Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2577 E. 2019/2385 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2577 Esas
KARAR NO : 2019/2385
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2019/305
ARA KARAR TARİHİ 23/05/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekil, 21.05.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 01.10.2017 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, akdedilen sözleşmeye göre müvekkili şirketin, Ümraniye / İstanbul adresinde bulunan … Alışveriş Merkezi ( AVM)’de kiralama, tesis yönetimi ve sair bir kısım hizmetlerin verilmesini üstlendiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirirken davalı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple, 12.12.2018 tarihinde noterlik marifeti ile 241.599,70 TL cari hesap borcunun olduğu, borcun 60 gün içinde ödenmediği takdirde, taraflar arasında ihtiva etmiş olan sözleşmenin feshedileceğine dair ihtarname keşide edildiğini, feshin ardından borcun ödenmemiş olması sebebiyle İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız şekilde itiraz ettiğini, söz konusu cari hesabın kendi şirket defterlerinde de kayıtlı olduğunu faturalara itiraz edilmediğini, davalı tarafın kayyım ile yönetildiğini, davalı şirketin TMSF’ye devredilen şirketlerden olduğunu, davalının taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlediği kaçırmaya hazırlandığının izahtan vareste olduğunu iddia ederek, davalının İcra dosyasına konu ana para borcu ile ilgili menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından yeter kısmına ihtiyati haciz kararı verilmesini, İcra takibine yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN RED KARARI :Mahkemece, talep konusunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle tedbir niteliğinde ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Mahkemenin 23.05.2019 tarihli ara kararı davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesinde ki iddialar tekrar edilerek, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 06.05.2014 tarihli, 2014/7063 Esas, 2014/6486 Karar sayılı emsal ilamında, ihtiyati hacze konu her alacağın ilke olarak yargılamayı gerektireceğinin dikkate alınması, dolaysıyla, alacağın yargılamayı gerektirdiği şeklindeki mahkeme hükmünün bu sebeple isabetli bulunmadığının belirtildiğini, ayrıca kararların gerekçeli olması gerektiğini, somut olayda tüm delilleri ile dosyaya ibraz edildiğini, ihtiyati haciz şartlarını açıkça gösterdiğini, red kararının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kayyıma devredilen şirketlerin bir çoğunun İflas ederek tasfiye edilip kapatıldığını belirterek, ilk derece mahkemesince verilen red kararının kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, “ Yönetim Hizmetleri Sözleşmesi “ kapsamında cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı İtirazın iptali davasıdır.Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine dair İtirazın kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi istemidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun dokuzuncu babında, 257 vd maddelerde ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İİK 258/2. fıkrasında, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceğine yer verilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında, davacı vekilinin istinaf talebinin, istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olduğu anlaşılmakla incelenmiştir.İhtiyati hacze konu edilen alacak nedeni, taraf şirketler arasında düzenlenmiş olan, “ Yönetim Hizmetleri Sözleşmesi “ dir. Davacı, dava dilekçesinde, davalı şirket aleyhine, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 241.599,70 TL cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan 21.01.2019 tarihli ilamsız icra takip örneğini, davacı tarafça sözleşmenin feshine dair 05.03.2019 tarihli noter ihtarname örneğini, ödeme talebine dair 12.12.2018 tarihli noter ihtarname örneğini, sözleşme, cari hesap örneğini ibraz etmiştir. Davalı tarafın imzasını taşıyan ,dava konusu sözleşme örneği dışında herhangi bir belge veya bilgi mevcut değildir.İcra takibine karşı yapılan itirazda ise davalı şirketin borcu kabul etmediği, 25.01.2019 tarihli itiraz dilekçe örneğinden anlaşılmıştır. İhtilaf, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır.İİK nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa ‘ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez.Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayın değerlendirilmesi durumunda, davacının konu ettiği alacak iddiası ödenmeyen hizmet / sözleşme bedelidir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve yukarıda belirtilen deliller ile diğer ekli belgeler alacağın varlığı hakkında kanaat edinmeye yeterli belgeler olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenlerle mahkemenin red kararının sonuç olarak yerinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Diğer yandan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 20. maddesinde ihtiyati haciz kararının muhtevası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinde ise, hükmün kapsamı ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yine Anayasa’nın 141. maddesinde ise mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasına yer verilmiştir. Mahkemece, yasal düzenlemeler kapsamında bir ara karar oluşturulmadığı gibi davacı talebi de hatalı değerlendirilmiştir. İhtiyati hacze dair talep değerlendirilirken, talebin niteliğine uygun düşmeyecek şekilde ve yasada yer verilmeyen, “ talep konusunun yargılamayı gerektirdiğine “ dair ifadeye kararda yer verilmesi ve karar gerekçesinin buna dayanak yapılması yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, İİK 258/1. fıkrasında belirtilen şekilde, haciz sebepleri hakkında, dosyaya ibraz edilen belgelerin kanaat getirilecek yeterli delil olarak kabulü mümkün olmamıştır. Diğer yandan, mahkeme kararı sonuç olarak doğru olmakla birlikte gerekçesi hatalıdır. Ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi amacı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/305 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 23.05.2019 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA,a) Davacının ihtiyati haciz talebinin ,İİK 258/1. fıkrası gereğince kanaat getirecek delliler ibraz edilmediğinden ve borçlu şirketin kayyım ile yönetilmesi ihtiyati haciz sebepleri arasında kabul edilemeyeceğinden REDDİNE,b) Ara kararın taraflara tebliğine,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ,hükmün kaldırılma nedeni de göz önünde bulundurularak takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1/f bendi ve ayrıca İİK 258/2 .fıkrası gereğince kesin olmak üzere düzeltilerek oybirliği ile karar verildi.26/12/2019