Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2605 E. 2019/2391 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2605 Esas
KARAR NO : 2019/2391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/308 Esas
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/02/2018 tarihli Müşavirlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketin sözleşme gereğince danışmanlık hizmetini gerçekleştirdiğini ancak sözleşme davalı tarafından haksız şekilde feshi nedeniyle müvekkil şirketin hak ettiği toplam ücretin (tüm inşaat/proje maliyeti belirlemek suretiyle) tespiti ile ödenmiş olanlar düşüldükten sonra kalan şimdilik 30.000,00 TL ücret alacağının, dava tarihinden itibaren itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, 14/05/2019 tarihli tensip zaptının 11 nolu bendi ile talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri olarak, taraflar arasında kurulan sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davalının mal kaçırması kuvvetle ihtimal olduğunu, taşınmaz malların tahliye edilmesi yahut devrin gerçekleşmesi durumunda davanın konusuz kalacağı gibi telafisi imkansız zararlar doğacağını, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı talebinin gerekçesiz olarak reddedilemeyeceği ve yaklaşık ispat ile bu kararın verilmesi için yeterli olduğu belirtilmiştir. Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.6100 sayılı yasanın 391/1. Maddesinde, mahkemenin her türlü tedbire karar verebileceğini düzenledikten sonra, ikinci fıkrasında, tedbir kararının neleri içereceğini belirlemiştir. 391/2. Maddesinde ihtiyati tedbir kararında bulunması gereken unsurlar düzenlenmiştir. Buna göre, tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, tereddüte yer verilmeyecek şekilde neyin üzerine ve ne tür tedbire karar verildiği, talepte bulunanın ne tutarda ve ne tür de teminat göstereceği açıkça yazılı olması gerektiği belirlenmiştir. Aynın yasanın 297. Maddesinde de, hükmün kapsamında nelerin olacağı belirtildikten sonra, tarafların, iddia ve savunmalarının özetleri, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların hükümde yer alması gerektiği, ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, mahkemece verilen kararın gerekçeli olması, tarafların iddialarına neden üstünlük tanındığı tartışılmalıdır. Anayasamızın 141/3. Maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesi tensip zabtında sadece kısa karar şeklinde herhangi bir gerekçe belirtmeden tedbir talebinin reddine karar vermiş ayrıca, ayrı bir gerekçeli karar oluşturmamıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu haliyle istinaf denetimine elverişli bir karardan bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeple, öncelikle HMK’nın 391. Maddesine uygun şekilde tedbir talebinin reddine dair gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesi amacıyla mahalline geri çevrilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’nın 352. Maddesi gereğince, istinaf incelemesi yapılabilecek bir karar bulunmadığından, HMK’nın 391. Maddesi gereğince gerekçeli karar yazılması için dosyanın mahalline geri çevrilmesine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. Maddesi gereğince gereğince inceleme sonucunda kesin olarak oybirliği ile karar verildi.26/12/2019