Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/240 E. 2022/443 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/240 Esas
KARAR NO: 2022/443
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2014/769 Esas, 2018/732 Karar
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 05/07/2014
KARAR TARİHİ: 28/06/2018
BİRLEŞEN, İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2014/986 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 15.06.2014 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısına ilişkin müvekillerinden …a çağrı yapılmadığını, Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesine göre genel kurul toplantı tarihinin yeri ve gündeminin toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, müvekkili …’ın genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelinde üye olarak gözükmediğini, hazirun cetvelinin toplantı salonuna boş olarak getirilmesi ve divan tarafından yoklama yapılarak orada imzalanması gerekirken, bazı imzaların atılmış olarak getirildiğini, yoklamada olmadıkları için imzaların iptal edilip üstlerinin çizildiğini, toplantı tutanağının her gündem maddesinin ayrı ayrı görüşülmesinden sonra imzaya açılması gerekirken, toplantı sonunda toptan yazılıp imzalandığını, Yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider cetvellerinin ortakların ve müvekkillerinin tetkikine sunulmadan genel kurulun gerçekleştirilerek müvekkillerinin bilgi edinme hakkının ihlal edildiğini, gerek yönetim kurulu çalışma raporunun, gerekse denetim kurulu raporunun müvekkillerine tebliğ edilmemiş olması nedeniyle Kooperatifler Kanunu’nun 24. Maddesine aykırı olduğunu, genel kurul toplantısında yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider cetvellerinin okunmadığını, Yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider tablosunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kooperatifin borçlarının ve alacaklarının anlaşılamadığını, müvekkillerinden … ve …’e ve diğer üyelere ait dairelerin …, …, … ve …’a tahsis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … ve …’m peşin ödemeli ve borçsuz üye olarak eklenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, bunlara değerinin çok altında tahsis yapılarak kooperatifin zarara uğratıldığını, usul ve yasaya aykırı denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider tablosuna istinaden yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararların hukuka aykırı hale geldiğini, Kooperatif ana sözleşmesinin 36. maddesinde, bilançonun tasdikine dair kurul kararının yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasını da kapsadığını, ancak bilançoda bazı hususların gösterilmemiş yahut yanlış düzenlenmiş ise bu organların ibra edilmiş olmayacaklarının belirtildiğini, kooperatifin asansör işlerini yapan …’ın, yönetim kurulunun ibrasına katıldığını, ayrıca kooperatifin hem ortağı ve hem de avukatı olan …in eşi …’e vekalet vermek suretiyle toplantıya katıldığını, Kooperatifler kanunu’nun 50. maddesinde, kooperatif işlerinin görülmesine herhangi bir şekilde katılmış olanların yönetim kurulunun ibrasında oylamaya katılamayacaklarının belirtildiğini, kullanılan oyların geçersiz olması nedeniyle de alınan kararların hükümsüz olduğunu, 28.06.2009 tarihli genel kurulda 2010 yılından itibaren aidat alınmamasına karar verildiğini, kooperatifin yasal amacına ulaşmış olması nedeniyle 60,00 TL genel gider ödemesine karar alınmasının mümkün olmadığını, genel kurulun gündeme bağlılık ilkesine aykırı olarak gerçekleştirildiğini, Kooperatifler kanunu’nun 43.maddesinin ihlal edilmek suretiyle gündemde mevcut olmayan maddelerin görüşülüp karara bağlandığını, davalı tarafın kura çekiminin iptaline dair İstanbul 28. ATM’nin 2011/100 E.