Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2285 E. 2022/1589 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2285 Esas
KARAR NO: 2022/1589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI: 2016/141 Esas, 2019/272 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 22/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; “… Mahallesi, … Caddesi, … Sokak, …, … Blok Bahçelievler/İstanbul” adresinde bulunan büro ve yazıhanelerin, … … Plaza … Blok Atölyeler Yönetimi adına müvekkili sigorta şirketi nezdinde 31/12/2013 -31/12/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, 30/01/2014 tarihinde davalı … Ticaret Ltd.Şti. ‘nin kiracısı olduğu ve diğer davalı … A.Ş.’nin maliki-inşaa edeni olduğu … Park … Blok, … Kat, … nolu bağımsız bölümde gerçekleştirilen tadilat işlemleri nedeni ile çıkan yangın neticesinde sigortalanan değerlerin hasarlandığını, İtfaiye Yangın Raporunda yangının çıkış sebebi ve ve Ekspertiz Raporu’nda hasarın nedeni kısmında yapılan açıklamalardan, … Blok, … Kat, … nolu bağımsız bölümdeki inşaat faaliyetleri esnasında dış cephe kaplaması içinde yer alan membranın tutuşması sonucu yangının başladığının ve … adlı malzemeye sirayeti ile geliştiğinin tespit edildiğini, ekspertiz incelemesi neticesinde belirlenen 138.463,50 TL hasar bedelinin 14/04/2014 tarihinde 122.000,00 TL ve 20/05/2014 tarihinde 16.463,50 TL olmak üzere müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesinde yer alan halefiyet ilkesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, gerek kasten gerek özen yükümlülüğüne aykırı, gerekse ihmal ve tedbirsizlik sonucu meydana gelen zarardan davalıların müteselsilen sorumluluklarının doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 138.463,50 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin kiracısı bulunduğu … Park … Blok … kat … nolu işyerinde 30/01/2014 tarihinde şirket çalışanı …’ın yaptığı basit bir kaynak işlemi sırasında köşebentle dış duvar arasına çekilmiş olan … adlı malzemenin tutuşması nedeniyle maddi hasarlı yangın meydana geldiğini, yangın nedeniyle Bakırköy 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/290 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sanık …’ın 2 ay 15 gün adli para cezası ile cezalandırılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, alacağın belirli olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına itiraz ettiklerini, yangının sadece müvekkili şirket çalışanlarının kusurundan değil binanın inşaatı sırasındaki imalat hatasından da kaynaklandığını, binanın galvaniz pencere çerçeveleri duvara metal vidalarla monte edilmesi gerektiği halde petrolden üretilmiş yüksek oranda yanıcı madde olan … adı verilen madde ile monte edildiğini, BK’nun 69. md. gereğince bina malikinin, imal olunan şeyin fena yapılmasından dolayı sorumlu olduğunu, bina malikinin ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluğu olduğunu, ayrıca davacı sigorta şirketi tarafından zararın tespiti amacıyla yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporun da abartılı olduğunu belirterek hasar miktarının tespiti için bilirkişi raporu düzenlettirilmesine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; pasif husumet yönüyle itirazlarının olduğunu, miktarın belirlenebilir olması sebebiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından usulden reddi gerektiğini, dava dosyasında yer alan ekspertiz raporu, olay yeri inceleme raporu, müşteki ifade tutanağı ile itfaiye yangın raporuna göre, kaynak makinesinin izinsiz ve kullanılmaması gereken yerde kullanıma bağlı hata sonucunda yangının başladığının anlaşıldığını, müvekkilinin, binanın inşası için yapılan sözleşmenin dış cephede kullanılan malzemenin uygulama esaslarının anlatıldığı teknik şartnamesi, kullanılan malzemeleri ve niteliklerini gösteren birim fiyat tarifeleri ve işin yapımında kullanılan maliyet keşfi tablosu incelendiğinde ilgili yerel ve uluslararası standartlara uyulduğu ve sürecin yapı ruhsatı ve iskan belgesi alımı ile sonuçlandığının anlaşılacağını, itfaiye