Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2440 E. 2022/1634 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2440 Esas
KARAR NO: 2022/1634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/01/2019
NUMARASI: 2017/1135 Esas, 2019/94 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili kooperatif bünyesindeki … Blok …-…-… nolu dükkan/işyerlerinin maliki olduğunu, davalı tarafından maliki olduğu dükkanların aidat borçları ödenmediğinden tahsili için icra takibi başlatıldığını, genel kurullarda alınan kararlar doğrultusunda davalının her bir dükkan için ödemesi gereken ve ödenmemiş aidat tutarları ile gecikme faizini gösterir cari hesap ekstre dökümleri ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmiş ise de borçlu tarafından tüm takiplere itiraz edildiğini, her bir işyerinin genel kurulda belirlenen oranda avansı ödeme yükümlülüğü bulunduğunun karar altına alındığını, kooperatif ortağı olsun ya da olmasın kooperatif hizmetlerinden yararlanan kişilerin bu hizmetlerin karşılığı olan aidatları ödeme zorunluluğunun mevcut olduğunu, davalının dükkan sahibi sıfatıyla aidat borçlarından ve gecikme faizlerinden sorumlu olduğunu belirterek Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; uyuşmazlığa konu sosyal tesis dükkanlarının maliki olduğunu, kooperatif ortağı olmadığını, bu nedenle genel kurulda alınan kararlara dayanılarak tarafından herhangi bir ücret talep edilemeyeceğini, davacı kooperatifin kendi hizmetleri gibi lanse ettiği eylemlerin çeşitli devlet kurumları tarafından yürütüldüğünü ve mevcut olmayan bir hizmetin karşılığı olarak para talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sözde aidatlara işletilen aylık %4, yıllık %48 oranında faizin kanuna aykırı olduğunu, kooperatif üyesi olmayan kişilerin ilgili genel kurullara katılma hakkına sahip olmadığı gibi alınan kararlarla da bağlı olmadığını, ayrıca site işletme ana sözleşmesinde kooperatif üyelerinin yükümlülükleri ile ilgili belirlenen bir hususun da sözleşmeye taraf olmayan bir kişi yönünden bağlayıcı olmayacağını, davacı kooperatifin hak ve yetkilerinin Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanmadığını, zira kooperatif yönetiminin 634 sayılı KMK uyarınca yöneticilik görev ve yetkilerini kullanabilmesi için Kat Malikleri Kurulu veya buna benzer kurul tarafından yetkilendirilmesi gerektiğini, bu hususun ise gerçekleşmediğini, kooperatifin 2009 yılı Ağustos ayında yapı kooperatifi iken işletme kooperatifine dönüşmesi sebebiyle talep edilen aidatlar yönünden bağlayıcı olduğu iddia edilen taahhütnamenin geçerliliğinin de ancak yapı kooperatifinin mevcudiyetine bağlı olduğunu, geçerli olduğunu ileri sürmenin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, taahhütnamenin, işletme kooperatifine geçilmesi ile süresinin son bulduğunu, bu tarihten itibaren ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı kooperatifin, kendi adına gerçekleştirdiği herhangi bir işlem veya lehine tesis ettiği herhangi bir hizmet bulunmadığını, aleyhine düzenlenen faturaların geçerliliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddi ile davacı aleyhinde %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davalının … Oto Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığından satın almış olduğu sosyal tesis dükkanlarının maliki olduğu, sitenin alt yapı tesisleri, müşterek hizmet ve sosyal tesisleri, müşterek ve sosyal tesislerin yapımı ve idamesi ile ilgili aidat masraflarından kendi hissesine düşecek payı diğer kooperatif üyeleri gibi kooperatifçe tayin edilecek usul, şart ve şekillerde ödemeyi dükkanın satış bedelini ihale şartnamesindeki 13. maddesindeki şartlarda ödeyeceğini taahhüt ettiği, icra takibinin de davalının maliki bulunduğu dükkanlara ilişkin aidat borcu niteliğinde bulunduğu, buna göre taahhütname, yönetim planı, site işletme kooperatifi ana sözleşmesi, tapu kaydı ve alınan bilirkişi raporu ile kooperatife ilişkin defterler kapsamında davanın kısmen ispatlandığı, faiz yönünden ise davacı vekilinin gecikme tazminatının hesabının dayanağını oluşturan aylık %4 olması gerektiğinden bilirkişi raporlarındaki geçmiş gün alacaklarına ilişkin hesaplara itibar edilmediği gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile , Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından 10.779,18 TL asıl alacak yönünden borçlu itirazının iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %4 temerrüt faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında (2.155,8 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından, davalının aidat ödeme yükümlülüğü olduğu kabul edilmiş ise de, takip talebinde ödenmemiş her bir aidat tutarına takip tarihine kadar işleyen faiz de istenmiş olmasına ragmen takibe kadar işleyen faiz yönünden taleplerinin reddedildiğini ve ret gerekçesinin de belirtilmediğini, oysa bilirkişi raporunda uygulanması gerekli gecikme faizi oranının yıllık %18 (aylık %1,5) olması gerektiği ve buna göre takibe kadar işleyen faiz tutarının 3.952,22 TL olduğunun tespit edildiğini, bu miktar yönünden de itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme kararının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %4 temerrüt faizi uygulanmasına dair kısmının da hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda yıllık %18 (aylık %1,5) gecikme faizi talep edilebileceği tespitine rağmen Mahkeme tarafından bu değerlendirmeye itibar edilmemiş olmakla birlikte bu değerlendirmeye neden itibar edilmediğinin gerekçeli kararda açıklanmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Kooperatifler Kanununa göre düzenlenen işbu genel kurullarda ancak “kooperatif üyelik aidatına” ilişkin karar alınabileceğini, müvekkilinin ise kooperatif üyesi olmaması sebebi ile üyelik aidatı ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinden, maliki olduğu taşınmazlar bakımından site işletme aidatı talep edilebilmesi için ise, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre Kat Malikleri Kurulu oluşturulması, Kat Malikleri Genel Kurulu yapılarak, site işletme aidatı kararı alınması gerektiğini, bu yönde yapılan bir işlem olmadan aidat talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, kooperatifin, yapı kooperatifi olduğu dönemde verilen taahhütnamenin, kooperatifin işletme kooperatifine dönüşmesi ile birlikte hem maddi hem de hukuki olarak geçerliliğini yitirdiğini, bu taahhüte dayanılarak hiçbir kanunsal dayanağı olmadan aidat talep edilebileceğini iddia etmenin 4722 Sayılı Medeni Kanunun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına ve hakkaniyet İlkesine aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafın istinafına cevabında ise, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif aidat borçlarının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; davacı tarafından davalı aleyhine 23.08.2017 tarihinde 10.779,18 TL asıl alacak ve 9.962,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.742,03 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, takibin … Blok …, … ve … Nolu dükkanlara ait aidat ve gecikme zammı alacağına ilişkin olduğu, asıl alacağın %48 oranında faizi ile talep edildiği, davalı tarafından ödeme emrine karşı süresi içerisinde itiraz edilmesi ile takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, icra takibine konu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecekse miktarı noktasında toplanmaktadır.08/10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davalının, 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme, site işletme kooperatifi ana sözleşmesi, site yönetim planı madde “f” çerçevesinde, davacı koaoperatif bünyesinde …, … ve … no’lu bağımsız bölüm/taşınmaz sosyal tesis dükkânların maliki bulunduğunu, tarafların, davalının kooperatif üyesi olmadığına dair uyuşmazlıklarının bulunmadığını, davalının, kooperatifin bünyesindeki bağımsız bölümleri satın alırken vermiş olduğu taahhütname, ana sözleşme, site yönetim planı bulunduğu hususunu kendisinin de kabul etmiş olması nedeniyle, takibe dayanak gösterilen genel kurul ek bütçeleri ve alınan kararlar çerçeveşsinde davalının halen davacı kooperatifin masraflarına aidat yönünden katılması gerekeceğini, kooperatif ortağı/üyesi olmayan, kooperatif bünyesinde taşınmaz maliki olan davalının, kooperatif nezdindeki bu taşınmazlarını usulüne uygun olarak devir ve temlik etmediği müddetçe, kooperatif