Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2208 E. 2020/1054 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2208 Esas
KARAR NO : 2020/1054
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/03/2019
NUMARASI : 2014/501 Esas, 2019/359 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun 1306 nolu başvurusu ile 8.143.162,96 TL ve 1307 sıra nolu başvurusu ile de 253.933,56 TL olmak üzere toplam 8.397.096,52 TL alacağının üçüncü sıra alacağı olarak masaya kaydedildiğini, 28/05/2013 tarihinde yapılan olağanüstü alacaklılar toplantısında davalı kurumun yukarıda bahsi geçen alacakları için menfi tespit davası açılmasına oyçokluğu ile karar verildiğini, davalının böyle bir alacağının doğmadığını belirterek masaya kaydedilen alacaklar yönünden müflis şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun müflis şirketten toplam 8.397.096,52 TL amme alacağının bulunduğunu, alacağın masaya kaydedildiğini, sıra cetvelinin de 21/10/2011 tarihi itibariyle ilan edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu …. İflas Müdürlüğünün … İflas Sayılı dosyasına 1306 ve 1207 nolu başvurular üzerine kaydedilen alacakların geçerli alacak olduğu, müflis şirket adına tescilli yatırım teşvik belgelerinin kapanış vizelerinin ikmal edildiği sübuta ermediğinden, müflis şirketin davalı kamu kurumuna ithalde alınan vergi ve teferruatından dolayı toplamda 8.397.096,52 TL borçlu durumda olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; reddedilen menfi tespit davasında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece maktu olarak belirlenen vekalet ücretinde de maddi hata yapılarak davalı vekili yerine davacı vekili ibaresi yazıldığını belirterek hükmün 3. fıkrasının kanuna uygun olarak “davacı vekili” yerine “davalı vekili” yazılmak ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve istinaf etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İflasta ‘Sıra Cetveline İtiraz’ İcra İflas Kanunu’nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nun 235/2. fıkrasının son cümlesi gereğince iflas sıra cetvelinde başkasının kabul edilen alacağına itiraz davasıdır. Bu dava, İİK’nun 235/1. maddesinin “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.” hükmünü düzenlemiştir. Terkin davasını açacak kişilerde sıraya itiraz eden alacaklılardır. Bu tür davalarda İİK’nun 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi, diğer anlatımla bu şekilde eda hükmü kurulması gerekir. Öte yandan, bu tür davalarda maktu tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/6274 E, 2013/7223 K. Sayılı ilamı)Somut uyuşmazlıkta, borçlu şirketi temsil eden müflis idaresi davalı idarenin müflis şirketten bir alacağının bulunmadığını belirterek masaya kaydedilen alacak kadar borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişse de, istem sıra cetveline ilişkindir. Bu sebeple mahkemenin vekalet ücreti yönünden tesis ettiği kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davalı vekili hükümde vekalet ücretinde de maddi hata yapılarak davalı vekili yerine davacı vekili ibaresi yazıldığını belirterek hükmün 3. fıkrasının kanuna uygun olarak “davacı vekili” yerine “davalı vekili” yazılmak suretiyle düzeltilmesini istemişse de, HMK’nun 304. maddesi gereğince maddi hatanın ilk derece mahkemesince tashihi mümkündür.
Bu sebeple istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile İİK’nun 164. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün süre içerisinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/06/2020