-2012/185 K.sayılı kesinleşmiş hükmüne aykırı hareket ettiğini, yeniden kura çekimi gerçekleştirilmeden dairelerin kimlere ait olduğunun belirlenemeyeceğini, kesinleşen karara rağmen davalı tarafın 20/01/2013 tarihli genel kurul toplantısında yer tahsisleri yaptığını, bunun üzerine İstanbul l. ATM’nin 2013/63 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, davalının 15.06.2014 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında da kura çekimine ilişkin Mahkeme kararını yok saydığını, mahkeme hükmüne aykırı tahsisler yapıldığını belirterek 15.06.2014 tarihli kurul toplantısının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle öncelikle dava sonuçlanana kadar alınan kararların uygulanmaması yönünde tedbir kararı verilerek işbu genel kurulun 5/j maddesi ile başka üyelere verilmesi kararlaştırılan E-17/ E-20/ E-30/ E-39/ D-24/ D-34 daireler üzerinde tedbir konulmasına; kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı 2014 tarihli genel kurul kararlarının mutlak butlan ile hükümsüzlüğüne, aksi takdirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Birleşen, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/986 Esas Sayılı dosyasında, davacılar vekili; davalı kooperatifin 15/06/2014 tarihinde 2013 yılı Olağan Genel Kurul toplantısını yaptığını ve toplantı sonunda, bir kısım üyelerle kooperatif arasındaki ihtilafların “sulhen” çözümü için 3 kişilik “uzlaşma komisyonu ” kurulmasına ve bu komisyonun hazırlayacağı raporun Yönetim Kuruluna sunulmasından sonra 45 gün içinde Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı yapılması için çağrıda bulunulmasına karar verildiğini, 1163 Sayılı yasanın 24.maddesi gereğince kooperatife ait gelir gider, bilanço ve yönetim kurulu raporunun üyelere gönderilmesi ve ayrıca kooperatif merkezine asılması gerektiğini, yönetim Kurulu, Olağan Genel Kurul Toplantısından önce üyelerin toplantıya bilinçli ve bilgili olarak katılmalarını sağlayacak hiçbir bilgi sunulmadığını, hazırlanan faaliyet raporunun ve Denetim Kurulunun verdiği denetim raporunun 24.madde gereğince üyelere gönderilmediğini ve toplantı öncesi incelemelerine hazır bulundurulmadığını, Genel Kurul kararlarında üyelere ait dairelerin “satılamaz” kararı bulunmasına rağmen, Yönetim Kurulu Toplantı Tutanağının 16/05/2013 tarihli kararıyla bu dairelerin alacaklılara ucuz bir şekilde peşkeş çekildiğini ve üyeler arasındaki eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, Kooperatifîte bir kısım üyeler arasındaki itilafların çözümleneceği yer Genel Kurul olmasına rağmen bu hususta hiçbir görüşme yapılmadığını, Yönetim Kurulu üyelerinin yasalara açıkça aykırı olarak kooperatif inşaatında kaçak kat çıkmak suretiyle kooperatifi ve üyeleri zarara uğrattığı halde, bu hususun gündeme alınmadığı gibi toplantıda da tartışılmadığını belirterek davalı kooperatifin 15.06.2014 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların geçersizliği ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinini, ihraç kararının kesinleştiğini, diğer davacıların dava şartını yerine getirmediklerini, davacı … ve …’ın genel kurulda alınan kararların çoğunluğunda muhalefet sebeplerini tutanağa şerh ettirmediklerini, davacıların Kooperatifler Kanunu’nun 53.maddesi gereğince teminat vermek zorunda olduklarını, davacıların iyi niyetli olmadıklarını, davacılardan …’in atılma kararına karşı İstanbul 32. ATM’nin 2012/61 E. sayılı dosyasında açtığını, davanın derdest olduğunu, davacıların usulen dava hakkı olsa bile ileri sürdükleri iddiaların esasen haksız olduğunu, hazirun cetvelini imzaladıkları halde yakınlarının cenaze törenine yetişmek zorunda olan … ve … adlı üyelerin, genel kurul başlamadan salonu terk ettikleri için hem kendi adlarına, hem de vekili oldukları kişiler adına attıkları imzalarının iptal edildiğini ve hazır sayısında dikkate alınmadığını; … adına ise herhangi bir imza atılmadığını, vekil kısmına sehven yazılan … isminin iptal edildiğini, iptal edilenler dikkate alınmaksızın yapılan oylamada nisabın sağlandığını, davacıların iddiasının aksine tüm yetki belgelerinin bakanlık temsilcisi kişinin gözetiminde kontrol edilerek imzaların alındığını, yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilançonun üyelere tebliğ edilmesi gibi bir usulün mevzuatta