Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2126 E. 2020/800 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2126 Esas
KARAR NO: 2020/800
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/03/2019
NUMARASI: 2018/1051 Esas, 2019/311 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline işyeri paket sigortası ile sigortalı dava dışı …Ltd. Şti’ye ait işyerinde yaşanan hırsızlık nedeniyle zararın sigortalıya ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olduklarını, olaydan gerekli önlemi almayan davalılar sanayi sitesi kooperatifi ile güvenlik şirketinin sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen 57.331,88 TL’nin tahsili için davalılar aleyhine takip başlattıklarını ancak davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe itirazlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi, dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin haksız fiile dayalı olduğu ve haksız fiilden doğan tazminat taleplerinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; haklarına halef oldukları dava dışı sigortalının tacir olup, davalıların da anonim şirket ve kooperatif olduğunu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı kooperatif vekili istinaf talebine cevabında, haksız fiilden doğan tazminat talebinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ve bu nedenle ilk derece mahkeme kararının yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddini savunmuş, diğer davalı istinaf talebine cevap vermemiştir. Dava, sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı … şirketine “İşyerim Paket Sigorta Poliçesi“ İle sigortalı dava dışı sigortalı … Ltd Ştine ait işyerinde yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle davacı sigortacının hasar bedelini dava dışı sigortalıya ödediği, ödenen tazminat bedelinin tahsili amacı ile davalılar hakkında icra takibi başlattığı takibe itiraz sonucunda itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Sigorta rücu davaları 6102 sayılı TTK nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanmaktadır. Davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması nedeniyle halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davada görevli mahkemenin sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava, ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse, böyle bir davada Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır. Somut olayda, gerek dava dışı sigortalı gerekse de davalılardan … Ltd Şti tacir olup, iddia edilen zarar ve talep edilen hasar bedeli her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgilidir. 6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 03/07/1944 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 37 E-9K.3 sayılı kararında ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle , halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. Şu halde sigortalı ile davalı şirket tacir olduğundan, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunan uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Öte yandan, sigortalının işyerinde yaşanan hırsızlık olayında davalı kooperatifin gerekli güvenlik önlemlerini almadığı ileri sürülerek tazminat talep edilmiş olup, davaya konu eylem ve zarar tek olduğuna göre, bu davalı yönünden de Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2015/4696 Esas, 2015/5046 Karar sayılı kararı da benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olup, ilama konu davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde sonuçlandırıldığı görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlıkta görev yeri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 bendi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1051 Esas, 2019/311 Karar 25/03/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/03/2020