Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2071 E. 2022/1406 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2071 Esas
KARAR NO: 2022/1406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/02/2019
NUMARASI: 2017/1092 Esas, 2019/73 Karar
DAVA: TESPİT
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 05/10/2017 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili …’ın davalı kooperatif ortaklarından …’dan 1000 pay devraldığını ve kooperatif yönetim kuruluna müracaat ederek devraldığı payların kayıtlara işlenmesini talep ettiğini, üçüncü kişi … ve müvekkili … arasında imzalanmış 02.07.2015 tarihli pay devir sözleşmesinin davalı kooperatif yönetim kuruluna iletildiği halde yönetim kurulunca bu hususta bir işlem yapılmadığını ve müvekkilinin paylarının kanuna ve ana sözleşmeye aykırı şekilde pay defterine işlenmediğini, ana sözleşmenin kooperatife ortak olmak için herhangi bir şart öngörmediğini, davalı sigorta kooperatifinin Kadıköy … Noterliğinin 21 Ağustos 2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili …’ın 1 adet paya sahip olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin üçüncü kişi ortaktan pay devraldığını ve bu devir işleminin kooperatif kayıtlarına işlenmediğinden bahisle kooperatifte toplam 1001 pay ile ortak olduklarının tespiti ve tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 07/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili kooperatifin faaliyet konusu nedeniyle Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne, türü nedeniyle ise Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduğunu, Hazine Müsteşarlığının 20.05.2016 tarih ve 17.06.2016 tarihli yazısı ile poliçe süreleri sona eren ortakların poliçelerini yenilemeleri durumunda tekrar kooperatife ortak yapılmamalarının istenildiği, ana sözleşmenin 13/3 maddesinde yapılan değişiklik ile “Ortakların, kooperatifin düzenlediği poliçenin süresinin dolduğu günü takip eden ilk mesai günü içinde kooperatif ile hiçbir sigorta işlemi yapmaması, kooperatif ortaklığından çıkma iradesinin beyanı sayılır.” düzenlemesinin yapıldığı, kapalı kooperatiften açık kooperatife geçildiğini, 1 Temmuz 2016 tarihinden sonra poliçe düzenlemesi yoluyla bir tane dahi ortak kaydı yapılmadığını, bu kapsamda daha önce poliçesi bulunup da süresi içinde poliçesini yenilemeyenlerin üyeliklerinin otomatik olarak son bulduğunu, davacının 15.05.2017 tarihinde …’nun 1 adet payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devraldığından 15.05.2017 tarihi itibariyle 1 adet paya sahip olduğunu, davacının müvekkili kooperatife kooperatif eski ortağı …’dan 02.07.2015 tarihinde pay devraldığına dair herhangi bir bildirim veya başvurusu bulunmadığını, davacının …’dan 02.07.2015 tarihinde 1000 adet pay devraldığını ilk kez 07.07.2017 tarihinde müvekkili kooperatife bildirdiğini, adi yazılı belgeyle devralınmanın iki yıl sonra kooperatife bildirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, …’nın 24.07.2015 tarihinde kooperatif yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevinden ayrıldığı, kooperatif ortaklığından istifa ettiğini ve ortaklık payının iadesini talep ettiği, ancak kooperatif nezdinde yürürlükte olan sigorta poliçeleri bulunduğundan ortaklığının sona erdirilmediğini, en son poliçe vadesinin 09.02.2016 tarihi olduğu ve … Sigorta Poliçe’sini yenilememesi üzerine ortaklığının otomatik olarak 10.02.2016 tarihinde sona erdiğini, …’ya ait 1001 adet pay karşılığı sermayesinin 27.04.2016 tarihli yönetim kurulu kararı gereği geçmiş yıl zararlarına mahsup edildiğini, dolayısıyla 24.04.2016 tarihi itibariyle …’nın müvekkili kooperatifte bulunan