeceği, davalının kooperatif üyesi olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.500.00 TL alacağının olduğu, taleple bağlı kalınarak 731,88 TL işlemiş faiz talep edilebileceği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 7.500,00 TL alacak ve 731,88 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 7.500,00 TL asıl alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin üyeliği devretmesi nedeniyle aidat alacağından sorumlu olmadığını, müvekkili gibi kooperatife üye olan kardeşi …’ın da üyeliği devrettiğini, müvekkilinin kardeşi hakkında da aynı dönemlere dair aidat alacağının tahsili için dava açıldığını ancak kardeşinin üyeliği devrettiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, 2012 yılında yapılan genel kurulda aidat alınmasına ilişkin kararın 2013 yılında yapılan genel kurulda iptal edildiğini ve bu genel kurulda aidat alınması konusunda karar verilmediğini, takibe dayanak yapılan 29/06/2014 tarihli genel kurulda, daha önce iptal edilen döneme ilişkin aidat alınmasına karar verilmişse de, geriye doğru sonuç doğuracak şekilde karar alınmasının mümkün olmadığını, ilk bilirkişi raporunda aidat alınmasına ilişkin genel kurul kararının iptal edilmesi nedeniyle takibin haksız olduğu belirtilmesine rağmen, başka bir bilirkişiden alınan ve hükme esas olan raporda kooperatifin aidat alacağı olduğunun belirtilmesinin çelişkili olduğunu, hükme esas alınan raporda yerinde inceleme sırasında hazır olmak istediklerini beyan etmelerine rağmen yokluklarında inceleme yapıldığını, ayrıca icra tazminatı şartlarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; kooperatif üyelik aidat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı kooperatifin 9.020,00 TL aidat, 731,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.751,88 TL alacağın ödenmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, davalının borcu olmadığı gerekçesiyle takibe yasal süresinde itiraz etmesi üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 7.500,00 TL alacak ve 731,88 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 7.500,00 TL asıl alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık davalının kooperatif üyeliğini devredip devretmediği, davacı kooperatifin davalıdan aidat alacağı bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile, icra tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan 20/04/2016 tarihli raporda; davacı kooperatifin 29/04/2012 tarihli genel kurulunda gündemin 10. maddesi ile 12 ay boyunca aylık 250 TL ödenmesi kararı alındığı, ancak bu kararın 2013 yılında yapılan genel kurulda iptal edildiği, bu halde kooperatifin gündemin 10. maddesi ile alınan ödeme kararına dayanılarak aidat talebinde bulunamayacağı, aynı genel kurulda tahmini bütçenin kabul edildiği yazılı ise de ortakların aylık ödeyecekleri aidat miktarları konusunda herhangi bir karar alınmadığı, dolayısıyla davacının icra takibine dayanak yaptığı genel kurul kararında kesinleşmiş bir aidat borcunun mevcut olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; kooperatifin 29/06/2014 tarihli genel kurul kararı gereği aidat talep edebileceği, bağımsız bölümün devrinin kooperatif ortaklığınında devri anlamına gelmeyeceğini, davalının ortaklığının devam ettiğini, davacı kooperatifin 6.650,00 TL aidat alacağı bulunduğunu belirtmiştir. Farklı bilirkişiden alınan raporda; 29.06.2014 tarihli genel kurulun 6. nolu gündem maddesinde; 01.05.2012-30.04.2013 tarihleri arasında 12 ay için, aylık 250.00 TL toplanmasına ve yasal faizin iki katı gecikme faizi alınmasına karar verildiği, 15. nolu gündem maddesinde de; Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 aylarında aylık 1.250 TL, geri kalan her ay için 250 TL nin her ayın ilk 10 gününde alınmasına karar verildiği, böylece davalının ödemesi gereken aidat tutarının 7.500,00 TL olarak hesaplandığı, belirtilen toplam 7.500,00 TL aidat tutarının davacının ticari defterlerine kayıt edildiği, ancak bedelinin tahsil edilmediği, takibe dayanak yapılan 29.06.2014 tarihli genel kurulda, aylık 190 TL aidatın alınmasına yönelik bir kararın bulunmadığı, bu kararın 26.06.2016 tarihli genel kurulda, 01.11.2013-30.06.2014 arası için alınmış bir karar olduğu, 29/06/2014 tarihli genel kurul kararına dayanmayan 190 TL nin, ancak 26.06.2016 tarihi itibariyle talep edilebileceği, takip tarihi itibariyle dikkate alınamayacağı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.500.00 TL alacağının olduğu, kooperatif uygulamalarında ve Yargıtay’ın da benimsenen uygulamalarına göre kooperatiflerin, kanuni faizin 2 katını aşamayacak oranda üyelerden temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre işlemiş faiz miktarının 1.511,25 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının talebinin 731,88 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kooperatifin kendisine tahsis ettiği daireyi sattığını ve üyeliği devrettiğini belirtmişse de, bağımsız bölümün devri kooperatif ortaklığının da devri anlamına gelmez. Davalının üyeliğini devrettiği veya ortaklıktan çıktığı ya da çıkarıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından, takip tarihi itibarıyla davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü gerekir. Davalının kardeşi … ile ilgili başka dosyada görülen davada, o dosyadaki delil ve belgelere göre anılan şahsın üyeliğini devrettiğinin kabul edilmesi, eldeki dosyada davalının da üyeliğini devrettiği anlamına gelmeyecektir. Diğer taraftan davalı, 2014 yılındaki genel kurul kararı ile daha önce iptal edilen döneme ilişkin aidat kararı alınmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Kooperatifin amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ortağının genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Genel kurul kararları iptal edilinceye kadar geçerli olup aidat alınmasına ilişkin 2014 yılında Genel kurul kararının başka bir genel kurul kararı ile kaldırıldığı ya da iptal edildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının kooperatifin aidat alacağı bulunmadığı yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan son bilirkişi raporunun 2014 yılı genel kurulunun aidat alınmasına ilişkin 6. ve 15 nolu maddelerine uygun şekilde düzenlendiği, önceki bilirkişi ek raporunda aidat alacağının hatalı düzenlendiği anlaşıldığında mahkemece son bilirkişi raporuna göre karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca kooperatif genel kurulu kararında takip konusu alacağın miktarının borçlu davalı tarafından bilinebilmesi için gerekli bütün unsurların bulunduğu, genel kurul kararına göre borçlu davalının borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün bulunduğundan mahkemece icra tazminatına hükmedilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/877 Esas, 2019/282 Karar ve 19/03/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 141,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 38,90 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/03/2023