Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2570 E. 2020/1056 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2570 Esas
KARAR NO : 2020/1056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI : 2018/943 Esas, 2019/567 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketler ve şirketin ortağı/yöneticisi gerçek kişi için İİK‘nun 287. maddesi uyarınca, geçici mühlet kararı verilmesini, geçici mühletin kesin mühletin sonucunu doğurması nedeniyle, İİK‘nun 294,295,296 ve 297. maddelerinin uygulanmasını, kesin mühlet kararı verilerek, konkordato ön projesindeki tekliflerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Alacaklılardan bir kısmı, yargılamaya katılarak yazılı ve/veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, komiser heyeti raporları ve dosya kapsamına göre; Davacılar yararına İİK’nun 287. maddesine dayalı olarak geçici mühlet verildiği ve bu mühletin içinde komiser heyetince ibraz edilen nihai raporda konkordatonun başarıya ulaşmasının ihtimali dahilinde olduğunun belirtilmesi karşısında davacılar hakkında 1 yıl kesin mühlet verilmiş ise de, kesin mühletin verildiği 07/01/2019 tarihinden itibaren davacıların faaliyetlerinin izlenmesi suretiyle oluşturulan 14/05/2019 tarihli rapor içeriğinde şirketlerin her geçen gün zararlarının artmaya devam ettiği, borca batık halde bulundukları, ön projede dayanılan gelir projeksiyonunun yakalanamadığı, aksine hedeflerin çok çok altında kalındığı, Nisan ayında önceki aylara nazara satışların ciddi anlamda düştüğü, şirketlerin yüksek oranda gelir elde etmesine dayanak teşkil eden ve konkordato projesinin başarıya ulaşmasının tek dayanağı olan “İstanbul Yeni Havalimanındaki Antrepo ve Depo Projesinin” gerçekleştirilemediği, bu konuda anlaşma yapılması beklenen … Ltd. Şti.’nin taahhüdüne uymadığı, çalışanların ücretleri ve diğer faaliyet giderlerinin ödenemediği, şirketlerin iyileşme ihtimalinin kalmadığı gibi konkordatonun tasdik ihtimalinin de bulunmadığı, esasında konkordatonun başarı ihtimalinin olmadığının anlaşılması nedeniyle kesin mühletin kaldırılması durumunda iflasa tabi borçlunun borca batık olup olmadığı gözetilmeksizin iflas kararı verilmesi gerektiği, İİK’nun 292. maddesinde bu hususun açıkça düzenlendiği, ancak davacı şirketlerin borca batıkda oldukları ve her geçen gün bu borca batıklığın arttığı komiser heyeti raporu ve tüm dosya içeriğiyle sabit olduğundan bahisle davacı şirketlerin iflasına, davacı …. yönünden kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesine katılmadıklarını, Zira İİK’nun 305. maddesi uyarınca konkordatonun tasdik edilebilmesi için; teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması ve teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, projenin İİK’nun m. 302’de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması, İİK’nun m. 206. birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının ödenmesinin ve mühlet içinde komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması ve konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile tasdik durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararı öncesi mahkeme veznesine depo edilmiş olmasının gerektiğini, aynı maddenin son fıkrasında, mahkemenin konkordato projesini yetersiz bulması halinde resen veya talep üzerine gerekli düzeltmelerin yapılmasını isteyebileceğinin de düzenlendiğini, Konkordatonun tasdiki için öncelikle İİK’nun m. 302 uyarınca alacaklılar toplantısının yapılması ve projenin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının tespit edilmesi gerektiğini, yerel mahkemece henüz alacaklılar toplantısı dahi yapılmadan usule, yasaya ve hukuka aykırı şekilde davacı müvekkillerin konkordato tasdiki taleplerinin reddine karar verildiğini, bu noktada Yerel Mahkemece konkordato projesinin yetersiz bulunması halinde projenin revize edilmesinin istenebileceğini, hava alanındaki projenin gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunu, yerel mahkemece müvekkillerine bu imkanın tanınmadığını, bu imkan verilseydi alacaklılarını iflasın sağlayacağı uzun vadeli ve olumsuz sonuçlardan çok daha elverişli bir düzeyde tatmin etme imkânının da sağlanmış olacağını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 285 vd. maddelerinde düzenlenen konkordato talebine ilişkindir.2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin ve davacı gerçek kişinin ikametgahının bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde vekaletnamede konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu, mahkemece, İİK’nun 286. maddesi çerçevesinde yapılan inceleme sonucu davacılar yararına 17/10/2018 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet verildiği, geçici konkordato komiser heyeti tayin edildiği, ilgili kurumlara bildirimler ile ilanların yapıldığı, İİK’nun 287. maddesi çerçevesinde konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin olup olmadığının tespiti bakımından geçici komiser heyetince ara ve nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, yargılama sonunda davacılar yararına 07/01/2019 tarihli kararla 1 yıl kesin mühlet verildikten sonra, İİK’nun 299. maddesi uyarınca, 288. maddesine uygun ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet edildikleri anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, konkordato talebinin reddi ve iflas kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Komiser heyeti 03/01/2019 tarihli raporlarında; her üç şirketinde rayiç değerlerle mühlet tarihi itibariyle ve 29/12/2018 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, geçici mühlet döneminde toplamda şirketlerin faaliyetleri nedeniyle kar elde edemediklerini, satışların geçmişe oranla %30 düştüğünü, konkordato ön projesinde “Konkordato Sürecinde Gelir Tabloları Projeksiyonu” tablosunda öngörülen karlara ulaşamadıklarını, şirketlerin talimatlarına uygun hareket ettiklerini, şirketin içinde bulunduğu likidite sıkışıklığı devam ettiğinden ve konkordato müracaatı öncesinde de bu durumun geçerli olduğu anlaşıldığından, şirketin vade konkordatosu teklif etmesinin ve ayrıca rayiç değerlere göre borca batık olduğundan tenzilat teklif etmesinin samimi olarak değerlendirildiğini, ön projelerin revize edilmesi halinde ve de İstanbul Havalimanı kapsamında bulunan Antrepo ve Depo Projesi için yatırımın başlaması durumunda revize edilecek projelerin uygulanabilir nitelikte olduğunu, konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin bu koşulla bulunduğunu, bu koşulların varlığı halinde konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilme ve başarıya ulaşma olasılığının yüksek olduğunu, bu yüzden kesin mühlet verilmesi gerektiğini, kesin mühlet süresi içerisinde yukarıdaki koşulların gerçeklesmeyeceğinin anlaşılması halinde ise ön projelerin gerçekleşme ümidinin olmadığını bildirmişlerdir. Mahkeme rapor doğrultusunda davacılara 1 yıllık kesin mühlet verilmiştir. Komiser heyeti kesin mühlet içerisinde ibraz ettikleri 13/05/2019 tarihli nihai raporlarında; her üç şirketinde rayiç değerlerle mühlet tarihi itibariyle ve 30/04/2019 tarihi itibariyle borca batık durumlarının devam ettiğini, geçici mühlet döneminde şirketlerin faaliyetleri nedeniyle kar elde edemediklerini, satışlarım geçmişe oranla 2019 yılında ciddi oranda düştüğünü, konkordato ön projesinde “Konkordato Sürecinde Gelir Tabloları Projeksiyonu” tablosunda öngörülen aylık ortalama net satışların ancak ortalama 1/3’ünü gerçekleştirebildiklerini, özellikle Nisan ayında satışların olağanüstü düştüğü, zararların dramatik olarak yükseldiğinin görüldüğünü, kesin mühlete geçişle birlikte ilk dört ayın sonunda kara geçilemediğini, satışların tatminkar seviyenin çok gerisinde kaldığını, zararın her geçen ay büyüyerek devam ettiğini, şirketin içinde bulunduğu likidite sıkışıklığının devam ettiğini, acil kaynak gereksinimine ihtiyaç duyulduğunu, İstanbul Havalimanı kapsamında bulunan Antrepo ve Depo Projesi için … Ltd. Şti tarafından dosyaya sunulu bulunan taahhüdün henüz somutlaşmamış olduğunu, yerinde yapılan incelemede fiili bir işlemin başlatılmamış olduğunun tespit edildiğini, komiser heyetine veya dosyaya sunulu bir sözleşme veya fizibilite raporu bulunmadığını, konkordato ön projesindeki kaynakların sağlanabilmesinin, öngörülerin tutturulabilmesinin mümkün olmadığını bildirmişlerdir. Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir. İİK’nun 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir. İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir. İİK’nun 288/1 ve 287/5 maddeleri yollaması ile geçici mühlet içinde uygulanacak İİK’nun 292. maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra anılan maddede sayılan hususların gerçekleşmesi halinde, mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması, kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.Somut olayda; davacı şirketlerin yeterli mal varlıklarının bulunmadığı, kesin mühletin verilmesinden itibaren 6 aylık sürede hava alanı ile ilgili proje için somut bir adım atılmadığı, zararın artarak devam ettiği, davacı şirketlerin borca batık oldukları, davacılar tarafından sunulan konkordato ön projesinin başarıya ulaşmayacağının açık olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davacıların istinaf başvurularının esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacı yönünden ayrı ayrı alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan, davacıların her biri tarafından yatırılan 165,70 TL’nin mahsubu ile her bir davacı için bakiye 66,40 TL harcın davacılardan ayrı ayrı alınarak hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nun 293/2. fıkrası gereğince davacı gerçek kişi yönünden kesin, davacı şirket yönünden kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/06/2020