Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2086 E. 2022/1407 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2086 Esas
KARAR NO: 2022/1407
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2014/1181 Esas, 2019/135 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında 15/05/2014 tarihli Reklam Sözleşmesi/Sponsor Sözleşmesi düzenlendiğini buna göre Türk televizyon kanalları … ve … Tv’deki “…” programına sponsor/reklam sponsoru olunacağını, sözleşme gereği müvekkilinin davalı tarafa toplam bedeli 112.000,00 TL olan 6 adet çek verdiği halde davalı tarafça müvekkili hastanenin yayına çağrılmadığını, davalı taraf edimini yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiği ve çeklerin iadesinin istenildiği, davalı tarafça çekler iade edilmediğinden bahisle davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15/05/2014 tarihli Reklam Sözleşmesi/Sponsor Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereği tüm görevlerini yerine getirdiğini, davacı tarafa mail göndererek 5 Ocak tarihi itibarıyla her gün yayın yapılacağının bildirildiği ancak davacı tarafça katılım sağlanmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte yayınlarda eksiklik bulunması halinde de davacıya şikayette bulunma zorunluluğu getirildiğini, müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmadığını, çeklerin iadesinin söz konusu olamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dosya içerisinde bulunan sözleşme örneğinden davalının yapacağı yayında davacının hastanesinden doktorların konuk edileceği bunun karşılığında da davacının davalıya sözleşmede öngörülen ödemelerin yapılacağının kararlaştırıldığı, bu sözleşme kapsamında dosya içerisinde bulunan çek tevdii bordrosu örneğinden davacının davalıya toplam 112.000,00 TL tutarlı 6 adet çeki teslim ettiği, davalı vekili tarafından dosyaya yapılan beyanda sözleşmeye konu yayının yapılmadığının anlaşıldığı, davalı tarafından sözleşme konusu yayının yapıldığına dair dosyaya bir kayıt ve delil sunulmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davacının sözleşme nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitini istediği çeklerle ödemeleri yapmış olduğu, taraf defter ve belgelerinde davalı tarafından davacıya düzenlenmiş herhangi bir fatura bulunmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, denetime açık olduğu , bilirkişi raporu ve dosyadaki deliller itibarıyla davalının sözleşme konusu yayını yapmadığı, bu nedenle davacının davalıya vermiş olduğu çeklerden dolayı borçlu olmadığı sonucuna varılarak davacının davasının kısmen kabulüne, davacının keşidecisi … Tic Ltd Şti, lehtarı … Ltd Şti olan … Bankası Altunizade şubesinden verilme … seri nolu 31.12.2014 tarihli 12.000 TL bedelli, … seri nolu 28.02.2015 tarihli 20.000 TL bedelli, … seri nolu 30.02.2015 tarihli 20.000 TL bedelli, … seri nolu 30.06.2015 tarihli 20.000 TL bedelli, … seri nolu 31.08.2015 tarihli 20.000 TL bedelli, … seri nolu 31.10.2015 tarihli 20.000 TL bedelli 6 adet çekten dolayı 90.900 TL borçlu olmadığının tespitine, bakiye istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, denetime elverişli olmayan rapor kıstas alınmak suretiyle hukuka aykırı karar tesis edildiğini, zira, yerel mahkeme dosyasına sunulan rapora itiraz dilekçelerinde de ayrıntılı olarak yer verildiği gibi, davacı yan defter ve kayıtlarına göre, dava tarihi itibariyle davacı yanın müvekkili şirketten 90.900,00 TL alacaklı olduğunu, müvekkili şirket defter ve kayıtlarına göre ise, müvekkili şirketin davacı yana 80.000,00 TL borçlu olduğunu belirttiğini, ancak iş bu denetime elverişli olmayan raporun aksine, müvekkili şirketin davacı şirkete bir borcu bulunmadığını, aksine davacı şirketin müvekkili şirkete borçlu konumda olduğunu, ayrıca raporda, müvekkili ticari defterlerinde alınan çeklerin 340 Alınan Sipariş Avansları Hesabından takip edildiğini, 340 Alınan Sipariş Avansları Hesabının ileri tarihli çeklerde de kullanılan ve esasen bir alacak kaydı olan bir hesap olduğunu, iş bu hesapta kayıt altına alınan çeklerin tahsil edildiğini göstermediğini, muhasebe ilkeleri kapsamında bu hesaba alınan alacakların ödemesi 102 ile kodlanan banka hesapları ile belirlendiğini, iş bu durumlar gereğince asla kabul anlamına da gelmemek kaydı ile sözleşme hükümleri kapsamında müvekkili şirketin davacı şirkete bir borcu bulunmadığını, müvekkilince davacıya hizmet verildiğini, programda reklamlarıyla yayınlanmasına rağmen, taraflarının borçlu olarak nitelenmesinin davacı yanın sözleşmeden dönmesi nedeniyle ve vermiş olduğu çeklerin ödenmemesi nedenine dayalı olarak faturalandırılamamasından kaynaklandığını, davacı yan sözleşme