Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2228 E. 2019/2062 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2228 Esas
KARAR NO : 2019/2062
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1228 Esas
KARAR TARİHİ: 15/02/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından dava açılmadan önce verilen 04.10.2018 tarihli talep dilekçesinde, müvekkili ile borçlu arasında karşılıklı olarak imzalanmış BA-BS formları bulunduğunu, ilgili formlar ve mutabakat noktasında müvekkilinin alacağının 1.687.637,97 TL olduğunu, müvekkiline ait ve borçluda kirada bulunan makinaların, takip yapılacağının öğrenilmesi halinde kaçırılma tehlikesinin yüksek olduğunu, medyada da borçlunun battığına ilişkin söylentilerin bulunduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2018 tarih 2018/7216 D. İş. Sayılı kararı ile ihtiyati haczin kabulüne karar verilmiş, devamında alacağın tahsili amacıyla ihtiyati haciz kararına istinaden İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiştir. Takibe itiraz edilmesi nedeniyle davacı tarafından açılan itirazın iptali davasında, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden davalı vekili cevap ve itirazında, alacaklı şirketin, borçlu şirketin çektiği … dizi filminin ışık ve kamera işlerini yaptığını, itiraz dilekçesinden üç gün öncesine kadar bu işi devam ettirdiğini, sonrasında herşeyden habersiz olan borçlu şirkete karşı bir anda ihtiyati haciz kararı aldırmasında haksız olduğunu, alacaklının sunduğu cari hesap ve mutabakatların tek taraflı ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasındaki mutabakatın 1.687.637,97 TL üzerinden değil 2.450.000 TL üzerinden yapıldığını, mutabakatların Ocak 2018’den değil, Ocak 2017’den itibaren söz konusu olduğunu, borca karşılık alacaklı şirketin sahibi ve yetkilisi … müstakil villa devrettiklerini beyanla, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece, İstanbul Anadolu 4 Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir yasal ve usulü bir neden bulunmadığı, davalı tarafça haciz kararının kaldırılmasını gerektirir koşulların değiştiğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığı gibi bu yönde dosyada bir delil de toplanmadığı göz önünde tutularak istemin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde, İİK m.265 uyarınca ihtiyati hacze itirazların daha önceden değişik iş dosyasına sunulmuş olduğundan, talebinin ihtiyati haczin kaldırılmasından ibaret olduğu, taraflar arasında alacak-borç ihtilafı bulunmakta olup, henüz kesinleşmeyen ve mutabık kalınmayan bir alacak-borç için ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, aksine davacı tarafınn müvekkil şirkete borcu bulunduğunu, davacı, cari alacak ve borç ilişkisi devam ederken, cari çalışma sonlandırılmaksızın, devre sonu mutabakatı yapılmaksızın ve son cari hesap müvekkil şirkete ihtar ve tebliğ edilmeksizin bu yönde müvekkil şirkete süre verilmeksizin tek taraflı ba/bs formları üzerinden ihtiyati haciz başvurusu yapılması usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesince verilen 15/02/2019 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını talep etmiştir.İhtiyati haciz, İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir.İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabın- da haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 t. 2023/18723-2014/1804)Somut olayda, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2018 tarih 2018/7216 D. İş sayılı dosyasında, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin sunduğu alacaklı ile borçlu arasındaki 27.09.2018 tarihli mutabakat formuna dayalı olarak, alacaklı vekilinin borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalıştığı iddiası konusunda yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu kabul edilerek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, talepte bulunan davalı ihtiyati haciz kararına karşı 17/10/2018 tarihinde itiraz ederek kararın kaldırılmasını talep ettiği, kararına itiraz edilen mahkemece, itirazın iptali davası açıldığı 24/10/2018 tarihinden sonra 09/11/2018 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf incelemesi sonucunda dairemizin 16/05/2019 tarih 2019/769 esas 2019/911 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.Yukarıda açıklandığı üzere tarafların itirazın görüldüğü ve ihtiyati haciz kararının verildiği mahkemeye davanın açıldığı konuda bildirimde bulunmamaları ve mahkemenin bu durumdan haberdar olmaması nedeniyle ihtiyati hacze itiraz konusunda karar verilmiş, davalı vekili dosyaya sunduğu 05/02/2019 tarihli dilekçede taleplerinin ihtiyati haciz kararına itiraz değil, kararın kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2018 tarihli 2018/7216 D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasına yönelik yapılan istinaf başvurusu neticesinde dairemizce verilen kararda belirtildiği üzere, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının her iki tarafça kabul edildiği, davacı tarafça sunulan BS-BA formlarının aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığı, bu durumda sunulan delillerin İİK 258 maddesi anlamında, yaklaşık ispata yönelik yeterli delil olarak görülebileceği gibi, alacağın muacceliyetine de bir karine olduğu, bu itibarla İstanbul Anadolu 4 Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir yasal ve usulü bir neden bulunmadığından mahkeme kararı yerindedir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince talep edenin istinaf başvurusunun REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davalının peşin olarak yatırdığı 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3- Talep edenin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu 353/1.b.1 ve 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2019