Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2236 E. 2022/1525 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2236 Esas
KARAR NO: 2022/1525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2015/976 Esas, 2018/1335 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen … A Tipi Ses Hizmet Satış Yetkilisi Sözleşmesi, … Distribütörlük Sözleşmesi ve … İş Ortaklığı Sözleşmesi gereğince müvekkilinin sözleşme tarihi olan 2011 yılından beri davalıya sözleşmede belirtilen hizmetleri verdiğini ancak davalı şirket tarafından komisyon oranlarında ödeme yapılmadığını, data tarafında %7,5, ses tarafında %2,5, GSM tarafında %7,5 oranında kayıp söz konusu olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan hesaplamalarda 711.052,55-TL data ve 107.171,64-TL ses hizmeti için toplam 816.824,19-TL alacakları olduğunu, ihtara rağmen alacağın ödenmediğini belirterek taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereğince verilen hizmetler karşılığında mevcut alacağın belirlenmesi ile bu alacaktan şimdilik 100.000,00-TL’nin, alacakların doğum tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin dava ve alacak hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 13/12/2017 tarihli dilekçesi ile dava değerini 976.516,16-TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeler gereğince davacının edimlerini tam ve eksiksiz ifa etmesi karşılığında kendisine komisyon ödemesi yapıldığını, bu komisyon ödemelerinin vadesinin müşteriden tahsilat yapılması koşuluna bağlı olduğunu, davacıya yapılan komisyon ödemelerinin sözleşme ilişkisi kurulduğundan bu yana sözleşme hükümlerine uygun ifa edildiğini, davacı tarafın haksız ve afaki komisyon alacağı talebi ile müvekkili şirkete ihtarname keşide ettiğini, davacı tarafça keşide olunan ihtarname ile bildirilen taleplerin kabul edilmediği ve her üç sözleşmenin de feshedildiğine dair davacıya cevabi ihtarname keşide edildiğini, feshin, sözleşmelerdeki hükümler uyarınca yapıldığını, davacının müvekkili şirketten hak kazandığı ve ödenmemiş komisyon alacağının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı vekili 16.01.2018 tarihli dilekçesinde, cevap dilekçesini ıslah ettiklerini belirterek talebin zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; taraflar arasında imzalanan üç sözleşmede de davacıya ödenecek ücretin davacının düzenleyeceği faturalara karşılık ödeneceğinin düzenlendiği, davalının davacının düzenlediği faturalara dayanarak davacıya ödemelerini eksiksiz yaptığı, tarafların birbirine karşı bir alacağı veya borcunun bulunmadığı, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamede belirtilen tutara ilişkin davacı tarafından fatura düzenlenmediği, sözleşmelerin akdedilmesinden ihtar tarihine kadar davacı tarafça düzenlenen faturaların sözleşmelerdeki oranlardan daha düşük oranlar esas alınarak düzenlenmesinden davacının bu düşük oranları zımnen kabul ettiği, davacının alacağını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mali müşavir … tarafından hazırlanan 29.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın 976.516,16 TL tutarlı alacağı olduğunun rapor edildiğini, mahkemece daha sonra bilirkişi heyetinden rapor alındığını, 26.09.2018 tarihli heyet raporunda, “Davacının davadaki taleplerinin kabul edilebilir olduğu ve davalı yanın savunmalarının kabul koşullarının oluşmadığı delillerle doğrudan temas eden sayın Mahkemece benimsendiği durumda, davacının istemi ile sınırlı olarak ve “netice-i talep ile bağlılık ilkesi* gözetilmek kaydı ile; davacı yan yararına hüküm kurulması mümkündür.” demek sureti ile alacağın varlığının tespit edildiğini, mahkemenin faturaları esas almak sureti ile davayı reddettiğini, mahkemenin niçin fatura kesilmediğini, kesilmiş faturanın olup olmadığı ve faturanın hangi şartlarda ve nasıl kesildiği konusunda bir araştırma ve yargılama yapmadığını, fatura üzerinden müvekkilinin davalı yandan bir alacağının bulunmadığını, bu hususun zaten her iki tarafında kabulünde olduğunu, faturaların davalının talimatı ile düzenlendiğini zira verilen hizmetin miktarlarının belirlenmesinin işin şartları gereği davalı yanda olduğunu, müvekkilinin ne kadar hizmet verdiğini, ne kadar alacaklı olduğunu dolayısıyla ne kadar fatura düzenlemesi gerektiğini bilecek durumda olmadığını, verilen hizmet suresi boyunca hep bu usul ile faturaların kesildiğini ve ödemelerin yapıldığını, verilen talimata uygun düzenlenen fatura bedellerinin ödendiğini, ancak davalının data tarafında %7,5, ses