Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2566 E. 2019/1735 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2566 Esas
KARAR NO : 2019/1735
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2019/65 ESAS – 2019/826 KARAR
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 01.03.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin Kartal / İstanbul adresinde faaliyet gösterdiğini, şirketin 2011 yılında kurulduğunu, şirketin ana faaliyet alanının İnşaat taahhütleri yapmak olup, faaliyetlerinin sicilde ilan edildiğini, şirketin faaliyet alanı ile ilgili işleri yapmak üzere, 2011/2012 yıllarında gayrimenkuller satın aldığını, lüks restoranların yer alacağı bir restoran grubu inşaatı projesine başlandığını, proje devam ederken müteahhit firmanın gerçeği yansıtmayan faturalar düzenlediğini, yaptırılan tespit raporu sonucunda inşaatın seviyesinin %51 olduğu ve tamamlanamadığının tespit edildiğini, dava ikame edildiğini, … İlçesi, … Mah. … ada, … parselde yer alan köşk niteliğinde ki gayrimenkulün ise, 12 Mart 2013 tarihli düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ile satın alındığını, söz konusu eski eser niteliğindeki köşkün ciddi şekilde restorasyona tabi tutulduğunu, müvekkilinin piyasalarda yaşanan dengesizlikler nedeni ile finansman kiralama sözleşmesinden kaynaklı ödemelerin yapılmasında güçlük çekmeye başladığını ve borcun daha fazla artmaması için … A.Ş ile 20.08.2016 tarihinde borç tasfiye protokolü imzalandığını, bu sözleşme kapsamında, finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, finansal kiralamaya konu gayrimenkulün iade edilip, finansal kiralama borcunun yapılandırıldığını, Tarabyada’ki gayrimenkulün satış sürecinin … A.Ş ve müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, gayrimenkulün satışının yapılarak satış bedelinden A… A.Ş ‘ye ait kredi borcunun kapatılacağını, İnşaat sektöründeki yaşanan genel durgunluk ve piyasadaki gayrimenkul stokunun oluşması İnşaat sektöründeki yatırımları, satış ve kiralamaların durma noktasına geldiğini, müvekkili şirketin ana borcunun tek büyük alacaklı … A.Ş ile akdetmiş olduğu finansal kiralama sözleşmesinden doğan borç olduğunu, piyasada yaşanan durgunluk nedeniyle satış sürecinin yavaş işlediğini, müvekkili şirketin kendi ortaklarına ve grup şirketine olan 38.511.700,00 TL tutarındaki borcunun dışarıda bırakılması durumunda borca batıklık halinin kalktığını ,şirket öz kaynak toplamının 4.258.152,00 TL pozitif verdiğini, buna rağmen şirketin genel durumu gözetildiğinde nakit sıkıntısının ilave tedbirler olmadan aşılamayacağının anlaşıldığını, bu tespit üzerine müdürler kurulunun 15.12.2018 tarihinde mali durumun iyileştirilmesi için İİK 285. vd maddeleri uyarınca Konkordato talebinde bulunulmasına karar verdiğini, dayanak hususların ön proje ile ortaya konulduğunu, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın kira gelirleri, sermaye artırımı ve muhtemel diğer gelirler yoluyla sağlanacağını gösterdiğini, 31.01.2019 tarihi itibarı ile, rayiç değerlere göre şirketin öz varlık tutarının (-) 34.253.548 TL olarak hesaplandığını belirterek, İİK 287. madde gereğince 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli tedbir kararlarının oluşturulmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucunda bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 3 aylık geçici mühlet kararı verilerek 3 kişilik komiser heyetinin atandığı, 12.06.2019 tarihli duruşmadan önce komiser heyeti tarafından düzenlenen rapor çerçevesinde, İİK nın 287/4. maddesi uyarınca 1 ay süre ile geçici mühletin uzatılmasına karar verildiğini, duruşma tarihinden önce komiser heyeti tarafından yeniden rapor düzenlendiğini, heyet raporuna göre, şirketin ön projesinde sunmuş olduğu bilançoya göre rayiç öz varlık tutarının 31.01.2019 tarihi itibarı İle (-) 34.253.548 TL olduğu, komiser heyeti tarafından atanan teknik bilirkişiler tarafından yapılan rayiç değerlendirmeler sonucunda ve şirket ortaklarının alacaklarından vazgeçtiklerine ilişkin taahhütnameler dikkate