yangın raporunda … isimli malzemenin tutuşmasıyla yangının geliştiğinden bahsedildiğini, … isimli malzemenin nefes alan su yalıtım örtüsü olduğunu, yangına karşı dayanımının 100 derece olduğunu, ürünlerde kullanılan teknolojinin, tek bir üründe yüksek nem difüzyon kapasitesi ve yüksek yüzey yansıtması sağladığını, yangını engellemek amacıyla üretilmediğini, dış cephede kullanılan ısı yalıtım malzemesi olan taş yününün dışa bakan yüzeyinde ısı yalıtımı amaçlı kullanıldığını, 200 derece sıcaklığa kadar dayandığını, sandviç içindeki malzeme misali … malzemesinin içinde de bulunan cam tülü evsafındaki malzemenin kaynak makinesinden çıkan kıvılcımın etkisiyle içeriden yanmaya başlayarak geniş bir alanda ısısını artırarak yüzeyinde yer alan taş yününü de ısıttığını, taş yününün ısı eşik değerini belirli bir süre aşınca yanmaya, yandıkça dış cephe kaplama malzemesi seramiği de ısı artışından patlattığını ve bunun sonucunda da yangının çıktığını, yangın çıkış nedeninin, kaynak makinası ile dış cephe karkasına elektrotla punta atılması nedeniyle meydana geldiğini, dış cephe taşıyıcı sistemine ait karkasa izinsiz müdahale etmenin yasak olduğunu, bu nedenle de müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, müvekkili şirketin elinden gelen her türlü özen ve dikkat sorumluluğunu yerine getirmiş olmasına rağmen bu yangının meydana gelmesinin yapı yönetmeliğinde belirtilen kullanıcıların ve maliklerin dikkat ve özen gösterme sorumluluğu dahilinde değerlendirilmesi gerektiğini, kullanılması yasak olan araç ve gereçlerin yapı üzerinde kullanılması, yönetmelikte izinsiz sayılan kullanıcılar tarafından edim ve ifalarda bulunulmuş olunması sebebiyle meydana gelen yangından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının akla, mantığa, hukuka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; yangına neden olduğu anlaşılan kaynak işlemini kurallara uymayarak yapan davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin %75 oranında kusurlu olduğu, kök raporda her ne kadar davalı … A.Ş.’nin gerekli kontrolleri yapmayarak kaynak işlemine mani olmadığı için %25 oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmişsede yapılan itirazlar ve dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelere göre, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunu kat maliklerinden oluşan blok yönetimine 08.02.2012 tarihinde devrettiği ve sonrasında da iskanı 03.04.2012 tarihinde alarak … Blok ilgili kat maliklerinin ve blok yönetiminin uyması gereken kural ve yükümlülüklerden doğan sorumluluklarını devrettiği, zarara sebebiyet veren yangın hadisesinin ise 30.01.2014 tarihinde gerçekleştiği, olayın meydana geldiği tarihte, bina yönetiminin her türlü sorumluluğu kat maliklerini temsil eden davacının sigortalısı olan … Malikleri Yönetim Kuruluna ait olduğu, yangının çıktığı işyerinin … A.Ş. tarafından ihbar olunanlar …, … ve …’a 24.06.2008 tarihinde satışının yapıldığı dikkate alınarak kök raporda belirlenen %25 oranındaki kusurdan davalı … A.Ş.’nin değil, davacının sigortalısı olan … Malikleri Yönetim Kurulunun sorumlu olduğu, rücuen talep edilen zarar miktarına ilişkin bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmeye itibar edildiği, buna göre davacının sigortalısına yaptığı toplam ödemenin %75 kusur oranına denk gelen 103.847,62 TL’sini davalı … Tic. Ltd. Şti.’den talep edebileceği, fazlaya ilişkin talebin davacının sigortalısının kusuru nedeniyle reddi gerektiği, davacının sigortalısına yaptığı ödeme miktarları ve ödeme tarihlerine göre faiz talebinde bulunabileceği, talebe göre faiz türünün yasal faiz olduğu gerekçeleri ile davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile (toplamda 103.847,62 TL olmak üzere) 91.500,00 TL’nin 14/04/2014 tarihinden itibaren, 12.347,62 TL’nin 20/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı, davalı … Tic. Ltd. Şti. ile ihbar olunan … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimi vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükmün eksik inceleme ile kurulduğunu. davanın … A.