Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2665 E. 2023/25 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2665 Esas
KARAR NO: 2023/25
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2019
NUMARASI: 2017/976 Esas, 2019/211 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin 27.08.2007- 07.07.2011 döneminde davalı bankadan 9 adet taksitli ticari kredi kullandığını, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarihli kararında, aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında kredi faizlerinin belirlenmesinde kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, davalı bankanın uyguladığı kartel faizi nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, söz konusu fiil olmasaydı kredi maliyetinin daha az olacağını belirterek 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57 ve 58. maddeleri gereği ödenen fazla faiz sebebiyle meydana gelen zararın tespiti ile zararın 3 katı oranında tazminattan şimdilik 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden tarihinden işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu ticari kredilerin rekabet kurulu kararı soruşturması kapsamının dışında olduğunu, davacının iddia ettiği gibi Rekabet Kurulu kararına bağlı bir zararının söz konusu olmadığını, davacının taleplerinin asılsız olduğunu, müvekkil bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının iddialarını ve talep sonucunu somutlaştıramadığını, davacının kullandığı kredilerinin tamamının ticari nitelikte krediler olduğundan tazminat istenemeyeceğini, yüksek mahkemelerin içtihatlarında da ticari kredilerde masraf ve komisyon alınabileceğinin belirtildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; rekabet kurulu kararına konu kredilerin tüketici kredileri olduğu, TTK’nın 8. maddesi uyarınca ticari işlerde faizin serbestçe kararlaştırılabileceği, tacir olan davacının basiretli hareket etmesi gerektiği, ticari kredilerin kurul kararı kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; hükme esas alınan raporda zarar tespiti yapılmadığını, raporda -kamu bankalarının uyguladığı ortalama ihtiyaç kredisi faiz oranının müvekiline uygulanan faiz oranın da fazla olduğu, bu nedenle müvekkilinin zararının bulunmadığı- tespit edilmişse de, bu tespitin hatalı olduğunu, zira müvekkilinin kullandığı kredinin ihtiyaç kredisi olmadığını, Rekabet Kurulu kararında davalı bankanın ticari kredi ayrımı yapmaksızın tüm kredilerde faiz oranlarını hukuka aykırı artırdığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin bankaların uyumlu eylemleri ile rekabeti ihlal etmelerini, basiretli iş adamı yükümlülüğü altında bilebilecek durumda olduğunun kabulünün de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, tacir olan davacının davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle Rekabet Kurulu kararında söz konusu olan faiz oranlarıyla kredi kullanmış olması durumunda 4054 Sayılı Yasa tazminat talebinde bulunma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında krediler, davacı tarafın ticari şirket niteliğindeki sermaye şirketi olduğu hususlarında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. İş bu uyuşmazlıkta değerlendirilmesi gereken konu, şirketler arasındaki gerçekleştirilen sözleşmelerdeki faiz ve faiz oranıdır. 6102 sayılı TTK’nın 8. maddesinin üst başlığı ticari işlerde faizdir. 8. maddenin başlığı ise oran serbestisi ve bileşik faizin şartlarıdır. 8/1.fıkrada ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. 3. fıkrada, tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı olacağı, 4. fıkrada 2.ve 3. fıkralarına aykırı olarak işletilen faizin yok hükmünde olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 88.maddesinde ise faiz düzenlenmiş, 88/1.fıkrasında; faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranının sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği ifade edilmiştir. Aynı yasanın 120. maddesinde ise temerrüt faizi üst başlığı ile genel olarak faize yer verilmiştir. Somut davada, gerek davacı şirket gerekse davalı bankanın sermaye şirketi olduğu ve TTK’nın ilgili hükümlerine tabi bulundukları kaçınılmazdır. Yasanın yukarıda ifade edildiği üzere 8. maddesi gereğince tacir olan taraflarca faiz oranı serbestçe belirlenmektedir. Tacir olan taraflar yönünden ticari faizin serbestçe belirleneceğine dair yasal düzenleme ve Rekabet Kurulu kararına konu faiz oranının ticari kredilerdeki faiz yönünden uygulama yerinin olmayacağı dikkate alındığında davacı vekilinin aksine iddialarında isabet görülmemiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlıklarda verdiği 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararları da bu yöndedir Açıklanan nedenlerle ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/976 Esas, 2019/211 Karar ve 15/03/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/01/2023