Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2405 E. 2019/2384 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2405 Esas
KARAR NO : 2019/2384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2019/207
ARA KARAR TARİHİ: 24/04/2019
DAVA : ALACAK (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekil, 19.04.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15.07.2014 tarihinde AVM Kiralama ve Yönetim Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkili şirketin kiralama hizmeti ve yönetim danışmanlığı hizmeti verdiğini, müvekkili şirketin edimlerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen bir miktar haricinde hizmet bedelinin ödenmediğini, sözleşme ile müvekkili şirketin AVM ‘de yer alan tüm bağımsız bölümlerin kiralanması konusunda tek yetkili kılındığını, davalı gerçek kişilerin davalı şirketle işbirliği içinde ve şirket ortağı ve yetkilileri olduklarını, alacakların tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalının sözleşme taahhüt altına girdiği yükümlülükleri yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü ve sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkili şirket alacağının rehinle temin edilmemiş olduğunu, sözleşme ile sabit olduğu üzere müvekkili şirketin kiralama hizmet alacağı ile yönetim hizmet bedellerinin muaccel olduğunu, alacakların tahsili için ihtarname keşide edilmiş ise de davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle dava konusu miktar göz önüne alındığında, davanın kazanılması halinde dahi ileride alacağın tahsil edileme ihtimali bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile kiralama hizmet alacağı bakımından şimdilik, 150.000 TL ‘lik kısmı ile yönetim danışmanlığı hizmet alacağı bakımından 16 aylık hizmet bedeli talep hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşme kapsamında ki 10.500 USD +94.695 TL alacağın sözleşmenin 4.3. maddesi gereğince yasal faizin iki katı tutarında gecikme faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI; Mahkemece, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati haciz kararı verilmesine imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, İİK 257 vd maddelerdeki ön görülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle, ihtiyati haciz İsteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Mahkemenin 24.04.2019 tarihli ara kararı davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, dava konusu alacağın, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden doğduğunu, ihtiyati haciz için aranan yaklaşık ispat koşulunun iş bu davada gerçekleştiğini iddia ederek, dilekçe ve yasal düzenlemenin ilgili maddelerini tekrar ettikten sonra ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmediği iddia edilen bedelin tahsili istemine ilişkindir.Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine dair İtirazın kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi istemidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun dokuzuncu babında, 257 vd maddelerde ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İİK 258/2. fıkrasında, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceğine yer verilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında, davacı vekilinin istinaf talebinin, istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olduğu anlaşılmakla incelenmiştir. İhtiyati hacze konu edilen alacak, taraf şirketler arasında düzenlenmiş olan, “ AVM Kiralama ve Yönetim Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi “ dir.İhtilaf, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır.İİK nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.
İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir.Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa ‘ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin olacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez.Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayın değerlendirilmesi durumunda, davacının konu ettiği alacak iddiası ödenmeyen bakiye hizmet / sözleşme bedelidir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen deliller ve diğer ekli belgeler alacağın varlığı hakkında kanaat edinmeye yeterli belgeler olarak kabul edilmemiştir.Açıklanan nedenlerle, İİK 258/1. fıkrasında belirtilen şekilde, haciz sebepleri hakkında, dosyaya ibraz edilen belgelerin kanaat getirilecek deliller olarak yeterli kabulü mümkün görülmediğinden ve mahkeme hükmü sonuç olarak doğru kabul edildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/207 Esas sayılı dosyada verilen 24.04.2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1/f bendi ve ayrıca İİK 258/2 .fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/12/2019