Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2358 E. 2020/1125 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2358 Esas
KARAR NO : 2020/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI : 2016/133 Esas, 2019/485 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili 03/02/2016 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ibraz edilen iyileştirme projelerinde açıklanan şartlar çerçevesinde mali durumlarının düzeltilmesinin mümkün olduğunu belirterek iflaslarının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli müdahiller, gerek yazılı, gerekse de zapta geçen beyanları ile davacı şirketin iflas erteleme talebine karşı beyan ve itirazlarını bildirmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi iddia, savunma, kayyum heyet raporları, bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı şirketin iflasının 08/05/2019 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Müdahil …San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasındaki alacağını halen alamadığını, iflas erteleme şartlarının oluşmadığını, son kayyım raporunda davacı şirketin 30/06/2018 tarihi itibariyle hem kaydi, hem de rayiç değerleri itibariyle borca batık durumda olmadığının belirtildiğini, buna rağmen iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin temlik gereğince davaya müdahil olduğunu, iflas erteleme şartlarının oluşmadığını, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını, 29/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda bu durumun açıkça tespit edildiğini, davacı şirketin iyileştirme projesinde 2016 ve 2017 yılı için 4 Milyon TL’lik sermaye artışı öngördüğünü, sadece 25.000,00 TL’nin 2019 yılı Nisan ayında ödenebildiğini, 2.980.778,89 TL’sinin ise şirket ortaklarının davacı şirketten olan alacakları ile kayden ödenmiş gibi gösterildiğini, gerçek anlamda sermaye artırımının olmadığını, yaklaşık 3 Milyon TL’nin böylece kayden bilançoda borç olarak gösterilen bedelin varlıklara taşınarak şirket durumunda iyileşme gibi gösterildiğini, davacının iflas erteleme sürecini alacaklılardan kaçma ve mal kaçırma gayesi ile kullandığını, davanın 03/02/2016 tarihinde açılmış olmasına rağmen 3 yılı aşkın bir süre sonunda karara bağlandığını, 3 yıllık süreçte firmanın ne borçlarını ödeyebildiğini ne de iyileştirme projesi kapsamında ticari faaliyetinin devamlılığını sağlayacak bir faaliyette bulunduğunu, bilançoda yer verilen alacak ve borçların gereçeği yansıtmadığını, hatta firmanın borca batık olduğunun bile tam tespit edilemediğini, bu hususta hükme esas alınabilecek bir tespit yapılamadığını, firmanın borca batıklığını sağlayan ana kalemin davacının grup firması olan… San. ve Tic. Ltd Şti’den olan 19.829.553,36 TL alacağı olduğunu, bu alacağın bilançoda alacak olarak gösterildiğinde firmanın borca batık olmadığının 19/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda ve 04/02/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edildiğini, ancak davacı yanın yoğun ısrarları neticesinde alınan 25/09/2019 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda tüm hukuki ve finansal gerçeklere aykırı olarak borca batıklık bilançosunda yer verilmeyerek şirketin 1.234.465 TL borca batık olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını, firmanın ticari defterlerinde alacak/borç kalemleri yer değiştirilerek, kayden faaliyet görüntüsü verilmeye çalışıldığını, ayrıca kararda rehinli alacaklar için icra dosyalarına davacı tarafından teminat yatırılması yönünde karar verilerek iflas ertelemenin sadece teminatsız alacaklar için sonuç doğuracağı şekilde hüküm tesis edildiğini bu durumun alacaklılar arasında adaletsizlik yaratacağını belirterek neticeten ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin alacağını bu zamana kadar alamadığını, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 04/02/2019 tarihinde ek raporda, davacı şirketin … Ltd. Şti’den 19.829.533,36 TL alacağının bulunduğunu, bu şirketle ilgili Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/47 Esas sayılı iflas erteleme davası açıldığını, ancak iflas kararının