Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2708 E. 2023/129 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2708 Esas
KARAR NO: 2023/129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2016/492 Esas, 2019/513 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili bankanın kredi borçlularından … Diş Ticaret A.Ş.’nin iflas tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, müvekkili bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle 7.799.563.24 TL tutarındaki alacağının 1.600.000 TL’lik kısmının rüçhanlı olarak, 6.199.563.24 TL’sinin ise 4. sıraya kayıt ve kabulü için iflas masasına müracaat ederek alacağın kaydının istendiğini, iflas idaresinin bunun 1.600.000 TL’lik kısmının rüçhaniyetine, 1.900.000 TL’lik kısmının 4. sıraya kaydına, toplamda 3.500.000 TL’lik kısmının kabulüne, 4.299.563.24 TL’sinin ise reddine karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili banka alacağının tamamının kayıt ve belge ile sabit olduğunu, müvekkili bankanın Karaköy şubesi ile müflis şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine atfen kredinin kullandırıldığını, anılan sözleşmeler gereğince kullandırılan kredinin ödenmemesi sebebiyle müflis şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 22.04.2015 tahinde icra takibi başlatıldığını, iflas tarihi olan 09.09.2015 itibariyle müvekkilinin alacağının 7.799.563.24 TL olduğunu, iflas idaresinin 12.04.2016 tarihinde bu alacağın 4.299.563,24 TL’lik kısmını reddettiğini belirterek iflas tarihi olan 09.09.2015 tarihi itibari ile reddedilen 4.299.563,24 TL alacağın iflas tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 100 oranında temerrüt faizi ile birlikte kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı iflas idare vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/96 E. sayılı dosyasından 09.09.2015 tarihinden geçerli olmak üzere davalı şirketin iflasına karar verildiğini, iflas işleminin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğünü, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, alacaklarının %100 temerrüt faizi ile birlikte kayıt ve kabulünü talep ettiğini, iflas idaresinin 12.04.2016 tarihli kararı ile ibraz edilen belgelerin incelenmesinde; alacağın 1.600.000 TL’lik kısmım rüçhaniyetine, 1.900.000 TL’lik kısmının 4. sıraya kaydına, toplamda 3.500.000 TL’lik kısmının kabulüne, 4.299.563,24 TL’lik kısmının ise %100 temerrüt faizi istendiğinden istenen faizin fahiş olduğu, iflasta vekalet ücreti istenmeyeceği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, kayıt kabul davalarında ispat yükünün alacaklıya ait olduğunu, alacaklının borcun doğumu ve varlığını usulüne uygun şekilde ortaya koyan hukuki ilişkiyi ispat eden delil ve belgelere dayanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacı banka ile davalı müflis şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden davalı şirkete krediler kullandırıldığı ve davalı şirketin iflasına karar verildiği, davalı şirketin iflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacı şirketin iflas idaresine 7.799.563,24 TL alacağın kaydı için başvuruda bulunduğu, iflas idaresi tarafından bu alacak talebinin 3.500.000 TL’sinin kabulüne karar verildiği, bunun 1.600.000 TL’sinin derecesinde rüçhaniyetine, 1.900.000 TL’lik ksımının 4. sıraya alınmasına, 4.299.563,24 TL’lik kısmının ise %100 temerrüt faizi istendiğinden istenilen faiz ve temerrüt faizinin fahiş olması nedeniyle, iflasta vekalet ücreti istenimeyeceği ve işin hallinin muhakemeyi gerektirdiğinden reddine karar verildiği, bu kararın 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın süresi içerisinde açıldığı, genel krediye fiili olarak uygulanan akdi faiz oranın yıllık 10,20 olduğu, temerrüt faiz oranının ise sözleşmede akdi faiz oranının %100 fazlası ön görüldüğünden %20,40 olduğu, bankaca kullandırılan 4.35.400,29 TL taksitli ticari kredi asıl alacak miktarı üzerinden davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 644.890,79 