Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2283 E. 2020/572 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2283 Esas
KARAR NO: 2020/572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI: 2017/959 Esas, 2019/527 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 18/07/2016 tarihli dava dilekçesinde; borçlu şirketlerin iflas talebinde bulunan müvekkili şirket ile davalılardan … A.Ş. arasında 24/09/2014 başlangıç tarihli 10.000.000,00 TL azami hacimli faktöring sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların ise sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, 19/01/2016 tarihli ihtar ile hesabın katedildiğini, ana para ve faizler toplamının 3.276.365,45 TL olduğunun tespiti ile sorumlu olacakları hususunun muhataplara bildirildiğini, ticari ilişki kapsamında müvekkili şirkete verilen 5.234.000,00 TL bedelli senetten, 01/10/2015 tarihli bakiye ile kambiyo senedine dayalı takip tarihine kadar işleyen faiz miktarı toplamı olan, 3.445.977,82 TL alacak tutarının davalı şirketlerden tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibinin ikame edildiğini, ödeme emirlerine karşı itiraz edilmediği gibi borcunda ödenmediğini belirterek, davalıların iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davacı tarafın müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine dayalı iflas yolu ile takip başlattığını, davacının dayanaksız ve kötü niyetli olarak açtığı davanın reddini talep ettiklerini, kamu düzeninden olan yetki düzenlemesi kapsamında müvekkilleri şirketlerin ticari merkezlerinin Halkalı – Küçükçemece / İSTANBUL olup, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketi takibe konu olay ile ilgili herhangi bir ilgililerinin olmamakla beraber davacıya borçlarınında bulunmadığını, faktöring sözleşmesi ve taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yargılama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketler ile davacı arasındaki hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir. 21/12/2016 tarihli ara karar ile davalılardan … A.Ş. hakkında açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/755 ESAS, 2016/677 KARAR VE 21/12/2016 TARİHLİ KARARI İLE; Mahkemece, davalı şirketlerin muamele merkez ve merkez adreslerinin Bakırköy yargı sınırları içerisinde kaldığı, İİK’nın 154 ve devamı maddeleri uyarınca iflas davasına muamele merkezinin bulunduğu yerde bakılması gerektiğini ve bu yetkinin kesin yetki olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 2017/1070 ESAS, 2017/1019 KARAR VE 22/06/2017 TARİHLİ KARARI İLE; Mahkemece, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafça davalılar aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin itiraz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine davalıların iflası istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalılar vekiline duruşma esnasında depo emrinin yerine getirilmesi için kesin sürenin yüzüne karşı ihtar edildiği, depo emrine karşı gereğinin yerine getirilmediği, ilanların İİK 166/2.maddesinde öngörüldüğü şekilde usulüne uygun yapıldığı, bu hali ile davalıların iflas şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüyle, davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve .. A.Ş.’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süre içerisinde Müdahil … Bankası vekili tarafından istinaf edilmiştir. Müdahil vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümlerine uygun olmadığını, 119.maddede, dava dilekçesinde hangi hususların bulunması gerektiğinin açıkça belirtildiğini ifade ederek yasanın ilgili maddelerini özetlemiş ve davaya konu olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve bilgi sunulmadığını, ihtarname ve sözleşmenin sunulmadığı gibi davalara tebliğe çıkarılmadığı ve savunma hakkının açıkça kısıtlandığını, davalılar hakkında iflas kararı verilmesinin yerinde olmadığını, davalı şirketlerin müvekkili bankaya borçlu olduğunu, iflasları halinde bankanın telafisi imkansız zararının doğacağını, davacı kadar diğer alacaklılarında menfaatlerinin gözetilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 171 ve 176/b maddeleri arasında düzenlenmiş olan, Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip sonucu borçlunun borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan İflas davasıdır. Dosya kapsamından, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 19/04/2016 tarihinde 5.234.000,00 TL tutarlı bir adet senet cari hesap ekstresi, faktöring sözleşmesinden kaynaklanan toplam 3.445.977,82 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, edeme emrinin davalı borçlu şirketlere 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketlerin icra takibine karşı herhangi bir beyan veya itirazda bulunmadıkları, davacı şirketin 21/07/2016 tarihinde yasal süre içerisinde iflas davasını açmış olduğu, davacı şirket ile davalı şirketlerden … A.Ş. arasında, 24/09/2014 başlangıç tarihli 10.000.000,00 TL bedelli faktöring sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davalının müşteri, diğer davalı şirketlerin ise müşterek ve müteselsil kefil oldukları, davacı şirket tarafından 19/01/2016 tarihli Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen ihtarnamenin davalı şirketler ve dava dışı gerçek kişiler adına düzenlendiği, ihtarnamede sözleşme kapsamındaki borçların belirtildiği, toplam 3.276.365,45 TL’nin tebliğ tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde müvekkili şirket hesabına ödenmesi, aksi halde sözleşme kapsamında sorumlu olacağının belirtilmiş olduğu, söz konusu ihtara rağmen ödemenin yapılmaması üzerine davacı şirketin davalı borçlu şirketler aleyhine iflas yolu ile icra takibini başlatmış olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık; davacının dava dilekçesinin usul hükümlerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, davacı tarafın iddialarını ispatlar nitelikte delillerini dosyaya ibraz edip etmediği ve davalı şirketler hakkında verilen iflas kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 171.maddesinin üst başlığı iflas yolu ile takip olup, maddede ödeme emri düzenlenmiştir. 