dosyaya sunulmadığını bu alacağın 30/09/2018 tarihi itibarıyla şüpheli alacak olarak değerlendirilemeyeceğini, bu nedenle şirketin kaydi ve rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamalar sonucu özkaynaklarının pozitif olduğunu davacı şirketin borca batık olmadığını bildirdiklerini, alacağın şüpheli olmadığını, davacının alacağın tahsili konusunda bir girişimde bulunmadığını, bu alacağın 2. ek raporda şüpheli alacak olarak değerlendirilerek şirketin borca batık olduğu yönünde değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Ltd. Şti’nin iflas erteleme davasının borca batik olmadığı için reddedildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirketin kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, borca batıklık şartının gerçekleşmediğini, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını, müvekkili bankanın alacağının bu güne kadar ödenmediğini, mahkemece maddi hukuka ilişkin hakları etkileyecek şekilde tedbir kararı verildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine şirketin iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK’nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 179/a maddesinde, mahkemece, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve Kooperatifin malvarlığının Korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince somut olayda uygulanacak olan, 160. maddesinde, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise, kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, İflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekeletnamesin de, iflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, yönetim kurulunun 31/01/2016 tarihli kararı ile, şirketin 31/12/2015 günlü ara bilançosunda şirket aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediği, şirketin sermayesinin kaybedildiği gerekçesi ile şirketin iflasının ertelenmesi için mahkemeye başvurulmasının oy birliği ile kabulüne karar verildiği, mahkemece, tensip ara kararı ile ilanların yapılmasına, keşfen bilirkişi incelemesine ve ayrı ayrı rapor alınmasına karar verildiği, ilanların yaptırıldığı, iflas avansı ve gider avansının mahkeme veznesine yatırıldığı anlaşılmıştır .Davacı şirket iyileştirme projesinde; davacı şirket ortaklarının, şirket sermayesini 2016 yılının Nisan ayında 4.000.000,00 TL artırmayı ve işbu artırım bedelinin yarısını 2016 yılı sonuna kadar, geri kalan yarısını ise 2017 yılı sonuna kadar nakden ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, şirket ortaklarının, sermaye artırım bedelinin 1/4ünü bloke yoluyla Haziran ayı sonuna kadar peşin, kalan kısmın 1.000.000,00 TL’sini 2016 yılının sonuna kadar, geri kalan 2.000.000,00 TL’sini ise 2017 yılı sonuna kadar nakden şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, alacakların tahsili ve faaliyetlerden elde edilecek karlar ile şirketin borca batıklıktan kurtulabileceği belirtilmiştir. Bilirkişiler Prof. Dr. … 29/04/2015 tarihli heyet raporlarında; davacı şirketçe sunulu iyileştirme projesinde şirketin gerçekçi bir mali durum analizinden hareket etmediğini, özellikle kârlılık hedeflerinin inandırıcı olmaktan uzak bulunduğunu net çalışma sermayesi açığının yüksekliğine rağmen, sermaye artırımına ilişkin taahhüdün yetersiz bulunduğunu, sermaye artışı ile ilgili henüz tescil ve ilan işlemlerinin yerine getirilmediğini, davacı şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle 23.000.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödenmiş olduğunu, bununla birlikte şirket ortaklarının davacı şirketten 2.980.778,89 TL alacaklarının bulunduğunu, şirketin mali güçlük durumu içinde bu alacaklarının ne gibi bir işleme tabi tutulacakları konusunda açıklama yapılmadığını, iyileştirme projesinde alacaklarının tahsili ile tasarruf tedbirlerine hiç değinilmediğini, özellikle borçların yapılandırılması için ne gibi teşebbüslerde bulunulduğunun açıklanmadığını, iyileştirme projesinin mevcut haliyle somut ve gerçekleştirilebilir olmadığını, ciddi ve inandırıcı bulunmadığını bildirmişlerdir.Aynı heyet 24/08/2016 tarihli ek raporlarında; davacı şirketin