Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2232 E. 2019/2164 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2232 Esas
KARAR NO : 2019/2164
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/7786 D.İş
KARAR NO : 2018/7786
KARAR TARİHİ: 26/10/2018
DAVA: HAKEM KARARININ SAKLANMASI
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; muris … … Bankasından kredi çekerek daire satın aldığını, davalı şirket nezdinde 02/09/2015-02/09/2016 tarihleri arasında hayat sigorta poliçesinin düzenlendiğini, murisin 30/06/2016 tarihinde vefat ettiğini, hayat sigortası kapsamında davalı şirketten teminat bedelinin talep edildiğini, taleplerinin reddedildiğini belirterek 55.000,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dain müretin hakkının dava dışı bankada olduğunu, öncelikle husumet itirazlarının kabulüne, sigortalı başvuru formunda müteveffanın akciğer hastalığını bildirmediğini, söz konusu hastalığın teminat kapsamında olduğununu, gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu beyan ederek başvurunun reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Sigorta Tahkim Komisyonu,….Bankası A.Ş’nin dain-i mürtehin sıfatından kaynaklı talep haklarının devam edip etmediği, davaya muvafakatının bulunup bulunmadığı konusunda eksikliğin ikmali için davacı vekiline süre vermiş, süresi içerisinde konuyla ilgili eksikliğin giderildiği, bankanın 11/06/2018 tarihli cevabi yazısında konut kredisinin erken kapatıldığının bildirildiği görülmüştür.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti 25/06/2018 tarih 2018/40967 karar sayılı kararıyla ”.. TUİK ölüm belgesi incelendiğinde (1) aydır PNÖMONİ (10) yıldır kronik obstrüktif akciğer hastalığı geçmişi görülmüştür, sigorta adayına sigorta başlangıcından sunulan sağlık beyanı sorularına; herhangi bir hastalık ve rahatsızlığının olmadığı yönünde cevap verdiği ve sağlık beyanının doğru olduğunu kabul ederek imzaladığını, yukarıda mevcut olan hastalıkların/rahatsızlıkların beyan edilmediği..” gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir.İtiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti 10/10/2018 tarih 2018/8531 karar sayılı kararıyla ”.. Dosyanın tetkikinde ölüm belgesindeki 10 yıldır kronik akciğer hastalığını destekleyen başka hiçbir belge bulunmamakta olup, mevcut tedavi belgeleri de poliçe düzenlendikten sonraki tarihlere ait bulunmaktadır. Bilindiği üzere 5684 sayılı yasanın 30/15.maddesine göre de ” hakemler, sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verirler.” poliçenin eki sağlık bilgilendirme formunda …sorulan soruya form üzerinde matbu olarak ” hayır ” cevabının yazılmış olduğu ve formun alt kısmının sigortalı tarafından imza edildiği görülmektedir. TTK 1436.maddesine göre; … Sigortacının sigortalıya verdiği sağlık formunda sayılan yaklaşık 15 adet hastalık arasında ” akciğer hastalığı” yer almamaktadır. Bu nedenle sigortalıdan formda belirtilmeyen hastalık için cevap beklemek ve sorumluluk yüklemek hukuken mümkün değildir. Kaldı ki formdaki ” hayır” cevabının matbu olarak basılması da 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun bilgilendirmeyle ilgili 11.maddesi ile konuya ilişkin Bilgilendirme Yönetmeliğinin 8.ve 9.maddeleriyle TTK’nın aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin 1423.maddeklei ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın sigortacılık sektörü için yayınladığı 2012/5 sayılı sektör duyurusunun konusu ” Kredi Kuruluşları Aracılığıyla Yapılan Sigorta İşlemlerinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” a ilişkin duyurusundaki hususlar ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki sigortalının söz konusu hastalığını kötü niyetle sakladığının ispat yükü de TTK 1409.madde kapsamında sigorta şirketine ait bulunmaktadır. Buna dair herhangi bir delil sunulmuş olmamakla Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararındaki gerekçeye katılmak mümkün olmamıştır.” gerekçesiyle itirazın kabulüne kararın kaldırılarak 55.370,00TL’nin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuranlara verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sigortalıya koah hastalığı tanılarının sigorta sözleşmesinin aktedilmesinden çok uzun zaman önce konulduğunu, Afyonkarahisar Dinar Devlet Hastanesinde akciğer hastalığına ilişkin teşhis bulunduğunu, TUiK ölüm belgesinde de vefattan yaklaşık 10 yıl öncesinden bu hastalığının bulunduğunun tespit edildiğini TTK 1435.maddesi gereğince sorumluluklarının bulunmadığını, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kararda akciğer hastalığının sorulmadığı belirtilmiş ise de sigortalının bu durumu kötü niyetle sakladığını, bu durumun yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğunu, ölümle saklanan hastalık arasında illiyet bağlantısının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte TTK 1439/2.maddesindeki tazminattan indirim hususlarının değerledirilmediğini, kararda belirtilen 11/11/2016 temerrüt tarihinin ne şekilde tespit edildiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığını, davacıların müvekkili şirkete 02/09/2015 tarihinde başvuruda bulunduğunu 23/08/2016 tarihinde ret mektubu ile tazminat ödemesi yapılamayacağının başvuru sahiplerine bildirildiğini, TTK 1427/2 maddesi gereğince başvuranlara 15 gün süre içerisinde ret cevabının iletildiğini, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, İtiraz Hakem Heyetin kararının gerekçesinin eksik ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.Davacılar murisi ile davalı arasında 02/09/2015-02/09/2016 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 30/06/2016 tarihinde davacılar murisi sigortalı vefat etmiştir.Davalı taraf, davacılar murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan KOAH hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur.Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesi ile, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesinde “Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır” 6102 Sayılı TTK’nın 1436. maddesinde “(1) Sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklamış olsun. (2) Sigortacı, liste dışında öğrenmek istediği hususlar varsa bunlar hakkında da soru sorabilir. Söz konusu soruların da yazılı ve açık olması gerekir. Sigorta ettiren bu soruları cevaplamakla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Dosya kapsamından, davalı sigorta şirketi tarafından davacılar murisinin cevaplaması istemiyle yazılı soru formu verildiği; bu form ile murise akciğer rahatsızlığı olup olmadığının açıkça sorulmadığı anlaşılmıştır.TUİK ölüm belgesinde, sigortalının doğrudan ölüme sebep olan hastalık veya durumuna ilişkin ”Pnömoni, tanımlanmamış (1 ay), kronik obstrüktif akciğer hastalığı, diğer(10 yıl)” olarak tespit edilmiştir.
Pnömoni, tıp litaretüründe akciğerdeki hava keseciklerinin iltihaplı bir sıvı ile dolmasından kaynaklı zatürre, Obstrüktif akciğer hastalığı solunum yollarının kalıcı olarak daralması ile karakterize edilen ve hastanın nefes alıp vermede daha fazla efor sarfetmesine ve nefesin tıkanmasına yol açan koah rahatsızlığı olarak tanımlanmıştır.Yazılı soru formunda murise akciğer rahatsızlığı olup olmadığının açıkça sorulmadığından TTK 1436. ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun bilgilendirme ile ilgili 11.maddelerine göre sunulan listede yer alan sorulan dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettiren hiç bir sorumluluk yüklenemeyeceği açıktır. Yukarıda Tıp litaretüründe tanımı yapılan nefes tıkanıklığına ilişkin koah rahatsızlığının kötü niyetle saklandığı konusunda da ispat vasıtası getirilememiştir. İstinaf dilekçesinde davacıların davalı şirkete 02/09/2015 tarihinde başvurduğu 23/08/2016 tarihli ret mektubuyla tazminat ödemesi yapılamayacağının bildirildiği, davalı şirketin kabulünde olduğundan hakem heyetince temmerüt konusunda tesis edilen hükümde de yasaya aykırılık bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İtiraz Hakem Heyeti kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 98,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 91,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/11/2019