Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2150 E. 2022/1399 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2150 Esas
KARAR NO: 2022/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2018/1333 Esas, 2019/377 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Beyoğlu-İstanbul da bulunan işyerinin davalı nezdinde işyeri paket poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinde çıkan yangında demirbaş ve tekstil emtialarının yanması nedeniyle sigortalının zarara uğradığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmışsa da, herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 1.000TL uğranılan zararın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı sigorta şirketi vekili cevabında; belirsiz alacak davasının koşullarının bulunmadığını, yangına ilişkin ihbar 23/02/2016 tarihinde yapılmış olup, zamanaşımı süresinde davanın açılmadığını, sigortalı işyerinin kapısındaki asma kilitte herhangi bir zorlama bulunmaması, işyerine zorlama olmaksızın girilmesi, dışarıdan cama müdahalenin olmaması ve işyerinde tiner kutusunun bulunması karşısında yangının sigortadan menfaat sağlamak için kasten çıkarıldığını ve bu nedenle hasarın teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, TTK 1420. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemlerin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yıl içinde açılması gerektiği, alacağın hasar tarihi itibarı ile muaccel olduğu, zamanaşımını kesen sebep bulunmadığı gerekçesiyle davalının zamanaşımı itirazının kabulü ile zamanaşımı süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; yangının aynı gün davalıya ihbar edildiğini, ancak davalının sürekli evraklar istediğini ve müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin zararını öğrendiği zaman dava açtığını, TTK’nın 1420. maddesine göre rizikonun gerçekleşmesinden itibaren 6 yıl içinde dava açıldığından alacağın zamanaşımına uğramadığını, ayrıca mal sigortalarında zamanaşımını düzenleyen TTK’nın 1482. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, işyeri sigorta poliçesine dayalı sigorta tazminatı ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, sigorta alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. TTK’nın 1420/1 maddesine göre sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. adde hükmü saklı kalmak şartıyla, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Anılan madde de iki yıllık zamanaşımı süresi öngörüldükten sonra, ayrıca altı yıllık bir tavan süresi öngörmüştür. Kanun koyucunun sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini geç öğrenmesi halinde, sigortacının riziko gerçekleştikten çok uzun bir süre sonra tazminat talebi ile karşılaşmasının olumsuz sonuçlarının engellenmesi bakımından iki yıllık süreye tavan süre getirdiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 1420 maddesi gereği iki yıllık zamanaşımı süresi, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacaktır. Sigorta alacağının muaccel olduğu tarihin belirlenmesine dair TTK’nın 1427/2 fıkrası; ” Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. ” hükmünü düzenlemektedir. TTK’nın 1446. maddesi uyarınca sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. Somut davada, sigortalı işyerinde 23/02/2016 tarihinde yangın meydana geldiği ve sigorta ettirenin aynı gün yangını davalı sigorta şirketine ihbar ettiği görülmektedir. TTK’nın 1427/2 fıkrası uyarınca rizikonun ihbarından 45 gün sonra, yani 08/04/2016 tarihinde alacak muaccel olmuş, dava ise alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra, 12/11/2018 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu gözetildiğinde alacağın zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Hernakadar davacı, rizikonun gerçekleşmesinden itibaren altı yıllık sürenin dolmadığını ve TTK 1482. maddesi uyarınca da alacağı zamanaşımına uğramadığını ileri sürmüşse de, altı yıllık sürenin tavan süre olarak öngörülmesi ve TTK’nın 1482 maddesinin sorumluluk sigortasına ilişkin olması karşısında davacının iddiası doğru bulunmamıştır. Öte yandan davalının oyalaması nedeniyle davanın 12/11/2018 tarihinde dava açıldığına ilişkin davacı iddiasına dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, davacının bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1333 Esas, 2019/377 Karar ve 02/04/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/11/2022