Ş.’ye yöneltilmiş olmasının yerinde olduğunu, davalının binayı yapan konumunda olduğunu ve hasarın sebebinin binanın yapım aşamasından kaynaklandığını, bu sebeple taşınmazın yangın tarihinde malikinin değişmiş olmasının binayı inşa eden davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, bir binanın veya taşınmazla bağlantılı diğer yapı eserlerinin yapım aşamasından kaynaklı hasarlarında binayı yapanın, bunların yapım bozukluğundan veya bakım eksikliğinden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğunu, savunma ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirtilen hususların mahkemece değerlendirilmediğini, … Tic. Ltd. Şti.’nin kusur oranının %100 olması gerektiğini, zira bu şirketi kiracı olduğu bağımsız bölümde yaptığı tadilattan kaynaklı olarak hasarın meydana geldiğini, halefleri olduğu yönetime herhangi bir sorumluluğunun atfedilmesinin mümkün olmadığını, raporların karara mesnet alınacak nitelikte olmadığını, raporlardaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, davaya konu yangının gerçekleştiği tarihte yapının maliki olarak tapu kayıtlarında yer alan ve ihbar olunan olarak gerekçeli kararda yer verilen …, … ve …’ın talep etmelerine rağmen davaya dahil edilmediğini ve haklarında herhangi bir hüküm kurulmayarak eksik hüküm tayin edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu yangının, sadece müvekkili şirket çalışanlarının kusurundan değil, mezkur binanın inşaatı sırasındaki imalat hatasından da kaynaklandığını, çünkü, binanın galvaniz pencere çerçevelerinin duvara metal vidalarla monte edilmesi gerektiği halde petrolden üretildiğini ve yüksek oranda yanıcı madde olan … adı verilen bir madde ile monte edildiğini, binanın her tarafındaki pencere montajlarında halen bu malzemenin bulunduğunu, yangın olayının meydana gelmesinde, bina malikinin de ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, site yönetiminin %25 oranında kusurlu ve sorumlu olduğuna yönelik tespit KMK 35.md. gereğince usul ve yasaya uygun olup bina malikinin BK. 69. maddesinden kaynaklanan binanın inşası sırasındaki imalat kusurundan bahsedilmediğini ve bu konuda yaptıkları itirazların da dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. İhbar olunan … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimi vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararına dayanak bilirkişi kök ve ek raporlarında itirazları hususunda hiç değerlendirme yapılmaksızın kusur oranlarının belirlendiğini, davalı … A.Ş. müteahhit olarak davaya konu yangının çıktığı yeri inşa etmiş olup eser sözleşmesi gereği eserdeki ayıplardan sorumlu olduğunu, fakat bu konuda araştırma yapılmadığını, müvekkilini yangın nedeniyle ortaya çıkan zarardan hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, yangın alarm sistemi müteahhit davalı … A.Ş. tarafından kurulmuş olup yangın alarmının çalışmaması nedeniyle yangına geç müdahale edilerek zararın bu sebeple arttığını, bu hususun kusur oranlarının belirlenmesinde dikkate alınmadığını, müvekkilinin, ortak alanlarda yapılan tadilatları denetim yetkisi ve sorumluluğuna sahip olmakla birlikte ortak kullanım alanına girmeyen alanlara ilişkin denetim yetkisi ve sorumluluğunun bulunmadığını, müdahale etmesinin mülkiyet hakkının ihlali anlamına geleceğini, yerel mahkeme kararında tespit edilen kusur oranlarının kaynağı ve neye göre belirlendiğinin açık olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. İlk derece Mahkemesince ihbar olunan … (…) Plaza …-… Atölye Blokları Yönetiminin istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin 07/05/2019 tarihli kararda, ihbar olunan … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetiminin ihbar olunan sıfatında bulunduğu ve istinaf hakkının bulunmadığından bahisle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İhbar olunan … (…) Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimi vekili tarafından, Mahkemenin 07/05/2019 tarihli istinaf başvurusunun reddi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup