Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2193 E. 2020/580 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2193 Esas
KARAR NO : 2020/580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : 2017/571 Esas, 2018/1045 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı …. A.Ş arasında 07.12.2015 tarihinde akdedilen sözleşme ile, davalı ….. AŞ’nin 35,046,00 TL bedel karşılığında düğün davetini gerçekleştirilmesi hususunda anlaşıldığını, davalı … AŞ.’nin bilgi ve onayı ile ödemenin davalı … AŞ’nin iş ortağı diğer davalı …. Ltd. Şti’ye yapılacağını, iş bedeli için davalı …. Ltd.Şti tarafından 10.12.2015 tarih ve 35.046,00-TL tutarlı fatura düzenlendiğini, bu bedelin 14.018,00 TL’sinin 11.12,2015 tarihinde, bakiye 21.028,00 TL’sinin ise 03.08.2016 tarihinde davalı ….. Ltd.Şti.’nin banka hesabına ödendiğini, davalı … A.Ş’nin, düğün gününe kısa bir süre kala, iş ortağı diğer davalı ile aralarında ihtilaf olduğu ve 10,12.2015 tarih ve 35.046,00 TL tutarlı fatura bakiyesi 21,028,00 TL’nin kendilerine ödenmemesi halinde 02.09.2016 tarihli düğün davetini gerçekleştirmeyeceklerini bildirmesi üzerine, müvekkili şirketin düğünün gerçekleşmesi için 21,028,00 TL’yi mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin fatura bedelini tamamen ödediği halde iş ortağı davalıların iç ilişkilerinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle mağdur edildiğini ve hizmet bedelinin bakiyesini mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığını, davalıların fazladan ödenen 21.028,00 TL kadar kadar sebepsiz zenginleştiklerini, sözkonusu alacağın tahsili için davalılar aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin vaki itiraz nedeniyle durdurulduğunu belirterek davalıların takibe haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. Ltd. Şti. vekili cevabında; verilen hizmet düğün organizasyonu olduğundan ticari bir iş olmadığını ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin olmadığını, davacının diğer davalı ile yaptığı sözleşmeden de müvekkilinin bilgisi olmadığını, işbu davaya bakmaya yetkili mahkemenin Küçükçekmece Asliye Mahkemesi olduğunu, davacının düğün parasını müvekkili şirkete ödediğini ve vaat edilen tarihte düğünün eksiksiz olarak icra edildiğini, müvekkili şirketinin edimini ifa ettiğini, davacının düğün parasını diğer davalıya ikinci defa ödediğini iddiası ile ilgili müvekkilinin bilgi sahibi olmadığını, iki taraf arasındaki ilişkinin müvekkilini bağlamadığını, ödeme yaptığını iddia ettiği şirketle de müvekkilinin bir ortaklığı olmadığını, diğer davalı şirketin, müvekkilini de dolandırdığını ve müvekkilinin diğer davalı şirketten alacaklı durumda olduğunu, bu nedenlerle görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesini, davacının dava değerinin % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davalı … AŞ. yönünden davanın tefrikine karar verilmiş, davalı …… Ltd. Şti. yönünden ise, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı ve diğer davalı ile yapılan sözleşmedeki yetki kuralının davalıyı bağlamayacağı, davalı …. Ltd. Şti.’nin adresinin Esanyurt olup, takipte yetkili icra dairesinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğu, anılan davalının da süresinde Büyükçekmece İcra Daireleri’nin takipte yetkili olduğundan bahisle takibe itiraz ettiği, bu nedenle yetkisiz olan İstanbul İcra Dairesi’nde takip yapıldığından davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile dosyası tefrik edilen …. AŞ. arasında yapılan sözleşme gereği 35.046,00 TL iş bedelinin, …. AŞ’nin isteği ve bilgisi ile davalı …. Ltd. Şti’ye ödendiğini, iş bedeli olarak davalı ….. Ltd. Şti tarafından düzenlenen 35.046,00 TL faturanın …. AŞ. tarafından açıkça kabule edildiğini ve …. AŞ’nin davalı ….. Ltd. Şti’ye yapılan 14.018,00 TL’lik ilk ödemeyi de kabul edip alacaktan mahsup ederek bakiye kısmın tekrar bu kez kendisine ödenmesini istediğini, davalı ….. Ltd. Şti ile …. AŞ’nin düğün organizasyonunu birlikte gerçekleştirdiğini ve her ikisinin müvekkiline karşı birlikte sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Dava, mükerrer ödendiği iddia olunun hizmet bedelinin iadesi için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı ile ….. AŞ arasında düğün organizasyonu için düzenlenen sözleşmede iş bedelinin 35.046,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davalı …. Ltd. Şti. tarafından iş bedeli için 35.046,00 TL fatura düzenlendiği, davacının fatura bedelinin 21.028,00 TL’sinin mükerrer ödendiği gerekçesiyle ….. AŞ Şti ve davalı …. Ltd. Şti aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı, ….. AŞ ve davalı …. Ltd.’nin takipte yetki ve borca itiraz ettiği, davalı ….. Ltd. Şti’nin takibe yasal süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde, takipte yetkili icra dairesinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmektedir.Mahkemece ….. AŞ yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş, davalı ….. Ltd. Şti yönünden ise yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. (Yargıtay 3. HD’nin 2018/7244 Esas, 2019/9198 Karar sayılı kararı)HMK’nın 17. maddesi; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü düzenlemektedir. HMK’nın 18/2 fıkrası uyarınca, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. Anılan madde kapsamında yetki sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlik şartıdır. Bu nedenle yazılı olarak yapılmamış bir yetki sözleşmesinin varlığı, başka bir delille ispat edilemez. Somut olayda, davacı ile …. AŞ arasında düğün organizasyonu için düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinde çıkabilecek ihtilaflarda İstanbul İcra Daireleri yetkili kılınmışsa da, davalı …. Ltd. Şti. sözleşmenin tarafı değildir. Davalının, sözleşme konusu işi yerine getirdiğini belirterek aralarındaki hukuki ilişki olduğunu kabul etmesi, ….. AŞ ile davacı arasında yapılan yazılı yetkili sözleşmenin kendisi hakkında da geçerli olduğu anlamına gelmez. Zira yetki sözleşmesinin geçerli olması için tacir olan taraflar arasında da yazılı bir sözleşmenin mevcudiyeti şarttır.Diğer taraftan takibe konu alacak para alacağına ilişkin olup, TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddesi uyarınca davacının muamale merkezinin olduğu yer icra dairesi de takipte yetkilidir. Ancak davacı şirketin merkezi Başakşehir olup, icra takibi Başakşehir ilçesini yargı alanı içine alan icra dairesinde de yapılmamıştır. Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip olmalıdır. Somut olayda, davalı ….. Ltd. Şti. aleyhine yapılan takipte, yetkili icra dairesinin, davalı şirketin yerleşim yeri olan Büyükçekmece İcra Müdürlüğü olduğu, davalının da bu nedenle İstanbul İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz ettiği, buna göre davalı hakkındaki takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi yerindedir.Bununla birlikte mahkemece …. AŞ yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek sadece …. Ltd. Şti. yönünden hüküm kurulmasına ve anılan şirket yönünden dosyanın tefrik edildiğinin gerekçeli karar içeriğinde de belirtilmesine rağmen, …. AŞ’nin de gerekçeli karar başlığı altında davalı olarak gösterilmesi ve hükmün 3. maddesinde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle dosyası tefrik edilen …. AŞ’nin gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve davalı tek bir şirket olmasına rağmen hükmün 3. maddesinde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olup, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddine dair ilk derece mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur. Buna nedenle davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.27/02/2020