Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2650 E. 2023/91 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2650 Esas
KARAR NO: 2023/91
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2019
NUMARASI 2017/894 Esas, 2019/245 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen 28.09.2016 tarihli “… Hizmeti Sözleşmesi” ile müvekkili şirketin davalı şirkete güvenlik hizmeti verdiğini, davalının sözleşmeyi 06.01.2017 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin sonlandırılmasına konu hırsızlık olayında müvekkilinin kusurlu bulunmayıp davalı şirketin asli kusurlu olduğunu, alınması gerekli tedbirlerin yazılı olarak davalı şirkete bildirilmesine rağmen davalının tedbir almaktan kaçındığını, bu nedenle hırsızlık nedeniyle ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğunu, davalı tarafın verilen hizmet nedeniyle 46.807,64 TL bakiye borcu bulunduğunu, ancak davalının alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına ve icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacı yüklenicinin işyerinin hırsızlığa karşı korunması işini üstlendiğini, ancak davacının görevini layıkıyla yerine getirmemesi nedeniyle şantiyede hırsızlıklar yaşandığını ve müvekkilli şirketin zarara uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.10 maddesi uyarınca görevin ifasından doğan zararların sigorta kapsamında olmaması halinde, yüklenicinin zarardan sorumlu olacağını, sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde müvekkili işverenin sözleşmeyi tek taraflı feshe ve uğradığı zararlar için yüklenicinin hak edişlerine el koymaya yetkili bulunduğunu, davacının başlattığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve alacağın % 20’sinden az olmamak icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; fiziki koşulları uygun hale getirmenin iş sahibinin sorumluluğunda olduğu, oluşan zarardan davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının edimini yerine getirdiği ve ücrete hak kazandığı, ancak işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 46.807,64 TL asıl alacak yönünden devamına, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının eksik personel ile hizmeti ifa etmesi ve davacı personelinin güvenliği tesis edememesi nedeni ile hırsızlık meydana geldiğini ve müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, yargılamayı gerektiren bir durum olması nedeniyle icra tazminatına hükmedilemeyeceğini, davanın kısmen reddedilmesine rağmen, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, güvenlik hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında 28.09.2016 tarihli “… Hizmeti Sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmenin davalı tarafça 06.01.2017 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiği, davacı yüklenicinin hizmet karşılığı düzenlediği 4 adet faturaya dayanarak 46.807,64 TL asıl alacak ve 743,84 TL işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibi itirazı üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, işyerinde yaşanan hırsızlık olayında davacı güvenlik şirketinin kusurunun bulunmadığı ve taraf defterlerine göre davacının davalıdan 46.807,64 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında sözleşme bulunduğu ve davacı şirketin davalı şirketin şantiyesinde güvenlik ve danışmanlık hizmeti verdiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, şantiyede yaşanan hırsızlık olayında davacı güvenlik şirketinin kusuru bulunup bulunmadığı, hırsızlık sonucu davacı şirketin uğradığı zarar nedeniyle davalı işverenin hizmet bedelini talep edip edemeyeceği, davacı lehine icra tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacı defterlerine göre de davalı defterlerine göre de davacının 46.807,64 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.1-Davalı işveren, şantiyede yaşanan hırsızlık olayında davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacının edimini ayıplı ifa ettiğini savunmuştur.Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.32 maddesi; “Şantiye sahasının dış emniyet tedbirlerinin alınması İŞVEREN’e ait olup fiziki tedbirlerin eksikliğinden oluşabilecek kaçak işçi girişi, hırsızlık teşebbüsü gibi olaylardan danışmanlık firmasının zaaf olabilecek bölgeleri yazılı olarak İŞVEREN’e bildirecektir. Bununla ilgili İŞVEREN herhangi bir tedbir almaz ise sorumluluk İŞVEREN’e attir.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda, davacı yüklenicinin risk analiz raporu ve e-postalarda şantiye sahasındaki fiziki eksiklikler ile alınması gereken önlemler konusunda davalı işverene uyarılarda bulunduğu ve şantiye çevresinin dışarıdan kontrolsüz olarak giriş ve çıkışları engelleyecek nitelikte kapatılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı yüklenici şantiyedeki alınması gereken tedbirleri bildirmesine rağmen, davalı işverenin tedbirleri dikkate almadığı anlaşıldığından sözleşmenin 4.32 maddesi gereği, yaşanan hırsızlık nedeniyle sorumluluk davalı işverene aittir. Bu durumda mahkemece hizmet bedeli asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmesi yerindedir. 2- Davalı işveren ayrıca icra tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle de hükmü istinaf etmiştir. İK’nun 67/2 maddesi gereğince inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşul olup, borçlunun itirazının kötü niyetle olması gerekmez. Bundan başka alacağın likit ve belli olması da gerekir. Somut olayda, faturaya dayanan hizmet alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan, mahkemece icra tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. 3-Davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davacı, 46.807,64 TL asıl alacak ve 743,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.551,48 TL alacağın tahsili için takip başlatmış, davalının itirazı üzerine dava değerini 47.551,48 TL göstererek eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 46.807,64 TL asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiş, ancak reddedilen miktar yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak AAÜT’nin 3/2 ve 13 maddeleri uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 3 nolu maddede belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1a)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 3 nolu maddede belirtilen nedenlerle KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/894 Esas, 2019/245 Karar ve 25/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, b)Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 46.807,64 TL asıl alacak üzerinden ve takipten itibaren bu miktara %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, c)%20 nispetinde hesaplanan 9.362,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, d)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 3.197,42 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 574,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.623,11 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,e)Davacı tarafça karşılanan 574,31 TL peşin harç ile 31,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,f)Davacı tarafça karşılanan 150,00 TL posta ve tebligat masrafı ile 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.350,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 1.328,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,g)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, h)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, ı)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 743,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden; 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 800,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 620,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafından karşılanan 179,90 TL istinaf karar harcı, 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.26/01/2023