Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2060 E. 2022/1454 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2060 Esas
KARAR NO: 2022/1454
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/02/2019
NUMARASI: 2015/838 Esas, 2019/109 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin asli zilyedi bulunduğu “…” isimli işyerinin davalı sigortacı tarafından 31/01/2014 tarihinde tanzim edilen poliçe ile 31/01/2014 ile 31/01/2015 tarihleri arasında “İşyeri Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortalandığını, bu poliçe kapsamında yangın, hırsızlık, iş durması, sel ve su baskını gibi pek çok beklenmeyen durumun sigorta altına alındığını, tanzim edilen … poliçe 001 yenileme sayılı poliçe kapsamında sel ve su baskını tehlikesinin de 170.000,00 TL ile güvence altına alındığını, 07/06/2014 tarihinde sigortalı işyerinin bulunduğu bölgede şehir şebekesinde meydana gelen arıza sebebiyle müvekkilinin işyerinin üst katında su baskını olduğunu ve işyeri zemini içindeki mallar ile birlikte zarar gördüğünü, bu olayın Çanakkale Belediye Başkanlığı İtfaiye Müdürlüğü tarafından 07/06/2014 tarihinde düzenlenen Olay Yeri Tutanağı ile imza altına alındığı, olayın hemen ardından sigortacının haberdar edildiğini, gerekli incelemeler sonucu müvekkiline işyerin temizleyip işine devam etmesinin söylendiğini, daha sonra sigorta eksperi müvekkilini arayarak malları atmamasını söylediğini, müvekkilinin kalan malları sakladığını, sonrasında ekspertiz raporu tutulduğunu, ancak müvekkilinin sigorta şirketi tarafından yanlış bilgilendirilmesinin zararın eksik tespit edilmesine yol açtığını, müvekkilinin gerçek zararının tespit edilenden çok daha fazla olduğunu, sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, poliçe kapsamında gerçekleşen olay sebebiyle müvekkilinin zarar gördüğünü, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 76. Maddesi uyarınca mahkemece tespit edilecek tutarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 19/09/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; 5.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 13.078,07 TL artırarak toplam 18.078,07 TL olacak şekilde 25/07/2014 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafa işyeri hasarı sebebiyle 05/08/2014 tarihinde 2.301,70 TL ödeme yapıldığını, yaptırılacak bilirkişi incelemesinde müvekkili tarafından yapılan ödeme ve sovtaj değerinin dikkate alınmasını, avans faizi değil yasal faiz istenebileceğini, temerrüt tarihinin her halükarda ödeme tarihi olacağından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının iş yeri için düzenlenen poliçenin yangın poliçesi genel şartları hükümlerine göre ve ayrıca poliçeye ekleme klozlar çerçevesinde tanzim edildiğini, poliçe özel şartı olarak emtia makine demirbaş kayıt kılavuzu başlığı altında yer alan düzenlemede, poliçe teminatına giren bir hasar meydana geldiğinde tazminatın ancak sigortalının beyanının giriş çıkış ve envanter kayıtları ile diğer bütün yasal defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda ödeneceğinin kararlaştırıldığını, iş yerinde bulunan terlik ayakkabı spor ayakkabı ve çocuk ayakkabılarının çeşit çeşit olmasına karşı hangi tür ürünlere ne miktar zarar geldiğinin anlaşılamadığını, bu nedenle bilirkişi tarafından ilgili yıllara ait malların faturalarının birim fiyat ortalamasının alınarak KDV de eklenmek suretiyle zarar miktarının tespiti cihetine gidilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, yapılan kısmi ödeme ve police genel şartları uyarınca muafiyet kesintisi yapıldıktan sonra nihai zararın talimat kök ve ek raporlarındaki bulgulara uygun olarak tespit edildiği anlaşılmakla aşağıdaki gibi talep artırım dilekçesine uygun olarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; yerel mahkeme tarafından, Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/102 Talimat sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu ile bilirkişi … tarafından düzenlenmiş bulunan rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir 