Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2263 E. 2020/2129 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2263 Esas
KARAR NO : 2020/2129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI : 2016/264 Esas, 2019/283 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalının ortakları arasında bulunduğu dava dışı …. Ltd. Şti.’ye ilaç satışı yaptığını, satıştan kaynaklanan alacakları için davalının keşideci olduğu 29/03/2013 tarih ve 70.000,00 TL bedelli çek ile 01/04/2013 tarih ve 67.782,00 TL bedelli çekin dava dışı şirket tarafından müvekkiline verildiğini, iş bu çeklerin ödenmemesi üzerine lehdar dava dışı şirket ile keşideci davalı şirket aleyhine İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, davalı şirketin icra dosyasına konu çeklere ve alacağa yönelik itirazda bulunmadığını, sadece işlemiş faiz yönünden İstanbul 6 İTM 2013/928 Esas sayılı dosyada dava açıldığını ve bu davanın reddedildiğini, böylelikle takip konusu alacağın kesinleştiğini, ancak İİK’nın 43. maddesi gereğince davalı ve dava dışı diğer şirket hakkında icra takibinin kambiyo senetlerine özgü iflas takibine dönüştürüldüğünü, her iki borçluya örnek 12 iflas ödeme emri gönderildiğini, davalı vekilinin bu defa borca, ferilerine ve faiz oranına itiraz ettiğini, ilk ödeme emrinden alacağa itiraz etmeyen davalının, takibin değiştirilmesinden sonraki itirazının kötüniyetli olduğunu belirterek davalının itirazının kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin davacıya takibe konu çeklerden dolayı ödenmemiş borcu bulunmadığını, müvekkilinin keşidecesi olduğu çeklerin, lehdar dava dışı şirket tarafından, davacı ile aralarındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle verilmesi nedeniyle anılan dava dışı şirketin de ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, davalının davacı şirkete borcu bulunduğu ve depo emrine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının takibe konu çekleri takas odasına ibraz ettiğini, takas odasında çeklerden biri için “İşbu çekin aşağıdaki ibraz tarihi itibariyle bakiyesi 18.862,35-TL. dir. 47.874,65-TL.lik kısmı karşılıksızdır. Ancak takas sistemi kapsamında ödeme yapılmamıştır” ibaresinin yazıldığını, davacının kısmi ödemeyi ve bankanın sorumlu olduğu miktarı muhatap bankadan tahsil etmeden tüm çek bedeli içinde takip başlatamayacağını, çekin kısmi karşılığı olup, kısmi ödemenin reddedilmesi halinde davacının çek borçlularına başvuru hakkını kaybedeceğini, ayrıca kendilerine tebliğ edilen depo emrinde alacak ve ferilerinin ayrı ayrı ve açıkça gösterilmeyip sadece toplam alacağın gösterilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf talebine cevabında; davalının kısmı karşılığı bulunan çekle ilgili savunmasının cevap dilekçesinde yer almayıp sonradan ileri sürüldüğünü, bu nedenle savunmanın genişletilmesini kabul etmediklerini, kaldı ki kısmi ödemenin reddedilmesi halinde çek borçlularına başvurma hakkının kaybedildiğine dair bir düzenleme de bulunmadığını, davalının borcunu ödemediğini ve çeke karşı ödeme yapıldığını ispatlaması gerektiğini, İİK’nın 158 maddesinde depo emrinde asıl alacak ve ferilerinin ayrı ayrı gösterileceğine dair bir düzenleme bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 171 vd. maddeleri uyarınca iflas takibinde borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.İflas davalarında, davalı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Eldeki davanın da, davalının dava tarihi itibarıyla sicile kayıtlı adresi mahkemesinde açıldığı görülmektedir. Mahkemece yargılama sırasında davalının itirazının iptaline karar verilmiş, depo emrinin tebliğine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle de davalının iflasına karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davacının davalı şirket aleyhine kambiyo senettlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, takibin kesinleştiği, takibin sonradan İİK’nın 43. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibe çevrildiği, ödeme emrinin davalıya 11/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16/02/2016 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacının İİK’nın 156/4 maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, davalının takibe itirazının kaldırılması ve iflası talebi ile eldeki davanın açıldığı, iflas avansının yatırıldığı, mahkemece bilirkişi raporu alınarak davalının itirazının kaldırıldığı ve İİK’nın 176. maddesi yollaması ile İİK’nın 158/1 maddesi uyarınca iflas takibinin kesinleştiğinin ilan edildiği, sonrasında icra müdürlüğünden kapak hesabı alınarak davalıya depo emri çıkartıldığı, ancak borcun ödenmediği görülmektedir.Davalı, takibe konu çeklerden 67.782,00 TL bedeli çekin kısmi karşılığı olduğunu, ancak Takas Odasına ibraz