Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2225 E. 2019/2340 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2225 Esas
KARAR NO : 2019/2340
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/3221 Hakem.Kar.Saklama
KARAR NO : 2019/İHK-3483)
KARAR TARİHİ: 30/03/2019
DAVANIN KONUSU: MADDİ TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı/başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle, … A.Ş’ye … numaralı Akaryakıt Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan müvekkile ait iş yerinde 05/09/2017 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda 79.850,00 TL miktarında para çalındığını, sigorta poliçesinde hırsızlık teminatı olarak 50.000,00 TL gösterildiğini, ayrıca hırsızların kasayı ve eşyaları tahribatı sebebiyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL hasarı oluştuğunu bu nedenle sigorta poliçesi kapsamında 51.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalı/karşı taraf sigorta şirketi vekili cevabında, sigorta eksperinin 26/11/2017 tarihli ekspertiz raporuna göre başvuranın hırsızlık şeklinde beyan ettiği olay esasında güveni suiistimal eylemi sonucu gerçekleştiğini, poliçe klozlarına bakıldığında emniyeti suiistimal klozu da zararın 2.000,00 TL’ye kadarlık kısmını karşılamakta olduğunu ve emniyeti suiistimal kapsamında başvurana 28/11/2017 tarihinde 2.000,00 TL hasar bedeli de ödendiğini bu nedenle talep edilen zararın teminat dışı olduğundan başvurunun reddini talep etmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, riziko adresinde hiç bir zorlama bulunmadığı, güvenlik önlemlerinin, anahtarlarının, alarmın, kayıt cihazının yerini sadece belirli kişilerin bildiği yine anahtarların belirli kişilerde bulunduğu kesin olarak anlaşılması nedeniyle somut olaya kasa hırsızlık olayı diye tanımlamanın mümkün olamayacağından başvurunun reddine karar verilmiştir.Karara, davacı/başvuran vekilince itiraz edilmesi üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, hırsızlık eyleminin gerçekleştiği noktasında kesin yargıya ulaştırabilecek emarelere ulaşılamadığını, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında belirtildiği gibi somut olaya kasa hırsızlık olayı diye tanımlamanın mümkün olamayacağı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen karar davacı/başvuran vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı/başvuran vekilinin istinaf nedenleri; söz konusu hırsızlık, güveni kötüye kullanma sonucu gerçekleşmediği, başvuran şirket sahibi şüphelendiği kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğu, süreci yargıya intikal ettirdiğini, hırsızlık hasarının kesin olduğu ama hırsız veya hırsızların kimler olduğu bilinmediğinden hırsızlık hasarını temerrüdü ile beraber muafiyetsiz olarak TTK 1409. madde 1. ve 2. bendlerine göre sigortacının tazmin etme sorumluluğu olduğuna dair teknik görüş ve mütalaa sundukları ve sözleşmelerde öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya ait olduğu, bu nedenle hırsızlığın emniyeti suiistimal olduğu mevcut bilgi ve belgelerle ispat edilemediğinden zararın teminat kapsamında olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, akaryakıt paket sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. 5648 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi kapsamında tahkimde görülen dava sonunda hakem heyetince başvurunun reddine karar verilmiştir. 6456 sayılı Kanunun 45.maddesi ile değişik 5684 sayılı kanunun 30/12.maddesi, “Beşbin Türk Lirası altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı komisyonca ilgiliye bildirimden itibaren 10 gün içerisinde bir defaya mahsus olmak üzere komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 40.000,00 Türk Lirasını geçmeyen uyuşmazlıklar hakkında verdiği kararlar ise kesindir.40.000,00-TL’nin üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. Ancak, tahkim süresinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her halükârda temyiz yolu açıktır” şeklinde düzenlenmiştir. Sigortacılık Yasası’nın 30/16. maddesi “Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Aksi halde, uyuşmazlık yetkili mahkemece halledilir. Ancak, bu süre tarafların açık ve yazılı muvafakatleriyle uzatılabilir.” hükmünü düzenlemektedir. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/10. maddesinde de aynı husus düzenlenmiştir.Dosya kapsamından, davacının 02/07/2018 tarihli başvurusu üzerine sigorta tahkim komisyonunca 26/07/2018 tarihinde hakem heyetine görev tevdi edildiği, uyuşmazlık hakem heyetinin ise dört aylık süre geçtikten sonra 13/12/2018 tarihinde karar verdiği, tahkim süresinin uzatılması yönünde tarafların herhangi bir talebinin bulunmadığı görülmektedir. Sigortacılık Yasası’nın 30/16 maddesinde dört aylık sürenin hakemlerin görevlendirildikleri tarihten başlayacağı düzenlenmiştir. Yargıtay 11 HD’nin 2018/1551 Esas, 2019/5025 Karar sayılı kararında da dört aylık sürenin hakemlerin görevlendirildikleri tarihten itibaren başlayacağına değinilmiştir. Somut olayda hakemler 26/07/2018 tarihinde görevlendirildiklerine göre, dört aylık süre 26/11/2018 tarihinde dolmuş bulunmaktadır. O halde hakem heyetinin dört aylık süre dolduktan sonra 13/12/2018 tarihinde vermiş olduğu karar yok hükmündedir. Yargıtay kararlarında ve öğretide de tahkimde yargılama süresinin kamu düzenine ilişkin olduğu ifade edilmektedir. ( Özbay İbrahim, Hakem Kararlarının Temyizi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2004, S. 142) Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2008/188 Esas, 2008/1871 Karar sayılı ilamında ” .. Bu durumda mahkemelerce tahkim müddetinin bitiminden sonra karar verildiği, bu husus kamu düzenine ilişkin olup görevi gereği Yargıtayca resen dikkate alınması gerektiğinden hakem kararının HUMK’nın 353. Maddesinin 1. Bendi uyarınca bozulması gerekmiştir. ” aynı şekilde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5551 Esas, 2019/5025 Karar sayılı ilamında ” 5648 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/16. maddesinde hakemlerin görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç 4 ay içinde karar vermeye mecbur oldukları, bu sürenin ancak tarafların açık ve yazılı muvafakatları ile uzatılabileceği, aksi halde uyuşmazlığın yetkili mahkemece halledileceğine amirdir. Davacının 20,7,2017 tarihli başvurusu üzerine sigorta tahkim komisyonunca 15.8.2017 tarihinde hakem heyetine görev tevdi edilmiş, taraflarca daha önceden başkaca bir süre belirlenmemiş, ve gerek mahkemece gerekse taraflarca tahkim süresinin uzatılması yönünde karar alınmamış olduğundan, hakem heyetinin 4 ay içinde kararını vermiş olması gerekmektedir. 4 aylık süre hakemlerin görevlendirildikleri 15.8.2017 tarihinden itibaren dikkate alınacağına göre 15.12.2017 tarihinde dolmuş bulunmaktadır. Hakem heyeti kararı ise 3.1.2018 tarihinde verildiğinden verilen bu karar yok hükmündedir. O halde hakem kararının öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde ifade edilen kararlarında görüldüğü üzere tahkimde yargılama süresi taraflarca ileri sürülmese bile Yargıtay tarafından resen gözetildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taraflarca itiraz edilmemiş olsa dahi itiraza konu kararın tahkim süresi bittikten sonra karar verildiği gerekçesiyle batıl olan Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Sonuç olarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Sigortacılık Yasası’nın 30/16 ve HMK’nın 353/1.a.3 bendi gereğince itiraz hakem heyetince verilen kararın kaldırılmasına, hakem heyeti ve itiraz hakem heyeti HMKnın 353/1.a bendinde belirtilen şekilde mahkeme olmadığından dosyanın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmesine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile Sigortacılık Yasası’nın 30/16 ve HMK’nın 353/1.a.3 bendi gereğince İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın KALDIRILMASINA,3-Dosyanın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmesine 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’na bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 23,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafından yatırılan 189,50 TL istinaf harcı ile 44,50 TL posta giderinden oluşan toplam 234,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/12/2019