171/4.bentte; beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz veya şikayet edilmediği takdirde alacaklının ticaret mahkemesinde borçlunun iflasını talep edebileceği ihtarının yazılacağı belirtilmiştir. 172.maddede ise; itiraz veya şikayet, 173.maddede, iflas davası düzenlenmiş, 173/1.fıkrada borçlunun beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya şikayette bulunmazsa alacaklının bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği, iflas takibinin kesinleşmesinde 166.maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile ilan edileceği, iflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilecekleri, mahkemenin yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini, 158.madde uyarınca emredeceği, bu emrin yerine getirilmemesi halinde, iflas kararı verileceği, 174.maddesinde ise, itiraz veya şikayet olunması halinde mahkemece 158.madde uyarınca iflas davasını karara bağlayacağına yer verilmiştir. Mahkemece, 173/2.fıkrada belirtilen şekilde iflas davasının açıldığı ilan edilmiştir. 22/03/2019 tarihli hazırlanan ilan suretinde açıkça İİK’nın 173/2.maddesi uyarınca alacaklıların, itiraz etmek isteyenlerin ve davaya katılmak isteyenlerin ilandan itibaren on beş gün içinde mahkemeye müracaat etmelerinin ilanen tebliğ olunduğu belirtilerek yargılamanın 15/05/2019 gününe bırakıldığı ifade edilmiştir. Gazete ilan örneği dosyaya ibraz edilmiştir. Ayrıca üç ayrı şirket için toplam 30.000,00 TL iflas avansı 20/03/2019 tarihli tahsilat makbuzu ile mahkeme veznesine yatırılmıştır. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili, ilan tarihinden daha önceki tarih olan 15/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile müdahale talebini yineleyerek, müdahale taleplerinin reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkili bankadan iflası istenen … A.Ş. ve … A.Ş.’nin krediler kullandığını, ayrıca iflası istenen … A.Ş.’ninde genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alınarak icra takiplerinin uygulandığını, müdahale taleplerinin 12/07/2017 tarihinde reddine karar verildiğini, iflas talebinde bulunan şirketin müvekkili bankaya zarara uğratacaklarını, müdahilliklerine karar verilmesini talep etmiştir. Müdahale talebi kabul edilmiştir. 27/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı … A.Ş. arasında 24/09/2014 tarihli faktöring sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede diğer davalıların müşterek müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davalı … A.Ş.’nin davacıya 26/05/2015 vad. 5.234.000,00 TL bedelli bono verdiği, bonoda diğer borçlu şirketlerin kefil olarak imzasının olduğu, depo emrine esas alacak faiz ve ferileri toplamının 4.100.478,27 TL olduğu, 28/03/2018 tarihinde depo kararı verilmemesi halinde bu tarihten sonra alacağa işleyecek günlük faiz tutarının 824,62 TL olacağı belirtilmiştir. 19/10/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalının icra takibinden sonra yaptığı ödemeler dikkate alınarak yeniden depo emrine esas tutarın hesaplanması çerçevesinde, 12/12/2018 tarihi itibari ile bu tutarın 4.067.468,91 TL olarak hesaplandığı, günlük faiz tutarının 1.649,24 TL olacağı belirtilmiştir. Mahkemece, 06/03/2019 tarihli celsede; davalılar vekilinin hazır olduğu celsede, üç nolu ara karar ile bilirkişi raporu ile tespit edilen 4.067.468,91 TL’nin yedi günlük süre içerisinde mahkeme veznesine depo edilmesi için kesin süre verilmiş, yedi günlük süre içerisinde depo emrine esas miktarın mahkeme veznesine depo edilmediği taktirde ya da borcun ifa edilmemesi halinde davalıların ayrı ayrı iflasına karar verileceğine dair ihtar yapılmış, ihtarname neticesinde depo emrine esas miktarın yatırılmadığının anlaşıldığı hususu, 15/05/2019 tarihli duruşma zaptına geçirilmiş, taraf vekillerinin huzurunda davalı şirketlerin iflasına karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte, borçlunun iflas ödeme emrine itiraz ve/veya şikayette bulunmaması üzerine açılan iflas davasına, İİK’nın 166/2.maddesinde öngörülen usulle ilandan itibaren on beş gün içinde diğer alacaklılara müdahale veya itiraz imkanı tanınmıştır. ( İİK M.173/2 ) İtiraz eden diğer alacaklılar, alacaklı ve borçlunun birlikte hareket ederek iflas kararı almaya çalıştığını, davacı ve davalı arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek iflas talebinin reddini isteyebilirler. Bu durumda takip konusu alacağın gerçek olup olmadığı gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptanmalıdır. Somut olayda, itiraz eden müdahil banka vekili itirazında ve istinaf dilekçesinde davacı tarafın usul kurallarına uygun şekilde dava dilekçesi ve eklerini dosyaya ibraz etmediğini ve delilleri ile alacağını ispatlamadığını, verilen iflas kararı ile müvekkili bankanın zarara uğrayacağını iddia etmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen dava dilekçesinde, deliller ve ekler açıkça gösterilmiş, ayrıca ekli icra takip dosya içerisinde taraflar arasında imzalanan faktöring sözleşmesi ve ihtarname örnekleri, noter tebliğ örnekleri ibraz edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlatan davacı alacaklının, takip konusu alacağının sübuta erdiği, takibe konu edilen alacağa dair depo kararına esas olan alacak davalı borçlulara ihtar edildiği, meşruhatlı şekilde yapılan ihtara rağmen borcun ödenmediği, bu anlamda ve yasanın emredici düzenlemeleri kapsamında davalı borçlu şirketler yönünden verilen iflas kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, müdahil vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/959 Esas, 2019/527 Karar ve 15/05/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan asli müdahil … Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE , 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan asli müdahil vekili tarafından peşin olarak yatırılan 165,70 TL nin mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın asli müdahilden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Asli Müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra İflas Kanunun 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27/02/2020