Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2430 E. 2020/743 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2430 Esas
KARAR NO: 2020/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2018/1116 Esas, 2019/424 Karar
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 24/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin 07/09/1998 tarihinde kurulduğunu, şirketin zaman içerisinde ekonomik anlamda refaha kavuştuğunu ve faaliyet alanını genişlettiğini, şirketin … AŞ’nin döviz cinsinden banka borçlarına kefil olduğunu, dövizde yaşanan ani yükselişler ve ülkenin ekonomik durumu karşısında dava dışı şirketin, müvekkilinin kefaleten sorumlu olduğu borçları ödeyemediğini, müvekkili şirketin durumu iyi olduğu halde aniden karşılaştığı bu ödemeleri bir anda yapabilecek durumunun bulunmadığını, müvekkili şirketin borçlarını, sermaye artışı ve benzin istasyonu olarak işlettiği taşınmazın satışından elde edilecek gelirle ödeyeceğini, konkordato taleplerinin vade konkordatosu olup, alacaklarda tenzilat talep etmediklerini belirterek İİK’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, sonrasında geçici mühletin uzatılarak 1 yıllık kesin mühletin verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, şirketin projesinin, maliki olduğu ve benzin istasyonu olarak işletilen taşınmazın satışına dayandığı, şirketin ana faaliyetini sonlandıran ve tasfiye amacı taşıyan projenin konkordato projesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine kararı verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; şirketin kefili olduğu borçlar dışında borcu bulunmadığını, projelerinin temel dayanağının şirketin sahibi olduğu taşınmazın satışına bağlı olduğunu, mevcut ekonomik koşullarda alıcı bulunamadığını, ancak görüşmelerin sürdüğünü, taşınmazın icrai yollardan satımı halinde gerçek değerinin altında satılacağını ve hem şirketin hem de alacaklıların zarara uğrayacağını, taşınmaz satışının şirketin tasfiyesi anlamına gelmediğini, şirketin faaliyetine devam edeceğini, şirketin faaliyetine devam ettiğini ve istihdamı koruduğunu, konkordato sürecinde karlılık ve satışlarının da olumlu yönde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve kesin mühlet verilmesini, müvekkilinin malvarlığının korunması için de tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Feri müdahil … AŞ vekili istinaf talebine cevabında, davacı şirketin bahsedilen taşınmaz satışı ile faaliyetinin sona ereceğini, bu nedenle projenin tasfiye amacı taşıdığını, şirketin mevcut borçlarını ertelemek ve zaman kazanmak için konkordato talep ettiğini belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir. Mahkemece, şirketin ana faaliyetini sonlandıran ve tasfiye amacı taşıyan projenin konkordato projesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle konkordato talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamından, davacı şirket hakkında 26/11/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, 20/02/2019 tarihli duruşmada 26/02/2019 tarihinden geçerli olmak üzere geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildiği, 17/04/2019 tarihli duruşmada ise geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK’nın 285/1 maddesi konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK’nın 286/1.a bendi uyarınca, borçlu, konkordato talebine ekli olarak sunması gereken konkordato ön projesinde, faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödeme yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını göstermelidir. Somut olayda, davacı şirketin projesinin, şirketin benzin istasyonu olarak işlettiği taşınmazın satışına dayandığı, ancak projenin, şirketi gayri faal hale getirip ana faaliyetini sonlandıracak, tasfiye amacı taşıyan bir proje olduğu görülmektedir. Oysa adi konkordato ön projesinde, şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve alacakların ödenmesi hedeflenmelidir. Adi konkordato malvarlığının tasfiyesini amaçlayan bir müessese değildir. Şu halde mahkemece, şirketin ana faaliyetini sonlandıran ve tasfiye amacı taşıyan projenin konkordato projesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, borca batık olmayan davacı şirket hakkındaki geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak İİK’nın 288/son fıkrası gereği geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararların, aynı maddenin 2. fıkrası gereği ilan edilip kararın madde de belirtilen yerlere de bildirilmesi gerekirken, sadece ilana karar verilmesi ile yetinilmesi doğru olmamıştır. Anılan eksikliğin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenle KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1116 Esas, 2019/424 Karar, 17/04/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3a-Davacı şirket hakkındaki geçici mühletin kaldırılmasına ve davacı şirketin konkordato talebinin REDDİNE, b-İİK’nın 288/2 maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırıldığının ilanına ve kararın anılan hükümde belirtilen yerlere bildirilmesine, c-Hüküm tarihi itibariyle konulmuş tedbirlerin KALDIRILMASINA, d-Geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine, görevlerinin sonlandırıldığının Bilirkişi Bölge Kuruluna BİLDİRİLMESİNE, e-Alınması gereken 54,40-TL harcın, peşin yatırılan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 18,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, f-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, g-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2. bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında, 2004 sayılı İİK’nun 293/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/03/2020