Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2555 E. 2020/997 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2555 Esas
KARAR NO : 2020/997
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI : 2018/587 Esas, 2019/560 Karar
DAVANIN KONU: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı … Limited Şirketi’nden temlik cirosu ile devraldığı çeklerin tahsili konusunda davalı aleyhinde B.Çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip başlattıklarını, takibin kesinleştiğini, dosya borcunun ödenmediğini belirterek depo emri çıkartılarak şirketin iflasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, iddia, bilirkişi raporuna göre; depo emrinin davalı şirkete 13/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen süre içerisinde depo emrinin gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde, borçlu şirket hakkında iflas kararının verilebilmesi için, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun iflas hükümleri 173. m ve devamı uyarınca iflas şartlarının oluşup oluşmadığının, davanın hak düşürücü süre çerçevesinde açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, yerel mahkemenin hatalı ve eksik değerlendirme yaparak müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 171 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu, borçluluların borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. 2004 sayılı İİK 154. maddenin üst başlığı ise, “İflas Yolu İle Takip“ olup ilk maddede yetki düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3. fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun … Mah. … Cad. No:… Esenyurt/İstanbul sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Dosya kapsamından, davacı alacaklının, 14/08/2017 tarihinde, B.Çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında, davalı borçlu şirket hakkında takibin dayanağı çekler gereğince kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, davalı şirketin sicil merkezine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ dönmesi üzerine TK 35. Maddesi gereğince işlem yapıldığı, ödeme emrinin davalı şirkete 13/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, herhangi bir itiraz olmaması nedeniyle takibin kesinleştiği, eldeki iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır.Öncelikle, 2004 sayılı İİK‘nun 176. maddesindeki yasal düzenleme kapsamında atıf yapılan İİK’nun 156/son fıkrası uyarınca, iflas isteminin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde, yani hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte, iflas davasının ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin bir sene içinde açılması gerekir. (İİK 176, 156/son) Söz konusu yasada, iflas istemenin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene sonra düşeceği belirtilmiştir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçluya 13/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise, 11/06/2018 tarihinde yani bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Kambiyo senetlerine özgü iflas ödeme emrini alan borçlu öngörülen sürede takip konusu borcu ödemez, itiraz ve şikayette bulunmazsa alacaklı ticaret mahkemesine dava açarak takip borçlusunun iflasını isteyebilir (İİK 173. M.) Davanın yasal sürede ve şekil şartlarına uygun açılmış olduğunun anlaşılması sonrasında işin esası incelenmiştir.Mahkemece, alacaklı tarafından iflas avansının mahkeme veznesine depo edilmesi sağlanmış ve İİK 173. madde düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166. maddesi gereğince gerekli ilanlar yaptırılmıştır. Diğer yandan, 173/3. maddesinde belirtildiği şekilde, faiz ve icra masrafları dahil olmak üzere, davacının depo emrine esas olacak alacağı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda, ferileri ve icra masrafları ile birlikte 22/05/2019 tarihi itibarı ile depo emrine esas alacağın 501.004,79 TL olduğunu bildirmiştir. Mahkeme tarafından, İİK 173/3. fıkrası gereğince, İİK 158. maddesinde düzenlenen biçimde hesaplanan meblağın mahkeme veznesine depo edilmesi için ihtarda bulunulmuştur. Ancak usulüne uygun tebligata rağmen verilen süre veya daha sonraki aşamada davacı alacaklının alacağı ödenmediği ve dolayısı ile depo emri yerine getirilmediğinden davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK 173/3. fıkrasında “….yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini 158. madde uyarınca emreder. Bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflasına karar verilir …” düzenlemesi mevcuttur. Bu sebeple mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10/06/2020