Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2340 E. 2022/1553 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2340 Esas
KARAR NO: 2022/1553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2016/870 Esas, 2019/224 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili iddiasında özetle; … Spor Merkezi isimli iş yeri için 24/11/2012 tarihinde davalı … A.Ş.’den güvenlik hizmeti satın aldığını, işlerinin iyi gitmemesi nedeniyle 2015 yılı Nisan ayında, işyerini kapatacağını ve sözleşme gereği kurulan tesisatın 7 gün içerisinde sökülerek iade alınmasını davalıya bildirdiğini, ancak davalı firma tarafından bir buçuk ay oyalanması nedeniyle işyeri kapanışını 15/05/2015’de gerçekleştirebildiğini, bunun sonucu olarak vergi dairesine ve SGK’ya fazladan ödemeler yapmak zorunda kaldığını, ayrıca davalının mühendislik ve güvenlik keşif hizmetleri ve yeni müşteri kazanımı tutarı talep ettiğini, böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takip konusu edilen 657,67 TL alacak yönünden borçlu bulunmadığının tespitini, ayrıca işyerini geç kapatmasından doğan 8.132,72 TL zararının davalıdan tazminini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacı ile müvekkili şirket arasında 24/11/2012 tarihinde Güvenlik Sistemi Hizmeti Sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca sistemin kurulumu sağlanarak 26/11/2012 tarihinde tam ve çalışır bir biçimde davacıya teslim edildiğini, 24 aylık sözleşme süresinin sona ermesinden sonra davacının 1 yıl daha güvenlik hizmeti kullanma sözüne verdiğini, bunun üzerine davacıya 3 aylık ücretsiz kullanım hakkı verilerek sözleşmenin 28/11/2014 tarihinde yenilendiğini, ancak davacının 1 yıllık süre dolmadan sözleşmeyi tek taraflı feshi üzerine 21/05/2015 tarihinde sistemin sökümünün yapıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da 1 yıl kullanma sözünün yerine getirilmemesi nedeniyle ücretsiz verilen üç aylık hizmet bedeli ile söküm bedeli ve gecikme faizinin tasili için toplam 657,67 TL alacak yönünden takip başlattıklarını, davacı iddiasının aksine takip konusu alacağın mühendislik ve güvenlik keşif hizmetleri ve yeni müşteri kazanımı bedeli olmadığını, bunun yanında davacının işyerinin geç kapandığı nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararı ve miktarı ile müvekkilinin kusurunu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının davalıya ödemesi gereken toplam borç miktarının 287,14 TL olduğu, icra takip dosyasındaki bakiye alacak miktarı olan 370,83 TL’lik kısmından davacının sorumlu tutulamayacağı; davacının güvenlik geç sökümünden kaynaklı tazminat talebi yönünden ise, söküm tarihinin tam olarak ne zaman kararlaştırıldığına dair dosyada somut bir delil bulunmadığı, ayrıca ifade edilen fazla ödeme kalemlerinin doğrudan uyuşmazlık konusu olayla illiyet rabıtasının tespit edilemediği gerekçesiyle davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının zararın tazmini talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı istinaf nedenleri olarak; kendisinin tüketici olduğunu, uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin Karşıyaka Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin müşterilerini oyalayarak icraya verdiğini ve mağdur ettiğini, bu konuda birçok mağduriyet yaşandığını, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, borçlu olunmadığının tespiti ve işyerinin kapanışından doğan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının borçlu olunmadığının tespiti talebinin kısmen kabulü ile alacağın 370.93 TL kısmı yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının zararın tazmini talebinin ise reddine karar verilmiş, davacı hükmü istinaf etmiştir.1-Davacının borçlu olunmadığının tespiti talebi yönünden; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 657,67 TL alacağın tahsili için davacı aleyhine takip başlatılmış, davacı takip konusu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının 370,93 TL alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar gösterilmiştir. Buna göre maddenin 2. fıkrasında, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu, 3. fıkrasında, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği, 4. fıkrasında ise, alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın, istinaf yoluna başvuramayacağı düzenlenmiştir. 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile HMK’nun 341. maddesinin 2. fıkrası değiştirilmek suretiyle 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin hale getirilmiş ve aynı yasanın 44. maddesi ile HMK’ya eklenen ek madde 1 ile de kesinlik sınırı olan 3.000,00 TL’nin her yıl yeniden değerleme oranında artışa tabi olduğu kabul edilmiştir. Yeniden değerleme sonucunda 2019 yılı için kesinlik sınırı 4.400,00 TL olmuştur. Bu yasal düzenlemelere göre, davacının talebinin reddedilen kısmı bakımından davanın HMK’nun 341. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı, ortada istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin borçlu olunmadığının tespiti talebi yönünden istinaf başvurusunun HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekir. 2-Davacının işyerinin kapanışını geç yapmasından kaynaklı zarar talebi yönünden ise; Davacı, tüketici olduğunu, davada yetkili mahkemenin yerleşim yeri mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davada görevli ve yetkili mahkemenin Karşıyaka Tüketici Mahkemesi olduğunu belirterek hükmü istinaf etmiştir. Davacının … Merkezi isimli ticari işletmesi için güvenlik hizmeti yapılması, her iki tarafın tacir olması ve sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılınması karşısında, davacının uyuşmazlıkta görevli ve yetkili mahkemelerinin Karşıyaka Tüketici Mahkemeleri olduğu yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Bunun yanında davacı, davalının güvenlik sistemini geç sökmesi nedeniyle işyerinin kapanışını geç yapmak zorunda kaldığını belirterek bu nedenle doğan zararın tazminini istemiştir. BK’nın 114/2 maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yolu ile sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır. Haksız fiillerde zararın ispat yükünün düzenleyen 50 maddeye göre ise, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Somut davada, davacı alarm sisteminin söküm işleminin geciktiğini ve bu nedenle işyerinin kapanışını geç yaptığını ileri sürerek, geç kapanıştan doğan zararının tazminini istemişse de, davacının sözleşmeyi feshettiği tarihin belli olmaması, alarm sisteminin sökülmemesinin, işyerinin zorunlu olarak faaliyetini devam ettirdiğine neden olduğunun ispatlanamaması, davacının geç kapanıştan doğduğunu ileri sürdüğü zarar kalemlerinin, geç kapanıştan kaynaklandığının da ispatlanamaması karşısında, mahkemece davacının tazminat talebinin reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davacının borçlu olunmadığının tespiti yönünden yapılan istinaf başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle usulden reddine, davacının tazminat talebi yönünden kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddin karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/870 Esas, 2019/224 Karar ve 21/03/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Davacının borçlu olunmadığının tespiti yönünden yapılan istinaf başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle usulden REDDİNE,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2022