müvekkiline kusur atfedildiği ve karardan etkilendiği değerlendirildiğinde istinaf başvurusunun reddi kararının mahkemeye erişim ve adil yargılanma haklarının ihlali anlamına geleceğinden istinaf başvurusunun reddi kararının kaldırılması ve istinaf başvurularının kabulü gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın faiziyle birlikte davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/41 Esas 2015/438 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya ibraz edilen … numaralı, 31.12.2013/2014 vade tarihli Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi ile, sigortalı … Plz. … Blok Atölyeler Yönetimi tarafından … Mah. … Cad, … Sok, Pk:34000 … Park …-… Blok, Bahçelievler/İstanbul riziko adresinde bulunan büro ve yazıhanelerin yangın rizikosu da dahil olmak üzere sigortalandığı, bu adreste bulunan … Blok … Kat … nolu bağımsız bölümde yapılan tadilat sırasında meydana gelen yangın sebebiyle davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına ödediği 138.463,50 TL’nin davalılardan rücuen tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişiler Y.Mimar …, makine mühendisi …, sigorta hukukçusu …, kimya mühendisi/LPG, LNG ve yangın eğitmeni … ve dış cephe kaplama, ısı ve su yalıtım uzmanı … tarafından düzenlenen 07/10/2016 tarihli raporda, binanın, Binaların Yangından Korunması Yönetmeliğine uygun bir bina olduğunu, binanın dış cephesinde oluşan su buharının uzaklaştırılmasını ve yoğuşma probleminin önlenmesini sağlamak ve özellikle soğuğa ve sıcağa karşı korunmak amaçlı olarak mantolandığı, bu işlem için özellikle ahşap çerçeve, çelik çerçeve ve beton duvar sistermlerinde ikinci koruyucu tabaka olarak kullanım için uygun olan … firmasının ürünü olan … örtüsünün kullanıldığı, … bileşeninin petrolden elde edilen HDPE (yüksek dansite polietilen) olup yanmaya karşı dayanıklı bir petrol yan ürünü olduğu, yangın neticesinde hasar gören bölümler ve bina cephe alanı, dosya kapsamında yer alan belge ve bilgiler rapor ve tutanaklar esas alındığında 04.04.2014 düzenleme tarihli hasar ekspertiz raporunda tespit edilen KDV hariç 122.000,00TL hasar bedelinin uygun bir bedel olduğu, dosya kapsamında yer alan 12.05.2014 düzenleme tarihli 16.463,50TL bedelli ek hasar miktarının hangi hasarları kapsadığı ek ekspertiz raporunda belirtilmediğinden değerlendirilemediği, davacının, sigortalısının zararını ödemekle TTK’nun 1472. maddesi gereğince halef sıfatını kazanacağı ve ayrıca ibranamede hakların devredildiği görülmekle 6098 sayılı TBK’nun 182 ve devamı maddelerinde belirtilen temlik hükümleri gereğince devraldığı görülmekle aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, kusur oranlarına göre zararın 91.500,00 TL’sinin davalı … Gıda San. ve Tic.Ltd.Şti.’den, 30.500,00 TL’sinin davalı … A.Ş.’den tahsil edilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 1. Ek raporda, ilk raporun düzenlendiği tarihte dosya kapsamında mevcut olmayan 16.463,50 TL tutarındaki tazminatın ödeme belgesi ile bu ödemeye ait hasarın sebep ve miktarının değerlendirildiği ek ekspertiz raporunun davacı tarafından 04.11.2016 tarihli dilekçe ekinde ibraz edildiği, 12.05.2014 tarihli Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi Hasar Ek Ekspertiz Raporu ile ek hasarın 16.463,50 TL olarak tespit edildiği, işbu hasarın, kök raporda belirtilen ve gerçekleşen hasarla uyumlu olduğu, heyetlerince de yerinde ve olay tarihi itibariyle rayiç piyasa değerlerine uygun olduğunun tespitiyle gerçek zarar kapsamında kaldığından benimsendiği, davacı tarafından ibraz edilen dekontta hasar tazminatının 18.06.2014 tarihinde ödendiği, davacının bu tarih itibariyle haksız fiilden sorumlu ve kusurlu olanlardan faiz talep hakkına sahip olduğu, davalı … A.