Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2627 E. 2020/360 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2627 Esas
KARAR NO : 2020/360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/06/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/7 Esas,
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer davacı … Ticaret Limited Şirketinin tek ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davacı gerçek kişinin şirketin bankalardan kullanmış olduğu kredilere kefil olduğunu, davacı şirketin mali durumunun iyileştirilebilmesi ve faaliyetine devam edebilmesi için İİK.285 md. uyarınca vade verilmesi amacıyla adi konkordato talebinde bulunnulmasına karar verildiğini ve 31/12/2018 tarihli konkordato ön projesinin hazırlandığını, şirketin rehinli borçlarına kefil olan davacı gerçek kişinin diğer müvekkiliyle zorunlu dava arkadaşı olduğunu, müvekkilinin konkordato teklifine göre 31/12/2018 tarihi itibariyle konkordatoya tabi alacaklılara %50 iskonto yapılarak 1 yıl geri ödemesiz, sonraki 4 yılda eşit paylı ödeme şeklinde ödeneceğini, konkordato ön projenin gerçekleşmesinin davacı şahısları da kapsayacak şekilde üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi 24/06/2019 tarihli kararı ile; davacı gerçek kişinin ön projesinde kendisine özgü konkordato tedbiri ve hedefine yer vermediği ve konkordatonun başarısının hissedarı bulundukları şirketin konkordato başarısına bağlandığı gerekçesiyle davacın hakkındaki geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacının tek ortağı olduğu şirket borçlarına kefil olduğunu, kendisi hakkında kesin mühlet kararı verilmemesi halinde hem kendisinin hem de tek ortağı olması nedeniyle şirketin zor duruma düşeceğini, şirket borçları ile müvekkilinin kefalet borçları ortak olduğundan, ön projedeki hedef ve tedbirlerin bir olması gerektiğini, davacılar arasındaki organik ve iktisadi bağ dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davacı hakkında kesin mühlet verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.Konkordato talepleri hakkında İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, iflasa tabi olmayan davacı gerçek kişinin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamından, davacının ortağı olduğu şirket borçları için kefil olduğu, davacının konkordato tasdiki davasının, şirket ile birlikte aynı dava dilekçesinde açıldığı, mahkemece 23/01/2019 tarihli tensip zaptı ile İİK’nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı gerçek kişi ile davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, 24/04/2019 tarihli duruşmada davacılar hakkında geçici mühlet kararının uzatıldığı, 24/06/2019 tarihli duruşmada ise davacı şirket yönünden 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği, davacı gerçek kişi yönünden ise İİK’nın 292/1 maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verildiği, davacı gerçek kişinin yasal süresinde kesin mühlet verilmesi talebi ile karara karşı istinaf yoluna başvurduğu görülmektedir.Davacının sunduğu konkordato projesine göre, davacının konkordato teklifi, tek ortağı olduğu şirket borçlarına kefil olmasından kaynaklanmaktadır. Tüzel kişi ve kefillerinin konkordato taleplerini aynı dilekçede birleştirilmesi mümkün olmakla birlikte, konkordatonun tasdiki için gerekli koşulların her bir borçlunun şahsında gerçekleşmesi gerekir. Kefil mahkemeye sunacağı konkordato ön projesinde kefalet borcunu hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, ödemelerin yapılması için mevcut mallarını satıp satmayacağını, kefalet borcu ödemesini yapabilmek için gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını açıkça belirtmelidir. (Yeni Konkordato Hukuku, Editör Selçuk Öztek, 2. Baskı, sh. 148)Ne var ki somut olayda, davacının projesinin incelenmesinde, borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projesinin bulunmadığı, projenin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketin ön projesi üzerine temellendirildiği, projede şirketin borçları ödeyememesi halinde davacının ödeme yapacağı belirtilmişse de, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı ve gerekli mali kaynağı nasıl temin edeceği gibi hususlarda açıklamada bulunulmadığı, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı görülmektedir. Konkordato komiser heyeti 21/06/2019 tarihli raporunda, davacı gerçek kişinin konkordato teklifinin ciddi olmadığı belirtilmiştir. Sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep edilmesi de müessesenin amacına uygun düşmeyecektir. Buna göre ilk derece mahkemesince davacı gerçek kişi yönünden konkordato talebinin reddine dair verilen karar sonuç olarak doğru görülmüştür.Bununla birlikte mahkemece davacı gerçek kişi yönünden tefrik kararı verilmeden ara karar ile konkordato talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 167. maddesinde davaların ayrılması düzenlenmiştir. Maddede, mahkemenin, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği ifade edilmiştir. HMK’nın 57. maddesi uyarınca dava konusu borcun davacılar arasında ortak olması halinde ihtiyari dava arkadaşlığı sözkonusu olacaktır. Somut olayda, davacı şirket ortağı gerçek kişi ve davacı şirket arasında mecburi dava arkadaşlığı mevcut değildir. Birlikte dava açmış olan ihtiyari dava arkadaşlarının bir kısmı hakkında işin esası ile ilgili hüküm kurulabilmesi, ancak tefrik kararı ile mümkün olabilecektir. Mahkemece tefrik kararı verilmeden ara karar ile davacı gerçek kişi yönünden karar verilmesi doğru değilse de, usul ekonomisi gözetilerek, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile 2004 sayılı İİK’nun 293/2. fıkrası uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/02/2020