kârlılık hedeflerinin 2016 yılının ilk yarısı için gerçekleştiğini, her ne kadar kök raporda şirketin taahhüt edilen 4.000.000,00 TL tutanndaki sermaye artışının yeterli bulunmadığı ifade edilmişse de, şirket ortaklarının davacı şirketten olan 3.345.633,84 TL tutarındaki alacaklarını şirket öz varlıklarına ilave etmiş olmaları dikkate alındığında, sermaye artışının miktar olarak yeterli kabul edilebileceğini, davacı şirketin 2016 yılının ilk yansında yakalamış olduğu karlı yapıyı sonraki dönemlerde de devam ettirmesi durumunda iyileştirme projesindeki hedeflerin gerçekleşmesinin mümkün olabileceğini ifade etmişlerdir.Bilirkişi Heyeti 19/10/2018 tarihli raporlarında; teknik bilirkişilerce belirlenen rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde, davacı şirketin 30/06/2018 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (+) 10.613.157,84 TL, rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (+) 17.895.258,38 TL olduğuna, diğer bir ifade ile davacı şirketin 30/06/2018 tarihi itibariyle kaydi ve rayiç değerlere göre borca batık durumda bulunmadığını belirtmişlerdir.Davacı vekili 06/11/2018 dilekçesinde, … Ltd. Şti.’nden olan 16.729.940,03 TL tutarındaki alacağın, şüpheli olduğunu, alacağın rayiç değer bilançosunda aktiften düşüldüğünü, ….. Ltd. Şti. hakkında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/47 Esas sayılı dosyasından verilen iflas kararı bulunduğunu belirterek borca batıklığın yeniden hesap edilmesi istemiş, mahkemece heyetten ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 04/02/2019 tarihli raporlarında; … Ltd. Şti. hakkında varsa iflas kararının heyete sunulmasının istendiğini, ibraz edilmediğini, davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (+) 10.676.674,57 TL, rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (+)15.495.474,82 TL olduğunu, davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle kaydi ve rayiç değerlere göre borca batık durumda bulunmadığını bildirmişlerdir.Davacı tarafça revize iyileştirmesi ibraz edilmiş, mahkemece …. Ltd. Şti. hakkında, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/47 Esas sayılı dosyasından verilen iflas kararının BAM incelemesinde devam ettiğinden bahisle, revize iyileştirme projesi ve borca batıklık konusunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 25/03/2019 tarihli ek raporlarında; mahkemenin 16.729.940,03 TL tutarındaki alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde olduğu yorumuyla bu alacağın şüpheli olarak kabul edildiğini, alacağın şüpheli alacak olarak kabul edilmesi durumunda, davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (+) 10.676.674,57 TL, rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu özkaynaklarının (-) 1.234.465,21 TL olduğunu, davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre borca batık durumda bulunduğunu, davacı şirketin 4.000.000,00 TL tutarındaki sermaye arttırımını sağladığını, güncel sermayenin 27.000.000,00 TL olduğunu, artırılmış olan sermayenin tamamının ödendiğini, bu defa revize iyileştirme projesi kapsamında şirket ortaklarının şirketin sermayesini 100.000,00 TL tutarında artırmayı ve artışın 1/4’lük kısmı olan 25.000,00 TL’nin 2019 yılında kalanın ise 2020 yılında ödemeyi hedeflediğini, firmanın faal durumda olduğunu, merkezinin ve işletmesinin açık olduğunu, elemanların çalıştığını, işlemlerin devam ettiğini ve hazır beton üretiminin yapıldığını, davacı şirketin 2016 yılında 1.869.079,90 TL, 2017 yılında 1.140.130,64 TL ve 2018 yılında 909.499,39 TL dönem net karı gerçekleştirdiğini, 2018 yılında 1.062.385,33 TL ve 2019 yılında 1.170.582,18 TL kar hedeflerinin gerçekleşmesinin mümkün olacağını, davacı şirketin sermaye artırımı hedeflemesinin olumlu karşılandığını, ancak bun miktarın 200.000,00 TL olarak belirlenmesi ve en geç Mart 2020’ye kadar tamamen ödenmesi gerektiğini, revize iyileştirme projesinin, inandırıcı ve ikna edici olduğunu, projenin uygulanmasının mümkün bulunduğunu bildirmişlerdir. Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin taahhüt ettiği sermaye artışını sağladığı, faaliyetin devam ettiği, öngörülen kar hedeflerini yakaladığı, revize iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu anlaşılmaktadır. Çözülmesi gereken mesele davacı şirketin hakkında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/47 E. sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi davası görülen ….. Ltd. Şti.’den olan 16.729.940,03 TL tutarındaki alacağının şüpheli alacak olup olmadığı hususudur. zira şüpheli alacak kabul edilmesi durumunda şirket dava şartı olan borca batıklık kriterini sağlaması mümkün olacaktır. ….. Ltd. Şti. 19/01/2016 tahinde iflas erteleme talebinde bulunduğu, borca batık olmadığından bahisle 14/06/2017 tarihinde tedbirlerin kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, davacının istinafı üzerine dairemizce borca batıklığın yeniden değerlendirilmesi konusunda ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, bu defa Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2019 tarih, 2018/164 Esas, 2019/839 K. Sayılı kararı ile yenide şirketin borca batık olmadığından bahisle ret kararı verildiği, kararın davacı tarafından istinaf edildiği, dosyanın dairemiz arşivinde 2020/459 E. nosu ile inceleme sırasını beklediği, davacı şirketle ilgili tüm tedbirlerin 14/06/2017 tarihi itibari ile kaldırıldığı anlaşılmıştır. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir. İflas erteleme talebinde bulunan şirketin hakkında yine iflas erteleme davası bulunan …. Ltd. Şti.’den olan 16.729.940,03 TL tutarındaki alacağının şüpheli alacak olduğu gerekçesiyle şirketin aktifinde değerlendirilmemiştir. Oysa şirketin iflas erteleme talebinde bulunduğu 03/02/2016 itibariyle bu alacak yönünden takibe geçilmediği gibi davacı şirketin daha sonrada alacakla ilgili bir girişiminin bulunmadığı, … Ltd. Şti.’nin borca batık olmadığından hakkında ret kararı verildiği, tedbirlerin kaldırıldığı, şirket alacağının şüpheli hale gelmesine yeterli hiçbir belge sunulmadığı, alacağın şüpheli alacak olarak kabulünün isabetsiz olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, borca batık olmayan davacı şirketin iflas erteleme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;1-Müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/133 Esas, 2019/485 Karar, 08/05/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- Davanın REDDİNE;3-Safahatta verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına, Kayyumların görevlerine son verilmesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’na bağlı tarife gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 harcın davacı şirketten alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Müdahiller kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak Müdahiller … San. ve Tic. A.Ş., …A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. ….Bankası A.Ş.’ne eşit olarak verilmesine,6-Yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,7-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kararın tebliğ gideri avanstan karşılandıktan sonra kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,İstinaf Giderleri Yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın müdahiller …. San. ve Tic. A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. …Bankası A.Ş. Tarafından yatırılan toplam 497,10 TL’den mahsubu ile fazla alınan 265 TL’nin müdahiller …San. ve Tic. A.Ş., …Tic. Ltd. Şti. İle … Bankası A.Ş.’ne eşit olarak verilmesine, 2-Müdahiller tarafından yatırılan 232,10 TL harcın davacıdan alınarak müdahiller … San. ve Tic. A.Ş., …. Tic. Ltd. Şti. ve … Bankası A.Ş.’ne eşit olarak verilmesine,3-Müdahil … Bankası A.Ş.’ne tarafından yapılan 14,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil …. Bankası A.Ş.’ne verilmesine,4-Müdahil …San. ve Tic. A.Ş tarafından yapılan 15,28 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil …. San. ve Tic. A.Ş’ne verilmesine,5-Müdahil … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 14,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 353/1.b.1 bendi ve İİK’nun 164. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile kabul edildi.23/06/2020