Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2374 E. 2022/1500 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2374 Esas
KARAR NO: 2022/1500
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/301 Esas, 2019/322 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 07/12//2022
KARARIN YAZILDIĞI T: 07/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 29.09.2016 tarihinde … Otelcilik çalışanı … tarafından müvekkili şirkete ait … plakalı aracın park edilmesi sırasında %100 kusurlu olarak meydana gelen kaza sebebiyle müvekkiline ait araçta büyük çapta maddi hasar meydana geldiğini, … numaralı poliçe ile davalı … Otelcilik AŞ’nin, diğer davalı sigorta şirketince tanzim edilen “Otel Paket Sigortası” bulunduğunu, söz konusu poliçe ile otelin müşterilerine ve mallarına verilen zararların da teminat altına alındığını, söz konusu poliçe ile üçüncü şahısların sigortalının bizzat kendisinin veya yanında çalıştırdıkları ile aile efradının, bir kaza sonucu üçüncü şahısların vefatı, yaralanması veya sakat kalması nedeniyle ortaya çıkan tazminat talepleri ile üçüncü şahıslara ait malların, maddi zarar ve hasara uğraması neticesinde oluşacak tazminat taleplerini, poliçede belirtilen meblağlara kadar temin edildiğini, bu çerçevede, davalı sigorta şirketinin, diğer davalı … Otelcilik ile birlikte poliçe limiti dahilinde sorumlu olacağı aşikar olduğundan müvekkilinin zararının karşılanması gerektiğini, müvekkiline ait aracın tamir/onarım/boya/parça değişimi ve tramer kayıtlarına işlenen hasar kaydı sebebiyle ikinci el piyasa rayiç değerinde ciddi bir düşüş yaşanacağını, aracın onarımının müvekkili şirketin kasko sigorta poliçesinden karşılanması sebebiyle hasarsızlık indirimi kaybedildiğinde 05.01.2017-2018 vadeli yeni kasko poliçesinin hasarsızlık indiriminden yaralanamayarak daha yüksek bir poliçe primi ödenerek yapıldığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen zararlarının tazmin edilmediğini belirterek müvekkiline ait araçta meydana gelen şimdilik 900.00 TL değer kaybı ile 100,00 TL hasarsızlık indirim oranının uygulanması sonrasında oluşan maddi zararın tespit olunacak tazminat tutarına göre arttırılmak üzere sigorta şirketinin teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla davalılardan tahsiline, hükmolunacak tazminat tutarlarına kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; davalı … San ve Tic. A.Ş.’nin faaliyet gösterdiği adresinde iş faaliyetleri sırasında meydana gelebilecek iş kazalarında 3. şahısların ölmesi, yaralanması ve poliçede belirtilen hallere karşı müvekkili şirketin 06/05/2016-2017 tarihleri arasında … numaralı Suit Otel Paketi Yangın Poliçesi tanzim ettiğini, anılan poliçede yer alan Otel Garaj Mali Mesuliyet ve Vale Parking Teminatına göre verilen ek teminatın araç başına 1.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigortalının hukuken sorumluluğu ispat edilmek şartı ile müvekkili şirketin ilgili poliçe kapsamında sigortalının sorumluluğu nispetinde poliçe limitleri ile sorumlu olabileceğini, davacıya işbu tazminatın dava öncesi ödenmek istenmiş ise de kabul edilmediğinden ödeme yapılamadığını, talep edilen tazminatın ödenmemesinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığı gibi temerrüde düşmediğinden faizden dolayı sorumluluğu da olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … San. Ve Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde; görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirket çalışanı …’in söz konusu kazada kusuru bulunmadığını, … plaka sayılı aracın hatası nedeniyle kazanın gerçekleştiğini, davacının taleplerini … plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortasına yöneltmesi mümkün iken, müvekkil şirkete husumet yöneltmesinde hukuki menfaat de bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafından hasarsızlık indirimi talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu zarara ilişkin hiçbir somut iddiada bulunmadığını, kaza nedeniyle hasarsızlık indiriminden yararlanamadığını ve yüksek prim ödeyerek maddi zarara uğradığını iddia eden davacının belirsiz alacak davası açmasının hukuken mümkün olmadığını, yine davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu kazanın oluş şeklinin davacı aracın da bir değer kaybı oluşturabilecek nitelikte de olmadığını, zira kazaya karışan araçların hızlarının da çok az olduğunu, davacı aracının hasarı, kasko poliçesi kapsamında giderildiğinden oluşan hasar ile kaza arasında doğru illiyet bağı olup olmadığının da belli olmadığını, aracın değer kaybı miktarının tespit edilebilmesi için, aracın daha önce kazaya uğrayıp uğramadığı, hasarsız olup olmadığı bilinmediğinden, aracın tramer kayıtlarının da istenmesi gerektiğini, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinde dava şartı olan hukuki menfaat bulunmadığını, ayrıca faize ve faiz oranına da itiraz ettiklerini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; 3. şahıslara karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları kapsamında verilen teminat ile, dava konusu olayda otel sigortacısının sigortalıyı, üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar meydana gelmesi halinde poliçede tespit olunan meblağlara kadar temin edeceği, ancak dava konusu kazanın oluşumunda … San. ve Tic A.Ş çalışanının kullandığı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığı ve yine haksız fiil sorumluluğuna ilişkin bu şartların davalı otel işleteni ve onun sorumluluk sigortacısı için gerçekleşmediği, anılan durum karşısında davalıya emanet olunan aracın bu sırada gördüğü zararda davalı yanlara izafe olunacak bir kusur bulunmadığı, ortaya çıkan haksız fiili nedeniyle zarara sebebiyet veren tarafın … plakalı araç olup kazanın oluşumunda …San. ve Tic A.