21.09.2019 tarihli dilekçelerinin dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, işbu itirazlarında bilirkişi raporunda “hasardan bir gün önceki emtia miktarının, dosyada yer alan daha önceki bilirkişi raporlarına esas teşkil eden envanter kaydına değil de, sigortalının resmi defter kayıtları ile 07.06.2014 tarihinde hasar gören işyerinde ne kadarlık malı bulunduğu hususunun defter kayıtları incelenmek sureti ile ortaya çıkacağı aşikardır” demek suretiyle resmi defter kayıtlarına işaret ettiğini, taraflarınca davacı tarafın resmi defter kayıtlarının konusunda uzman mali müşavir bir bilirkişi marifeti ile incelenmesi için Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine yazı yazılmasını talep etmiş olmalarına rağmen bu hususun yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, ekspertiz raporunda, “başlangıçta yığın haldeki ayakkabı, terlik vb. kıymetlerin 3500-4000 çift olduğu ifade edilmiş, sayım sonrasında toplam 1580 çift olduğu tespit edilmiştir. Tespiti yapılan kıymetlerin yarıya yakını terliktir” denildiğini, ekspertizin 1580 adet ayakkabıyı, 842 çift terlik, 153 çift ayakkabı, 294 çift spor ayakkabı, 205 çift bebe ve çocuk ayakkabısı ve 86 çift babet olmak üzere toplam 1580 çift olduğunu tespit ettiğini ve her birinin birim fiyatını esas almak sureti ile toplam hasar gören ayakkabıların tutarının 10.120,44 TL olduğunu tespit ettiğini, işbu hasarlı malların 4.750,00 TL’ye satılmış olup 4.750,00 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde, 10.120,44 TL – 4.750,00 TL = 5.370,44 TL. olarak hesaplandığını, akabinde 150.000,00/325.000,00 TL eksik sigorta bedeli uygulanmış olup 2.817,00 TL eksik sigorta bedeli düşülmüş olup 5.3270,44 – 2.812,50 TL = 2.557,44 TL kaldığını, 2.557,44 TL / 100X10 = 255,74 TL 2.557,44 TL – 255,44 TL = 2.301,70 TL olup iş bu miktarın taraflarınca davacı sigortalıya ödendiğini, başka borçları bulunmadığını, bilirkişi raporunda davacının mağazasının üst katında zarar gören ürünlerin sergilendiği alanın 340 m2 olduğu, yürüyüş ve koridor alanlarının ölçüsünün 10 m2 düşünüldüğünde, sergileme alanının net 330 m2 olduğunun bildirildiği halbuki ayakkabılara ulaşmak için en kötü ihtimal ile 34 metre uzunluk, 1 metre genişlik olmak üzere bir yürüme yolunun daha olması gerektiğini, bu durumda yürüyüş ve koridor alanının asgari 44 m2 olması gerektiğini ki bu durumda hesaplamanın 340 – 44 = 296 m2 üzerinden yapılması gerektiğini, bu durumda, 296 m2 X 12 = 3.552,00 çift ayakkabı yaptığını, bilirkişinin yaptığı hesaba göre de 8.605,52 TL bulunduğunu, işyerinin fotoğrafları da dikkate alındığında yapmış bulundukları iş bu haklı itirazlarının da herhangi bir inceleme ve yeni bir hesaplamaya tabi tutulmadan bilirkişi beyanlarının esas alınıp aleyhlerine hüküm kurulmasını kabul etmediklerini, son olarak, bilirkişi raporuna beyan dilekçelerinde olayda zarar gören ayakkabıların birim bedelinin 3.76 TL üzerinden değil de 6,40 TL birim fiyat üzerinden hesaplanmasının hangi kıstasa dayandığına ilişkin olarak bilirkişi raporunda da bir beyan bulunmadığından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İşyeri Paket Sigorta Poliçesi kapsamında meydana gelen hasar sebebiyle doğan zararın karşılanmayan kısmının tahsiline ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 402683615 numaralı ve 31/01/2014 – 2015 tarihleri arasında geçerli İşyeri Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, 07/06/2014 tarihinde şehir su şebekesinde meydana gelen su patlağı sebebiyle sigortalanan işyerinin zeminini su bastığı, bir kısım malların zarar gördüğü, eksper raporuna istinaden davalı sigorta şirketi tarafından 05/08/2014 tarihinde 2.301,70 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça bakiye zarar bulunduğundan bahisle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi tarafından hesaplanan zarar miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık gerçek zarar miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır. 10.07.2014 