Ş. vekili tarafından, müvekkilinin bina yöneticisi olmadığı, aksine yönetimin, sigortalı … Merkezi Yönetiminde olduğununun belirtildiği dikkate alındığında yapılan kusur değerlendirmesi ile ilgili bina yönetiminin yangın hadisesinin meydana gelişinde gözetim, denetleme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden %25 oranında kusurlu olduğu kanaatinde değişiklik bulunmamakla birlikte, somut olayda aynı zamanda poliçede sigortalı bulunan … (…) … Plz. …-… blok Atölyeler Yönetiminin, sigortalı adresin yönetimine sahip olduğunun kabulü halinde davacının sigortalısının yangın hadisesinden %25 oranında kusurlu olması gerektiği, diğer taraftan dosya kapsamı itibariyle, davalı … A.Ş.’nin bina yönetiminden ve de yangın hadisesi ile arasındaki illiyet bağının varlığı ile ilgili sorumluluğu olduğuna dair delil ibraz edilmediği, somut olayda, gerçekleşen yangın rizikosu sebebiyle meydana gelen gerçek zarar miktarının 138.463,50TL olduğu, bina yönetiminin, gerçekleşen hasardan %25 oranında kusuru bulunduğu, davacı sigortalısının, binanın yönetiminden sorumlu olduğu iddiası bulunmakla, bu iddia ve kabul dikkate alındığında, davacı sigortalısının %25 oranında kusuruna isabet eden hasar miktarının 34.615,87 TL’den ibaret bulunduğu ve bu miktarın rücuen talep edilemeyeceği, davacı tarafın, %75 kusura isabet eden 103.847,62 TL tazminatı davalı … Tic. Ltd. Şti.’den talep hakkı bulunduğu, davalı … AŞ’nin yangın hadisesi ile arasındaki illiyet bağının tespit edilemediği belirtilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 2. Ek raporda, davacı sigortalısı tarafından ibraz edilen 2015 yılına ait site yönetim defterinde, sigortalı adreste yer alan site yönetim görevinin davacı sigortalısına ait olduğunun görüldüğü, davalı … AŞ’nin, somut olayda yangına sebebiyet veren … Blok, … nolu taşınmaz ile ilgisinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, bu nedenle, işbu davalının sorumluluğunun tespit edilemediği, şayet adı geçen davalı … nolu işyerinin maliki ise davacı tarafın da belirttiği üzere malik sıfatıyla, hasardan kusursuz sorumlu olduğu, bu bağımsız bölüme ilişkin tapu kaydının dosya kapsamında bulunmadığı, Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince, kat maliklerinin gerek bağımsız bölümleri, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirlerinin haklarını çiğnenememek ve yönetim planındaki maddelere uymakla karşılıklı olarak yükümlü olduğu, kat malikinin kendi bağımsız bölümünde ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamayacağı, davaya konu sitenin tüm giriş kapılarında güvenlik görevlilerinin yer aldığı, bu görevlilerin denetim ve gözetim yükümlülüğü gereği … Blok … nolu bağımsız bölüme tadilat için gelen çalışanlara ve yanlarında getirdikleri malzemeye (kaynak makinesi) denetim uygulaması, yapılacak işle ilgili izinlerinin ve yönetimin bilgilendirilmesinin öncelikle istenmesi gerekirken, dava konusu olayda bu denetim ve gözetimin yerine getirilmediği anlaşılmakla, bilirkişi ek raporunda yer alan davacı sigortalısı site yönetiminin sorumluluğu ile ilgili %25 müterafik kusur indirimi uygulanmasına yönelik kanaatlerinde değişikliğe gidilmediği bildirilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 3. Ek raporda, dilekçe ekinde yer alan belgelere göre …, … ve … tarafından … AŞ’ye hitaben yazılan 02.07.2008 kayıt tarihli yazıda “10.04.2007 tarihinde gayrimenkul sözleşmesi ile … adına kayıtlı olan … blok, … Kat, … nolu atölyenin 1/3 hissesi …n, 1/3 hissesi …, 1/3 hissesi … olarak tüm hak ve yükümlülüklerini devralmış bulunuyoruz” denildiği, Bahçelievler İlçesi, … Mahallesi, … mevkiinde yer alan ve mimari avan projeye göre … blok, … kat … nolu işyeri ve … blokta yer alan … nolu deponun satışı ile ilgili olarak satıcı … A.