Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2658 E. 2023/30 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2658 Esas
KARAR NO: 2023/30
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/06/2019
NUMARASI: 2018/340 Esas, 2019/604 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili amacıyla davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili UYAP üzerinden sunduğu 05/06/2018 havale tarihli dilekçesinde; 7144 sayılı torba kanun ile bu kanunun yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere geçiş ücretinin, geçiş tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirildiğini, hazine payı uygulamasının ortadan kaldırıldığını belirterek huzurdaki davada harca esas değerin 12.006,00 TL olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait araçların geçiş ihlali yapmasının söz konusu olmadığını, bu tür bir borcu bulunmadığı gibi işletici şirketin kendisinden kaynaklanan geçiş sistemlerinde yaşanan okuma problemi nedeniyle bu cezanın hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın kendi kusurlu hareketinden yararlanmaya çalıştığını, işbu davanın 4721 s. TMK Md. 2 uyarınca reddinin gerektiğini, her ne kadar davacı, ihlalli geçiş bildirim tablosu ve 17 adet ihlalli geçiş bildirimlerinden bahsetmişse de müvekkili şirkete bu tür belgeler tebliğ ya da teslim edilmemiş olduğundan 15 günlük sürenin usule uygun bildirim yapılmasının ardından başlayacağını ve karşı tarafın bizzat kendisinin düzenlediği ve her zaman düzenlenebilecek bu nitelikteki belgelerin müvekkili şirket açısından bağlayıcılığının bulunmadığını belirterek öncelikle karşı tarafın usul ve yasaya aykırı işbu davasının dayanağı olan 6001 s. Kanun Md. 30/5 ile 30/7 hükümlerinin Anayasaya aykırı olmasından bahisle Anayasa Md. 152 uyarınca somut norm denetimi mekanizması işletilerek dosyanın Anayasa Mahkemesinde incelenmek üzere iptal davası açılmasına, neticede ise usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sistem tarafından otomatik tahsilatı döneminde …, …, … ve … plakalı araçların hesap bakiyesi müsait olmasına rağmen geçiş ücretinin teknik nedenlerle tahsil edilemediği, tahsilatın yapılamamasında davalının kusurunun bulunmadığı tespitleri nazara alınarak davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; uygulama sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin kurması gereken ücret toplama sistemini Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından işletilen otoyollarda kullanılan OGS ve HGS sistemlerine ait etiketlerin etiket değişikliğine ihtiyaç duyulmadan kendi kuracağı ücret sisteminde de kullanılabilecek şekilde uyumlu tesis etmekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin geçiş ücretini, geçiş sonrası fakat geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde, etiketlerdeki eksik bakiyenin tamamlanması halinde, otomatik olarak etiket hesaplarından tahsil etmesine (Otomatik Tahsilat Yöntemi) ilişkin kanuni bir yükümlülüğünün bulunmadığı gibi bu hususta herhangi bir taahhüdününde olmadığını, ücretin OGS/HGS etiketi vasıtasıyla tahsil edilememesi durumunda, geçiş ücretinin nakit veya kredi/banka kartı ile ödenmesi gerektiğini, müşterilerin farkına varmaksızın ihlalli geçiş yapmasını engellemek ve mağduriyetlerini önlemek amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü sisteminden farklı olarak otoyolda tüm gişelerde personel bulundurulduğunu, bu amaçla tüm gişelerde bariyer olduğunu ve herhangi bir yöntemle tahsilât yapılamaması halinde bariyerin açılmadığını, bariyerin ancak ödeme yapıldığında ya da araç sürücüsüne İGB’li (İhlalli Geçiş Bildirimli) “Geçiş” ve “Ödemesiz” ibareleri ile ihlalli geçiş bildirim numarası yer alan yazar kasa fişi ve ihlalli geçiş bildirimi teslim edildiğinde açıldığını, müvekkili şirket tarafından işletilen otoyoldaki sistemin Karayoları Genel Müdürlüğü sisteminden farklılıklar gösterdiğinden, geçiş ücretinin geçiş sonrası, fakat geçiş tarihinden itibaren 15 (on beş) gün içerisinde, otomatik olarak cihaz/etiket hesaplarından tahsil edilmesinin de dava tarihi itibariyle mümkün bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, geçiş ihlalinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhinde 2.401,20 TL geçiş ve 24.012,00 TL ceza ücreti olarak toplam 26.413,20 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunması üzerine takibin durdurulduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Bilirkişi 14/12/2018 tarihli raporunda; dava konusu edilen ve raporda tarih ve geçiş saatleri yazılı köprü ve otoyol geçiş ücretlerinin sistem tarafından otomatik tahsilatı döneminde …, …, … ve… plakalı araçların hesap bakiyesi müsait olmasına