Ş’ye atfı kabil bir kusur bulunmadığı, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin sigortalısının çalışanın idaresindeki aracın dava konusu kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından bahisle davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi heyetince kusura ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, sadece Tramer Komisyonunca belirtilen kusur dağılımına atıf yapıldığını, ancak sehven … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de tramer kusur raporu incelendiğinde … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu görüldüğünden davalıların sorumluluğunun bulunduğu konusunda tereddüt bulunmadığını, hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkiline ait aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin 160.000-180.000 Euro aralığında olduğu, onarım ve parça değişimlerinin kapsamı da dikkate alındığında değer kaybının çok daha fazla olacağı, bu bağlamda doğru kusur durumuna göre gerçek zararın hesaplatılması ve buna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile tanzim edilen bilirkişi raporuna dayalı kararın kaldırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, … plakalı araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı ile hasarsızlık indirimi kaybına ilişkin zararların davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, 29/09/2016 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı kaza bakımından tarafların sorumluluk durumlarının ne olduğu, alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı, Mahkeme kararının yeterli araştırma ve incelemeye dayalı olup olmadığı, davacı tarafından talebe konu zarar kalemlerinin davalılardan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti 12/10/2018 tarihli raporunda; dosya kapsamındaki belgeler uyarınca … sayılı hasar dosyası kapsamında … plakalı aracın oluşan değer kaybı tutarının 10.500,00 TL olarak tespit edildiğini, dava konusu olayda davalı sigorta şirketinin davalı sigortalısı … San ve Tic A.Ş.’nin 29.09.2016 tarihinde davacı … San ve Tic Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araçta oluşan hasar dolayısıyla SBM kayıtlarına göre kusurlu bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin sigortalısının çalışanın idaresindeki aracın dava konusu kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığına dair teknik belirleme karşısında meydana gelen zararın sigortacılık ilkeleri ve davalı taraflar arasında geçerli poliçe genel şartları ve B.K. uygulamasına göre kendilerinden talep olunamayacağını bildirmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 33. maddesine göre, hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/4818 Esas 2017/8842 Karar sayılı ilamı). Somut olayda davacı şirkete ait … plakalı aracın otel otoparkına park edilmek üzere teslim edildiği davalı … Otelcilik çalışanı olan … sevk ve idaresindeyken zararın doğumuna yol açan kazanın meydana geldiği hususu taraflar arasında çekişmesizdir. Buna göre söz konusu araç park edilmek üzere davalı … Otelcilik çalışanı olan …’e teslim edilmekle davacı ile davalı … Otelcilik arasında 6098 sayılı TBK’nun 561 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, meydana gelen kazaya ilişkin kusur durumu ile hasarsızlık indirimi kaybına ilişkin zararların tazmin edilemeyeceğine ilişkin tespitler yer almakla birlikte … sayılı hasar dosyası kapsamında … plakalı araçta oluşan değer kaybı tutarının 10.500,00 TL olarak tespit edildiği ve davacının, tespit olunan değer kaybına ve hesaplama yöntemine itiraz etmediği ve tespit olunan zararın tamamının karşılanmamış olması halinde şirket aleyhine yargı yoluna başvurulacağını ifade ettiği şeklinde kanaat bildirilmiş ise de 6100 sayılı HMK’nun 269. maddesi uyarınca bilirkişi, bilgisine başvurulan konuda süresinde oy ve görüşünü mahkemeye bildirmekle yani somut olay açısından değer kaybı hesabı esaslarına uygun şekilde araçta oluşan değer kaybını tespit etmekle yükümlüdür. Bunun dışında değer kaybı talebinin değerlendirme ve takdiri Mahkemeye aittir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun “Bilirkişinin görev alanının belirlenmesi” başlıklı 273. maddesi “(1)Mahkeme, tarafların da görüşünü almak suretiyle bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında, aşağıda belirtilen hususlara yer vermek zorundadır: a) İnceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi. b) Bilirkişinin cevaplaması gereken sorular. c) Raporun verilme süresi.” hükmünü ihtiva etmekte olup Mahkemenin 25/10/2017 tarihli bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik ara kararı “dosyanın bilirkişi incelemesine tevdiine” şeklinde olduğundan anılan maddeye aykırı olan bu husus eleştirmekle yetinilmiştir. Somut olayda, tarafların sorumluluk durumlarının “… Otel Paket Poliçesi” ve 6098 sayılı TBK’nun 561 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesi kararı davacı tarafından, araçtaki değer kaybının hesaplanması yönünden istinaf edildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda, taraflarca gösterilen tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacıya ait … plakalı araçta kaza sebebiyle oluşan değer kaybının tespiti ile tarafların zarardan sorumluluklarınında tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Dosyada bulunan sigorta poliçesinin okunaklı olmadığı görüldüğünden, poliçenin okunabilir ve usulüne uygun bir sureti de dosya içerisine alındıktan sonra bilirkişi heyetinden yukarıda beyan edildiği şekliyle alınacak rapor doğrultusunda ve 6098 sayılı TBK’nun 561 ve devamı maddeleri uyarınca tarafların sorumluluk durumları değerlendirilerek sonucuna göre davacının değer kaybı zararına ilişkin talebi hakkında karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetli olmamıştır. Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik tesis edilen karar isabetli olmadığından davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/301 Esas, 2019/322 Karar ve 26/03/2019 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/12/2022