Ş. ile alıcılar …, …, … arasında 24.06.2008 tarihinde … Satış Vaadi ve Alıcı Kredisi Temini Sözleşmesinin imzalandığı, tapu kaydına göre söz konusu bağımsız bölümün 1/3 hissesinin …, 1/3 hissesinin …, 1/3 hissesinin … adına kayıtlı olduğu, dosya kapsamına 2. ek raporda belirtilen görüş ve kanaatlerini değiştirecek bilgi ve belgenin ibraz edilmediği, davalı … AŞ’nin yangın hadisesi ile arasındaki illiyet bağının tespit edilemediği, bina yönetiminin, gerçekleşen hasardan %25 oranında kusuru bulunduğu, davacı tarafın, sigortalısının kusuru mahsup edildiğinde davalı … Tic. Ltd. Şti.’den %75 kusuruna isabet eden 103.847,62 TL tazminatı talep hakkı bulunduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.Somut olayda, dosya kapsamında bulunan … Plaza …-… Blok. Atölyeleri vekili tarafından Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 04/02/2014 tarihli ihtarnamesi ile, meydana gelen yangın sebebiyle oluşan zararın mal sahibi olarak …, … ve …’dan ödenmesinin talep edildiği, yine dosya kapsamında yer alan …, … ve … tarafından … AŞ Genel Müdürlüğüne hitaben yazılan 02.07.2008 kayıt tarihli yazıda, 10.04.2007 tarihinde gayrimenkul sözleşmesi ile … adına kayıtlı olan … blok, … Kat, … nolu atölyenin 1/3 hisse ile …, … ve … tarafından tüm hak ve yükümlülüklerinin devralındığının belirtildiği, Bahçelievler İlçesi, … Mahallesi, … mevkiinde yer alan ve mimari avan projeye göre … blok, … kat … nolu işyeri ve … blokta yer alan … nolu deponun satışı ile ilgili olarak satıcı … A.Ş. ile alıcılar …, …, … arasında 24.06.2008 tarihinde … Satış Vaadi ve Alıcı Kredisi Temini Sözleşmesinin imzalandığı, tapu kaydına göre söz konusu bağımsız bölümün 1/3 hissesinin …, 1/3 hissesinin …, 1/3 hissesinin … adına kayıtlı olduğu, bu yerin kira sözleşmesi ile … tarafından 01/01/2014 tarihinden itibaren davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne kiraya verildiği, davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu 25/02/2019 tarihli dilekçesinde de davanın, davalı … AŞ’ye karşı kabul edilebilir bir yanılgı neticesinde yöneltildiği, çünkü davanın yangın raporu ve eksper raporu neticesinde ikame edildiği belirtilerek 6100 sayılı HMK’nun 124/3. maddesi gereğince taraf değişikliği yapılarak davanın, davalı … A.Ş. bakımından mülkiyetleri oranında …, … ve … şeklinde değiştirilmesini talep ettiği hususları hep birlikte dikkate alındığında davalı … AŞ’nin davaya konu yangının çıktığı … blok, … kat … nolu bağımsız bölümün maliki olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı … A.Ş.’nin yapı maliki olarak bir sorumluluğu bulunduğundan bahsedilemez. Davacının, davalı … AŞ’ye karşı yapı maliki olması sebebiyle kusursuz sorumlu olduğundan bahisle işbu davayı açtığı anlaşılmış olup istinaf dilekçesinde ise anılan davalının binayı inşa eden olması sebebiyle sorumluluğu bulunduğundan bahisle kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır. Ancak HMK 141. maddesinde ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, bu hususta ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiş olup davacının, iddianın genişletilmesi kapsamındaki iddialarına ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından itibar edilemeyeceği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf sebebinin dinlenmesi mümkün görülmemiştir. Somut olayda, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin kiracı olarak bulunduğu … … Blok … kat … nolu işyerinde, kiracı şirket çalışanı tarafından yapılan tadilat sırasında kaynak işleminden ötürü 30/01/2014 tarihinde yangının meydana geldiği hususu dosya kapsamı ve mevcut deliller ile sabit olup bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde yangının müvekkili şirket çalışanlarının kusurundan değil, binanın inşaatı sırasındaki imalat hatasından kaynaklandığını iddia etmiş olup davacı vekili ise davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %100 kusurlu olduğunu ve dava dışı sigortalısına kusur atfedilemeyeceğinden bahisle kararı istinaf etmiştir. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesinde, ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasında sayılmıştır. Buna göre davacı şirketin dava dışı sigortalısı … Park (…) … Plaza …-… Blok Atölyeler Yönetiminin KMK’nun 35. maddesi uyarınca gerekli denetim ve gözetimleri yerine getirmemesi sebebiyle kusurlu olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda bu bakımdan yapılan tespitler ve tayin edilen kusur oranı yerindedir. Öte yandan bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda, binanın, Binaların Yangından Korunması Yönetmeliğine uygun bir bina olduğunu, binanın dış cephesinde oluşan su