rağmen, ihlali geçiş bildirim dökümünde gösterilmiş olan 17 adet otoyol ve köprü geçişi döneminde …, …, … ve … plakalı araçların HGS kartlarının bakiyelerinin bu geçiş ücretlerini karşılayacak ve müsait durumda olmasına rağmen geçiş sistemi ile HGS kartının arasındaki uyuşmazlık sonucu 16 adet geçiş ücretinin geçiş anında HGS kartından tahsil edememesi, 1 adet geçiş ücretinin geçiş anında tahsil edilip sistemin tekrar aynı anda parayı hesaba iade etmesi nedeniyle köprü veya otoyol geçişlerinde sanki ihlalli geçiş yapılmış gibi ceza-i işlem uygulanmasının teknik açıdan dayanaktan yoksun olduğunu, araçların geçiş dönemlerinde dosyaya mübrez HGS hesap dökümlerine göre …, …, … ve … plakalı araçların HGS etiketlerinin köprü veya otoyol geçiş ücretlerinin miktarlarının (1,50 TL’den, 211,30 TL’ye kadar) bakiye yüklemesinin muntazam ve yeterli bakiyelerinin bulunduğunu, dava konusu araçlara ait HGS kartlarına bakiye yüklemesinin sistem tarafından otomatik yüklendiğini, sistemdeki aksaklığının davacı tarafından açıklanması gereken bir husus olduğunu, bu itibarla bu durum açıklanıncaya kadar davacının alacak iddiasının ispata muhtaç olduğunu bildirmiştir. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25.05.2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16.05.2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır. Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “…. İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya HGS veya OGS sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. OGS ve HGS kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta, davacının özel hukuk hükümlerine tabi ticari şirket olduğu, davacıya, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için farklı hukuki rejim ve usulleri düzenleme yetkisi verildiği, davacının, ihlal sebebi ile davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı, ihlalli geçiş halinde geçiş ücretinin mutlaka geçişi izleyen 15 (on beş) gün içerisinde ödenmesi gerektiği, davacı tarafından 30/06/2017 tarihinde başlatılan takipten sonra, 16.05.2018 tarihli değişiklik ile “…geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmündeki “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile geçiş ücreti davalıdan tahsil edilmediğinden bu durumdan davalının da faydalandığı, takip tarihi itibari ile davacının, davalıdan 2.401,20 TL ihlalli geçiş ücreti ve bu tutarın 4 katı cezası 9.604,80 TL olmak üzere toplam 12.006,00 TL alacaklı olduğu, bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca yasa değişikliği uyarınca geçiş ücretinin on katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirilmesi sebebiyle kalan kısım bakımından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Ancak davacının fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı, davacının dava tarihinde davanın tamamı yönünden haklı olduğu gözetildiğinde yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabul kısmen reddine, yasa değişikliği uyarınca geçiş ücretinin on katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirilmesi sebebiyle kalan kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/340 Esas, 2019/604 Karar ve 24/06/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğince KALDIRILMASINA,3-a)Davacının davasının KABULÜ İLE, Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 2.401,20 TL ihlalli geçiş ücreti ve bu tutarın 4 katı cezası 9.604,80 TL olmak üzere toplam 12.006,00 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen 12.006,00 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 2.401,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yasa değişikliği uyarınca geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirilmesi sebebiyle kalan kısım bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 820,12 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 319,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 501,11 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulanan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)Davacı tarafından yapılan 551,70 TL yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 319,01 TL peşin harç olmak üzere toplam 906,61 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,e)Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 820,12 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 775,12 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacının yapmış olduğu 45,00 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırdığı 44,40 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 210,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,7-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/01/2023