Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2660 E. 2020/897 K. 06.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2660 Esas
KARAR NO: 2020/897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/881 Esas
KARAR NO: 2019/354
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/05/2020
KARARIN YAZILDIĞI T: 12/05/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin işlettiği otoyoldan davalıya ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, müvekkili tarafından işletilen otoyolda bulunan gişelerden nakit, kredi kartı-banka kartı tahsilatı yapılabilmesinin mümkün olduğunu, ücret toplama sisteminin süresi içerisinde OGS-HGS bankasından provizyon alamaması halinde gişede yer alan bariyerlerin açılmadığını, bu nedenle gişedeki memur tarafından geçiş ücretinin ödenmesinin talep edildiğini, ödemenin de gerçekleşmemesi halinde ihlalli geçiş bildiriminin sadece bilgilendirme amaçlı olarak ihlalli geçiş anında araç sürücüsüne teslim edildiğini, ücretin geçişi takip eden onbeş günlük süre içerisinde de ödenmemesi halinde müvekkilinin geçiş tutarının 10 katı kadar ceza tahsil etme yetkisi olduğunu, bu ceza tutarının %60’ının da hazine payı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin söz konusu cezadan imtina etme seçeneğinin olmadığını, davalının itirazlarının haksız olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin adresinin Bağcılar İlçesi sınırları içerisinde olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin nakliye işi yaptığını ve araçlarıyla yurtiçinde birçok noktaya nakliye hizmeti sağladığını, bu nedenle araçlarının ücretli otoyollardan sürekli geçiş yaptığını, dava konusu edilen ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen aracın OGS cihazı olduğunu, bu cihazın müvekkiline ait bir kredi-banka kartına bağlı olması nedeniyle bakiyesi belli bir tutarın altına indiğinde otomatik olarak bakiye yüklemesi gerçekleştiğini, söz konusu tutanaktaki saatte müvekkiline ait aracın Osmangazi Köprüsünden geçmesi ile 211,30 TL tutarın OGS cihazından tahsil edildiğini, sonrasında ise geçiş iptal açıklaması ile hesaba iade edildiğini, müvekkilinin davacı taraf müşteri temsilcisi ile yaptığı görüşmede kendisine sistemden kaynaklanan bir sorun olduğunun söylendiğini, söz konusu ihlalli geçişte müvekkilinin bir kusurunun olmadığını beyanla öncelikle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalı şirkete ait aracın 05.04.2017 ve 07.04.2017 tarihlerinde Osman Gazi köprüsünden gerçekleştirmiş olduğu geçişlere ait bedellerin önce tahsil edilip sonrasında iade edildiği, … Bankasından gelen yazı cevabında, … numaralı OGS cihazına ait geçiş bilgilerine göre, online yüklemenin başarısız olması nedeniyle geçiş tutarı kadar yükleme yapılıp akabinde aynı tutarlar kadar yükleme iptali gerçekleştiğinin bildirildiği, davacı ek beyan dilekçesinde her ne kadar, geçiş esnasında yukarıda bahsedildiği şekilde olumsuzluklar yaşandığında, operatör tarafından geçiş ücretinin nakit olarak alındığını, nakit olmaması halinde daha sonra ödenmek üzere ihlalli geçiş belgesi verildiğini savunmuş ise de, bu yöndeki iddiasının soyut nitelikte olup ispattan yoksun olduğu, hukuk devletinde her türlü işlemin hukuka uygun yürütülmesi gerekliliği işletmecilere ve finansal kuruluşlara keyfi davranabilme hakkı vermek anlamına gelmediği gibi somut olayda olduğu şekilde, ücret tahsilatına ilişkin elektronik sistemde yaşanan olumsuzlukların neticelerinin de vatandaşlara yüklenemeyeceği, somut davada davacının geçiş ücretini ödemesi gerektiğinde herhangi bir tereddüt bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ücretli otoyolları kullanan davalı borçlu, HGS hesabını müsait tutmayarak müvekkil şirketin sağladığı hizmetin karşılığında ücret ödeme yükümlülüğünü kendi kusuruyla ihlal ettiğini, bu sebeple yerel mahkemenin banka hesabından ödeme yapmamasında kendisinin kusuru olmadığı, sorumluluğun müvekkil işleten şirkette olduğu yönünde verilen karar hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin işbu basiretli tacir sorumluluk esaslarına göre hareket etmediği belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir, Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketin bir kusuru olmamasına rağmen ve bu hususun gerekçeli kararda da yer almasına rağmen ve müvekkilin kendisine iade edilen geçiş ücretlerini ödemiş olmasına rağmen, yargılama giderleri, dava vekalet ücreti, icra vekalet ücreti ve icra masrafları ödemek zorunda bırakılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kontrolünde olmayan bir elektronik sistem tarafından kendisinden çekilip daha sonra iade edilen ücret hakkında icra takibi başlatılıp müvekkilin bu icra takibi masrafları,vekalet ücreti ödemek zorunda bırakılması davacı yanın kötüniyetli olarak hareket ettiğini gösterdiğini, davacı yanın kendi sistemlerinde paranın çekilip iade edildiğini görebilecek olmasına rağmen bu icra takibini ikame etmesi kötüniyetli olup davacı yanın icra takibi bedeli üzerinden kötüniyet tazminatı ödemesine hükmedilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, davacının geçiş ihlalinden kaynaklı davalıdan olan alacağın tahsili amacıyla aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın 05.04.2017 ve 07.04.2017 tarihlerinde Osman Gazi köprüsünden gerçekleştirmiş olduğu iki adet geçiş için geçiş tutarı olan 422,60 TL ve 10 katı tutarında ceza miktarı olan 4.226,00 TL olmak üzere toplamda 4.648,60 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, takibin durduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 422,60 TL alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Görüldüğü üzere, 422,60 TL geçiş ücreti üzerinden talebin kabulüne, 4.226,00 TL gecikme cezası yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Taraflarca verilen karar istinaf edilmiş ise de taraf vekillerin istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için HMK’nın 352. maddesi uyarınca miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesi ile 6100 Sayılı …ya eklenen ek madde 1/2 gereğince, …nın 341. Maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüş olduğundan, 6763 Sayılı Kanun değişikliği ile yapılan parasal sınırlar, ancak sözkonusu kanunun yürürlüğe girdiği 02.12.2016 tarihi ve sonrasında (2017 yılı takvim yılı başına kadar) verilen ilk derece mahkemesine ait kararlar yönünden esas alınabilecek, 01.01.2017 tarihinden itibaren 3.110,00TL, 01.01.2018 tarihinden itibaren 3.560,00 TL, 01.01.2019 tarihinden itibaren 4.400.00TL olarak (01.01.2020 takvim yılı başına kadar) uygulanacaktır. Davalı aleyhine hüküm altına alınan değer 422,60-TL, davacı aleyhine hüküm altına alınan değer 4.226,00 TL olup bu miktarlar karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan 4.400,00.- TL’nın altında kalmakta olup kesin sınırlar içindedir. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlık konusu miktar, karar tarihi itibariyle HMK 341.maddesi uyarınca istinaf sınırının altında kalmaktadır. Buna göre ilk derece mahkemesince verilen karar her iki taraf yönünden de kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında HMK 346. maddesi gereğince mahkemece istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebilir. Bu sebeple İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı ve davacı yönünden miktar itibariyle kesin olduğundan HMK 341/2 ve 352/1 madde uyarınca davalı ve davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan, davacının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan, davalının peşin olarak yatırmış olduğu 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 110,80 TL harcın davalıdan ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/05/2020