Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2612 E. 2020/1013 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2612 Esas
KARAR NO : 2020/1013
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1085 Esas
KARAR NO : 2019/358
KARAR TARİHİ: 26/03/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ve davalı şirket arasında akdedilen sözleşme gereği davacı şirketin davalı şirkete vinç, hidrolik platform ve diğer hizmetler sağladığını, buna ilişkin faturalar düzenlendiğini, davacı şirketin, davalı şirketin yüklenicisi olduğu Gebze-Halkalı banliyö hatlarının yenilenmesi ve Pendik – Ayrılıkçeşme/Kazlıçeşme-Halkalı inşaat işlerinin yapımı işindeki faaliyetleri kapsamında iş yaptığını bu işlerden toplam 153.062,00 TL alacağı olduğunu ancak ödeme yapılmadığını bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın dayanağı olan faturalar incelendiğinde kira ilişkisinden kaynaklanan bir alacak iddiası olduğundan görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemeleri olduğunu ve davanın usulden reddi gerektiğini, davacının ispat külfeti altında öncelikle kiralanan mala ilişkin bir kira sözleşmesi olması, daha sonra bu kira sözleşmesine uygun faturaların müvekkil şirkete tebliğ ettirmesi gerektiğini, böyle bir tebliğ belgesi olmadan sadece vergi kayıtları üzerinden davanın kabulü mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; taraflar arasındaki vinç kiralama sözleşmesinden doğan kira alacaklarının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında; davacı ile davalı arasında düzenlenen Vinç Çalışma Sözleşmesinin kira sözleşmesi kapsamında yazılı kira sözleşmesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeği, uyuşmazlığın anılan sözleşme kapsamında olup olmadığını araştırıp değerlendirme görevi kira uyuşmazlıklarında münhasır yetkili sulh hukuk mahkemelerine ait bulunduğundan mahkememenin görevsizliği ile dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan çalışma belgelerinden, faturalardan ve BA/BS formlarından anlaşıldığı üzere müvekkilinin, davalıya sağlamış olduğu vinç, hidrolik platform, diğer hizmetler ve işler karşılığında oluşan alacağı kira ilişkisinden değil hizmet ve satış sözleşmesinden kaynaklandığını, davaya konu alacaklar kapsamında yapılan işlerin tamamı müvekkil şirket tarafından ve müvekkil şirket çalışanları tarafından yapıldığını, davalının bu vinçleri kullanabilmesi için ne sertifikası ne de bu vinçleri kullanmayı bilen personeli olduğunu, ayrıca davalıyla herhangi bir kira sözleşmesi yapılmadığı gibi kullanılması davalıya bırakılmış bir kiralanan mal olmadığını, müvekkilinin sahip olduğu vinçlerle talimatları doğrultusunda davalının işlerini bizzat yaparak teslim ettiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava, taraflar arasında düzenlendiği iddia olunan vinç çalışma sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dosyaya sunulan Vinç Çalışma Sözleşmelerinin kira sözleşmesi kapsamında yazılı kira sözleşmesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeği, uyuşmazlığın anılan sözleşme kapsamında olup olmadığını araştırıp değerlendirme görevi kira uyuşmazlıklarında münhasır yetkili sulh hukuk mahkemelerine ait bulunduğundan mahkememenin görevsizlik kararı verilmiştir.HMK’nın 4/1. maddesinde kira ilişkisinden doğan tüm davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir.Kira sözleşmesinde, bir şeyden bedel karşılığı yararlanma ve kullanma hakkını veren ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Kiralayan kiralananın kullanma hakkını kira akdi süresince kiracıya verir ve kiracı da bunun karşılığında kararlaştırılan bedeli öder. Kira sözleşmesinin unsurları; 1-Tarafların anlaşması, 2-Kullanılması kiracıya bırakılan kiralananın olması, 3-Kira bedeli ödenmesidir. ( Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 27/02/2017 tarih 2017/475 Esas 2017/1589 Karar sayılı ilamı)Somut olayda; davacı, davalı şirketin yüklenicisi olduğu Gebze-Halkalı banliyö hatlarının yenilenmesi ve Pendik – Ayrılıkçeşme/Kazlıçeşme-Halkalı inşaat işlerinin yapımı işindeki faaliyetleri kapsamında iş yaptığını, bu işler kapsamında davalıya, vinç, hidrolik platform ve diğer işler karşılığında hizmet verildiğini, bu işlerin tamamı davacı şirket çalışanları tarafından yapıldığını, yapılan işler karşılığında çalışma sözleşmeleri ve faturalar düzenlendiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Dosyaya sunulan çalışma sözleşmeleri, faturalar ve BA/BS formları incelendiğinde takip konusu alacağın, kira bedeline ilişkin olmadığı, davacı tarafça yapıldığı iddia olunan iş ve hizmetlerin karşılığı olduğu görülmüştür. Kaldı ki davalı tarafça da, taraflarca yapılmış bir kira sözleşmesi ve kira sözleşmesi kapsamında kullanılması davalıya bırakılmış bir kiralanan olduğu da kabul edilmemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olduğundan görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, sulh hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1085 E. 2019/358 K. 26/03/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2020