Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2603 E. 2023/20 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2603 Esas
KARAR NO: 2023/20
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/419 Esas, 2019/452 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirkete ölçüm, aplikasyon, harita ve mühendislik hizmeti sunduğunu, ancak davalının bir kısım faturaları teslim almasına rağmen borcu ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalı şirketin takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacı şirketin hizmeti eksik ifa ettiğini, yapılan ölçümlerin hatalı yapıldığını, davacının alacağına dair herhangi bir belge sunmadığını, başlatılan takibin kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve davacı şirketin alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; tarafların ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin eksik ve ayıplı ifa savunmasını ispatlayacak delil sunmadığı ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; sevk irsaliyesinde veya faturada malın teslimine ilişkin müvekkil şirket yetkilisinin imzasının bulunup bulunmadığı incelenmeden karar verildiğini, davacı şirketin hizmeti eksik ve ayıplı ifa ettiğini, eksik ifa tutarının alacaktan mahsubu gerektiğini, alacağın likit olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet sözleşmesi gereği düzenlenen fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketin beş adet faturaya istinaden toplam 15.669,67 TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyasında davalı şirket aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibe itiraz ettiği, davacının itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulüne karar karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacı şirketin fatura konusu hizmet nedeniyle davalı şirketten alacaklı bulunup bulunmadığı, hizmetin eksik ve ayıplı ifa edilip edilmediği ve davacı şirket lehine icra tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; tarafların ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların her iki tarafında defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının “eksik ve ayıplı ifa” iddiası yönünden dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilmiştir. Buna göre davalının takip konusu faturaları ticari defterlerine işlediği, davacının incelenen ticari defterlerinin ise usulü uygun tutulup birbirlerini doğruladığı, her iki taraf ticari defterlerinin birbirlerine uyumlu olduğu ve iki taraf ticari defterlerine göre takip konusu 5 adet faturadan dolayı davacının davalıdan 15.669,67 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı taraf, hizmetin ayıplı ve eksik verildiğini savunmuştur. 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD’nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı). Somut olayda, davalı tacir olup, verilen hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin davacıya ayıp ihbarında bulunduğunu beyan etmemiş ve varsa ayıp ihbarına ilişkin delil de sunmamıştır. Yine HMK’nın 190 maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı, davacı ile aralarında hizmet ilişkisi olduğunu ve hizmet aldığını kabul ettiğine göre, davacının eksik ya da ayıplı ifada bulunduğu ve edimlerini gereği gibi yerine getirmediği yönündeki savunmasını kanıtlamalıdır. Ne var ki davalı bu yöndeki savunmasını kanıtlamış değildir. Diğer yandan, takip konusu alacak faturaya dayanan bu anlamda borçlu tarafından likit ve bilinen bir alacak olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden İİK 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/419 Esas, 2019/452 Karar ve 16/04/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 267,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 87,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a ve 353/1-b.1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/01/2023