aidatları yönünden sorumluluğunun devam edeceğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeler çerçevesinde, davacı kooperatifin genel kurul kararları ile belirlenen aidat ve diğer ödeme yükümlülüklerinden malik sıfatıyla bizzat sorumlu bulunduğundan bu yön itibari ile davalının itirazlarının haklı ve yerinde olmadığını, davalının, icra takibine dayanağın, 08.06.2014 tarihli 2013 hesap yılı genel kurulunun 11. maddesi, 24.05.2015 tarihli 2014 hesap yılı olağan genel kurulunun 13. maddesi, 08.05.2016 tarihli 2015 hesap yılı olağan genel kurulunun 10. maddesi, 07.05.2017 tarihli 2016 hesap yılı genel kurulunun 6 nolu kararı ile, üyelerden ve/veya maliklerden tahsiline karar verilen alacak olduğunu, alınan bu genel kurul kararının iptal edildiğinin davalı yanca ileri sürülmediğini ve alınan bu genel kurul kararının kesinleştiğini, iş bu kararlar çerçevesinde üyelerden/maliklerden tahsil edilmesine karar verilen aidat ve ödemelerinden davalının malik sıfatıyla sorumlu bulunacağını, davacı kooperatifin, yasal muhasebe defter kayıtlarında davalının cari borç tahakkuklarını genel kurul kararı ile uyumlu şekilde yaptığının tespit edildiğini, davalı ile aynı tip gayrimenkule sahip olan … Ltd. Şti.’nin cari hesabının incelendiğini, buna göre genel kurul kararlarına istinaden aynı aidatların cari hesaba kayıtlandığını, üyeler/malikler arasındaki eşitlik prensibine uyulduğunu, davacı kooperatifin defter ve belgelerinin dava ve takip konusu dönemde açılış ve kapanış noter onaylarının yapılmış olduğunu, usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfının takdir ve değerlemesinin Mahkemede bulunduğunu, davalının, icra takibine konu ödemeleri belgelendirmediği ve ödemenin yapıldığını ispat etmediğinden davacı kooperatife borcu olmadığı yönündeki yaptığı itirazın haklı ve yerinde olmayacağını, davalının, davacı kooperatife 31.12.2017 tarihi itibarı ile toplam 11.756,22 TL ve icra takip tarihi olan 23.08.2017 tarihi itibarı ile her üç hesapta toplam 10.779,18 TL borçlu bulunduğunu, davacının 23.08.2017 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı adına 10.779,18 TL asıl alacak, %48 yıllık faiz ile 9.962,85 TL geçmiş gün faizi olarak toplam 20.742,03 TL için ilamsız icra takibi başlatmış olmasına rağmen, Borçlar Kanunu ve Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun gereği Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 10.779,18 TL asıl alacak, (aylık %1,5) %18 yıllık faiz ile icra takip tarihine kadar 3.952,22 TL işlemiş faiz olarak toplam 14.731,40 TL talep edebileceğini, ödemenin yapılabileceği tarihe kadar hesaplanacak yasal temerrüt faizi ile birlikte devam etmesi gerektiğini belirtmiştir. “…Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı kendisine ait konuta kooperatif ortağı olarak değil, bir başka kooperatif ortağından tapuda satın almak suretiyle malik olmuştur. Davalının ortak olmaması nedeniyle her ne kadar davalıdan genel kurul kararına dayalı olarak aidat istenmesi mümkün değil ise de kooperatife ait bir konutu satın alan ve burada yapılan hizmetlerden faydalanan davalının yapılan giderlere katılmama hakkı da mevzu bahis değildir. Kooperatif anılan kapsamda yaptığı giderleri vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince davalıdan isteyebilir. Bu itibarla mahkemece davalıdan istenen tutar arasında bulunan kalemlerden hangilerinin davalıdan istenebileceği konusunda değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2009/2932 Esas 2010/9288 Karar sayılı ilamı). “…davacı, kooperatif ortağı olmayan davalıdan genel kurul kararlarında kararlaştırılan oran üzerinden faiz alamayacağı, faiz istenebilmesi için davalının temerrüde düşürülmesi gerektiği, TBK’nın 117. maddesinde belirtildiği şekilde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair hiç bir belge davacı tarafça icra dosyasına ve dosyaya ibraz edilmediği, bu sebeple işlemiş faizden sorumlu tutulamayacağı…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/7257 Esas 2017/1132 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, kooperatife ait … Ada, … Parsel, … Blokta bulunan …, … ve … Nolu (daha sonra bu yerlerin numaraları …, … ve … olarak değişmiştir) sosyal