ile Avrupaya yayın yapan bir TV programında hastanesi ile ilgili gizli ve açık reklam yapılması anlamında zamanı satın aldığını, satın almış olduğu zaman için hastanesinden doktor göndermemesi ve TV programlarının yapılmış olmasına rağmen, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiş olan davacının, kendi olumsuz ediminden çıkar sağlamak anlamına gelen bu kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, dava konusu edilen sözleşme, TV programında yer ayrılmasına ilişkin bir sözleşme olduğundan iptalinin ve geri alınmasının da mümkün olmadığı gözetilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece davacı yanın dava konusuna ilişkin olarak müvekkil maillerine geri dönüş yapmadığını, sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkil şirketi zor durumda bırakmasının değerlendirilmediğini, nitekim sözleşme gereğini (hizmeti) müvekkili şirket yerine getirmiş olduğundan, taraflar arasında kararlaştırılmış miktar kapsamında davacı yanın müvekkili şirkete borçlu olduğunun açık olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere yayınlarda eksiklik bulunduğu ve müvekkilin kusurlu olduğu kabulünde dahi çeklerin iadesi sözleşme hükümlerine göre mümkün olmayıp, davacı yanın müvekkiline borçlu olduğunu, taraflar arasında akdedilen Sponsorluk Sözleşmesi 4/c maddesine göre, yayında bir eksiklik olması durumunda davacının müvekkili şirkete şikayette bulunma şartı mevcut olduğunu, ancak bu kapsamda davacı yanca müvekkili şirkete herhangi bir bildirim yapmadığını ve hatta müvekkili şirketin davacı yandan programa katılacakları tarihleri belirtmeleri talep edilmiş olmasına rağmen, programlara katılım olmadığını, maillere de cevap verilmediğini, nitekim sözleşmenin ilgili maddesinin devamında iki hafta içerisinde davacı yanca eksikliklere ilişkin şikayette bulunulmaması halinde işin mükemmel bir şekilde yerine getirildiğinin kabulü gerektiğini, detaylı anlatılan durumlar ışığında, yerel mahkemece müvekkili şirketin dosyaya yayının yapıldığına ilişkin belge ve kaydın sunulmadığı ve taraflarının beyanı ile yayının yapılmadığının anlaşıldığı şeklinde olan gerekçe hukuki dayanaktan uzak olup, mesnetsiz olduğunu, kaldı ki hukuka aykırı karara esas alınan raporda, davacı şirket defterlerinde 2015 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikleri bulunmadığının tespit edildiğini, bu açıdan davacı yanın ticari defterlerine mahkemece itibar edilmemesi ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira, kanuni hükümler gereğince davacı şirketin defter kayıtları davacı yan lehine delil olma şartlarını taşımadığı halde bu hususlar değerlendirilmeyerek karar verildiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında dava konusu hizmet nedeniyle yapılmış olan sözleşme kapsamında davacı yanın müvekkiline borçlu olduğu açık olmasına rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hukuka, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap olarak, müvekkili hastane ile davalı şirket arasında Türk televizyon kanalı …’deki veya … Tv’deki “…” programına sponsor/reklam sponsorluğu için 15.05.2014 tarihinde yazılı sözleşme imzalandığını, ancak müvekkili hastanenin bugüne kadar anılan sözleşme ile yükümlendiği edimlerini aksatmadan yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirketin sözleşme hükümlerine uymadığını, sponsor olunan … programının … ve … Tv’deki yayın hayatına devam etmemekte olup, müvekkili hastane tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen tamamen davalı şirketten kaynaklanan sebeplerden dolayı program yapılamadığını, davalı şirketin ilk başlarda … Tv’ye devletin el koyduğunu, bu nedenle programın yapamadığını, daha sonra yapmaya başlayacağını beyan etmesine rağmen sözleşmedeki taahhüdüne uymadığını ve kendisinden sözleşmeye istinaden istenen programları yapmadığını, ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bu inceleme sonucunda, söz konusu yayınlara ilişkin davalı taraftan yayın kayıtlarının istendiği, fakat davalı vekilinin yayın kayıtlarının bulunmadığını belirttiği ve herhangi bir belge ve kayıt sunulmadığı, davalının sunmuş olduğu e-postalarda davacı tarafından davalıya cevap verilip verilmediğine dair bir belgenin yer almadığı, davacı ve davalı taraf defter ve kayıtlarının yasalara uygun olarak ve lehlerine delil teşkil edecek şekilde olduğu, bu kayıtlarda davalı tarafın davacı tarafa 80.000,00 TL borçlu olduğu, bu bakiyenin 340 alınan sipariş avansları hesabında yer aldığı, davacı ve davalı muhasebe hesapları arasında 10.900,00 TL davacının daha fazla alacaklı göründüğü kanaatine varıldığını, davalı tarafından sözleşme ile kararlaştırılan yayının