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 32.244,84 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 5.012.535,62 TL alacaklı olduğu, bu tutarın 3.500.000 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 1.512.535,62 TL’nin davacı alacağı olarak davalının iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararına esas bilirkişi raporlarında eksik ve hatalı hesaplama yapıldığını ve itirazlarının giderilmediğini, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 22. maddesi (eski 37.2.Maddesi) metninden açıkça anlaşılacağı üzere; temerrüt faizinin, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte müvekkili bankanın TCMB’ye bildirdiği ve uygulayabileceği en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde yüzünün eklenmesiyle bulunacağını, müvekkili bankaca, kullandırılan kredilere uygulanacak faiz oranlarının mevzuat gereğince TCMB’ye bildirildiğini, hesabın kat edildiği tarihte yürürlükte olan faiz oranlarını gösteren ve TCMB’ye bildirilen 27.03.2014 tarihli yazı ve eki faiz oranları ile söz konusu faiz genelgesinden de görüleceği üzere temerrüt tarihindeki faiz oranının TL krediler için % 50 olduğunu, müvekkili bankanın TCMB’ye bildirmiş olduğu ve uygulayabileceği en yüksek/azami faiz oranı ise TL krediler için %50 olduğundan, GKS’nin mevcut ilgili hükmü gereğince, temerrüt faiz oranının, bu faiz oranının %100 fazlası olacağına göre, işbu kredilerde ve takipte uygulanacak temerrüt faiz oranının TL krediler için % 100 olduğunu, gerek genel kredi sözleşmesi hükmü, gerek Merkez Bankası’na bildirdikleri yazı gereğince bankanın tespit ettiği kredi faiz oranı ve talep edilen temerrüt faiz oranlarının yasal olduğunu, müvekkili bankanın müflis şirketten alacaklı olduğu sabit olmakla beraber yerel mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın fiili olarak uygulanan akdi faiz oranına göre yapılan hesaplama uyarınca davanın kabulüne karar verilmesinin, tasfiye işlemleri neticesinde müvekkili bankanın hukuken alacaklı olduğu bedelin kat be kat altında bir bedeli almak durumunda kalmasına sebebiyet vereceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı iflas idare vekili istinaf dilekçesinde; iflas idaresince verilen ret kararının yerinde olduğunu, davacı alacaklı bankanın, alacak kayıt talebinde ve dava dilekçesinde fahiş temerrüt faizi talep ettiğini, müflis şirket ile banka arasındaki hukuki ilişkiye uygulanacak faiz oranlarına yasal dayanak olarak davacı banka tarafından hiçbir şekilde taraflarını bağlayıcı yönü bulunmayan kendileri tarafından matbu olarak düzenlenen genel kredi sözleşmesinin gösterildiğini, bu tarz sözleşmelerin tarafların irade serbestisinin bulunmadığı, güçlü konumda bulunan bankanın dayatmasıyla imzalanan ve hükümlerinin tartışılması imkanı bulunmayan sözleşmeler olduğunu, ayrıca TMK’nun 2. maddesine de aykırı olduğunu, vekâlet ücretinin takip masrafları olduğundan bahisle “İcra vekâlet ücreti” talep edilmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğundan bu hususun gözardı edilerek karar tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. Md). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden verilen 19/07/2016 tarihli yazı cevabında, müflis … Dış Ticaret AŞ hakkında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/96 Esas sayılı dosyasında 09/09/2015 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, tasfiyenin münferiden temsile yetkileri bulunan iflas idare memurları tarafından yürütüldüğü, davacının iflas masasına 11 kayıt numarası ile 7.799.563,24 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, alacak kayıt talebinin, 1.600.000,00 TL’sinin rüçhanlı, 1.900.000,00 TL’sinin 4. sırada kabul edildiği, bakiye 4.299.563,24 TL’nin ise reddine karar verildiği, red kararının alacaklıya 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 21/04/2016 tarihli Takvim gazetesinde, 25/04/2016 tarihli ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafından kararın tebliği için masraf yatırıldığı