alındığında davacı şirketin öz varlık tutarının (-) 4.378.547 TL olduğu , rapor tarihi itibarı ile borca batık durumda olduğunun anlaşıldığı, sermaye artışı ile ilgili taahhütü ile ilgili olarak 24.06.2019 tarihinde 1.200.000,00 TL nakten sermaye artırımı yapılacağı, bu sermayenin en geç 24 ay içerisinde ödeneceği konusunda karar alındığı, şirket ortağı olan şirket müdürü Behnam Jahangrian hesabına sermaye artışı avansı olarak 250.000,00 TL yatırıldığı ancak paranın şirket hesabına yatırılmadığı, davacı şirket adına kayıtlı işyerinin 300.000,00 TL bedelle kiraya verildiği belirtilmiş ise de, kira sözleşmesinin 01.05.2019 tarihinde başlatılmasına rağmen mecurun halen kullanılamaz durumda olduğu, iskan ruhsatının alınmadığı, kiracının 2019 yılı Eylül ayında taşınacağını beyan ettiğinin görülmekle konkordato kaynağı olarak gösterilen bu kira sözleşmesinin devamlılığı konusunda mahkemede net kanaat oluşmadığı, finansal kiralama şirketine devredilen Tarabya bölgesindeki köşk ile ilgili finansal kiralama şirketine yüksek oranda borç bulunduğunun anlaşıldığı, ön projede şirketin Dubai ‘de görülmekte olan bir davada alınacak mahkeme kararına istinaden gelmesi muhtemel paralarla sermaye artışı yapılacağı yönünde taahhütte bulunduğu, somut hiç bir bilgi ve delil sunulmadığı, bu taahhüdün belirsiz inandırıcı nitelik taşımadığının tespit edildiği, revize projede gösterilen şirket ortaklarının borçlarının alacaklarını silme taahhüdü ve kira geliri olarak gösterilen kaynakların ise borçlunun konkordato teklifi yönünden yeterli ve geçerli bir mali kaynak olarak kabul edilemeyeceğinin anlaşıldığını, projedeki hedeflere ulaşma gayreti noktasında komiser heyeti tarafından yetersiz bulunduğu, konkordato şartlarını taşımadığı, borca batık olduğu belirtilerek, davacının kesin mühlet verilmesi talebinin reddine, şirketin İİK 292. maddesi uyarınca iflasına, konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre davacı vekili ve şirket yetkilisi tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesinde ki beyanlar, mahkeme kararı özetlenmiş ve şirketin kaydi bilançosunun pozitif olması ve şirketin tüm borçlarının teminat altında olmasına rağmen İflas kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kiraya verilerek gelir getirisinin pozitif hale getirildiğini, öz varlıklarında , (-) 34.253.548 TL den (-) 4.378.547 TL ‘ye yükseltildiğini, sermaye artışı yapılarak öz varlık tutarının pozitif hale getirileceği ortada iken genel kurul çağrısının somut adım olarak nitelendirilmediğini, şirketin yabancı ortağının 2016 yılı sonuna kadar sermaye koyduğunu, şirketin tek büyük alacaklısı, … Leasing Şirketi olup, bu şirket ile yapılan “Sat ve Kirala Sözleşmesi “ uyarınca kredi borcunu yapılandırdıklarını, tüm borçların teminat altına alındığını, … Leasingin müdahil dahi olmadığını, ihtilaflı alacağın rayiç bilançoya esas alınarak şirketin iflasına karar verilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, müteahhit firma İle ihtilafın devam ettiğini, ilamsız takibe itiraz edildiğini, alacağın kesinleşmediğini, şirket öz varlık tutarının güncel olmadığını, eski tarihli rapor değerlerinin esas alındığını, şirkete ait alışveriş merkezi ( … ) kiralanarak şirketin gelir getirir hale getirildiğini, sermaye artışı için genel kurulun çağrısının gerçekleştirildiğini, yaklaşık ispat kuralının kesin ispattan tamamen farklı olduğunu, komiser heyeti tarafından verilen kararların harfiyen yerine getirildiğini, sermaye avansının şirket müdürü hesabına yatırılmasının eleştiri konusu olduğunu, şirket hesabına şirket ortağı adına sermaye avansı olarak yatırıldığını, belgelerin yeterli incelenmediğini, şirket taşınmazının kiralandığını, bir takım kanaatler ve bilgiler yazıldığını, mecurun müvekkili şirket tarafından tamamlandığını, iskanın kiracı tarafından alınacağının kararlaştırıldığını belirterek , müvekkili şirket ile ilgili verilen kararın kaldırılarak, kesin mühlet kararı ile birlikte İhtiyati tedbir kararı verilmesini ve müteakip işlemlerin gerçekleştirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekiline, konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu vekaletnamenin ibrazı için mehil verildiği ve bu eksikliğin tamamlattırıldığı anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, davacı şirketin ,konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, kesin mühlet şartlarının oluşup oluşmadığı, İflas kararı verilmesi ve diğer usulü işlemler ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Davacı borçlu şirket tarafından, 01,03,2019 tarihli İhtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 12.03.2019 tarihli tensip ara kararı ile, şirket hakkında, 12.03.2019 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri atanmasına ve geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler ve sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Duruşma tarihi olarak, geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek, 12.06.2019 tarihi belirlenmiştir. 12.06.2019 tarihli celsede, geçici mühletin İİK ‘nın 287/4. maddesi uyarınca 1 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.Konkordato geçici komiser heyeti 05.04.2019 tarihli ön raporunda, sonuç olarak, şirketin mevcut çalışma düzenini koruduğu, 5 çalışanının bulunduğu, personel ücretlerinin ödendiği, ön projede zikredilen borç rakamı ile şirketin ticari defter kayıtlarında ki borç rakamının uyumlu olduğu, çok kısa süre içerisinde rayiç değerlerin henüz tespit edilemediğinden, ön projenin gerçekleştirilebilir olup olmadığına ilişkin bu noktada yapılacak değerlendirmenin çok sağlıklı olmayacağı, ön projede borçlu şirketin borçlarını ,kira geliri / ve veya sermaye artırımı ile karşılayacağını belirttiğinden şirketin malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işleminin özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden rayiç değerlerin tespiti için bu hususta bilirkişiye başvurulması gerektiği belirtilmiştir. 06.05.2019 tarihli gayrimenkul rayiç değer tespitine dair teknik bilirkişi raporunda, … İli, … İlçesi, … parsel sayılı 1.774.03 metre kare yüzölçümlü arsa nitelikli gayrimenkulün tamamının şirket adına kayıtlı olduğu, ipotek hanesinde, alacaklı … Şirketi lehine, 6.000.000,00 USD bedelli ve 4.000.000,00 USD bedelli 1. derece ipoteklerin bulunduğu, 56 parsel nolu gayrimenkulün şirket adına kayıtlı olduğu, alacaklı … A.Ş lehine 2.500.000,00 USD 1. derece ipotekli olduğu, 307 parsel nolu gayrimenkulün, çelik konstrüksiyon tarzında inşa edilmiş, 1 bodrum, 1 zemin, 2 normal ve 1 çatı katı olmak üzere toplam 5 katlı olduğu, 307 parselin ticaret alanında, 56 parselin park alanında kaldığı, … Mah. …parsel sayılı 773,00 metre kare yüzölçümlü kargir apartmanın tamamının … A.Ş adına kayıtlı olduğu, müstakil villa olduğu, iç kısımlarında tadilat yapıldığı, 307 parsel nolu arsa nitelikli gayrimenkulün rayiç değerinin 33.689.950,00 TL olduğu, aylık kira getirisinin 170.000,00 TL olduğu , buna göre şirkete kayıtlı bulunan gayrimenkullerin toplam değerinin 36.464.950,00 TL olduğu, … A.Ş ye ait gayrimenkulün rayiç değerinin ise 40.162.500,00 TL olduğu belirtilmiştir.05.05.2019 tarihli makina mühendisi teknik bilirkişi raporunda, davacı şirketin maliki bulunduğu … plakalı kamyonet cinsi aracın, rapor tarihindeki anlık rayiç değerinin 92.000,00 TL olduğu ifade edilmiştir.29.05.2019 tarihli konkordato geçici komiserlerin üç aylık nihai raporunda, ön projede kaynaklar arasında bulunan …Projesi için kiralayan Reza Kazemi ile aralarında akdettikleri 15.09.2019 tarihinden geçerli olmak üzere aylık net 300.000 TL +KDV bedelli taslak sözleşme metninin ibraz edildiği , köşkün şirket aktifinde haklar hesabına kayıtlı olduğu, 30.04.2019 tarihinde borçlu şirketin grup şirketlerine olan borcunun uzun vadeli ticari borçlar hesabına aktarıldığı, ortaklara borçların ise 155.219,00 TL olduğu, sonuç olarak, şirketin 31.01.2019 tarihinde kaydi öz varlığının (-) 15.336.866,00 TL iken, 30.04.2019 tarihinde (-) 15.394.644,83 TL olduğu, farkın nedeninin bu dönemde bir gelirinin olmaması, giderlerin ise olmasından kaynaklandığı, her