edilen çek ile ilgili Çek Kanunun 8/4 maddesi uyarınca kısmi ödeme yapılmadığını, davacının bu kısmi ödeme ile ilgili bankanın sorumlu olduğu bedelleri, muhatap bankadan tahsil etmeden tüm alacak için takip yapıp iflas talep edemeyeceğini, çekin kısmi karşılığı olup, kısmi ödemenin reddedilmesi halinde davacının çek borçlularına başvuru hakkını kaybedeceğini savunmuştur. Takas odası aracılığıyla bankalar, nakit para kullanmadan muhasebe işlemleriyle karşılıklı olarak hesapların tasfiye edilmesini sağlamaktadır. TTK’nın 798. maddesi uyarınca, çekin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. Somut olayda, davalı, çek karşılığı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etmiş değildir. Çekin takas odasına ibrazı halinde, kısmi ödeme yapılmaması Çek Kanununda öngörülmüş bir düzenleme olup, davacı hamilin kısmi ödeme için muhatap bankaya başvurmaması halinde, çek borçlularına karşı başvuru hakkını kaybedeceğine dair bir düzenleme bulunmaktadır. Çekin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçtiğine ve davacı da takas odasına süresinde çeki ibraz ettiğine göre, çek bedelinin kısmi karşılığı bulunan miktarı ile ilgili başvuru hakkını kaybettiğine yönelik savunma yerinde görülmemiştir. Ancak iflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması gerektiğinin anlaşılması üzerine, borçluya takip konusu borcu ödemesi için İİK’nın 158. maddesine uygun olarak bir depo kararı çıkarılır. Mahkemece, depo emrinin verildiği güne kadar asıl alacak, faiz ve icra masrafları hesaplattırılıp, borçluya İİK’nın 158. maddesine uygun olarak, depo kararında takip konusu borç ve fer’ilerinin depo kararı tarihi itibariyle ulaştığı miktar açıkça gösterilmeli ve 7 gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği meşruhatı yer almalıdır. Somut olayda, davalı tarafa depo emri tebliğ edilmiş ise de, takip konusu borç ve fer’ilerinin ne olduğu açıkça gösterilmemiş, toplam borç miktarının belirtilmesi ile yetinilmiştir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nın 173/3 ve 158. maddelerine uygun olarak, borç ve fer’ilerini açıkça gösteren ve borcun 7 gün içinde mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği uyarısını içeren depo emrinin borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.Ancak belirtilen eksiklik duruşma yapılarak giderilecek nitelikte olduğundan, Dairemizce duruşma açılmış, depo emrinin verildiği güne kadar asıl alacak, faiz ve icra masrafları bilirkişiye hesaplattırmış, İİK’nın 158. maddesine uygun olarak, depo kararında takip konusu borç ve fer’ilerinin depo kararı tarihi itibariyle ulaştığı miktar açıkça gösterilerek ve 7 gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği davalı vekiline ihtar edilmesine rağmen, depo emrinin gereği yerine getirilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince düzenlenen depo emrinde takip konusu borç ve fer’ilerinin ne olduğu açıkça gösterilmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve HMK’nın 356. Maddesi uyarınca anılan eksiklik duruşma yapılarak giderildiğinden ve depo emrine rağmen borç ödenmediğinden davalı şirketin iflasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/03/2019 tarih, 2019/264 Esas, 2019/283 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1.b2 ve 356/2. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-DAVANIN KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil Nolu … Anonim Şirketinin İflasına,a-İİK’nın 165. Maddesi gereğince iflası 03/12/2020 tarih saat:13:53 itibariyle AÇILMASINA,b-İflasın açıldığının iflas müdürlüğüne derhal bildirilmesine,c-İflas avansının ilk derece mahkemesince iflas müdürlüğüne AKTARILMASINA,d-Kararın bu yönüyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne Gönderilmesine,e-İflas kararının, 2004 sayılı İİK’nın 166. Maddesi gereğince İLANINA,f-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken maktu 54,40 TL peşin harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 2.801,44 TL harçtan mahsup edilerek 2.747,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,g-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı gideri, yatırılan peşin harçtan 54,40 TL peşin harç gideri, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti, 1.162,89 TL basın ilan kurumu ilan masrafı, 235,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.681,49 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,h-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10-TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Davalı tarafça yapılan peşin yatırılan 165,70-TL istinaf harçları ve 12,19 TL istinaf yargılama gideri ile toplam 177,89-TL harcın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,7-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/12/2020