tesis dükkanlarının açık artırma yöntemiyle satışı sonucunda davalının murisi … tarafından satın alındığı, davalının, eşi …’nın vefatı üzerine veraseten intikal ile bu yerlerin maliki olduğu, davalının, kooperatife üyeliğinin bulunmadığının ihtilaf konusu olmadığı, davalı, kooperatif üyesi olmasa bile yararlanılan hizmetin aidatının ödenmesi gerektiği, hizmetin alınmadığı yönünde aksine bir iddia bulunmamakla birlikte bu hizmetlerin kooperatif tarafından verilmediğinin iddia edildiği, kooperatifin bu giderleri vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince davalıdan istemesinin mümkün olduğu, davalının murisinin de öldüğü tarihe kadar genel kurullarda kararlaştırılan aidatları ödediği, davalının, kooperatif ortağı olmamasının yapılan giderlerden sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca yönetim hiç oluşturulmamış olsa bile hizmetlerden yararlanılmış olması sebebiyle davalının, 634 sayılı Kanun uyarınca kat malikleri kurulu oluşturularak site işletme aidatı kararı alınması gerektiğinden bahisle aidat ve giderlerden sorumlu olmadığına yönelik savunmasına itibar edilmeyeceği, ayrıca davalının murisi … tarafından, genel kurulda alınan kararlara uyacağı ve aidat ve masrafları ödeyeceği yönünde taahhüt verilmemiş olsa bile davalının belirtildiği şekilde söz konusu giderleri ödemek bakımından sorumluluğunun son bulmayacağı, dava, kooperatif genel kurulunca kararlaştırılan aidatların ödenmemesine ilişkin olup davalı, genel giderlerden sorumludur. Davalının, söz konusu aidatların, genel giderler dışında kalan bir husustan kaynaklandığı yönünde aksine bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafın istinaf başvurusunun yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Öte yandan kooperatif ortağı olmayan davalıdan genel kurul kararlarında kararlaştırılan oran üzerinden faiz alınamayacağı, faiz istenebilmesi için davalının temerrüde düşürülmesi gerektiği, TBK’nun 117. maddesinde belirtildiği şekilde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir delilin davacı tarafça icra dosyası ve dosya kapsamına ibraz edilmediği, bu sebeple davalının işlemiş faizden sorumlu tutulamayacağı, bu açıdan davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ayrıca davacı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %18 faiz uygulanması gerektiğinden bahisle de hükmü istinaf etmiş olup kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının kooperatif üyesi olmayan davalı için uygulanamayacağı, işlemiş faiz oranının yasal faiz oranı olması gerekirken Mahkemece takip tarihinden itibaren asıl alacağa %4 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu tarafından 10.779,18 TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1b-1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1135 Esas, 2019/94 Karar ve 25/01/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğinceyeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 3-a)DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu tarafından 10.779,18 TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine, Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan (2.155,8 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 736,32 TL nispi harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 250,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 485,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)Davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e)Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31.40 TL başvuru harcı ve 250,52 TL peşin harcın toplamından oluşan 281,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f)Davacı tarafından yapılan 1.651,40 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 858,23 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, g)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 184,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 103,38 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı tarafından yapılan 14,00 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 165,70 TL harç olmak üzere toplam 179,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-2. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/12/2022