Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2394 E. 2019/1926 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2394 Esas
KARAR NO : 2019/1926
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2018
NUMARASI : 2016/1203 ESAS – 2018/998 KARAR
DAVA: ALACAK (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki kanun gereğince tazminat istemine ilişkindir.Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tazminat talep etmiştir. Dava, belirsiz alacak davası olup, dava değeri 1.000,00 TL’dir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/3. fıkrası gereğince, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir düzenlemesi kapsamında ve özellikle fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak üzere davanın açılmış olması nedeniyle, mahkemece verilen kararın miktar itibarıyla kesin nitelikte olmadığı kabul edilmiştir. Yargıtay 3. HD’nin 2018/7564 Esas, 2019/6034 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Dosya kapsamından, mahkemece 15/10/2018 tarih, 2016/1203 Esas, 2018/998 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına hükmedildiği, kararın davacı vekiline 10/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 04/01/2019 tarihli dilekçesi ile kararın tashihini istediği anlaşılmıştır.HMK’nın 24. maddesinde düzenlenen tasarruf ilkesi; hakimin kendiliğinden bir davaya bakamayacağını, ancak talep (dava açılması) üzerine davaya bakabileceğini, tarafların dava (ve konusu) üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğunu ve hakimin tarafların talepleri ile bağlı olduğunu ifade eder.Yine HMK’nın 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. ” hükmünü düzenlemektedir.Somut olayda davacı vekili 04/01/2019 tarihli dilekçesi ile; açıkça vekalet ücreti yönünden hükmün tashihini istemiş, mahkemece 07/01/2019 tarihli ara karar ile tashih dilekçesinin davalı vekiline tebliğine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi 19/04/2019 tarihli ek kararında, davacının hükümde yer alan 2.180,00 TL’lik vekalet ücretinin dava değeri ile sınırlandırılmak suretiyle 1.000,00 TL şeklinde tashihini talep ettiği belirttikten sonra, tavzih talebinin reddine karar vermiş, aynı kararın devamında talebin istinaf yargı yoluna başvuru dilekçesi olarak kabulüne ve harçların ikmaline karar vererek kendi içerisinde çelişmiştir.HMK’nın 341 ve devam maddelerinde istinaf kanun yoluna başvuru usul ve esasları düzenlenmiştir. 342.maddede, istinaf yoluna başvurmanın dilekçe ile yapılacağı belirtildikten sonra istinaf dilekçesinin neleri içereceği düzenlenmiş, 344.maddede ise, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçların ödeneceği belirtilmiştir. 343/3.maddede ise, istinaf yoluna başvurma tarihi konusunda aynı yasanın 118.maddesine atıf yapmıştır. HMK’nın 343/3 ve 118.maddesi gereğince, istinaf yoluna ancak istinaf dilekçesi ile başvurulur. İstinaf dilekçesinde HMK 342/2.bendine göre, başvuru sebepleri ve gerekçesinin ve talep sonucunun yer alması gerekir. Oysaki davacı tarafından dosyaya sunulan dilekçede, açıkça kararın tashihinden bahsedilmiş, davacının kararı istinaf ettiğine dair açık bir ifadesi olmadığı gibi dilekçe bütününden de böyle bir anlam çıkmamaktadır. Davacının istinaf iradesi bulunmadığından tashih dilekçesinin istinaf dilekçesi olarak kabul edilerek inceleme yapılması bu kapsamda mümkün değildir. Bu sebeple HMK 352.maddesi gereğince başvuru şartları yerine getirilmediğinden ve davacının istinaf yoluna başvuru iradesi bulunmadığından usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusun HMK’nın 352 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/10/2019