Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2198 E. 2020/943 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2198 Esas
KARAR NO : 2020/943
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/607 Esas
KARAR NO : 2019/423
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
DAVA: İFLAS (İcra Takip Yolu İle)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketi tarafından ihbar olunan sigortalı şirkete ait emtiadan dolayı davalı şirket adına toplam 44.840,17-USD ödemede bulunduğunu, yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine Çerkezköy İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile iflas yoluyla icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davalı tarafın itirazının kaldırılarak alacak yönünden depo kararı çıkartılmasını, depo kararına rağmen borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; öncelikle davacı sigorta şirketinin poliçe kapsamında yapmış olduğu ödemenin bulunmadığını, söz konusu alacakla ilgili aynı gruba ait şirketler tarafından icra takipleri yapıldığını, en son müvekkili aleyhine iflas yoluyla icra takibi yapıldığını, müvekkilinin gerek davacı sigorta şirketine, gerekse ihbar olunan şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme ve düzenlenen raporların dosya kapsamına uygun olmadığını, ayrıca döviz cinsinden olan alacakla ilgili uygulanan faizin de fahiş olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, her ne kadar davalı taraf, yargılama aşamasında ısrarla ihbar olunan şirkete ve dolayısıyla davacı şirkete herhangi bir borçlarını bulunmadığını ifade etmiş ise de; davalı şirketin de taraf olduğu İstanbul 37. ATM’nin 2013/218 E.-232 K. sayılı ilamına Göre davalı …’nin ihbar olunan sigortalı … A.Ş.’ye İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasından dolayı toplam 49.822,41-USD borcu bulunduğu, bu borcun poliçe kapsamında kalan ve %90’ına tekabül eden 44.840,17-USD’nin davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği ve bakiye kısım olan 4.982-USD üzerinden takibin devamına karar verildiği ve bu bağlamda davacı tarafın davalıdan 44.840,17-USD alacağı bulunduğu kesinleşen ilamla sabit olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan ibranamenin içeriği aynı zamanda alacağın temlikini de ihtiva ettiği ve bu bağlamda, davacı sigorta şirketinin ihbar olunan şirkete yapmış olduğu ve kesinleşen mahkeme ilamına göre sabit olan 44.840,17-USD alacağı davalıdan talep edebileceği, icra takibine konu alacak üzerinden depo kararına esas alacak miktarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda 44.840,17-USD üzerinden ve % 6 faiz uygulamak suretiyle hesaplama yapıldığını, ancak mahkemece yapılan araştırma ve Barolar Birliği tarafından yayınlanan fiili faiz oranına göre 2010 tarihi itibariyle dolara uygulanan yıllık fiili faiz oranı % 4 olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden yapılan hesaplama sonucunda ana paranın 233.845-TL, işlenmiş faizin 85.026-TL, icra masrafının 370,40-TL, icra tahsil harcının 10.639-TL, icra vekalet ücretinin 19.980,60-TL olduğu ve toplam depo kararına esas alacak miktarının 349.861-TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden depo kararı düzenlendiğini, davalı taraf 7 günlük süre içinde depo kararına esas 349.861-TL’yi 12/02/2019 tarihinde mahkememiz veznesine yatırdığından açılan iflas davasının reddine, ancak dava tarihi itibariyle davalı tarafın haksız olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alınarak yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İstanbul 37 ATM dosyasındaki bilirkişi raporununda, davaya konu ödemenin … A.Ş nin kayıtlarında 60.491 TL Reaasür şirket … ödemesi olarak görüldüğü, Hasar dosyası içindeki hasar dosya kontrol föyü isimli belgede, hasar detayı bölümünde yer alan açıklamada %100 ihtiyari olan poliçede … firması tarafından hukuki süreç tamamlanmıştır açıklamasının olduğunu, bu nedenle davacı… A.Ş’nin hasar tazminatı isteyebilmesi için … sigortadan yetki aldığını ispat etmesi gerektiğini, … Sigorta, poliçedeki ödemeden aciz yada iflas şart gerçekleşmeden, poliçeye aykırı olarak … ödeme yaptığını, ( Ödemeyi … kayıtlarına göre … yapmış ) Çerkezköy icra dosyaları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davacı, ödeme emrinde 44.840,17 USD’nin 3095 /4a göre kamu bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı ile tahsilini talep ettiğini, bilirkişi hesap yaparken 6.1.2010 – 19.12.2018 tarihinde 8 yıl sabit % 6 faiz uyguladığını, ülkemizde 8 yıllık süreçte faiz oranlarının değiştiği bilinen bir gerçek olup mahkeme hatalı olan hesaba uyarak karar verdiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkindir.2004 Sayılı İİK nun 154 vd maddelerinde iflas yoluyla takip düzenlenmiş, 156/4 fıkrada, iflas istemek hakkının ödeme emrinin tebliğ tarihinden bir sene sonra düşeceğine yer verilmiştir. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir ve süresinde açılmayan dava reddedilir. Ayrıca, iflas ödeme emri tebliğ edilmeden açılan takipli iflas davası dinlenemeyeceğininden, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve diğer şartlarının re’sen incelenmesi gerekecektir. Bu anlamda takip konusu Çerkezköy İcra Dairesinin 2010/290 Esas sayılı dosyası incelenmiş, davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu şirket hakkında, 05/01/2010 tarihinde, “ İflas Yolu İle Adi Takip “ başlattığı, takip konusu olarak, dava dışı sigortalıya ödenen 44.840,17 USD alacağı gösterildiği ödeme emrinin davalı borçluya 22/01/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlunun ise yasal sürede, 26/01/2010 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacı alacaklının ise, itirazın kaldırılması ile birlikte iflas talepli davasını, İİK nun 156.maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açmış olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, davacı sigorta şirketinin, davalı şirketten takibe konu alacak miktarı kadar alacaklı olup olmadığı ve depo kararı ile saptanan faiz oranının ve faiz miktarının usulüne uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.Dosya kapsamına göre İstanbul …. İcra Dairesinin …4 esas sayılı dosyası üzerinden ihbar olunan sigortalı … A.Ş. tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına istinaden 49.822,41 USD üzerinden icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali davasının görüldüğü, İstanbul 37. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/218 esas sayılı dosyasından, davalının takip tutarı kadar borcu bulunduğu ancak bu borcun poliçe kapsamında 44.840,41 USD tutarın davacı sigorta şirketi tarafından tahsil edildiği mahkemeye sonradan bildirildiğinden bakiye 4.982,00 USD üzerinden takibin devamına karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, diğer yandan davacı sigorta şirketi ile dava dışı … Sanayi şirketi arasında başlangıç tarihi 01/01/2008, bitiş tarihi 01/01/2010 olan Kredi Sigorta Poliçesi düzenlendiği, ibraz edilen bila tarihli Mutabakatname-Makbuz-İbraname’ye göre sigorta poliçesi kapsamında 20/11/2008 tarihinde meydana gelen hasar sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı … San. şirketine ödenecek tutarın 28.794,27 Euro olarak kararlaştırıldığı, mutabık olunan bu meblağının davacı sigorta şirketi tarafından tamamen tahsili sebebiyle, sigortalı … şirketinin 3. şahıslara karşı haiz olduğu dava ve talep haklarını davacı sigorta şirketine temlik ettiği anlaşılmış olup bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Davalı şirket vekili her ne kadar davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir alacağı olmadığını iddia etmiş ise de, kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca ihbar olunan sigortalı…. A.Ş.’nin, davalı şirketten alacağı olan 49.822,41 USD’nin 44.840,41 USD’si davacı sigorta şirketi tarafından poliçe kapsamında ödendiği beyanı nedeniyle mahsup edilmiş, davalının borcundan düşülmüştür. Nitekim bu hususta davacı sigorta şirketi ile ihbar olunan … şirketi arasında mutabakatname düzenlemiş sigortalı … şirketinin 3. şahıslara karşı haiz olduğu dava ve talep hakları davacı sigorta şirketine temlik edilmiş olmakla davacı sigorta şirketinin davalı şirketten rücu hakkının bulunduğundan davalının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.Mahkemece, icra takibine konu alacak üzerinden depo kararına esas alacak miktarının belirlenmesi için alınan bilirkişi heyeti raporunda 44.840,17-USD üzerinden % 6 faiz uygulamak suretiyle işlemiş faiz hesabı yapılmıştır. Davalı şirket vekili, kamu bankalarından takip tarihi ile depo tarihi arasında 1 yıl vadeli USD’ye uygulanan fiili faiz oranı sorularak yeniden hesap yaptırılması gerekirken itiraz edilen bilirkişi raporuna göre depo kararı verildiği yönünde itiraz etmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve Barolar Birliği tarafından yayınlanan fiili faiz oranına göre 2010 tarihi itibariyle dolara uygulanan yıllık faiz oranı % 4 olduğu kabul edilerek mahkemece ana para, işlemiş faiz, icra masrafı, icra tahsil harcı, icra vekalet ücretinden oluşan depo kararına esas alacak miktarı yeniden hesaplanmıştır. Barolar Birliği tarafından yayınlanan fiili faiz oranına göre 2010 tarihi itibariyle dolara uygulanan yıllık faiz oranı % 4 olarak esas alınması hukuka uygun bulunmuştur. Buna göre mahkemece, işlemiş faiz alacağı : 44.840,17 (asıl alacak) x 3318 (takip tarihinden duruşma gününe kadarki süre) x 4 (faiz oranı) : 36500 =16.304,00 USD’nin duruşma tarihi kur karşılığı olan 85.026,00 TL olarak yapılan hesaplamada bir isabetsizlik görülmemiştir.Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2020