Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2271 E. 2022/1517 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2271 Esas
KARAR NO: 2022/1517
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2017/637 Esas, 2018/1349 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalı şirkete ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle, geçiş ücretleri ve 10 katı oranında ceza tutarının tahsili için davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibin tamamına itiraz ettiğini, araçların OGS veya HGS’den geçiş ücretinin tahsil edilememesi ve OGS/HGS ile ilgili anlaşmalı bankadan provizyon alınamaması halinde gişedeki bariyerin açılmadığını ve gişe memurunun nakit yada kart ile ödeme talep ettiğini, ödeme gerçekleşmezse bilgilendirme amaçlı ihlalli geçiş bildiriminin sürücüye teslim edildiğini, ihlalli geçişi takiben 15 gün içinde ödeme yapılması halinde ceza tahakkuk ettirilmediğini, müvekkili şirketin 15 günlük sürede ödeme yapılmaması halinde araç sahiplik bilgisine ulaşabildiğinden bu sürede araç sahiplerine bilgilendirme yapma imkanı olmadığını belirterek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; özel hukuk hükümlerine tabi bir iş için davacıya para cezası tahakkuk ettirme yetkisinin verilemeyeceğini, geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın ölçülü olmadığını ve Anayasaya aykırı olduğunu, ihlalli geçişten 15 günlük süre geçtikten ve geçiş ücretinin 10 katı ceza tahakkuk ettirildikten sonra, ihlalli geçişe ilişkin bildirimlerinin müvekkiline tebliğ edilmesinin savunma hakkının ihlali olduğunu, davacının alacağını ispatlaması gerektiğini, bu kadar ihlalli geçiş yapmalarının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin geçiş ücretini karşılayacak bakiyesinin de bulunduğunu belirterek davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalı şirketin araçları ile birden çok kez ihlalli geçiş yapıldığı, bu nedenle 6.108,30 TL geçiş ücreti ile yasal değişiklik sonrası geçiş ücretinin 4 katı olarak belirlenen 24.433,20 TL ceza tutarının ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 6.108,30 TL geçiş ücreti ve 24.433,20 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 30.541,50 TL alacak yönünden devamına, takipte geçiş ücretinin 10 katı olarak istenen ceza tutarının yasal değişiklikle 4 katına düşürülmesi nedeniyle kalan ceza tutarı yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, davalının 6.108,30 TL geçiş ücretinin % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; araç sürücüsüne yapıldığı belirtilen bildirimin tebligat mahiyetinde olmadığını, ceza tahakkuk ettirildikten sonra müvekkiline ihtarname gönderildiğini, bu durumun savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, davacının alacağını ispatlaması gerektiğini, müvekkile ait araçlarla davacının işlettiği otoyol ve köprülerden ihlalli geçiş yapıldığının ispatlanamadığını, bilirkişi raporunun eksik olup tahmine dayalı hesaplama yapıldığını, dorse plakası içinde geçiş ücreti ve ceza tahakkuk ettirildiğini, 15 günlük sürede geçiş ücretini tahsil edememesinin davacının kendi sistemindeki kusurdan kaynaklandığını, nitekim davacının sistemini değiştirdiğini ve KGM sisteminde olduğu gibi geçiş ücretinin 15 gün sürede HGS hesaplarından tahsilinin sağlandığını, alacak bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden likit olmadığını ve icra tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ihlalli geçiş ücreti ile ceza tutarının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …8 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.108,30 TL geçiş ücreti ve 61.083,00 TL ceza tutarı olarak toplam 67.191,30 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiği, davacının takibe itirazın iptali ve takibin devamı için 1 yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, 6.108,30 TL geçiş ücreti ve 4 katı olarak belirlenen 24.433,20 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 30.541,50 TL alacak yönünden takibin devamına, yasal değişiklikle konusuz kalan bakiye ceza tutarı yönünden karar verilmesine yer olmadığını ve davalının geçiş ücretinin % 20’si oranında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.1-Davalı taraf, özel hukuk tüzel kişisi olan davacının para cezası tahakkuk ettiremeyeceğini ve ceza tahakkuk ettirildikten sonra müvekkiline borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu savunmuştur. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir.Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “…. İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.Yine Anayasa Mahkemesi 18/01/2018 tarihli ve 2017/166 esas, 2018/8 karar sayılı kararında, işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında gerçekleşen aynı eylemin kanun koyucu tarafından kabahat olarak nitelendirilmediği ve bu eylem dolayısıyla öngörülen ve doğrudan geçiş ücreti ile irtibatlandırılan on katı (değişikle dört katı) tutarındaki cezanın da idari para cezası olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği belirtilmiştir.Buna göre davacı şirketin geçiş ücreti ve ceza tutarı talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Diğer taraftan istenen ceza tutarının klasik anlamda idari yaptırım niteliğindeki idari para cezalarından farklı, idare hukuku alanından ziyade özel hukuk alanına yaklaşan, kendine özgü (sui generis) bir niteliğe sahip olduğu gözetildiğinde, davalının savunma hakkı tanınmadan ceza tahakkuk ettirildiği yönündeki savunması da somut olaya uygun düşmemektedir.2-Davalı, davacının ihlalli geçiş yapıldığını ispatlaması gerektiğini, geçiş esnasında HGS hesaplarında geçiş ücretini karşılayacak bakiye bulunduğunu ve dorse içinde ihlalli geçiş ücreti tahakkuk ettirildiğini belirterek hükmü istinaf etmiştir.İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davalıya ait araçlar ile davacının işlettiği köprü ve otoyollardan ihlalli geçiş yapıldığı, … plakalı araç dışındaki araçların geçiş esnasında HGS bakiyelerinin yeterli olmadığı, … plakalı aracın HGS kaydının dosyada bulunmadığı, geçiş ücreti ve cezalarının ön plakadan farklı olan dorselerin plakalarına göre tanzim edilmediği belirtilmiştir.Buna göre dosya kapsamı, ihlalli geçiş listesi, sunulan fotoğraflar ve bilirkişi raporundan; davalı şirkete ait araçların davacı şirketin işlettiği yolda ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davalının geçiş ücretini ödediğini ispatlayamadığı, geçiş esnasında HGS bakiyelerinin yeterli olmadığı, bilirkişi raporuna göre dorselerin plakalarına da geçiş ücreti ve ceza tahakkuk etirilmediği anlaşıldığından, mahkemece 6.108,30 TL geçiş ücreti ve 4 katı olarak belirlenen 24.433,20 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 30.541,50 TL alacak yönünden takibin devamına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.3-Davalı ayrıca icra tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle de hükmü istinaf etmiştir.İtirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması gerekir.Somut olayda, davalı geçiş ücretini tespit edebilir durumda olduğundan, alacak likit ve belirlenebilir. Dava konusu yapılan likit bir alacak için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması, o alacağın likit bir alacak olma vasfını ortadan kaldırmaz.Mahkemece, İİK 67. maddesi gereğince, icra takibine karşı itirazında haksız olan davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/637 Esas, 2018/1349 Karar ve 26/12/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 521,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 440,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2022