Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2043 E. 2022/1305 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2043 Esas
KARAR NO: 2022/1305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin üç binin üstünde üyesi olan toplu iş yeri ve konut yapı kooperatifi olduğunu, davalının kooperatifin 0071 nolu ortağı olduğunu, aidat bedellerini ödemediğini, ödenmeyen aidatların tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme yapmadığı gibi itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; Kooperatifin olağan genel kurullarında alınan kararların diğer ortaklar tarafından iptalinin istendiğini, genel kurul kararları incelendiğinde görüleceği üzere yönetimlerin bütçe yapma yetkisinin olmadığını, genel kurul kararlarının kısmen veya tamamen iptaline karar verildiğini, 03.04.2016 tarihli olağan genel kurulunda yönetim ve denetim kurulunun asil ve yedek üyelerinin seçimine ilişkin 8 nolu kararın Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince iptal edildiğini ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 10.04.2017 tarih ve 2017/400 E. 2017/398 K. sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulduğunu, bu nedenle davacı tarafın açtığı davada taraf ehliyetinin ve yetkisinin olmadığını, ana sözleşmenin 6. maddesinde belirtildiği gibi kooperatif amacının sadece ortakların iş yeri ihtiyaçlarının karşılanması olup 05.05.2006 tarihide tapu tescillerinin yapılmasıyla amacı sona eren sözleşmeye dayanarak aidat tahsilinin talep edilemeyeceğini, olağan genel kurullarında gündem dışı veya gündemde bulunan bazı maddeler müzakere edilmediği gibi, genel kurullarda geçici bütçelerinin bazılarının oylatılmadığı ve bazı bütçelerin ise kabul edilmediğini, davacı tarafın site işletme işlerini üstlenmesi, ortaklarına site işletme aidatı tahakkuk ettirerek borçlandırması ve faiz işletmesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa aykırı olduğunu, 2005-2017 yılları arasında yönetim kurullarının bahsi geçen konularda yetki alamadığından talep edilen borcun aslına, faiz oranlarına itiraz ettiğini, ortaklığı ile ilgili borcu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; 03.06.2006 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararına istinaden 01/07/2007-30/06/2007 tarihleri arasındaki aidat borcunun ödendiğinin cari ekstre ile kanıtlandığı, 30/06/2008 tarihine kadar alacakların icra takibinde talep edilmediği, davacı kooperatifin 25/05/2013, 06/06/2015, 03/04/2016 tarihinde yapılan genel kurullarında ortaklardan aidat ve site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik karar alınmadığı, bu nedenle bu yıllara ilişkin ödemelerin talep edilemeyeceği, davacı kooperatifin kesinleşen genel kurul kararlarıyla ödenmesine karar verilen 03/06/2006, 23/05/2009, 16/10/2010, 18/06/2011, 29/09/2012 ve 22/02/2014 tarihli genel kurul kararlarına dayanılarak davalıdan toplamda 8.287,00 TL tutarındaki asıl alacağın tahsilini talep edebileceği, 8.287,00 TL asıl alacağa icra takip tarihine (19/01/2017) kadar işletebileceği aylık %1,5 gecikme faizinin 5.967,73 TL olacağı gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibin 8.287,00 TL asıl alacak ve 5.967,73 TL işlemiş faizden ibaret toplam 14.254,73 TL alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; genel kurul kararı olmayan yıllarda kooperatif aidatı talep edilemeyeceğine ilişkin gerekçenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, üyelerden talep edilen aidatların, kooperatif nezdinde üyelere sağlanan güvenlik, temizlik vs. hizmetlere ilişkin olduğunu, bu nedenle genel kurul kararının olup olmadığından ziyade hizmetin alınıp alınmadığının gözönünde tutulması gerektiğini, aksi halde genel kurul kararı alınamayan dönemlerde üyelere herhangi bir hizmet de sunulamayacağı sonucunun doğacağını, alınan genel kurul kararı için son uygulama tarihi belirlenmemiş ise uygulanmaya devam edileceğini, ayrıca genel kurul kararları ile yapılmış işlere sonradan da icazet verilebileceğini, 22.02.2014 tarihli Genel Kurulda alınması kararlaştırılan yeni aidat bedeline bir tarih sınırlaması getirilmediğini, dolayısıyla 01.03.2014 tarihinden itibaren aidata ilişkin yeni bir karar