Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2310 E. 2020/714 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2310 Esas
KARAR NO: 2020/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2019/65 Esas, 2019/216 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilerinin murisi …’ın, 08/06/2015 tarihinde, … Bağcılar Şubesinden 105.000,00TL kredi kullandığını, konut kredisine bağlı olarak davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigortası yapıldığını, murisin 27/06/2018 tarihinde vefat ettiğini, kalan ana para borcu 49.388,00 TL’nin ana para borcunu hayat sigortasından ödenmesi gerektiğini, sigorta tazminatının ödenmesi için başvurduklarını, ancak davalı sigorta şirketinin beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gerekçesi ile vefat tazminatı ödemediğini belirterek şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacı tarafın, arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı, 1 haftalık kesin süreye rağmen sunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Davalı … AŞ vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile, mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğine göre müvekkili lehine dava değerinin % 12’si tutarında, 600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 100,00 TL vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf başvurusuna cevabı ile katılma yoluyla istinaf talebinde; davalı sigorta şirketinin karardan sonra vekalet sunması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini, anlaşmama tutanağının sunulması için çıkartılan davetiyenin kendilerine usulsüz tebliğ edildiğini, adreste bulunmadığı sırada komşu imzası alınmadan yapılan tebligatın geçersiz olduğunu belirterek davalının istinaf bavurusunun reddini ve belirtilen nedenle kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … AŞ vekili, katılma yoluyla istinaf talebine cevap vermemiştir. Dava, hayat sigortası kapsamında sigorta tazminatı talebine ilişkindir. Mahkemece, arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutunağın, 1 haftalık kesin süreye rağmen sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davalı sigorta şirketi vekili karara karşı vekalet ücreti yönünden istinaf talebinde bulunmuş; davacı taraf ise katılma yoluyla istinaf talebinde, anlaşmazlık tutanağın sunulmasına ilişkin çıkartılan tebligatın usulsüz yapıldığını ileri sürmüştür. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda; davacılar vekili, davacıların murisinin vefat ettiğini belirterek, muris ve davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen hayat sigortası poliçesi kapsamında, 5.000 TL teminat bedelinin tahsilini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalıların sorumluluğunun kaynağı davacıların murisi ile yaptığı hayat sigorta sözleşmesidir. Buna göre davacıların mirasbırakanı tüketici konumunda olup, davalı sigorta şirketi ile aralarında aktedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması ve tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekli olduğundan, HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Somut uyuşmazlığın TTK.’nın 5/A maddesi uyarınca zorunlu arabulucuk kapsamında olup olmadığı konusunda değerlendirme yapma ve karar verme görevi, esas uyuşmazlığa bakacak görevli mahkemeye aittir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacı ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf taleplerinin esasa ilişkin itirazlar incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın görevli Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar ve davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/65 Esas, 2019/216 Karar, 12/03/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE, a)6100 sayılı HMK.20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, b) İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA, c) 6100 sayılı HMK 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA, d)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA, e)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davalı … Anonim Şirketinden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı ve davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/03/2020