bildirilmiş olmakla davacı tarafından 05/05/2016 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişiler 28/11/2016 tarihli raporlarında, Sözleşmede TL cinsinden kredilerin faiz oranlarının tespit edilmediğini, ancak davacı bankanın hesap kat ihtarnamesinde, akdi faiz oranını %10,20, temerrüt faiz oranını ise %100 olarak talep ettiğinin görüldüğünü, gerek 5411 sayılı yasa gerekse kredi sözleşmesinin temerrüt faizi ve diğer mali yükümlülükler başlıklı 22. maddesi gereğince, kredinin muaccel olduğu 24.12.2014 tarihinde TCMB faiz oranlarının 14.12.2014 tarihinden itibaren reeskont faiz oranının yıllık %10,50 olduğunun TCMB kaynaklarından tespit edildiğini, Mahkemece, yıllık %10,50 akdi, %21,00 temerrüt faizinin kabul edilmesi halinde, 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle, davacı bankanın müflis şirketten olan alacağının 5.032.451,37 TL olarak belirlendiğini, davalı iflas idaresinin, davacının talebinin 1.600.000.00 TL’lik kısmını rüçhanlı alacak sırasına, 3.432.451.29 TL’lik kısmını 4. sıraya, toplamda 5.032.451,37 TL’lik alacağını kayıt ve kabul etmesi gerektiğini Mahkemece yıllık %10,20 akdi, %100 temerrüt faizinin kabul edilmesi halinde, 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle, davacı bankanın müflis şirketten olan alacağının 7.619.462,40 TL olarak belirlendiğini, davalı iflas idaresinin, davacının talebinin 1.600.000,00 TL’lik kısmını rüçhanlı alacak sırasına, 6.019.462,40 TL’lik kısmını 4. sıraya, toplamda 7.619.462,40 TL’lik alacağını kayıt ve kabul etmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Mahkemenin 08/06/2017 tarihli celsesinde, davacının itirazını cevaplayacak şekilde ve vekalet ücreti hesaplamaya dahil edilmediğinden bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişiler 05/09/2017 tarihli 1. ek raporlarında, Davacı banka vekilinin 08.11.2016 tarihli yazıları ekinde yeni sunduğu, bankanın TCMB’ne gönderdiği 27.03.2014 tarihli yazılarında, kredi faiz oranını yıllık %50 olarak uygulayacağını bildirdiğini, buna göre %50 faiz oranının %100 fazlasının, %100 temerrüt faiz oranına tekabül ettiğini, bankanın hesap özetinde akdi faiz oranı talebini yıllık %10,50, temerrüt faiz oranı talebini ise yıllık %100 olarak bildirdiğini, kök raporda bu iki seçecek üzerinden hesaplama yapılarak taktirin Mahkemeye bırakıldığını, bu defa her iki hesaplamaya davaya konu icra takibinden doğan 124.110,12 TL vekalet ücreti de eklenerek taktirin Mahkemeye bırakıldığını, buna göre yıllık %10,50 akdi, %21,00 temerrüt faizine göre yapılan ilk seçenekte, davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 663.858,17 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 33.192,91 TL %5 BSMV, 124.110,12 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 5.156.561,49 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğini, bu tutarın 3.500.000,00 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından 1.656.561,4 TL daha kayıt kabül talebinde bulanabileceğini; bankanın talebine göre yapılan ikinci seçenekte ise, davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 3.161.229,38 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 158.061,47 TL %5 BSMV, 124.110,12 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 7.778.801,26 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğini, bu tutarın 3.500.000,00 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından 4.218,801,26 TL daha kayıt kabül talebinde bulanabileceğini bildirmişlerdir.Mahkemenin 02/11/2017 tarihli celsesinde, davacı vekilinin itirazlarını karşılayacak şekilde ve ayrıca kapaktaki yargıtay kararları bizzat raporda irdelenmek suretiyle bilirkişilerden 2. ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişiler 03/01/2018 tarihli 2. ek raporlarında, Mahkemece, bu krediye uygulanacak akdi fazi yıllık %10,50, temerrüt faiz oranı yıllık %21,00 olarak kabulü halinde, davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 663.858,17 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 33.192,91 TL %5 BSMV, 124.110,12 TL vekalet ücreti, 1.472,27 TL ihtarname masrafı, 31,80 TL icra masrafı olmak üzere toplam 5.158.065,56 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğini, bu tutarın 3.500.000,00 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından 1.658.065,56 TL daha kayıt kabül talebinde bulanabileceğini, Mahkemece bankanın talebi gibi kredi akdi faiz oranı yıllık %50, temerrüt faiz oranı ise %100 olarak kabul edilmesi halinde, davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 3.161.229,38 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 158.061,47 TL %5 BSMV, 124.110,12 TL vekalet ücreti, 1.472,27 TL ihtarname masrafı, 31,80 TL icra masrafı olmak üzere toplam 7.780.305,33 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğini, bu tutarın 3.500.000,00 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından 4.280,305,33 TL daha kayıt kabül talebinde bulanabileceğini bildirmişlerdir. Mahkemenin 01/03/2018 tarihli celsesinde, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 05/07/2017 tarih 2016/4051-2017/5602 sayılı kararı gereğince davacı banka kayıtlarında Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/04/2015 tarih 2014/7055-2015/5197 sayılı kararına göre Merkez Bankasına bildirilen değil davacının fiilen uyguladığı faiz oranından hesaplama yapılması grektiği belirtildiğinden davacı vekilinin fiilen uyguladığı faiz oranını bildirmesinin akabinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişiler 14/01/2019 tarihli 3. ek raporlarında, söz konusu Yargıtay kararları uyarınca işbu krediye fiili olarak uygulanan akdi faiz oranının yıllık %10,20 olduğunun tespit edildiğini, filli olarak uygulanan kredi akdi faiz oranı yıllık %10,20, temerrüt faiz oranın ise sözleşmede bunun %100 fazlası olan %20,40 temerrüt faiz oranına tekabül ettiğinin hesaplandığını, bankaca kullandırılan ve 17.12.2014 tarihi itibariyle tespit edilen 4.335.400,29 TL taksitli ticari kredi, asıl alacak miktarı üzerinden, 24.12.2014 temerrüt ve 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplamada, davacı bankanın 09.09.2015 iflas tarihi itibariyle davalı müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 644.890,79 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 32.244,84 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 5.012.535,62 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğini, bu tutarın 3.500.000,00 TL’sinin iflas idaresi tarafından kabul edildiği anlaşıldığından 1.512.535,62 TL daha kayıt kabul talebinde bulanabileceğini bildirmişlerdir. Davacı bankanın Karaköy Şubesi ile müflis şirket arasında 03/07/2012 tarihli 8.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, …’in kredi miktarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, ayrıca kullandırılan kredinin teminatı olarak İstanbul ili, Silivri ilçesi, … Mahallesi, … ada, … Parsel numarasında kayıtlı … Blok … Giriş … kat … nolu bağımsız bölüm ve … Blok … Giriş … Kat … nolu bağımsız bölüm üzerinde 1. derecede, 1.600.000.00 TL bedelli ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Kullandırılan kredinin süresinde ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından müflis şirkete keşide edilen Üsküdar … Noterliğinin 19/12/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde, banka ile akdedilen sözleşme hükümleri ihlal edilmiş olduğundan kredi hesabının 17/12/2014 tarihi itibariyle kat edildiği, kat tarihi itibariyle 4.335.400,29 TL nakdi kredi ve 41.170,00 TL gayrinakdi kredi alacağı ile kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ipotek bulunduğu, borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içinde ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı bildirilmiş olup ihtarname müflis şirkete tebliğ edilmiştir. İhtarname ekinde yer alan hesap özetine göre, kredi (akdi) faiz oranının yıllık %10,20, temerrüt faiz oranının yıllık %100, kalan ana para borcunun 3.772.201,69 TL, faizin 536.379,62 TL, BSMV 26.818,98 