Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2291 E. 2022/1518 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2291 Esas
KARAR NO: 2022/1518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2016/760 Esas, 2019/352 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 08/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis … AŞ’nin iflas tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, müvekkilinin Bakırköy 6. İş Mahkemesi’nin 2018/650 Esas, 2010/391 Karar sayılı ilamı ile, Bakırköy 9. İş Mahkemesi’nin 2008/1236 Esas, 2010/634 Karar sayılı ilamına konu ve iflas tarihi itibarıyla toplam 32.835,23 TL alacağının iflas masasına kaydını talep etmişse de, müvekkilinin müflis şirket çalışanı olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, müvekkilinin müflis … AŞ bünyesinde çalıştığını, ayrıca müvekkilinin işvereni gözüken … AŞ ile müflis … A.Ş arasında organik bağ bulunduğunu, her iki şirketin grup şirketi olduğunu, bu nedenle müflis şirketin de müvekkilinin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu belirterek toplam 32.835,23 TL alacaklarının işçi alacağı olarak iflas masasına kaydını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı müflis … A.Ş. İflas idaresi cevabında özetle; davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının alacağına dayanak gösterdiği iş mahkemesi ilamlarında, davalının müflis şirket olmayıp, dava dışı … AŞ olduğunu, bu nedenle müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, müflis şirket ile … AŞ’nin ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketler olup, aralarında organik bağ olduğuna dair iddianın dayanağının olmadığını, müflis şirketin kendisine ait olmayan borçtan sorumlu tutulmasının, iflas masasına alacak kaydı yaptıran alacaklıların haklarını da tehlikeye düşüreceğini, faiz talebinin neye göre ve hangi tarihten itibaren istenildiğinin de anlaşılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, müflis şirketin davacının işvereni olduğu şirket ile organik bağı dikkate alınarak, tüzel kişilik perdesinin aralanması ile, alacaktan müflis şirketin de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı müflis şirket iflas idaresi tarafından istinaf edilmiştir. Davalı müflis şirket iflas idaresi istinaf nedenleri olarak; davacının … AŞ’nin işçisi olduğunu, müflis şirkette çalışmasının bulunmadığını, her iki şirketin yönetim kurulları ve faaliyet alanlarının farklı olduğunu, aynı adreste faaliyette bulunmadıklarını, aynı durumdaki başka bir işçi tarafından açılan davanın reddedildiğini, müflis şirketin kendisine ait olmayan borçtan sorumlu tutulmasının, iflas masasına alacak kaydı yaptıran alacaklıların haklarını da tehlikeye düşüreceğini, hükme esas alınan kararda alacağın neye göre hesaplandığına ilişkin hiçbir tespitte bulunulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamından; Müflis … A.Ş’nin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2013 tarih ve 2011/415 Esas, 2013/124 Karar sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının talebi üzerine … kayıt numarasıyla 32.835,23 TL’lik alacak kaydı yapıldığı, ancak iflas idaresinin alacağın tamamını reddettiği, davacının masraf yatırmadığı, ek sıra cetvelinin 29/06/2019 tarihinde Türkiye Gazetesinde, 04/07/2016 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, iş bu davanın son ilandan itibaren İİK’nın 235. maddesi gereği 15 günlük yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı müflis şirket iflas idaresi hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık; davalı müflis şirket ile davacının işvereni … AŞ arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması ile davalı müflis şirketin alacaktan sorumlu tutulup tutulamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti raporunda; Ticaret Sicili kayıtlarında “… A.Ş” unvanlı şirket ile müflis “… A.Ş’nin ” “… Cad No … ,…” olan aynı adreste bulundukları, …’in her iki şirketin yönetim kurulu üyesi ve yetkilisi olduğunu, dosyaya celp edilmiş olan … İcra Müdürlüğüne sunulmuş olan vekaletnamenin müstenidat kayıtlarına göre “… A.Ş. unvanlı şirket ile müflis “… A.Ş’nin” aynı kişiler tarafından temsil ve ilzam olunduğu, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen davalı müflis şirketi ile dava dışı …Şti. tarafından imzalanmış ve davalı tarafça da itiraz edilmeyen 28/02/2008 tarihli belgeye göre davacının 17/01/2006 tarihinden bu yana davalı müflis şirketteki çalışmasının 01/03/2008 tarihi itibariyle yine grup şirketlerinden … A.Ş.’ye geçişinin yapılacağı bildirilmesi ve aynı tarihte davalı müflis şirkete işe giriş kaydının yapılmış olması nazara alındığında, davalı müflis şirket ile dava dışı … Şti. Arasında organik ilişki bulunduğu, ve şirketlerin aslında tek merkezden yönetilerek tek bir işverenlik şeklinde faaliyet gösterdikleri, bu bağlamda davacının işçilik haklarından müteselsil olarak sorumlu olacağı, davacının iflas tarihi itibarıyla toplam 32.835,23 TL alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Tüzel kişilik perdesinin aralanması ( Disregard of the legal entity veya Lifting the Corparete Weil) teorisinin amacı tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyet sağlamaktır. Perdeyi aralamak teorisiyle tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabilmektedir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır. ( Coşkun Koçak, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması 1. Uluslararası Ticaret Sempozyumu 02 Şubat 2008 Marmara Üniversitesi Hukuk FakültesiYayını s.h.58) Emsal Yargıtay kararlarında, şirketlerin ortaklarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş olarak ticari faaliyet yürütmeleri, firmalar arasında sıklıkla işçi geçişi olması, şirketin faaliyet konularının aynı olması gibi durumlarda şirketler arasında organik bağın bulunduğu kabul edilmektedir. Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2016 Tarihli, 2016/29064 Esas, 2016/20166 Karar sayılı ilamında, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulması gerektiği, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı, bu şirketler arasında bulunan organik bağ sebebiyle davalının da işçilik alacaklarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, … A.Ş unvanlı şirket ile müflis … A.Ş’nin adreslerinin aynı olması, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına sunulan vekaletnameye dayanak kayıtlara göre aynı kişiler tarafından temsil olunması ve bilirkişi raporunda belirtilen diğer tespitler karşısında her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından, davalı müflis şirketin işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmemiştir. Diğer taraftan davacının işçilik alacaklarının ilama dayalı olması, sözkonusu ilamların bu dosyada güçlü delil teşkil etmesi ve iflas tarihi itibarıyla alacak ve ferilerinin hesaplanması karşısında, davalı müflis şirketin alacağın miktar ve faize yönelik istinaf talebinin de reddi gerekir. Açıklanan tüm nedenler ve özellikle Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal ilamları ve Dairemizin 2018/3262 Esas, 2019/2074 Karar ve 14.11.2019 tarihli emsal kararı gereğince mahkemenin kabulü ve işçi alacağının masaya kayıt kabulünde usul ve yasaya aykırılık olmadığı kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/760 Esas, 2019/352 Karar ve 17/04/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı müflis şirket iflas idaresinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2022