iki tarihte kaydi olarak borca batık olduğu, teknik raporlara göre, şirket rayiç öz varlığının (-) 4.378.547,00 TL olduğu, Kartal İlçesindeki gayrimenkulün 15.05.2019 tarihinde aylık net 300.000,00 TL ye kiraya verdiği, sözleşmenin sunulduğu, müdürler kurulunun 20.05.2019 tarihli toplantısında 12.000.000,00 TL ( 2.000.000 USD ) nakit sermaye artışı için 01.09.2019 tarihinde çağrı yapılması, 27.09.2019 tarihinde ortaklar kurulunun toplanması kararı alındığı, kararın dosyaya sunulduğu, borçlu şirket ortağının alacağının 24.666.878,00 TL kısmından, grup şirketinin ise 13.844.482,10 TL lik alacağının 898.673,10 TL lik kısmından vazgeçtiklerine dair taahhütname verdikleri ancak maddi hukuk anlamında netlik kazandırılması gerektiği, geçici mühlet kararının 2 ay uzatılmasının yerinde olabileceği belirtilmiştir.Mahkemece, geçici mühlet kararının 1 ay uzatılmasına dair karar,12.06.2019 tarihli duruşmada verilmiştir.20.06.2019 tarihli konkordato geçici komiser raporunda, borçlu şirket ortağının 24.666.878,00 TL alacağının özel fonlar hesabına aktarılmasına İlişkin 14.06.2019 tarihli müdürler kurulu kararı alındığı, alacağın, özel fonlar hesabına aktarıldığı, yapılan işlemlerin mahkeme kararına uygun olduğu belirtilmiştir.04.07.2019 tarihli konkordato geçici komiserleri tarafından düzenlenen 4 aylık nihai rapor sonucunda, şirketin kaydi olarak öz varlığının 10.170.906,22 TL olduğu borca batık olmadığı, rayiç öz varlığının (-) 4.378.547,00 TL hesaplandığı, rayiç olarak borca batık olduğu, konkordato kaynakları arasında gösterilen ticari faaliyetlerinin önemli tutarda olmadığı , dolayısı İle konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bakımından hem şirketin mali durumunun iyileştirilmesi, hem de ön projede teklif edilen kaynaklar ile orantılı olup olmadığı noktasında da şirketin ön projesinde gösterdiği kira gelirleri ve sermaye artırımın önem kazandığı , proforma gelir tablosuna göre kira tutarlarını gerçekleştirme ihtimalinin mümkün olduğu, ancak iskan işlemlerinin başlatılamaması , 20.05.2016 tarihli kiracı … imzalı yazı uyarınca, bu işlemlerin gerçekleştirilmesinin kesin mühlet şartına bağlanmış olmasının, borçlunun mali durumunu iyileştirebilmek için geçici mühlet alır almaz projesinde tedbirleri alarak bir an önce hayata geçirip , mali durumunu iyileştirme gayreti içinde bulunması noktasında olumsuz bir kanaat uyandırdığı, konkordato ön projesinde 2019 yılında 2.000.000 USD tutarında sermaye artışı yapılacağının ön görüldüğü, ancak artışa dair bir tarih belirlenmediği, ancak sermaye artışları gerçekleştirildiği taktirde 3 aylık nihai raporda belirtildiği üzere borçların ödenmesi ihtimalinin mümkün olduğu, projede ön görülen tutar kadar sermaye artırımına İlişkin somut adım atılmaması hem de bu aşamada artırılan 1.200.000 TL nin hangi vadelerde ödeneceğine İlişkin bir açıklama olmaması karşısında bu hususun ön projede tutarlı teklif yapma, projenin soyut bir belge olmaması gerektiği ve geçici mühlet kararıyla birlikte ön projede belirtilen hedeflere ulaşma gayreti noktasında yetersiz olduğu yönünde değerlendirilebileceği belirtilmiştir.Davacı şirket vekili , sermaye artışına dair belge örneğini, yazılı beyanlarını dosyaya ibraz ederek, duruşma zaptına geçen beyanında ise, şirketin asıl malvarlığının Tarabyada’ki gayrimenkul olduğunu, gayrimenkulün… firmasına devredildiğini, satış konusunda önemli adımlar atıldığını, müvekkili şirketin borçlu olduğu diğer şirketin … Yapı şirketi olduğunu, davalarının mevcut olduğunu, firma alacağının kesinleşmediğini ve kesin mühlet kararı verilmesini istemiştir.12.07.2019 tarihli celse de hazır bulunan alacaklı DFK vekili ise, konkordato talebinin reddi ile iflasa karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, konkordato geçici komiser raporları ve tüm dosya kapsamına göre talebin reddi ile şirketin iflasına karar verilmiştir.28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış , İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. fıkrada ,mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir.Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ,297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır.Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir.Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir.Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
