Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2245 E. 2022/1516 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2245 Esas
KARAR NO: 2022/1516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2018
NUMARASI: 2016/822 Esas, 2018/1061 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı sigortalının kiracı olarak bulunduğu işyerinin 07/11/2015-07/11/2016 tarihleri arasında müvekkili nezdinde işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinin bulunduğu binaya ait ana hat elektrik kablosunda oluşan kısa devre sonucu işyerinde yangın çıktığını ve sigortalı işyeri ile içerisindeki makinelerin ve emtiaların hasara uğradığını, ekspertiz incelemesi sonucu sigortalıya 23/03/2016 tarihinde 35.005,83 TL sigorta tazminatı ödendiğini, davalının bina maliki olması nedeniyle kusursuz sorumlu olduğunu belirterek 35.005,83 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, yangının çıkmasında davalının kusurunun bulunmadığı, yangına neden olan kablonun elektrik dağıtım şirketinin sorumluluğunda olması nedeniyle olayda …’ın kusurlu olduğu, yargılama sırasında taraf değişikliği yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; yapılan bilirkişi incelemesinde yangından …’ın sorumlu olduğunun tespit edildiğini, HMK’nın 124. maddesi uyarınca bir tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi halinde taraf değişikliği mümkün olmasına rağmen mahkemenin …’ı davaya dahil edilmesi taleplerini reddettiğini, …’ın davaya dahili ile yargılamaya devam edilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, sigortalı işyerinde hasara neden olan yangında dava dışı …’ın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili HMK’nın 124. maddesi uyarınca …’ın davaya dahil edilmesi için talepte bulunmalarına rağmen taraf değişikliği taleplerinin kabul edilmediğini belirterek hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, sigortalıya ödenen sigorta tazminatının rücuen tazmini istemi ile açılan davada Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 124. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, davacı tarafa davayı …’a yöneltmesi için süre verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) iradî taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu da, HMK’nın 124. maddesi ile belirli hâllerde iradî taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir.Anılan düzenlemeye göre bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (HMK m. 124/1). Ancak yasa koyucu bu konuda yasalarda yer alan özel hükümleri saklı tutarak (HMK m. 124/2) hâkimin izni ile taraf değişikliği yapılabilecek hâllere de yer vermiştir. Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hâkimin izniyle taraf değişikliği yapılabilecektir (HMK m. 124/3,4).İradî taraf değişikliğine ilişkin düzenleme karşısında gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür (Korkmaz Hülya Taş: Medenî Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, Ankara 2014, s. 169). Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.07.2020 tarihli 2017/15-2929 E., 2020/544 K. sayılı kararında da aynı tespitlere yer verilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/(21)10-218 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı … şirketi dava dilekçesinde, sigortalı işyerinde yangın nedeniyle doğan zarardan bina maliki davalının sorumlu olduğunu belirtmiş ve davalı olarak bina malikini göstermiştir. Ancak ilk derece mahkemesinde alınan raporda yangından dava dışı …’ın sorumlu olduğunun beyan edilmesi üzerine, davacı … şirketi, HMK’nın 124 maddesi kapsamında taraf değişikliği talep etmiştir. Tahkikat aşamasında alınan raporda yangında dava dışı 3. kişinin sorumlu olduğunun belirtilmesi, davacının tarafı yanlış göstermesinde kabul edilebilir bir yanılgıya düştüğü sonucunu doğurmayacağından, mahkemece taraf değişikliği talebinin kabul edilmemesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ve özellikle istinaf nedenleri de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/822 Esas, 2018/1061 Karar ve 22/10/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2022