tarihli eksper raporuyla, 1580 çift muhtelif ayakkabı ve terliğin zarar gördüğü, 10.120,44 TL hasarın oluştuğu, 4.750,00 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde bedelin 5.370,44 TL bulunduğu, eksik sigorta tutarı hesaplandığında 2.577,44 TL bulunduğu ve hasardan % 10 muafiyet düşüldüğünde sonuç olarak 2.301,70 TL bulunduğu ve davacı tarafa ödendiği görülmüştür. Çanakkale Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve mahallinde keşif yaptırılarak resen seçilen ayakkabı bilirkişisi ve mali müşavirden rapor aldırılmış, alınan 19/12/2016 tarihli raporda; KDV hariç olmak üzere 2013 yılı devir stok toplamının 141.000,00 TL, 06/06/2014 hasar tarihi itibarıyla stok değerinin 153.050,50 TL olduğu, dosyaya sunulan hasar tarihinden yaklaşık 2 yıl öncesine ait 36 adet sevk irsaliyeli faturaların davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, bu alışların toplam değerinin KDV hariç 53.258,75 TL olduğu, … çift mal olup ortalama fiyatının 3,76 TL olduğu, faturalarda yazılı mallar ile sovtaj teklifindeki malların aynı türden mallar olduğu, sovtaj teklifinde ürün başına 3,00 TL fiyat teklifinin defolu ürün için piyasa koşullarında uygun olduğu, zarara konu malların toplam adedinin dosyada bulunan fotoğraf ve CD üzerinden hesaplanmasının imkansız olduğunu, mağazanın üst katında zarar gören ürünlerin sergilendiği alan üzerinden yapılan hesaplama sonucu 3960 çift ayakkabının hasara uğradığı sonucuna ulaşıldığı, bu ayakkabıların değerinin de sovtaj değeri düşüldükten sonra 10.139,60 TL olduğu sonuç ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmuştur. Bilirkişi raporu davalı vekiline 07/02/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Davacı vekilinin itirazları üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmıştır, alınan 10/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; su baskınında zarar gören ayakkabıların 2. Katta ve zeminde sergilenen ayakkabılar olduğu, raflarda sergilenen ayakkabıların su baskınından zarar görmediğini, dolayısıyla zarara uğrayan ayakkabıların değer tespitinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığını, ayakkabıların sergilendiği alan ölçümlemesinin hakkaniyet ilkesi doğrultusunda yapıldığını, metrekareye 100 çift ayakkabı sığmasının fiilen imkansız olduğunu, davacının zararının alış değeri yani maliyet değeri üzerinden hesaplanmasının Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği envanterine kayıtlı değer üzerinden hesaplanmak zorunda olduğu ve sovtaj bedelinin davacıya ödendiğinin bildirildiği görülmüştür. Davacı vekili bilirkişi ek raporuna karşı da itirazda bulunmuştur. Bilirkişi ek raporu davalı vekiline 30/05/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Mahkemece kök rapor ve ek rapor yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi incelemesine ilişkin itirazlar reddedilmiş ve davalı sigorta şirketinin sorumluluk miktarının tespiti için sigorta uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Sigorta uzmanı bilirkişi 29/08/2018 tarihli raporunda; poliçede yazılı kloz hükmünde belirtildiği üzere sigortalının varlığını belge ile kanıtlayamadığı emtia, makine ve demirbaşlar için için herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağı, bilirkişiler tarafından 2012 yılına ait faturalar üzerinden fiyat belirlemesi yapıldığı halbuki zararın oluştuğu 06.06.2014 tarihindeki piyasa rayiç birim değerinin dikkate alınması gerekeceğini, buna göre davalı sigorta şirketinin de kabulünde olan eksper raporunda zarar gördüğü tespit olunan 1580 ayakkabı için hesaplanan 10.120,44 TL’nin birim fiyatı 6,4053 TL olduğu, bilirkişilerce tespit olunan zarar gören ayakkabı miktarı olan 3960 çift ayakkabı için toplam zararın 25.364,99 TL olarak hesaplandığı, bu miktara KDV’de eklenmesi gerekeceği, bu durumda toplam zararın 27.394,19 TL olduğu, sigortalı işyerinde bulunan emtianın sigorta eksperi tarafından ortalama 325.000,00 TL olarak baz alınmasının somut veriye dayanmadığı bu sebeple bilirkişi raporunda atıf