yer almadığını, genel kurula sunulan yönetim kurulu raporunun 10.05.2014, denetim kurulu raporunun da 13.05.2014 tarihli olduğunu, genel kurul tarihinden 15 gün öncesi gerekli raporlar ve bilançonun hazırlanarak ortakların tetkikine açıldığını, birçok üyenin kooperatif merkezine gelip incelediğini, genel kurul toplantısında yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider cetvellerinin Bakanlık temsilcisinin huzurunda okunup tartışmaya açıldığını, görüşler bildirildiğini, tahsis ve tapu devirlerininde 20.01.2013 tarihli genel kurul kararına dayandığını ve tamamen yasal olduğunu, tahsis ve devirlere karşı İstanbul 6. ATM’nin 2013/220 E. sayılı dosyası ile (E-30 no.lu daire için) açılan tapu iptali ve tescil davasının 03.12.2013 tarihinde 2013/306 K. hükmü ile reddedildiğini ve kararın 01.10.2014 tarihinde Yargıtayca onandığını, bahsi geçen diğer daireler için birçok üye tarafından davalar açıldığını, ancak emsal karar gereğince hepsinin reddedilmesinin beklendiğini, bu durumda sadece yönetim kurulunca bilgisi verilen ve icrai hiçbir hükmü olmayan bir beyan için tedbir kararı talep edilmesinin anlamı olmadığını belirterek davanın reddine, Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi gereğince en az 100.000,-TL tutarında teminat yatırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı … hakkındaki ihraç kararının kesinleştiği, toplantıda yeterli nisabın sağlandığı, Kooperatif Kanunun 24. Maddesi gereğince 15 günlük süreden önce yönetim kurulu raporunun 10.05.2014, denetim kurulu raporununda 13.05.2014 tarihinde ortakların tetkikine açıldığı, gündem maddelerinin görüşülüp imzaların ayrı ayrı alınacağına dair emredici bir hüküm olmadığı, gündem maddelerinin okunmadığına ilişkin dosyada ve toplantı tutanaklarında herhangi bir delil bulunmadığı, bunun yanında … ve …’e ait dairelerin başka üyelere tahsisine ilişkin Genel Kurulda yeni bir karar alınmadığı, 2013 yılındaki Genel Kurul Kararının okunduğu, toplantıda kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddiyle15.06.2014 tarihli Genel Kurul toplantısının İptal-Butlanına yönelik asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde asıl dosyanın davacıları …, … vekili ile … tarafından istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, Kooperatif Genel Kurul Kararının iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, toplantının kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına uygun yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmıştır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK ‘nun 297. maddesine göre, hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK’nın 298/2. maddesinde ise “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” hükmü düzenlemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın anladığı anlamda oluşturulacak hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların bu dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur”. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; Anayasa ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkı ilkesine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine açıkça aykırıdır. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2898 E. 2021/2503 K. Sayılı kararı) Mahkemece, kısa kararda asıl dava dosyasıyla birleştirilen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/986 Esas sayılı dava dosyasıyla ilgili bir karar verilmediği halde, gerekçeli kararda birleşen 2014/986 E sayılı dava dosyasının reddine karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Kabule göre de; hakkında ihraç kararı kesinleştiği yönünde ki belirlemeye göre davacı … hakkındaki davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi de isabetli olmamıştır. Bu sebeple istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/76 Esas, 2018/732 Karar,28/06/2018 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacı …’tan, 21,40 TL harcın …’tan, 80,70 TL harcın …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/04/2022