tarafında %2,5 ve gsm tarafında %7,5 oranında eksik ödeme yaptığını ve bu verilen hizmetler karşılığında fatura talep etmemesi sebebiyle faturanın düzenlenmediğini, mahkemenin bu hususu göz ardı ettiğini, ya da yanlış yorumda bulunmak sureti ile davanın reddine karar verildiğini, taraflar arasında düzenlenen 01.04.2011 tarihli … İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin 7.1. maddesinde; “İş Net, sözleşme konusu faaliyetler hakkında İş Ortağı’na dilediği her zaman talimatlar duyurular, standartlar tebliğ etme, fiyat ve benzeri değişiklikleri bildirme, müşterilik işlemleri yapma yetkisi verme, verdiği yetkiyi kısıtlama ve iptal etme hakkına sahiptir.”, 8.2 maddesinde; “… tarafından işbu sözleşme nedeniyle İş Ortağına yapılacak komisyon ödemeleri müşteriden hizmet bedelinin tahsil edilmiş olması ön şartına bağlıdır. …, İş Ortağı’nın hizmet sözleşmesinin düzenlenmesi suretiyle gerçekleştirdiği satışlar nedeniyle müşteriden tahsilatın yapılmasını takip eden hafta içinde, bütün hafta tatil ise tatili izleyen hafta EK-1’de belirtilen oranları esas alarak İş Ortağı tarafından tanzime dilecek komisyon faturası karşılığında komisyon ödeyecektir. İş Ortağının komisyon miktarı hesaplanırken müşteriye kesilen faturanın esas alınacaktır.”, 7.4. maddesinde; “… liste fiyatlarında ve komisyon oranlarında her zaman değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Bahsi geçen komisyon oranlarındaki değişiklikler değişiklik tarihinde yürürlüğe girer ve İş Ortağı tarafından değişiklik tarihinden önce yapılan satışlara da uygulanır” , 8.3. maddesinde; “…, İş Ortağı tarafından yapılacak satış konusu ürün ve/veya hizmetlerle ilgili olarak fiyat ayarlamaları yapıp yeni fiyatları İş Ortağına hez zaman bildirebilecek İş Ortağı da bu bildirimden itibaren yeni fiyatları esas alacaktır” denilmektedir. Sözleşmenin ekinde ise İş Ortağı Satış Komisyonu, gelirin elde edildiği zaman itibariyle …’in güncel liste fiyatları baz alınarak hesaplanır.” düzenlemesinin bulunduğunu, mahkemece sözleşmenin bu maddesini hükme esas aldığını, sözleşmede davalı yana bu hak ve yetkiler verilmiş olmakla birlikte müvekkili davacıyı bilgilendirme sorumluluğu da yüklediğini, … A.Ş.’nin bildirdiği rakamlarda hangi oranların esas alındığı davacı tarafından bilinmediğini, … A Tipi Ses Hizmet Satış Yetkilisi Sözleşmesi’nin 4.1. maddesinde; “…, sözleşme konusu faaliyetler hakkında Satış Yetkilisi’ne dilediği her zaman talimatlar duyurular, standartlar tebliğ etme, fiyat ve benzeri değişiklikleri bildirme, müşterilik işlemleri yapma yetkisi verme, verdiği yetkiyi kısıtlama ve iptal etme hakkına sahiptir.” cümlesinden de anlaşılacağı üzere yapılan değişiklikleri diğer tarafa bildirme yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkilinin yakalaşık 5 yıl vermiş olduğu hizmetin karşılığını tam olarak alamadığını, bundan dolayı da yoğun derecede zarara uğradığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davanın ticari simsarlık ilişkisinden kaynaklanan komisyon alacağına ilişkin olduğunu, taraflar arasında münakit sözleşmelerde komisyon oranlarının müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak değiştirilebileceği ve tüm komisyon ödemelerinin davacı tarafından düzenlenecek faturalara istinaden yapılacağının düzenlendiğini, bu kapsamda, taraflar arasındaki ticari ilişki boyunca müvekkili şirketin, davacı tarafından kendisine kesilen faturalara istinaden ödemeleri tam ve eksiksiz olarak yaptığını, ancak davacı tarafın, taraflar arasındaki ticari ilişki sona erdikten sonra sözleşmede kararlaştırılan komisyon oranlarının daha yüksek olduğundan ve müvekkili şirketçe kendisine eksik ödeme yapıldığından bahisle eldeki davayı ikame ettiğini, davacının, her ne kadar dilekçesinde faturaların müvekkili şirketin talimatı doğrultusunda kesildiğini, müvekkili olan davacının komisyona esas hizmet faturalarından haberdar olmadığını belirtmiş olsa da bu iddianın açıkça gerçeğe aykırı olduğunu, davacının, istinaf dilekçesinde “fatura üzerinden müvekkilin davalı yandan bir alacağı mevcut değildir” diyerek davacının müvekkili şirketten bir alacağının bulunmadığını ikrar ettiğini, Zira Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesi uyarınca taraflardan her biri sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduklarını, bu halde, davacının alacağından daha düşük tutarda fatura kestiğine ilişkin tamamen kötü niyetli ve gerçeğe aykırı iddiası kabul edilse dahi açıkça fatura düzenleme yükümlülüğü