Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/270 E. 2019/464 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/270 Esas
KARAR NO : 2019/464
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2018
NUMARASI : 2018/1533 E 2018/994 K.
DAVA :KONKORDATO
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacıların yöneticisi ve ortağı olduğu …Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ile birlikte konrkordato talep ettiğini, müvekkillerinin de tüm borç yükünün, sadece ortağı oldukları davacı şirketin ticari borçlarına kefaleten kaynaklandığını, şirketin borçları sebebiyle banka ipoteklerinin bulunduğunu beyanla müvekkilleri hakkında konkordatonun tasdiki talebinde bulunmuş, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1083 E.dosyasında görülen dava, davacı gerçek kişi ortaklar yönünden tefrik edilerek aynı mahkemenin 2018/1533 E.sayılı sırasına kaydedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Tefrik kararından sonra, Davacı gerçek kişilerin İİK.nun 285. Maddesi anlamında borçlarını ödemekte zorlandıklarını, nakit dar boğazına girdiklerini gösterir mali bir tablo sunmadıkları, Konkordato talep eden gerçek kişilerin, borçlu şirketlerin kullandığı kredilere olan kefaletleri sebebiyle alacaklıların kendilerine yönelik cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordatoya başvurduklarını belirttiklerine göre, gerçek kişilerin sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesinin, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte olmadığı gerekçesi ile davacıların kesin mühlet ve konkordato taleplerinin reddine, İflas koşulları oluşmadığından iflas verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar Vekili İstinaf Taleplerinde; 1-İİK.nun Konkordato talebi başlıklı 285.maddesinin 1.fıkrasında; borçlunun tanımı yapılırken herhangi bir borçlu denilmek suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ayrımı yapılmadığını, davacılar yönünden dosyaya sunulan konkordato ön projesinin, 21/12/2018 tarihli dilekçelerindeki taleplerinin hüküm kurulurken değerlendirilmeye alınmadığını, bu durumun maddi sorunun tespiti hakkında yanlış sonuca varılmasına neden olduğunu, 2-Davacı gerçek kişilerin, hissedarı oldukları şirket lehine verilen 1 yıllık kesin mühletten yararlanamamaları ve davacıların hissedarı oldukları şirkette aktif olarak çalıştıkları da göz önüne alındığında davacıların haciz tehdidine maruz kalmaları şirketin işleyişini bozacak bir sonuç yaratacağını, ayrıca İİK.nun 308/h maddesi ile düzenlenen “rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve borçlarının yapılandırması” hükmünün uygulanmasını da engelleyeceğini, 3-Ayrıca Yerel Mahkemece, dosya tefrik edilerek tefrik edilen dosyada, revize ön proje sunulmasına imkan verilmeden, davacıların şirketteki pozisyonları değerlendirilmeden, hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesinin, savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık teşkil edeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacılar vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla; Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.Davacıların dava dilekçesindeki adresleri itibariyle davanın İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık, davacıların yöneticisi ve ortağı oldukları …Ticaret Anonim Şirketi ile birlikte konrkordato talep ettikleri ve tüm borç yükünün de sadece ortağı oldukları bu şirketin ticari borçlarına kefaleten ileri gelmesinin konkordato kurumunun amacı ile bağdaşıp bağdaşmadığı noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesi; Davacı gerçek kişiler tarafından sunulan konkordato projesini konkordato komiserlerinin görüşünü almadan değerlendirerek konkordato ön projesinin uygulanabilir olmadığı sonucuna varmıştır. İİK.nun 287/3.maddesi gereğince; Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir, hükmü dikkate alındığında, teknik bilgi gerektiren Konkordato davalarında komiser atanması yasanın emredici hükmü olup, Konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının denetlenmesi hususunun Konkordato Komiserlerinden görüş istenip rapor alınmadan yapılması doğru olmamıştır. Yine gerçek kişi borçluların, sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep ettikleri, bunun mümkün bulunmadığı şeklinde ki gerekçenin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Geçici mühlet kararı verilmeden önce bir kısım belgelerin eksik bulunması halinde bu belgelerin ikmali için ilgilisine süre verilmesi gerekirken red kararına gerekçe yapılması doğru değildir. Geçici mühlet kararı verildikten sonra geçici mühlet kararı ile birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirilerek bu konuda komiserin görüşü alındıktan sonra değerlendirme yapılması gerekirken mahkemenin uzman görüşüne ihtiyaç duyulan bir konuda yorum yaparak sonuca ulaşması konkordatonun amacına uygun düşmemiştir. Bu sebeple, öncelikle İİK’nun 286. ve devamı maddelerinde belirtilen belgelerin eksik olması halinde HMK’nun 114. ve 115. Maddeleri gereğince davacılara süre verilmesi, belgelerin ikmalinden sonra İİK’nun 287/2. ve 3. Maddeleri gereğince geçici mühlet kararı ile birlikte geçici komiser atandıktan sonra komiserin görüşü alınarak sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2018 Tarih ve 2018/1533 E. 2018/994 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/03/2019