2004 sayılı İİK ‘nın 287. maddesinde mahkemenin geçici mühlet kararı İle birlikte, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla geçici konkordato komiseri görevlendiriceği düzenlenmiştir. İİK ‘ m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “ konkordatonun başarı şansı “ kavramı altında ifade edilmiştir.Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).İİK ‘nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Konkordato talebine eklenecek belgeleri düzenleyen İİK nın 286/1- a bendinde, ön projenin ne olduğu ifade edilmiştir. Maddede, borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlayacağını gösteren proje ön proje olarak belirtilmiştir.Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayı değerlendirmek gerekecektir. Borca batık durumda olan, davacı borçlu şirketin, ön projede belirtilen ve şirketin mali yapısını düzeltip, faaliyetine devam etmesini ve borçlarını ödeyebileceği mali kaynaklar arasında gösterilen, kira gelirine konu yerin henüz iskanının olmadığı, kiralayan konumunda olan dava dışı kişinin, iskan işlemlerine geçilebilmesi için, kesin mühlet kararı verilmesi şartını gösterdiği, mali kaynaklardan sermaye artışının ise ön projede belirtilen şekilde yerine getirilmediği, uzun zamana bırakıldığı, bu konuda şirket hesabına yatan bir meblağın olmadığı, diğer yandan artan finansman giderleri ve katlanılan sabit maliyetler nedeniyle borca batıklığın giderek artacağı, gerek konkordato geçici komiser raporlarından gerekse de dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından, dosyadaki bilgi ve belgelerin aksini ispata yarayan herhangi bir somut veri dosyaya ibraz edilmemiş değildir. Şu halde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğundan söz edilemeyeceği aşikardır.2004 sayılı İİK nın 288/1. Fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğrucağı ifade edilmiştir. Aynı yasanın 289. maddesinde ise kesin mühlet düzenlenmiş, yasal düzenleme de, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere, davacı borçlu şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşması mümkün görülmemektedir. Bu anlamda, mahkemece, borçlu şirkete kesin mühlet kararı verilmemesi ve bu talebin reddedilmesi isabetli görülmüştür. Diğer taraftan, davacı borçlu şirket vekili, müvekkili şirketin borca batık olmadığını, raporların yetersiz olduğunu, iddia etmiş ise de, davacı borçlu şirketin rayiç verilere göre borca batık durumda olduğu, konkordato geçici komiser heyetinin talebi üzerine, teknik bilirkişiler tarafından yerinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde düzenlenen raporlar ve diğer verilerle tespit edilmiştir. İİK 292. maddesinde ise, iflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra belirtilen durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine, mahkemenin kesin müddeti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere, geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur düzenlemesi kapsamında, borca batık şirket hakkında, özellikle, borçlunun malvarlığının korunması düzenlemesi de gözetildiğinde iflas kararında da bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle konkordatonun başarıya ulaşamayacağına dair, konkordato geçici komiser raporları, rayiç verileri gösteren bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı neticesinde, mahkemece kesin mühlet talebinin reddi ile davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/65 Esas, 2019/826 Karar ve 12.07.2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davanın niteliği nedeniyle kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3.fıkrası yollaması ile aynı yasanın 164. maddesi uyarınca ,kararın tebliğ tarihinden 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/10/2019