altında olan davacının Vergi Usul Kanununa aykırı hareket ederek kendisine fayda sağladığı sonucunun ortaya çıkacağını, bu durumun Türk Medeni Kanununun 2 nci maddesine aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/14370 E., 2014/17136 K. ve 7.11.2014 tarihli kararında “davalı tarafından yapılan komisyon ödemelerindeki oranlara uzun süre itiraz edilmeden benimsendiğinden artık birikmiş komisyon alacağının tahsilinin istenilmesi mümkün değildir. ” tespitinin bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.Davacı vekili ek istinaf beyanlarında, sözleşmedeki düzenlemenin genel işlem şartı niteliğinde bulunduğundan geçersiz olduğunu, alacaklarının mail yazışmaları ile sabit olduğunu, müvekkilinin zımni kabulünün bulunmadığını, hizmetin tam ve eksiksiz verildiğini, bilirkişi raporları ile alacağın sabit olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, Hizmet Sözleşmesi kapsamında komisyon alacağının tahsili istemine ilişkindir.Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup davacı, sözleşmeler gereğince komisyon alacağının eksik ödendiğini iddia etmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereğince davacının, davalıdan komisyon alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.29.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında cari hesap alacağına ilişkin herhangi bir uyuşmazlığın olmadığı, davacının aracı olduğu firmalara davalı tarafından düzenlenen fatura bedelleri üzerinden hesaplanan komisyon bedellerinin eksik hesaplandığı hususunda itirazının olduğu, davacının davalıya toplamda 841.146,38 TL tutarında fatura düzenlediği, dosyaya sunulu faturalar üzerinde örnekleme metodu ile yapılan incelemede fatura bedellerinin komisyon raporlarına göre düzenlenmiş olduğu, herhangi bir uyarsızlığın bulunmadığı, davalı tarafından sunulan bazı komisyon raporlarının genel toplamı olmadığı, komisyon raporlarındaki bedelin davacı fatura bedellerine uyarlı olup olmadığının tespit edilemediği, taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan 2011 yılından itibaren davacı yanın sözleşmede belirtilen hizmetleri vermiş olduğu, davalı şirket tarafından komisyon oranlarında ödeme yapmadığı, yapılan hesaplamaya göre davalı yanın davacı yana toplamda 976.516,16 TL eksik ödeme yaptığı belirtilmiştir. 17.09.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı yanın ticari defter ve belgelerine göre davalıdan alacağı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, davalının ticari defter ve belgelerine göre davacının komisyon tutarlarını içeren faturaları ekinde yer alan hesaplama tablosu ile davalıya göndermek suretiyle komisyon alacağının tahsil edildiği, davacının ihlar çektiği 2015 yılına kadar sürecin bu şekilde devam ettiği, dava konusu yıllar itibariyle davacı tarafından verilen hizmetlerin karşılığı düzenlenen faturaların sözleşmelerde belirlenen komisyon oranlarının altında olduğu, sözleşmelerde yer alan komisyon oranlarına göre hesaplanan tutarlar ile düzenlenen faturalardaki tutarlar arasındaki fark için ihtar çekmek suretiyle alacak takibinde bulunulduğu, fark olarak değerlendirilen tutarlar için fatura ya da benzeri belge düzenlenmediği, davalının kayıtlarında da borç bakiyesinin bulunmadığı, sözleşmelerin dikkate alınması durumunda mali müşavir bilirkişinin yaptığı hesaplamaya göre davacı tarafın talep edebileceği alacak tutarının toplam 976.516,16 TL olacağı, davacı ile davalı arasında 3 sözleşme yapıldığı, sözleşmelerin ekinde davacıya ödenecek komisyon oranlarını belirlendiği, davacının 2011’den 2015 8. aya kadar hesaplamaları yaptığı, komisyon faturalarını kestiği, davalının bu faturalar gereğince ödemeleri yaptığı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; Taraflar tacir olup ilişki ticaridir. TTK 18/2 maddesi “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmünü içermektedir. Davacı taraf, bu ticari ilişkide sözleşmenin 5.1.maddesi gereğince uzun süre davalıya verilen hizmetlerin karşılığını sözleşmelerde belirlenen komisyon oranlarının altında fatura ettiği ve bu faturalar karşılığı ödenen bedelleri kabul ettiği, bu konuda sessiz kalıp herhangi bir ihtirazi kayıtta bulunmadığı, ticari ilişkinin uzunca bir süre devam ettiği, bu davranışın sözleşmedeki oranlara ilişkin hükmün tadil edildiğini anlamını taşıdığı, davalının, düzenlenen faturalar gereğince tüm ödemeleri yaptığı, tarafların ticari defter ve belgelerinde alacak/borç kaydının bulunmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2022