alınmadıkça ya da açıkça iptal edilmedikçe gelecek yıllarda aynen uygulanmaya devam edilmesi gerektiğini, nitekim daha sonraki yıllarda (2015, 2016, 2017, 2018) işbu aidat bedelinin aynen tahsil edilmeye devam edildiğini, 06.06.2015 ve 03.04.2016 tarihli Genel Kurul kararlarında aidat alınmamasına dair bir karar olmadığı gibi devam eden aidatların iptaline ilişkin bir karar da olmadığını, bu nedenle, işbu yıllarda da bir önceki yıllarda belirlenen aidat bedellerinin aynen devam ettiğini, Genel Kurul kararlarının başka bir genel kurul kararı ile değiştirilmediği veya mahkemece kesinleşmiş bir kararla iptal edilmediği sürece geçerli olduğunu, müvekkili kooperatifin davacı olduğu pek çok davada alınan ve farklı bilirkişilerce hazırlanan bilirkişi raporlarında aynı Genel Kurul kararları incelenerek müvekkili lehine görüş bildirilmişken işbu davada bir kısım Genel Kurul kararlarında aidata yer verilmediği gerekçesiyle aidat alınamayacağı şeklindeki gerekçenin hukuki dayanaktan yoksun olup bu şekilde eksik hesaplama ile verilen hükmün de yanlış olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı 11/06/2019 tarihli İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulması için Kuşadası Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderdiği katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davanın usulden reddini talep ettiğini, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 28/12/2017 tarihli ön inceleme raporuyla davacının 2017 döneminde harcama yetkisi olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle 2017 yılında suç işlenerek açılan davanın reddi gerektiğini, davacının icra takibi ve dava için icra harcı, gider avansı ve bilirkişi ücretlerini genel kurul kararı olmadan kooperatif kasasından ödemelerinin nitelikli dolandırıcılık suçu olduğunu, 29/09/2012 tarihli genel kurulda aidatın 01/07/2012 – 30/06/2013 tarihleri için belirlenmişken 01/07/2013 – 31/12/2013 tarihleri için genel kurul kararı olmadan genel kurulun yetkileri kullanılarak aidat belirlendiğini, 06/06/2015, 03/04/2016 ve 21/06/2017 tarihli genel kurullarda yönetime bütçe yapma yetkisi verilmediğini, davacıların bütçe yetkisiz aidat belirlemesi ve toplaması, kooperatifin parasını harcamasının suç olduğunu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yazılarının bunun kanıtı olduğunu, genel kurul kararı olmadan tahsilat yapılamayacağını, davacı kooperatifin yönetim kurulu, denetim kurulu, avukatları … ve … ile kanuna ve ana sözleşmeye aykırı rapor düzenleyen bilirkişiler …, …, …, …, … ve … hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla 27/11/2018 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu belirterek Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/02/2019 tarihli, 2017/619 Esas 2019/172 Karar sayılı kararının usul ve esastan iptalini ve %20 kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; kooperatif aidat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344. maddesine göre, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilir. Ayrıca gerekli eksiklik tamanlandıktan sonra, davalı tarafın HMK 348. maddesi gereğince katılma yolu ile istinafa başvuru dilekçesinin asıl istinaf yoluna başvuran davacı tarafa tebliği ile iki haftalık cevap verme süreninin beklenmesi gerekir. Dosyada katılma yolu ile hükmü istinaf eden davalı tarafça mahkeme veznesine yatırılmış istinaf harcı ve istinaf giderlerinin karşılandığına dair makbuz olmadığı gibi davalının katılma yolu ile istinaf dilekçesinin davacı tarafa tebliğ belgeside yoktur. Açıklanan nedenlerle, katılma yoluyla istinaf başvuru talebinde bulunan davalı tarafa istinaf harcına ve karşılanması gereken giderlere ilişkin yukarıda belirtildiği gibi meşruhatlı davetiye gönderilmesi, davalının istinaf başvuru dilekçesinin davacı tarafa tebliği ile tebliğ süreleri beklendikten sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi amacıyla mahalline geri çevrilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline geri ÇEVRİLMESİNE,2- Eksiklikler tamamlandıktan ve dosyanın dairemize yeniden gelmesi ile birlikte istinaf başvurusunun incelenmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.03/11/2022