Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2734 E. 2020/1491 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2734 Esas
KARAR NO: 2020/1491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/954
KARAR NO: 2019/512
KARAR TARİHİ: 06/05/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki şifahi anlaşma gereği, davalı reklam ajansı, davacının sahibi olduğu …’da müşterilerine ait reklam yayınları verdiğini, söz konusu yayınların eksiksiz bir şekilde davacının TV kanalında yayınlandığını, takibe konu 21/12/2017, 28/04/2017, 07/05/2017, 14/04/2017, 21/04/2017 ve 14/01/2017 tarihli toplam 20.831,24 TL bedelli faturaların verilen hizmete ait olduğunu, takibe konu 6.577,53 TL bedelli faturanın ise müvekkili şirkete davalı tarafından verilen …’a ait … nolu ve 15/08/2017 tarihli çekin karşılıksız çıkması sonucu ciranta olarak müvekkili tarafından ödenmesi sonrasında düzenlenen ve takibe konulan faturalar olduğunu, davalı kendisine … Kargo aracılığıyla gönderilen faturaları tebliğ aldığını fakat herhangi bir ödeme yapmadığını, bu sebeple borcun tahsili için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borca ve yetkiye itiraz ettiğini ancak davacı alacaklının yarleşim yeri Küçükçekmece olduğunu, hizmeti tam ve eksiksiz alan davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; faturaya dayalı ilamsız takiplerde sözleşme ile başka bir yer icra İcra Müdürlüğü yetkili kılınmamışsa yasa gereği borçlunun ikametgahı olan İcra Müdürlüğü yetkili olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığından yetkili icra dairesi müvekkilin yerleşim yeri olan Gaziantep İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğunu, dava konusu olan faturalara konu ticari ilişki esasen müvekkil şirketçe edimler tam ifa edilmesine karşın davacı tarafından edimler ifa edilmediğini, müvekkil şirketinde karşı taraftan alacağı olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddine yetki itirazının kabul edilmemesi halinde müvekkil şirketin takas hakkı uyarınca esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, uyuşmazlığın, reklam verilmesine ilişkin aracılık hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, alacağın varlığı öncelikle sözleşmenin mevcudiyeti, daha sonra da davacının edimini yerine getirilip getirilmediğinin tespitinden sonra belirleneceği, bir başka ifade ile davanın konusu münhasıran para borcuna ilişkin olmadığı, sözleşmenin mevcudiyeti tartışıldıktan ve davacının edimini yerine getirildiğinin tespitinden sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğurmadığını bu nedenle davalının yetkiye yönelik ilk itirazı yerinde görülerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacının sahibi olduğu …’da müşterilerine ait reklam yayınları verdiğini, söz konusu yayınların eksiksiz bir şekilde davacının TV kanalında yayınlandığını, verilen hizmetler karşılığı takibe konu faturaların düzenlendiğini bu nedenle takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğundan sözleşmede aksine şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak yerel mahkemenin yetkili olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, davacıya ait TV kanalında reklam verilmesine ilişkin hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı şirketin cari hesap/faturaya dayalı toplamı 27.408,77 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğün’de takip başlattığı, davalının, süresinde, borca ve yetkiye itiraz ettiği, bunun üzerine 1 yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup söz konusu davada yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davacının sahibi olduğu TV kanalında reklam verilmesi hususunda, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. Mahkemece sözleşmenin mevcudiyeti tartışıldıktan ve davacının edimini yerine getirildiğinin tespitinden sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğurmadığı gerekçesiyle yetkisizlik karar verilmiş ise de sözleşmenin yazılı yapılması kurucu şartlardan değildir. Nitekim sözleşmenin mevcudiyeti her iki tarafın da kabulünde olup davalı da sözleşmeden kaynaklı alacağı olduğunu iddia ederek takas talebinde bulunmuştur. Takibin konusu, sözleşmeden kaynaklı para borcu olup her para borcuna ilişkin uyuşmazlıklarda tarafların edimini yerine getirip getirmediği doğal olarak tartışma konusu yapılmaktadır. Diğer ifade ile uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, davaya konu takipte, İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü ile TBK 89/1 maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Takibin konusu, sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğundan sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan dairesinde de takip yapabilecektir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/19-902 E. 2018/973 K. 25/04/2018 tarihli ilamı). TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu alacaklının yerleşim yeri Küçükçekmece olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Kabule göre de, davalı borçlu takip dosyasında yaptığı itirazda icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş, cevap dilekçesinde de iş bu takipte yetkili İcra Müdürlüğü Gaziantep İcra Müdürlüğü ve Mahkemeleri olduğunu tekrar etmiştir. İcra dairesinin yetkili olmaması halinde, borçluların icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının hangi aşamada ve ne şekilde değerlendirilmesi gerekeceği tartışılması gerekir. Somut olayda olduğu gibi borçlunun, icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı olursa, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerekir. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmişse, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadan yetkili mahkemede açılan dava dinlenemez. Çünkü, itirazın iptali davasının şartlarından birisi geçerli bir icra takibinin yapılmış olmasıdır. Bu da, yetkili yer icra dairesinde takip başlatmış olmayı, özel yasada düzenlenen dava şartları arasında göstermektedir. Bu sebeple icra takibi yetkisiz yerde başlatılmış ve usulüne uygun yetkiye itiraz edilmişse mahkemece, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine değil, özel dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/954 E. 2019/512 K. 06/05/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/07/2020