Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2195 E. 2022/1579 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2195 Esas
KARAR NO: 2022/1579
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2014/2340 Esas, 2019/190 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ortağın bakiye üyelik bedeli ile 2007, 2008, 2009 ve 2010 yılı olağan genel kurulu kararları kararı gereği ödemesi gereken aidat borçlarını ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve davalının % 40’dan az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişt Davalı vekili cevasında; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin hiçbir zaman kooperatife üye olmadığını, sadece kooperatif ortağı …’den daire satın aldığını, taşınmaz satışının ortaklık payının devri anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine ve davacının alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ortağın 2012 yılı olağan genel kurulu kararı gereği ödemesi gereken aidat borcunu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve davalının % 20’dan az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevasında; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin hiçbir zaman kooperatife üye olmadığını, sadece kooperatif ortağı …’den daire satın aldığını, taşınmaz satışının ortaklık payının devri anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine ve davacının alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının kooperatif ortağı olduğu ve aidat alacakları ile bakiye üyelik bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davaya konu takibin 21.890,00 TL asıl alacak ve 12.133,38 TL işlemiş faiz yönünden, birleşen davaya konu takibin ise 900,00 TL asıl alacak ve 43,13 TL işlemiş faiz yönünden devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir, Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkilinin hiçbir zaman kooperatif üyesi olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, asıl dosyada % 40 oranında icra tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava; kooperatif bakiye üyelik bedeli ile aidat alacaklarının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. 1-Birleşen dava yönünden yapılan incelemede; 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile HMK’nun 341. maddesinin 2. fıkrası değiştirilmek suretiyle 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin hale getirilmiş ve aynı yasanın 44. maddesi ile HMK’ya eklenen ek madde 1 ile de kesinlik sınırı olan 3.000,00 TL’nin her yıl yeniden değerleme oranında artışa tabi olduğu kabul edilmiştir. Yeniden değerleme sonucunda 2019 yılı için kesinlik sınırı 4.400,00 TL olmuştur. HMK’nun 352. maddesinde; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu, başvurunun süresi içinde yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilmediği, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle karar verilir. Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” hükmü gereğince ön inceleme sonucu karar verilecek dosyalara ait şartlar belirtilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuru olanağı bulunmayan kesin nitelikteki kararlara ilişkin olarak HMK’nun 346/1 maddesi uyarınca mahkemesince bir karar verilebileceği gibi Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceği de belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre, birleşen davada dava değerinin 900,00 TL asıl alacak ve 87,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 987,45 TL olduğu gözetildiğinde davanın HMK’nun 341. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı, ortada istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekir.2-Asıl dava yönünden yapılan incelemede; Dosya istinafa geldikten sonra; davacı vekili ibraz ettiği 24/07/2020 tarihli dilekçesinde, davalı ile yaptıkları protokol kapsamında dava ve icra takibine konu borçların ödenmesi konusunda mutakabata vardıklarını belirtmiştir.6100 sayılı HMK’nın “sulhun zamanı” başlıklı 314.maddesinde; ” (1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Aynı yasanın “sulhun etkisi” başlıklı 315/1.maddesinde; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. ” düzenlemesine yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın esası hakkında karar verildikten sonra davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuş, dava dosyası istinaf aşamasında iken taraflar uyuşmazlık hakkında sulh olmuşlar, buna ilişkin sulh protokolünü dosyaya ibraz etmişlerdir. Sulh görülmekte olan bir davada taraflar arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdiren bir sözleşmedir. Dosyada, her iki taraf sulh sözleşmesine göre karar verilmesini talep etmediğinden HMK’nın 315/1.fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, her iki tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına ve taraflar lehlerine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, davalının istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmasına ve karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun usulden REDDİNE,2-Asıl dosyada yapılan istinaf başvurusu yönünden Dairemiz dosyasına ibraz edilen sulh protokolü gereğince İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2340 Esas, 2019/190 Karar ve 21/02/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,3a)Taraflar sulh olduklarından asıl dava hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 630,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 549,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,c) Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, taraflar lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,4-Tarafların sulh olduğu, bu sebeple dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşıldığından davacının istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmasına ve karar verilmesine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 625,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 544,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 7-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,8- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, hükmün kesinleşmesi ile birlikte yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 bendi ile aynı kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/12/2022