paylarının tamamen sıfırlandığını, davacının kooperatifi devirden haberdar ettiği 07.07.2017 tarihi itibariyle …’ın kooperatifte herhangi bir yapı ve ortaklığı bulunmadığından, dolayısıyla davacının pay defterine işlenmesi gereken bir payı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafça 02/07/2015 tarihli hisse devir anlaşmasına göre davalı kooperatif nezdinde 1001 adet paya sahip olduğunun tespiti talep edilmiş ise de, devrin yapıldığı iddia olunan 02/07/2015 tarihinde dava dışı …’nın, ana sözleşmenin 13/3 maddesine dayalı olarak ve 27/04/2016 tarih 11 nolu yönetim kurulu kararı ile önce ortaklıktan çıkarılmasına ve ortaklık hisselerinin kooperatifin geçmiş dönem bilanço açığına mahsup edilerek sıfırlanmış olduğu, davacı tarafça da devrin 07/07/2017 tarihinden önce, ana sözleşmenin 17.maddesi gereği davalı kooperatife bildirildiğinin ispat olunamadığı, devrin bildirildiği 07/07/2017 tarihinde ise dava dışı …’nın, davalı kooperatifte devredebileceği hissesinin kalmadığı değerlendirilmekle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili …’ın, davalı şirket ortaklarından … T.C. Kimlik numaralı …’dan 1.000 pay devraldığını, akabinde Kooperatif Yönetim Kurulu’na müracaat ederek, devraldığı paylarının kayıtlara işlenmesini talep ettiğini, ancak pay devir sözleşmesinin davalı kooperatif Yönetim Kuruluna iletildiği halde yönetim kurulu tarafından konuya ilişkin olarak herhangi bir işlem yapılmadığını ve müvekkilinin paylarının Kanuna ve anasözleşmeye aykırı şekilde pay defterine işlenmediğini, bu bağlamda taraflarından ikame edilen işbu dava dosyası ile müvekkilinin kooperatif şirket nezdindeki payının tespiti talep edilmişse de, yerel mahkeme tarafından taraflarından sunulan deliller gözardı edildiğini ve eksik inceleme neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun “Ortağın Ölümü ve Ortaklığın Devri” başlıklı 14.maddesinin 3’üncü fıkrası; “Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.” şeklinde, yine Kooperatif Anasözleşmesi’nin “Ortaklığın Devri” başlıklı 17. Maddesi; “Ortaklık, yazılı olarak Yönetim Kurulu’na bildirilmek sureti ile 10. Maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir. Yönetim Kurulu, bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz. Devir halinde eski ortağın Kooperatife karşı olan tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, Kooperatifçe, bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez.” şeklinde olduğunu, Kooperatif Anasözleşmesinin 10. Maddesinin ise, kooperatife ortak olabilmek için medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek ya da tüzel kişi olmanın yeterli olduğu düzenleme altına alındığını, açık yasa maddesi ile Kooperatif Anasözleşmede bulunan maddeden de anlaşılacağı üzere, pay devri halinde yönetim kurulunun, ortaklık şartlarını taşıması halinde payı devralan kişiyi ortaklığa kabul etmekle mükellef olup, kabulden kaçınamayacağını, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, sigorta Denetleme Kurulu’nun 28.06.2016 tarihinde düzenlemiş olduğu “S.S. Koru Sigorta Mevzuata Uyum Denetimi” raporunda yer alan liste incelendiğinde, listenin 7’nci sırasında müvekkile payını devreden üçüncü kişi ortak …’nın halen 1001 adet paya sahip olduğu ve 1.000 adet payının müvekkile devir işleminin davalı kooperatifçe gerçekleştirilmediğinin tespit edildiğini, mahkeme dosyasına ilişkin olarak alınan 20/07/2018 tarihli bilirkişi raporunun tek yanlı değerlendirmeler yapılarak taraflı olarak düzenlendiğini, bu bağlamda söz konusu bilirkişi raporuna taraflarından sunulan itirazların gözardı edilmesi ve 20/07/2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına itiraz ettiklerinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının istinaf kanun yolu ile incelenerek kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap olarak; davacı tarafın ilamın icraya verilmesiyle kararı öğrendiği ve bu suretle istinaf dilekçesinin süresinde olmadığı, davacı …’ın pay devrine ilişkin bildirimde bulunduğu 07.07.2017 tarihinde payını devreden …’nın kooperatifte payı ve ortaklığı bulunmadığından sübut bulmayan ve ispatlanamayan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğunu, davacının, hiçbir hakkı ve yasal dayanağı olmadığını bile bile, haksız, dayanaksız ve hayali iddialarını sürdürerek istinaf yoluna başvurmuş olmakla HMK m. 329/2 hükmüne göre davacının Beş Bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilmesini, 6100 Sayılı HMK 329/1. maddesi (HUMK m. 421- 422) gereğince, davalı müvekkili şirketin temsili için davalı müvekkil ile akdedilen ücret sözleşmesinde kararlaştırılan (Asgari Ücret Tarifesinde Belirtilen tutarın üç misli tutarında) vekalet ücretinin, hiçbir hakkı ve yasal dayanağı olmadığını bile bile, haksız, dayanaksız ve hayali iddialar ileri sürdürerek dava açan ve istinaf yoluna başvuran davacıdan tamamen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava; davacının, kooperatifte 1001 pay ile ortak olduğunun tespiti ve tanınmasına istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı …’ın dava dışı …’dan 02.07.2015 tarihli devir sözleşmesiyle devraldığını iddia etiği 1000 adet payın kooperatif kayıtlarında tespitini talep ettiği, davalı kooperatifin ise kendisine 07.07.2017 tarihinde dava konusu devir bildiriminin yapıldığını ve o tarihte dava dışı …’ın kooperatifte payı ve ortaklığı bulunmadığından talebi reddettiği, bu karar üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 02.07.2015 tarihli devir sözleşmesinin kooperatif için hüküm ifade edip etmeyeceği noktasındadır. Anasözleşmenin Ortaklığın Devri başlıklı 17 nci maddesinin “Ortaklık, yazılı olarak Yönetim Kuruluna bildirilmek suretiyle 10 ncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Davacı …’ın dava dışı …’dan 02.07.2015 tarihli devir sözleşmesiyle pay devraldığını kooperatif yönetim kuruluna bildirdiğini ispat etmek zorunda olup bu iddiasını usulüne uygun şekilde ispat edemediği, kooperatife bildirimde bulunduğu 07.07.2017 tarihinde de payını devraldığı dava dışı …’ın kooperatifte payı bulunmadığından davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir. Davalı vekili istinaf dilekçesinin süresinde verilmediğini iddia etmiş ise de, istinaf süresi 6100 sayılı HMK 345 maddesi uyarınca ilamın usulen tebliğiyle başlayacağından bu iddiası dinlenmemiştir. Davalı vekili ayrıca; davacının, hiçbir hakkı ve yasal dayanağı olmadığını bile bile, haksız, dayanaksız ve hayali iddialarını sürdürerek istinaf yoluna başvurmuş olmakla HMK m. 329/2 hükmüne göre davacının Beş Bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilmesini, HMK 329/1. maddesi (HUMK m. 421- 422) gereğince, davalı müvekkili şirketin temsili için davalı müvekkil ile akdedilen ücret sözleşmesinde kararlaştırılan (Asgari Ücret Tarifesinde Belirtilen tutarın üç misli tutarında) vekalet ücretinin, hiçbir hakkı ve yasal dayanağı olmadığını bile bile, haksız, dayanaksız ve hayali iddialar ileri sürdürerek dava açan ve istinaf yoluna başvuran davacıdan tamamen tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de, davacının 02.07.2015 tarihli devir sözleşmesine dayanması sebebiyle hiçbir hakkı olmadığı iddiasının dinlenemeyeceği ve davalı vekilinin disiplin para cezası ile vekalet ücreti taleplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/11/2022