yapılamadığı, fakat davacı tarafından davalıya sözleşme bedelince çek verilerek ödemenin yapıldığı, ayrıca davalı tarafından davacıya düzenlenen bir fatura da bulunmadığının da sabit olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede “… işverenin canlı yayınlarda, Cerrahi, Plastik Cerrahi, Göz, Kulak Burun Boğaz, Medikal Uygulamalar, Tüp Bebek, Genel Cerrahi hakkında bilgiler vermesini kabul eder.” denildiğini, fakat davalı şirketin, müvekkili hastaneyi geçen zaman zarfında canlı yayınlara davet etmediği için bu hususlarda bilgi verilmesinin de mümkün olmadığını, aynı şekilde “Bir kerelik imaj çekimleri, işverenin göstereceği mekanda yapılması bu sözleşmeye dahildir” denildiğini, fakat davalı şirketin sözleşmenin yüklediği diğer edimleri yerine getirmediği gibi bu edimini de ifa etmediğini, sonuç olarak ilk derece mahkemesinin 6 adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin kararı, usul ve yasaya uygun olup, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, 15/05/2014 tarihli Reklam Sözleşmesi/Sponsor Sözleşmesi kapsamında ödeme için verilen çekler dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalıya, dava konusu çekleri teslim ettiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalı tarafın sözleşme kapsamında edimini yerine getirip getirmediği noktasındadır. Mahkemece mali müşavir, internet-multimedya uzmanı ile sinema-televizyon-radyo uzmanından oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan 18/07/2018 tarihli rapora göre; dosyaya davalı tarafça yayınlara ait bir belge ve kaydın sunulmadığı, davalı tarafından sunulan e-posta kaydına göre, … adlı şahsın info@…com.tr e-posta adresine “… beye iletilmesini rica ederim” başlıklı e-posta yolladığı, e-posta içeriğinde “Yayınlara katılacağınız tarihleri belirlemek üzere bizimle iletişime geçmenizi rica ederim” yazdığı, bu e-postaya cevap verilip verilmediğinin belli olmadığını, davacı defter ve kayıtlarının yasalara uygun olarak ve lehlerine delil teşkil edecek şekilde olduğunu, 19.09.2014 dava tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 90.900,00 TL alacaklı olduğu, bu bakiyenin 127 Diğer Ticari Alacaklar Hesabı’nda yer aldığı, davalı defter ve kayıtlarının yasalara uygun olarak ve lehlerine delil teşkil edecek şekilde olduğunu, 19.09.2014 dava tarihi itibariyle davalı tarafın davacı tarafa 80.000,00 TL borçlu olduğu, bu bakiyenin 340 Alınan Sipariş Avansları Hesabı’nda yer aldığı, davacı ve davalı muhasebe hesapları arasında 10.900,00 TL davacının daha fazla alacaklı göründüğü bildirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Sözleşmenin kurulması, İrade açıklaması başlıklı 1 nci maddesinin “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.” ve Sözleşmenin içeriği, Sözleşme özgürlüğü başlıklı 26 ncı maddesinin “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükümlerini düzenlemiştir. Taraflar arasındaki 15/05/2014 tarihli Reklam Sözleşmesi/Sponsor Sözleşmesi gereği davalı tarafın; 16/05/2014 tarihinden 16/05/2015 tarihine kadar “…” programında davacı tarafın sponsor olarak anılmasını, haftada bir kez programa davet edilmesini, canlı yayınlarda Cerrahi, Plastik Cerrahi, Göz, Kulak Burun Boğaz, Medikal Uygulamalar, Tüp Bebek, Genel Cerrahi hakkında bilgiler vermesini ve bir kerelik imaj çekimleri yapılmasını kabul ve taahhüt ettiği ancak hiçbir edimini yerine getirmediği, kendine özgü olarak düzenlenen işbu sözleşme her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşmedir. Davacı taraf edimini yerine getirmiş ve çek vermek suretiyle ödeme yapmıştır. Ancak davalı taraf yukarıda üstlendiği hiçbir taahhüdünü ve edimini ifa etmemiştir. O halde edimini yerine getirmeyen davalı taraf, davacıdan aldığı sözleşme bedelini iade etmelidir. Davalı taraf her ne kadar bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını savunmuş ise de; bilirkişi raporu muhasebe kayıtlarının mevcut durumunu göstermiş ve davalı tarafça yayınlara ilişkin kayıt sunulmadığına ilişkin belirleme yapmıştır. Davalı tarafın sözleşmede üstlendiği hiçbir yükümlüğü yerine getirmediği, Sponsorluk Sözleşmesi 4/c maddesinin yayına ilişkin eksiklikler ile ilgili düzenleme içerdiği ancak davalı tarafça yayına katılım sağlanmadığından bu madde kapsamından faydalanamayacağı, Ayrıca davacı şirketin 2015 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikleri bulunmadığı savunulmuş ise de; 2015 yılı yevmiye defterinde davalı yanla ilgili bir hareket bulunmadığından sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın karar davalı taraftan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde YARGITAY nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/11/2022