buharının uzaklaştırılmasını ve yoğuşma probleminin önlenmesini sağlamak ve özellikle soğuğa ve sıcağa karşı korunmak amaçlı olarak mantolandığı, bu işlem için özellikle ahşap çerçeve, çelik çerçeve ve beton duvar sistermlerinde ikinci koruyucu tabaka olarak kullanım için uygun olan … firmasının ürünü olan … örtüsünün kullanıldığı, … bileşeninin petrolden elde edilen HDPE (yüksek dansite polietilen) olup yanmaya karşı dayanıklı bir petrol yan ürünü olduğuna yönelik tespitleri dikkate alındığında binanın yapımından kaynaklı bir bozukluğun bulunmadığı da sabittir. Mahkemece verilen karar isabetli olup karara yönelik ileri sürülen istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.Davacı vekili, davaya konu yangının gerçekleştiği tarihte yapının maliki olarak tapu kayıtlarında yer alan ve ihbar olunan olarak gerekçeli kararda yer verilen …, … ve …’ın talep etmelerine rağmen davaya dahil edilmediğini ve haklarında herhangi bir hüküm kurulmayarak eksik hüküm tayin edildiğini belirterek verilen kararı bu yönüyle de istinaf etmiştir. HMK’nun 124. maddesi “(1)Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.(2)Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.(3)Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.(4)Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmünü ihtiva etmektedir. Dosya kapsamında bulunan … Park … Plaza …-… Blok. Atölyeleri vekili tarafından Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 04/02/2014 tarihli ihtarnamesi ile, meydana gelen yangın sebebiyle oluşan zararın mal sahibi olarak …, … ve …’dan ödenmesinin talep edildiği, söz konusu ihtarnamenin, dava tarihinden önce keşide edildiği dikkate alındığında davacının talebi bakımından HMK’nun 124. maddesindeki şartların gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Zaten Mahkemenin 14/03/2019 tarihli karar celsesinde de isabetli olarak, davacı vekilinin, davanın …, … ve …’a yöneltilmesine ilişkin talebinin HMK’nun 124 maddesinde düzenlenen tarafta iradi değişiklik şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. İhbar olunan … Park (…) … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimi vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Davalı … AŞ’nin talebi üzerine davanın … Park (…) … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimine ihbar edildiği, kararın adı geçen ihbar olunan tarafından da istinaf edildiği, ilk derece Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi üzerine işbu istinaf başvurusunun reddi kararının ihbar olunan tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.Bir davada hüküm, sadece davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü kanun yollarına götürmek hakkı da davanın taraflarına aittir. HMK’nun 61-64 maddeleri gereğince, davanın ihbar olunduğu gerçek ve tüzel kişiler davada taraf sıfatını kazanmadığından kanun yollarına başvuramaz. Ancak kendisine dava ihbar olunan, davaya katılması (müdahil olma) veya mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü kanun yollarına götürebilir. Hükmü istinaf eden ihbar olunan … Park (…) … Plaza …-… Atölye Blokları Yönetimi hakkında bir hüküm kurulmadığından ihbar olunanın istinaf kanun yoluna başvurma hakkı da bulunmamaktadır.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ihbar olunanın istinaf hakkı bulunmadığından istinaf talebinin usulden reddine, davacı ve davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İhbar olunan vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince usulden REDDİNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/141 Esas, 2019/272 Karar ve 14/03/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 591,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 510,45 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.773,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.692,76 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından ihbar olunan tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın ihbar olunandan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/12/2022