TL olmak üzere toplam borcun 4.335.400,29 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 08/11/2016 tarihli dilekçesinde, müvekkili bankaca kullandırılan kredilere uygulanacak faiz oranlarının mevzuat gereğince TCMB’ye bildirildiğini, dilekçe ekinde hesabın kat edildiği tarihte yürürlükte olan faiz oranlarını gösteren ve TCMB’ye bildirilen yazı örneğini sunduğunu belirtmiş olup dilekçe ekinde sunulan ve TCMB’ye hitaben yazılan yazıda, davacı banka tarafından 27/03/2014 tarihi itibariyle kredi yıllık azami faiz oranları formunda değişiklik yapıldığının bildirildiği ve yazı ekinde sunulan kredi yıllık azami faiz oranları bildirim formuna göre kredi faiz oranının yıllık %50 olarak belirlendiği görülmüştür. Genel Kredi Sözleşmesinin “Temerrüt Faizi ve Diğer Mali Yükümlülükler” başlıklı 22. maddesinin “Müşteri, muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmede farklı bir oran belirtilmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde yüzünün ilavesiyle bulunacak oran” üzerinden hesaplanacak oran olduğunu; ödeyeceği bu faizlerin yanında fon, vergi, harç vb mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini, mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti vs sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. “…Davalı tarafından kefil sıfatı ile imzalanan genel kredi sözleşmelerinde rakamsal bir faiz oranına yer verilmemiş olup davalı bankanın benzer nitelikteki kredilere fiilen uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranları belirlenerek yaptırılacak hesap sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/06/2022 tarih ve 2020/6309 Esas 2022/4512 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davacı banka ile müflis şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde uygulanacak faiz oranı konusunda bir belirlemenin bulunmadığı, bu durumda davacı vekili 08/11/2016 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu yazı uyarınca Merkez Bankasına bildirilen faiz oranlarına göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de davacı bankanın talep ettiği alacağa uygulanacak akdi faiz oranı ve temerrüt faizi oranının, davacı bankaca aynı veya benzer nitelikteki kredilere uygulanan cari kredi faiz oranı (uygulanan faiz) dikkate alınarak hesaplanması gerektiği, ispat yükü üzerinde bulunan davacı banka tarafından müflis şirketin temerrüt tarihinde, aynı tür krediler için fiilen daha yüksek oranda akdi faiz uygulandığına ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu durumda kat ihtarnamesi ekinde yer alan hesap özetine göre, kredi (akdi) faiz oranının yıllık %10,20 olarak belirtildiği dikkate alındığında davacı bankanın, müflis şirketin temerrüt tarihinde uyguladığı en yüksek kredi akdi faiz oranının %10,20 ve bu oranın %100 ilavesi suretiyle uygulanması gereken temerrüt faiz oranının ise %20,40 olduğunun kabul edilmesi gerektiği, mahkemece aldırılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli 14/01/2019 tarihli 3. ek bilirkişi raporunda, uygulanması gereken akdi ve temerrüt faiz oranlarına göre, davacı bankanın 09/09/2015 iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 4.335.400,29 TL asıl alacak, 644.890,79 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 32.244,84 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 5.012.535,62 TL alacak üzerinden kayıt kabul talebinde bulunabileceğinin belirtildiği, davacının, müflis şirketin iflas masasına 7.799.563,24 TL üzerinden yaptığı alacak kayıt talebi sonucunda iflas idaresi tarafından 3.500.000,00 TL’nin kabul edilerek kalan kısmın ise reddedildiği anlaşıldığından davacı bankanın, müflis şirketin iflas masasına 1.512.535,62 TL daha kayıt kabul talebinde bulanabileceği anlaşılmıştır. Yapılan açıklamalar uyarınca Mahkemece tesis edilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvuruları yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/492 Esas, 2019/513 Karar ve 04/04/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/02/2023