yapılan envanter kaydı dikkate alınarak eksik sigorta uygulamasına gidilmediği, bulunan 27.394,19 TL’den 4.750,00 TL sovtaj değeri düşüldüğünde 22.644,19 TL bulunduğu, poliçede ödenecek hasar tazminatında %10 muafiyet öngörüldüğünden zararın 20.379,77 TL olduğu, davacı tarafa yapılan 2.301,70 TL ödeme düşüldüğünde sonuç olarak 18.078,07 TL bakiye hasar tazminatı sorumluluğu doğabileceği, temerrüt tarihinin 10.08.2014 olduğu ve davacının avans faizi isteyebileceğinin bildirildiği görülmüştür. Davacı vekili 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporuyla bulunan 18.078,07 TL üzerinden davasını ıslah etmiştir. Davalı vekili 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmiştir. Öncelikli olarak sigorta eksperlerinin hukuki statüsü ve sigorta eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği üzerinde durmak gerekir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 2/1-n bendinde sigorta eksperinin, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi olarak tanımlandığı, sigorta eksperlerinin düzenlendiği aynı kanununun 22/13. fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu düzenlenmiştir. Yasal düzenleme dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğuna şüphe yoktur. Somut olayda, … tarafından tanzim edilen 10/07/2014 tarihli eksper raporuna göre, sayım sonrasında toplam 1580 çift terlik, ayakkabı ve benzeri ürünün zarar gördüğünün, meydana gelen hasara göre zararın kapsamı ve miktarının ayrıntılı ve gerekçeli olarak ortaya konulduğu sigorta eksperi tarafından düzenlenen ekspertiz raporundan anlaşılmıştır. Zararın daha fazla olduğunun ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının da zararın daha fazla olduğunu ispat edemediği anlaşıldığından zarar gören terlik – ayakkabı ve benzeri ürün sayısının toplam 1580 çift olduğu kabul edilmelidir. Bu kabule göre toplam hasar miktarının da eksper raporunda belirtilen 10.120,44 TL olduğu anlaşılmıştır. 10.120,44 TL’den 4.750,00 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde 5.370,44 TL bulunmaktadır. Sigortalı işyerinde bulunan emtianın sigorta eksperi tarafından ortalama 325.000,00 TL olarak baz alınmasının somut veriye dayanmadığı bu sebeple envanter kaydı dikkate alınarak eksik sigorta uygulamasına gidilemeyeceği anlaşılmıştır. Poliçe dahili su klozu bölümünde yer alan %10 muafiyet uygulandığında 5.370,44 * 0,9 = 4.833,40 TL bulunmaktadır. Bulunan 4.833,40 TL’den sigorta şirketince yapılan 2.301,70 TL ödeme düşüldüğünde 2.531,70 TL bulunmuş olup, davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği miktar bu şekilde hesaplanmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/838 Esas, 2019/109 Karar ve 06/02/2019 tarihli kararının HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden ESAS HAKKINDA HÜKÜM TESİSİNE,3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Maddi tazminat alacağı 2.531,70 TL’nin temerrüt tarihi 25/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,a)Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, b) Alınması gerekli 172,94 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 458,00 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 285,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, c) Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, d) Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.531,70 TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, e) Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, f) Karar kesinleştiğinde gider avansının bakiyesinin taraflara iadesine,
İstinaf Giderleri Yönünden4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin yatırılan 321,35 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 240,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine, 5-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı toplamı 202,00 TL ile 23,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 225,70 TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,7-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2022